Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne

Ümit Kardaş

25-07-2021 02:47

Ağrı Ayaklanması, savaş uçaklarının da yardımıyla bastırıldıktan sonra Ankara'nın gözü Dersim'e çevrilir. 19. yüzyıldaki Dersim, verimsiz bir doğaya sahiptir. Topraksız, işsiz, ticaret yapacak imkânları olmayan aşiretlerin çapullamaktan başka çareleri bulunmamaktadır. Bu dönemde devlete göre Dersim, tedip edilmesi (yola getirilme, uslandırma) gereken bir bölgedir.

II. Abdülhamit döneminde Dersim'in ıslahı için bir rapor hazırlanıp tespitler yapılmasına rağmen hiçbir somut öneri öngörülmediğinden, çözüm Dersim aşiretlerinin çevreyi çapullamasına engel olmak şeklinde ortaya çıkmıştır.

Yani Dersim'in sosyoekonomik ve kültürel sorunlarına çözüm getirileceğine, meseleye güvenlik boyutlu yaklaşılmıştır. Osmanlı bu tespitlere ilişkin bilimsel çözümler üzerinde durmadığından, korkutma ve tedip yöntemiyle sorunu geçici bir süre bastırma anlayışını tercih etmiştir.

1. Umumi Müfettiş İbrahim Tali Bey, 1931 yılında hazırladığı Dersim raporunda aşiretlerin cezalandırılmasının yetersizliğinden yakınmaktadır. Dersim meselesine Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın yaklaşımı ve çözüm önerisi ise şöyledir: "Dersim evvela koloni gibi nazarı itibara alınmalı, Türk camiası içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra da tedricen öz Türk hukukuna mahzar kılınmalıdır."

Dersim için düşünülen ıslahat ve yerleştirme planlarının ilk ürünü 1934 tarihli Mecburi İskân Kanunu olur. 52 maddeden oluşan bu kanunun 11. maddesiyle Dahiliye Vekili'ne Türkçeden başka dil konuşanlar hakkında toptan olmamak şartıyla başka yerlere nakil ve vatandaşlıktan ıskat etmek tedbirlerinin uygulanması yetkisi verilir.

Kanunun gerekçesinde Osmanlı'nın tek bir Türk kimliği yaratmama politikası eleştirilmektedir. Bu kanunla ilgili en çarpıcı ve cari zihniyeti gösterir açıklamalar kanunun rapor bölümünde mevcuttur:

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde Türk'üm diyen herkesin bu Türklüğü devlet için belli ve açık olmalıdır. Burada devlet hiçbir Türk'ün Türklüğünden bir soluk işkillenmek istemez."

Bu son cümle âdeta bugüne kadar süren zihniyetin ve bu zihniyetin yaşattıklarının temel paradigmasıdır.

Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarından yararlanarak merkezde ve yerelde iktidara gelenler ve bürokraside yer edinenler, yurdun bütün iyilik ve kazançlarından yararlananlar, ya Türk kimliği ve kültürü içinde erimeyi kabul edecekler ya da sonuçlarına katlanacaklardır. Bunu kabul etmeyenler, yani Türklükten mutluluk duymayanlar ise hain sayılacaktır. Bu kanun Kürtlere yeni bir misyon biçmektedir: Türkçe konuşup Türk gibi yaşamak...

Kanun bir asimilasyon kanunudur. Kanunun 2. maddesi mıntıkaları tanımlarken 2 numaralı mıntıkayı "Türk kültürüne temsili istenilen nüfusun nakil ve iskânına ayrılan yerler" olarak belirler. "Türk kültürüne temsili istenilen nüfus" ibaresi açıkça asimilasyonu öngörmektedir. Arapça bir kelime olan "temsil"; benzetme, bir şeyin aynısını yapma, özümleme, yani asimilasyon demektir. Kanun Meclis'te görüşülürken muhalefet eden kimse çıkmaz, çünkü artık muhalif ses kalmamıştır.

1935 yılına gelindiğinde bölgede, ama özellikle Dersim'de huzursuzluk devam etmektedir ve Kürtlerin devlete olan güveni yok olmaya yüz tutmuştur. İsmet İnönü'nün 1935 yılında bölgeye yaptığı gezi sırasındaki tespit, gözlem ve önerilerinden oluşan "Şark Islahat Raporu", Dersim için özel ve gizli bir plan öngörür.

İsmet İnönü'nün Şark Islahat Raporu'ndaki önerilerini hayata geçirmek üzere ilk adım olarak 25.12.1935 tarihli "Tunçeli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun" çıkarılır. (Tunceli değil Tunçeli-Dersim ismi kanlı bir operasyona kılıf hazırlayan ve devletin "Tunç Eli"ni ima eden kanunun ismiyle "Tunceli" olarak değiştirilmiştir.)

Hukuk dışı, keyfi uygulamalara imkân sağlayan bu kanun Umumi Müfettiş de olan vali ve komutana, kişileri yakalamak, itham etmek, yargılamak, idam kararı vermek, idamları infaz etmek yetkilerini vermektedir. Böylece sanıklara iddianamenin verilmediği, savunma hakkının tanınmadığı, mahkeme kararlarının kesin olup temyizinin mümkün olmadığı bir adalet sistemine geçilmiştir.

Kanunun 1. maddesi uyarınca Dersim'e vali, komutan ve 4. Umumi Müfettiş olarak Korgeneral Abdullah Alpdoğan atanır. Bu komutan Kürtlerin tanıdığı bir ismi çağrıştırır. Alpdoğan, Koçgiri Ayaklanması'nı bastıran Merkez Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanı ve ayaklanmayı bastıran Merkez Ordu Komutanı Nurettin Paşa'nın damadıdır.

Bölgede hukukun, vicdanın ve ahlakın dışında ağır bir rejim uygulanmaya başlanır. Kürtler asimilasyon politikalarından, anadilini konuşanlara eziyet edilmesinden, Kürtçe gazete ve yayınların yasaklanmasından, göçe zorlanarak yollarda telef olmaktan şikâyetçidirler. Kürt aydınları ve halk kurşunlanmakta, asılmakta ya da sürgüne gönderilmektedir. Nihayet 21 Mart 1937'de başlayan Dersim Ayaklanması yine hava bombardımanı dahil yangın bombaları ve boğucu gazlar kullanılarak en ağır şekilde bastırılır.

Dersim'e yapılan birinci harekât sırasında Başbakan olan İsmet İnönü harekât tamamlandıktan sonra 18 Eylül 1937'de Meclis'e bilgi verirken amacın hâsıl olduğunu belirten şu konuşmayı yapar: "Cumhuriyet ordusu ve zabıtası, bu hadise esnasında yaptığı takiplerde, hurafe olarak zihinlerde yerleşen ne kadar uçurum halinde dere ve ne kadar çıkılmaz dağ varsa, hepsini Ankara sokakları gibi baştan başa geçmişlerdir ......... mukavemet vaziyetini bertaraf ettikten sonra halkının refah ve serbestisi için takip edilen programa devam ediyoruz."

Ancak Mustafa Kemal Atatürk ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, İnönü ile aynı görüşte değildir. Onlara göre harekât yeterli değildir, sorunun köklü çözümü için imha ve tehcir harekâtlarının devamı gerekir. Bu nedenle İnönü, 25 Ekim 1937'de başbakanlıktan alınır ve yerine Celal Bayar getirilir.

15 Temmuz 1938'de Mareşal Fevzi Çakmak'ın emriyle Dersim'e ikinci harekât başlatılır. Mağaralarda saklananları dışarı çıkarmak için zehirli gaz ve dinamit kullanılması sivil halkın, özellikle kadın ve çocukların çok kayıp vermesine neden olur. İkinci harekâtta öldürülen isyancıların sayısı verilirken, silahsız sivil halkın kayıpları ise "ağır zayiat verdirildi" şeklinde kapatılır.

10 Ağustos'ta üçüncü harekât başlatılır. Uçakların bombaladığı Aliboğazı mevkiinde ne kadar insan öldüğü konusunda bilgi verilmemiştir. Yapılan tarama eylemlerinde birçok kişi imha edilmiş, bir kısım insan da batıya sürgün edilmiştir. Harekât kıyım, imha ve tenkil hareketi olarak sürmüştür.

Elazığ'da kurulan İstiklal Mahkemesi'nde yargılanan 58 kişiden Seyyid Rıza ve 6 kişi, 15 Kasım 1937'de idam edilir. Seyyid Rıza'nın mezarının nerede olduğu halen bilinmemekte.

Sözkonusu harekâtlar kamuoyuna manevra olarak açıklanmakta, hakikat gizlenmektedir. Harekâtları bizzat yöneten Mareşal Çakmak, Atatürk'e çektiği telgrafta manevranın sonuçlarını bildirmekte, Atatürk de cevabi telgrafta manevranın çok faydalı safhalar göstererek bitmiş olmasından dolayı kalbinin orduya karşı takdir ve şükran duygularıyla dolu olduğunu belirtmektedir.

Rejimin, Dersim'de son derebeyleriyle mücadele ettiği söylemi gerçeği yansıtmamaktaydı. Rejim, aksine derebeylerini imtiyaz, ihale, istimlâk, bayilik, ucuz kredi yollarıyla güçlendirip kendine tabi kılıyordu.

Cumhuriyet, tüm milliyetçilik vurgusuna rağmen Ortadoğu'daki İngiliz emperyalist sömürge düzenine uyumuyla, feodalizmin bölünmesinden yararlanma politikasıyla şiddeti Kürt sorununun (ya da Türk sorununun) tek çözüm yolu haline getirmiş oluyordu.

"İdeolojik tutarsızlık ve çaresizlik" sonucu yaşanan krizler, daha sonraları Atatürk'ün kült, tartışılmaz bir lider haline getirilmesiyle aşılmaya çalışıldı.

KAYNAKÇA

Cemil Koçak, Umumi Müfettişlikler ( 1927-1952), İletişim Yay., İst., 2003

Faik Bulut, Belgelerle Dersim Raporları, Yön Yay., İst., 1991

İsmail Beşikçi, Kürtlerin Mecburi İskânı, Yurt Yay., Ankara, 1991

İsmail Beşikçi, Tunceli Kanunu ve Dersim Jenosidi (1935), Belge Yay., İst. 1990

Naşit Hakkı Uluğ, Derebeyi ve Dersim, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2009

Saygı Öztürk, Kasadaki Dosyalar, İsmet İnönü'nün Atatürk'e Sunduğu Gizli Kürt Raporu, Ümit Yay., Ankara, 2004

Vecihi Timuroğlu, Dersim Tarihi, Yurt Yayınları, Ankara, 1991

DİĞER YAZILARI CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00