Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3)

Ümit Kardaş

19-10-2022 00:07

Avrupa Konseyi tarafından oluşturulan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı 15 Ekim 1985'te üye ülkelerin imzasına açıldı. Şartın amacı, genel olarak, Avrupa'da yerel halka günlük yaşamda etkili olan kararların alınmasında katılım fırsatları vermek ve yerel halka daha yakın olan yerel yönetimlere daha iyi bir yerel yönetim örgütlenmesi sağlamaktı.

Bu Şartla, yerel yönetimlerin mali, idari ve siyasi bağımsızlığı garanti altına alındı, temel ilkelerin uygulanması sorumluluğundan hareketle insan haklarını korumak ve Avrupa'nın demokratik duyarlılığını artırmak hedefi gözetildi. Yerel yönetimlerin kendisini yönetmesinin ölçüsü gerçek demokrasinin de göstergesi olarak dikkate alınmakta.

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, yerel yönetimlerin dayanağının, kapsam ve sınırlarının anayasal bir düzenlemeye ihtiyaç gösterdiğini, yerel yönetimlerin özerkliklerine uygun idari örgütlenme ve personel gerekliliğini, mali kaynakların özerkliğe zarar vermeyecek yeterliliğe sahip olması zorunluluğunu belirtmekte.

Şart ayrıca yerel yönetimlerin sınır ve sınır ötesi işbirliği, birlik oluşturma ve yargı merciine başvurma haklarını düzenlemekte.

Şart; Avrupa'nın yapılanmasında yerel yönetimlerin demokrasiye olan hayati önemde etkisini ön plana aldığından, etkin yönetim ve yerelin gücü bu yapılanmada önemli rol oynamakta. Demokratik olarak oluşturulmuş ve geniş çaplı özerkliğe sahip yerel yönetimler katılımcı ve çoğulcu demokrasinin temeli olarak kabul edilmekte.

Özerklikten anlaşılması gereken, bölgenin parçası oldukları devlete, devletin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne sadakatin dışlanmadığı, bölgesel kalkınma, kültürel zenginlik ve hizmetin etkinliği için uygun bir dikey güçler ayrılığı modeli olduğudur.

1985 yılından itibaren üye ülkelerin imzasına sunulan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, günümüzde Avrupa Konseyi'ne üye olan 47 ülkenin tamamı tarafından imzalanmış ve onaylanmıştır. Türkiye, Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nı 21 Kasım 1988 tarihinde bazı maddelere çekince koyarak imzalamıştır.

"Yerel yönetimin çalışmalarına katılma hakkının sağlanması ve korunması" ve "katılma hakkını sağlayan göstergeler ve izlenebilirlik" konularında düzenlenen ek protokol ise Türkiye tarafından imzalanmamıştır.

Türkiye'nin çekince koyduğu maddeler katılımcı anlamda bir özerklik modelinin uygulanmasını imkânsız hale getirmiş, Türkiye her zamanki gibi "mış gibi" yaparak Şartı imzalamış gözükmüştür.

Türkiye, "Planlama ve karar alma aşamalarında danışılması" (m. 4/6), "Yerel makamların iç örgütlenmelerini kararlaştırmaları" (m. 6/1), "Yerel kişilerin suçlarının belirlenmesi" ( m. 7/3), "Yerel makamlara sağlanan kaynaklara müdahale imkânı" (m. 9/4), "Kaynak tahsislerinin yerel yönetimlere danışılması" (m. 9/6 ), "Hibeler konusunda yerel yönetimlere danışılması" (m. 9/7 ), "Uluslararası birliklere katılma hakkı" (m. 10/2), "Başka devletlerin yerel makamlarıyla işbirliği" (m. 10/3), "Özerk yönetimin yargı yoluna başvurması" (m. 11) düzenlemelerine çekince koymuştur.

Bir ülkede özerk bölgeler bulunması o ülkeyi üniter devlet olmaktan çıkarmaz. Yeter ki yetki devrini merkezdeki meclis özgür iradesiyle yapsın. Amaç demokrasiyi yerele yaymak ve katılımcı ve çoğulcu bir demokrasiyi yerleştirmek, barışı tesis etmektir. Oysa katı merkeziyetçilikte ısrar, siyasi istikrarsızlığa ve gerçek bir bölünmeye götürür ve demokrasiden uzaklaşılarak despotizme kayılmasına neden olur.

Yazılarımda belirttiğim modelleri, ülke deneyimlerini, tarihsel süreci, ülke coğrafyasının özelliklerini, bölge ekonomilerini göz önüne alarak ülke coğrafyasında yaşayan tüm insanların barış ve huzurunu sağlayacak bir modeli yaratmak kaçınılmaz.

Kürtlerin hak temelli taleplerinin demokratik yaklaşımlarla karşılanması merkezin bölgelere yetki devrini gerektirmekte. Mesele tüm ülkede yetki devrini, yani yeni bir sentezi gerektirdiğinden geniş bir toplumsal katılımla yeni bir anayasa yapmadan Türkiye'nin barışa ve huzura kavuşması imkânsız.

Demokratik, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü, hukukun üstünlüğüne bağlı bir felsefeye dayanması gereken bu anayasa erkler arası ilişkileri yeniden düzenlerken, bölgesel özerklikleri hangi anlamda tanıyacağını, yetkilerin merkezle bölgeler arasında nasıl paylaşılacağını da göstermeli.

Belediyeler ile merkez arasındaki boşluğu yetkili bölgeler dolduracak, yerelde demokrasi bölgelerde bireyin inşasını kolaylaştıracaktır. Avrupa, bu nedenle Bölgeler Avrupası olarak adlandırılır. Türkiye merkezde topladığı yetkiler ve rant dağıtma tekeli nedeniyle demokrasiye evrilememekte, giderek otoriterleşmekte.

Ayrıca bugüne kadar 24 ülke tarafından imzalanan Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı'nı Türkiye imzalamamıştır. Bu Şart anadille yaşamanın tüm boyutlarını ortaya koymakta. Anadille eğitim, anadille mahkemede savunma, anadille idareye başvuru yapma, anadille kültür ve sanat üretme, anadille ekonomik faaliyette bulunma. Bunun anlamı ikinci bir resmi dilin bölgesel olarak tanınmasıdır.

Bölgesel özerklik ve bölgede anadille yaşamak iç içe geçmiş ve birbirinden ayrılmaz iki kavrama işaret etmekte.

Türkiye, Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na koyduğu çekinceleri kaldırıp, ek protokolü de imzalayıp onaylayarak, Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı'nı da imzalayıp onaylayarak uzlaşı ve barışın yolunu açmalı, Anayasa ve kanunlarını bu bağlamda inşa etmelidir.

Özetle, Türkiye, demokratikleşme meselesini yeni bir anayasa inşası süreci içinde çözebilme başarısını gösterir ve üniter devlet içinde bölgesel devleti yaratabilirse, bölünme korkusundan kurtularak siyasi birliğini güçlendirir ve tekçi anlayıştan çoklu anlayışa, otoriter bir rejimden demokrasiye, itaatkâr kuldan bireye geçebilir.

DİĞER YAZILARI CHP: Altı oku revize edebilecek mi? – 3 01-01-1970 03:00 CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00