Adığe (Çerkez) Katliamı

Ümit Kardaş

25-05-2022 02:47

Çerkezlerin eski geleneksel tarihleri, her etnik kimlikte olduğu gibi folklorunda, mitolojik öykülerde ve Nart Destanı'nda saklıdır. 26 bölüm ve 700 metinden oluşan ve sembolizm ağı ile örülmüş bu destan, Bakır-Tunç devrinden önce panteonun yaşlı üyelerinin tarih sahnesine adım atışını anlatır.

Bu destanın ahlak ve davranış biçimleri Çerkezlerin yetişmesinde ideal kurallar oluşturdu ve daha sonraları Adığe Habze'yi (Çerkez geleneklerini) meydana getirdi. Destanın dili Adığebze (Çerkezce) tarih sahnesine çıkan değişik kabileleri birleştiren unsur oldu. Çerkez gelenekleri bu dille yaşatıldı.

21 Mayıs 1864. Bugün Çerkez tehcirinin 158. yılı. Ancak Çerkez sürgünü 1858-1862, 1863-1864 ve 1865 olmak üzere üç aşamada yaşandı. Aslında bu trajedinin başlangıcı, Kabardeylerin 1794 yılında Rus baskısına karşı başlattıkları ve aralıklarla devam eden ayaklanmadır. Kabardeyler Rus-Osmanlı sınırı olan Kuban Nehri'nin Osmanlı tarafına göçe zorlandılar. Kuzey Kafkasya halkı, Osmanlı-Rus yayılmacılığı arasında hegemonya mücadelelerinin kurbanı oldu.

1858-1864 yılları arasında Çarlık birlikleri Çerkez topraklarını arındırma planını uyguladılar. Rus askerleri Çerkezleri kuşatıyor, köylerini yakıp yıkıyor, zorla tahliye edilen nüfusu, sıtmanın kol gezdiği bataklık ovalara yerleşmeye mecbur ediyor, Çerkezlerin ev, hayvan ve ürünleri etnik temizliğe uğratılmış köylere yerleşen Kazakların malı oluyordu.

Rus orduları Çerkezleri ata topraklarından çıkarıyor, kabileler halinde Karadeniz kıyılarına sürüyordu. Natuhaçlar, Şapsığlar, Abadzehler, Ubıhlar ve diğer kabileler sadece mal mülklerini değil, sevdikleri insanları da kaybediyorlardı. Kafileler dağ geçitlerini aşarken donanlar, ölenler oluyor, hayvanlar cesetleri parçalıyordu.

1864 Kasım'ında Novorossiysk'te toplanan 24.790 Abadzeh, Şapşığ ve Bjeduğ'dan 14.900 kişi Osmanlı topraklarına gidebildi. Diğerleri hayatlarını kaybetti. Gemiler yüz binlerce insanı taşımaya yeterli olmadığı için Dağlılar uzun bir süre barınaksız beklemek zorunda kaldılar.

Açlık, soğuk ve hastalık, binlerce çocuk, kadın ve yaşlının ölümüne neden oldu. Teknelere tıkabasa doldurulan insanlar teknelerde ölüyor, bazı tekneler batıyordu. Teknelere binebilen insanların ancak yarısı Osmanlı topraklarına ulaşabiliyordu.

Göçmen grupları büyüdükçe Osmanlı'nın hazırlıksız olduğu anlaşıldı. Sağ gelenleri burada da ölümler bekliyordu. Trabzon ve Samsun civarında her gün 200-250 Çerkez ölmekteydi. Çamurlar içinde kurulmuş çadırlar insanların mezarı oluyor, baharla gelen tifüs ölümleri artırıyordu.

Varna limanına gelen 80.000 Çerkez, tifüs ve sıtmaya yakalanmıştı, ancak doktor ve ilaç yoktu. Resmi görevliler cesetleri gömmede yetersiz kalınca mahkûmlar getirildi. Kadınlar çocuklarını yerli halka vermek için yalvarır hale gelmişti. Türk köyleri bile yokluk içinde iken aç ve umutsuz Çerkezlerin durumu daha vahimdi.

Çukurova'ya yerleştirilen 74.000 Çerkez göçmenden sıtma nedeniyle ölümlerden sonra geriye 4000 kişi kalıyordu. Sağ kalanlar artık bir zamanların mağrur Dağlıları değil, Sultan'ın tebaası Osmanlı köylüsü haline gelecekti.

Osmanlı'nın aç ve hasta insanları kitleler halinde kabul edecek gücü yoktu. Osmanlı Devleti, Çerkez göçünü orduya insan kaynağı sağlamak, bataklık ve verimsiz toprakları işlemek, Hıristiyanlara karşı demografik dengeyi sağlamak ve Çerkez halkını milis gücü olarak kullanmak için teşvik etti.

Osmanlı yönetimi en baştan Çerkez soylularına ayrıcalıklar tanıdı. Çerkez halkının ise açlık ve sefaletten kurtulmak için Osmanlı ordusuna "gönüllü" katılmaktan başka bir çaresi yoktu.

Cumhuriyet ise tek tipleştirici ideolojisiyle Çerkezlerin de tarihlerini, dillerini ve kimliklerini unutturmaya çalıştı. Çerkezler, Ruslar tarafından sürgüne, kıyıma, etnik temizliğe tabi tutulmuşlardı. Tıpkı Osmanlı Ermenileri gibi. Bu nedenle Rusya, Ermenilere yönelik katliamı, Türkiye de Çerkezlere yapılan katliamı görmezden gelir.

Anadolu, kültürel karşılaşmaların coğrafyası ama aynı zamanda gidenlerle, gelenlerle ve kalanlarla bir sürgün yolu. Balkanlardan ve Kafkaslardan Anadolu'ya, Anadolu'dan Der Zor çöllerine, Anadolu'dan Yunanistan'a, Trakya'dan Filistin'e, Doğu Anadolu'dan Batı Anadolu'ya, Suriye'den Şengal'den Anadolu'ya sürgün yolları çeşitli zamanlarda tehcire tabi tutulan, kıyımdan, katliamlardan kaçıp kurtulmak isteyen insanların trajik hikâyelerinin acılarıyla yüklü.

Anadolu coğrafyasında Çerkezler, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Balkan Müslümanları, Kürtler, Kırım Tatarları, Ahıska Türkleri, Çeçenler, Romanlar, Suriyeliler, Ezidiler... birbirinden ağır ama aynı zamanda benzer hafızalar taşıyorlar.

Her biri devlet kurumu tarafından mağdur edilmiş kesimler empati yoluyla acılarını ortaklaştıramazlarsa güç her zaman bu trajedileri yaşatacaktır.

Çerkezler, unutturulan dil ve kültürlerine sahip çıkarken diğer halkların ve toplulukların acılarını ve hak taleplerini gözeterek, onlarla birlikte barışın yolunu açabilirler.

DİĞER YAZILARI CHP: Altı oku revize edebilecek mi? – 3 01-01-1970 03:00 CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00