Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring

Ümit Kardaş

10-03-2021 02:59

Maurice Duverger'in tespitiyle, veraset yoluyla kral olanların yerini seçimle gelen krallar almakta. Bazı ülkeler bakımından monarşi demokrasiyle uyumlu hale getirilmişse de (Birleşik Krallık) cumhuriyet olarak nitelenen birçok yönetim de otokrasiye evrilmiş durumda.

Modern otoriterlik insanı yurttaş yapma yerine itaatkâr bir köleye dönüştürürken, bu duruma itiraz edenleri de şiddet kullanarak inkâr edilmiş yurttaşlar kategorisine sokmakta.

Giorgio Agamben, bu durumu şöyle açıklamakta: "...modern totalitarizm, 'istisna hali' aracılığıyla, yalnızca siyasi hasımların değil, şu ya da bu nedenden ötürü siyasi sistemle bütünleştirilemeyecekleri belli olan yurttaş kesimlerinin bedenen ortadan kaldırılmasına izin veren yasal bir iç savaş olarak tanımlanabilir." Ömer Faruk, Agamben'in "yasal" vurgusunu mafya filmlerinde çok kullanılan "kural koyanın kuralı yoktur!" cümlesi eşliğinde okumamızı önermekte.

Böylece devlet yönetiminde "kuralsızlık, denetlenmeme, hukuksuz, keyfi güç kullanımı ve ahlaksızlık" meşruiyet kazanmakta, itiraz edenler hukukun askıya alındığı bir istisna rejiminde şiddetle cezalandırılmakta ya da ortadan kaldırılmakta.

Yatay ve dikey anlamda tüm erklerin tek bir kişide tecessüm etmesi, yetkilerin parlamento devre dışı bırakılarak kararnamelerle ve tek imzayla kullanılması, parti ile devletin ideolojik anlamda özdeşleşerek siyasetin içinin boşaltılması, yargının adalet dağıtır olmaktan çıkarılıp bir zulüm aracına dönüşmesi "istisna hali"nin temelini oluşturmakta.

İstisna halinin dayandığı temel, ideolojik devletin iddiaları ve kesin yargıları olmakta. Niteliği ne olursa olsun bütün totaliter ideolojiler tarihi ve güncel olanı açıkladıkları, geleceği de belirleyebildikleri iddiasına dayanmakta.

Hannah Arendt, ideoloji kavramını şöyle açıklamakta: "İdeolojiyi, basit bir görüşten ayıran şey, ya tarihin anahtarını elinde tuttuğunu, ya 'evrenin bütün bilmeceleri'ni çözdüğünü, ya da insanlara ve doğaya hükmeden sözde gizli yasaları bildiğini iddia etmesidir." ( Fatmagül Berktay - "Dünyayı Bugünde Sevmek")

Fatmagül Berktay, bu durumun kitleler üzerindeki etkisini şöyle anlatmakta: "Totaliter düşünme tarzının ve hareketlerin çekiciliği de buradan, yani denetleyemedikleri koşulların tozu dumanı içinde yolunu kaybetmiş, 'dünyasızlaşmış' kitlelere, düşünmeden uyabilecekleri kesin buyrukların var olduğu 'güvenli' bir sahte dünya sunarak 'yalanı yaşamaları'nı mümkün kılmasından kaynaklanır." İdeolojik referansın faşist, komünist, dine ya da ırka dayalı olması önemli değildir.

Artık geçmişin olgusal hakikatleri yoktur, siyasi alanın içi boşaltılır, ideolojik güç her alanı kaplar. Yalan, siyasetin ve hayatın dili haline gelir. Olgular değiştirilerek yalanlar bir gerçek gibi algılatılır. Hitler, yalanın büyük olması gerektiğini savunur. Doğru olarak kabul edilenlerin bir süre sonra yanlış kabul edilmesi normalleşir.

Ülkenin bütünlüğünün tehlikede olduğu ve bu tehlikeye neden olanların her yerde var olduğu uydurulmuş bir hakikat olarak zorla uygulanırken, ideoloji terörle bağını kurmuş olur. Böylece ideoloji, hukuku dışarıya iterek kurmaca bir hukuku istisna hali yoluyla inşa eder. Nazi Almanya'sında hukuk, liderin iradesinden neşet eden kategorik buyruklara göre Hitler'in olası durumlarda nasıl davranacağı üzerinden şekilleniyordu.

İdeolojinin buyruklarına uyan kitleleşmiş bireyler lider tarafından dile getirilen kategorik buyruğu yerine getirmenin ve düşünme ediminin ağırlığından ve sorumluluğundan kurtulmanın rahatlığını yaşarlar.

Rejimin ürettiği kurmaca dünyanın dayandığı "iradi bir kuraldışı" durum olarak kabul edilen istisna hali, temel insan haklarının askıya alındığı ve insanlık suçlarının rahatlıkla işlenebildiği radikal bir kötülük dönemini göstermekte. Carl Schmitt, Nazi Almanya'sına "kuraldışı"nı "kural"a çevirerek "kurmaca hukuk" zeminini yaratmış oluyordu.

İstisna hali militarizmin de boy attığı bir dönemi işaret etmekte. "Lider" ve "kitle" birbirlerini hem kurbana hem de cellada dönüştürürken yıkım kaçınılmaz hale gelmekte.

Felsefe doktoru, Hitler'in propaganda bakanı Paul Joseph Goebbels, savaşın kaybedildiği sırada Hitler'le birlikte saklandığı sığınakta askerlerin boş yere ölüme gönderildiğini söyleyen subaya şu cevabı verir: "Onların varlık nedeni zaten bu!" (Ömer Faruk - "Bir Yaratıcılık İmkânı Olarak: KAOS" - Berktay - a.g.e.) Bu yaklaşımın dünyanın bugünkü genel haliyle örtüştüğü açık.

Disiplinli, itaatkâr Alman askerlerini balkonlarına bayrak asarak alkışlayanların Alman halkı olduğunu da unutmamak gerekir. Liderin ölüm çağrısına kitle hiç tereddüt etmeden katılmış, kitleleşmiş birey rejimin ideolojisinin mimarı olan liderin iradesini kendi muhakemesinin ve isteğinin yerine geçirmiştir. Arendt bunu "dünyaya yabancılaşma" olarak nitelemekte. (Berktay - a.g.e. - Faruk - a.g.e.)

Reichstag Yangını'nı planlayan, gizli polis teşkilatı Gestapo'yu kuran, toplama kamplarının fikir babası olan, Polis ve Ekonomi Bakanlığı yapan, ölüm cezasının infazından bir gün önce siyanürle intihar eden Hava Kuvvetleri Komutanı Herman Göring kendini, yaptıklarını ve ideolojisini dehşet bir cümleyle açıklar: "Kanımla düşünüyorum!" (Faruk - a.g.e.)

Kanıyla düşünen ve gençlerinin varlığını ölüm üzerinden değerli kılan, insan hayatını, yani dünyaya ait olanı yok etmenin eşiğine getiren yöneticilerin ve onları destekleyenlerin bulunduğu bir dünya dehşet verici.

Berktay, dinin ve felsefenin yaşadığımız dünyayı "aşma" çabası içinde dünyayı hakir görme (contemptus mundi) ve dünyadan kaçma eğilimine karşı, Arendt'in "dünya sevgisi"ni (amor mundi) ve "dünyaya yabancılaşma"yı değil dünyasallığı savunduğunu belirtirken, bu anlayışın başlı başına dünyaya ve insanlara yönelik bir ihtimam ahlakını temsil ettiği vurgusunu yapıyor.

Politik etiğin temelini "dünya sevgisi"ne, dolayısıyla insana ve doğaya dayandıran Arendt, bunu şu temenniyle güçlendiriyor: "Bu dünyadan ayrılırken iyi bir insan olmuş olmaktan çok, ardımda daha iyi bir dünya bırakmış olmayı isterim."

Büyük usta Genco Erkal’ın sanat hayatı belgesel oluyor Hakan Tahmaz'dan: 28 Şubat dersleri, bugüne yansımalar Orhan Pamuk'tan Oya Baydar'a 147 yazardan Boğaziçi'ne destek Giorgitsamou'dan: Annen yoksa kimsen yoktur Beraat sonrası Müjdat Gezen'den ilk açıklama: 'Bir anlamda iyi oluyor'
DİĞER YAZILARI CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00