Düşüncenin erotikleşmesi

Ümit Kardaş

06-12-2021 01:06

İnsanlar devletin ürettiği dil ve kavramlarla oluşan düşünce kodları üzerinden analiz ve yorumlar yaparak düşündüklerini sanıyorlar. Siyasetçi, bürokrat, akademisyen, gazeteci, yazar bu sınırlar içinde kalınca toplumun bundan öte bir düşünce geliştirmesi de mümkün olmuyor.

Bu nedenle bizi dışarıdan düşünmeye, yeni bir dil ve kavramlar yaratma eylemine kışkırtacak uyarılara ihtiyacımız var.

Ömer Faruk, Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği isimli kitabının 2021 Mayıs baskısına yaptığı eke "Düşüncenin Erotikleşmesi" başlığını koyarak bu misyonu yerine getirmeye çalışmış. "Düşüncenin erotikleşmesi" tanımlamasının "Bedenin mi yoksa düşüncenin mi daha erotik olduğunu tartış(a)mayanlar krize kayıt olurlar" duvar yazısından esinlenildiği anlaşılıyor.

Faruk, ekte, Mithat Cemal Kuntay'ın Üç İstanbul isimli romanındaki dört satırlık bir tespitine dikkat çekiyor: "Hükümet kuvvet değildir; vasıtadır. Bir memlekette asıl kuvvet, bir fikri temsil edenlerdir. Başka memleketlerde sahici 'fikir zümreleri' var. Bizim memlekette hakiki 'fikir' yok; bizde üç yüz seneden beri 'fikir' diye bir tek şey var: Taassup!"

Faruk, Kuntay'ın, Spinoza ve Nietzsche'ye atıf yapmasına, "hükümet" ile "fikir adamı" arasındaki kuvvet farkını belirtmesine rağmen kuvvetin zamana hükmeden niteliksel farkına vurgu yapmamasını eleştirirken, "hükmetme düşkünlüğü"nün neden olduğu çürümeye işaret etmemesini bir eksiklik olarak görmekte.

Orhan Pamuk'un Kara Kitap isimli romanında "gizli gündem" olarak imparatorluktan ulusdevlete küçülmeyi kabullenememenin sancılarını ele aldığını belirten Faruk, İranlı yazar Daryush Shayegan'ın kendi ülkesi için bu durumu nitelemesine atıf yapar: "Şizofreni".

Küçülmeyi kabul etmeyen "gizli gündem", "sürekli kriz"e neden olurken, bu durumun doğurduğu devasa sorunlar ise gelecek kuşaklara aktarılmakta.

Faruk "gizli gündem"in getirdiği yıkımı şöyle açıklıyor: "İmparatorluk (=padişah) ve ulusdevlet (=ulu önder) yandaşları "sürekli kriz"in nedeni olarak diğerini işaret etmekten vazgeç(e)mediği için de hayattan çok kopmuş bu "kör dövüşü" sürüp gitmekte, ömrümüzü talan etmektedir. Geçmiş sarhoşluğunun "akşamdan kalmalığı"nı üzerinden atamayan bu imparatorluk düşkünlüğü "megalomanyak projeler"e girişerek "gizli gündem"i diri tutmaya çalışmakta...” (Faruk - a.g.e. -  "akşamdan kalmalık" ve "megalomanyaklık" vurguları için Daryush Shayegan - Yaralı Bilinç)

Devlet düşüncesi temsile dayandığından normal birey (iyi yurttaş) olmanın en belirgin özelliği devlet düşüncesiyle özdeşliktir. Böyle bir özdeşlik ölümcül-milliyetçi söylemi dillendiren bir mafya babasını ya da bir katliam nedeniyle yapılan saygı duruşuna yuhalamalar ve milliyetçi sloganlarla karşı çıkan kişileri de iyi yurttaş yapmaya yeter.

İşte burada Deleuze, özdeşliğin yerine farkı, varlığın yerine oluşu, görüşün yerine deneyimi koyar ve devlet babayla bağı olmayan bir düşünce arayışına girer. İçerilen, hükmedilen, disipline edilmiş bir kalabalık olan "tabi grup" aşkın bir imgeyi içselleştirerek bastırıcı iktidar uygulamalarının aracı olur.

İçinde kodlanmamış akımların pürüzsüz bir göçebe olarak özgürce aktığı "özne grup" ise deneyim çokluğunu içeren, güçlerin birbirleriyle tartıştığı, etkilenme ve etki etme mekanizmalarının açık olduğu bir gruplaşmaya işaret eder.

Sercan Çalcı'ya göre: "Yasaya boyun eğen, grameri özümseyen, terbiyeli ve düzenli normal birey tüm toplumsal düzenin kara kutusudur."

Dionys Mascolo, "Düşünce, düşünülmemiş olandır," derken, Deleuze, "Düşünce düşünemez olduğu şeyin sınırına kadar gittiğinde harekete geçer, bir edime dönüşür ve yaratır," demekte.

Sorumluluklarından kurtulmaya çalışırken ruhlarını kaybeden insanlarla, sadece tek bir şeyi, iktidarı isteyen, akıldışına savrulmuş diğer insanlar arasında belirli bir uyum bulunmakta. Bu uyumu bozmak için yerleşikliğin, devletin kod'larının dışında tahakküm üretmeyecek yeni bir dil'in peşinde olmamız gerekir.

"Temsil edilme"ye dayalı hiyerarşik devletçi düşünce tarzıyla oluşturulan "çelik çekirdek" gücündeki örgütlenmelerin özgürleştirici istekleri bastırarak içimizdeki faşizmi beslediği açık. Bu nedenle devletin kendini yeniden üretemediği bir alanda, yeni dil ve kavramlar üzerinden yeni bir düşünce tarzı oluşturulmaya çalışılmalı.

Hükümdar ve tebaa, temsilci ve temsil edilen arasındaki dikey devletçi düşünce hiyerarşilerinin içinde yer almak yerine, temsil dışı bir ilişki içinden saygılı ve haysiyetli davranmak, akıl öğretmek yerine dinlemek gerekmekte.

Öyleyse gelin dışarıdan düşünmeyi kışkırtacak, yeni kavramlar ve yeni bir dil oluşturmamıza yardım edecek sözlerle tanışalım:

"Düşünceleri köpekleri gibi ....... tasmayla gezdiriliyor. Düşünceleri komutlara uymaya şartlanmış. ..... Bu düşüncelerin arkasından pisliklerini temizlemek gerekiyor. .... Halbuki düşünce bizi çağırmalı! Düşünce evcil olmamalı! Gırtlağımıza yapışmalı düşünce." Lars Iyer

"...düşünce her daim tepelere özgüdür. ..... Dağlara özgü. Düşünür her şeyin üzerinde süzülmelidir. Hakikate yakın. Ebedi şeylere yakın." Lars Iyer

"Emirlerden müteşekkil bir grameri zihnimize kim ve neden işledi?" "Emir yukarıdan gelir ama aşağıdan yukarıya yeniden üretilir!" Ömer Faruk

"Kendi alevlerinizle yanmaya hazır olmalısınız. Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?" Friedrich Nietzsche

"Entelektüelin işlevi, baskının doğasını, ilkelerini ve kaçış yollarını
ifade etmektir." Todd May

"Dil inandırmak için değil, boyun eğdirmek için üretilir; ve boyun eğmeye zorlamak için." Deleuze & Guattari

"İnsanlara şiddet uygulayan kimse, dile de şiddet uygulamak zorundadır." Primo Levi

Asıl tehdit iktidardır, iktidarın bozucu gücüdür, tahakküm etme hırsıdır.

Ülke içindeki farklılıkları doğa yasasıymış gibi tek tipleştirmeye çalışarak bir kalıba indirgeme zihniyeti şiddet içeren bir zulümdür. Düpedüz akıl ve vicdan dışıdır.

Toplumun onayladığı zihniyet kod'ları bize rekabeti, kıyaslamayı, şiddeti, savaşı öğretir. O bize araçların önemli olmadığını, önemli olanın sonuç olduğunu, başarının hedef olduğunu öğretir.

Toplum mühendislerinden emir almaktan, en doğruyu bildiğini söyleyip denetim kabul etmeyen gücün bizi aşağılamasından, temsil edenlerin üzerimizde yarattığı hiyerarşiden, hayatımıza sürekli müdahale edilmesinden nasıl kurtulacağız? Bunun için siyasetçileri, akademisyenleri, yazarları, okurları devletin belirlediği çizgilerin dışına çıkarak yeni kavramlar yaratmaya ve yeni bir dil oluşturmaya davet ediyorum.

"Hayat içimizden akar. Onda nasıl yüzeceğimize biz karar veririz." Abdülgaffar el Hayati (Faruk - a.g.e.)

DİĞER YAZILARI CHP: Altı oku revize edebilecek mi? – 3 01-01-1970 03:00 CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00