Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci

Ümit Kardaş

09-08-2021 02:59

1980 sonrası dönemde de hayatta kalmayı başaran tek örgüt PKK olacaktı. Bu örgüt, 1970'li yılların başında Ankara'da üniversite çevresinde sol bir grup olarak doğmuştu. Hareket 1975'in sonuna kadar kadrolarının çoğunu Kürtlerin yaşadığı bölgelere gönderdi. 1977 yılında grubun siyasal programı sempatizan kitlelerle paylaşıldı.

Hareketin örgütlenmeye dönük ilk girişimleri bölgede diğer gruplarla çatışmalara yol açtı. 27 Kasım 1978'de yapılan kongrede, gizli bir siyasal partiye dönüşme kararı alındı. Kuruluş bildirisinde PKK (Patria Karkarian Kürdistan - Kürdistan İşçi Partisi) ismi yer aldı, ancak bu isim 27 Nisan 1979'a kadar kullanılmadı.

PKK, kuruluşuyla birlikte 30 Temmuz 1979'da Siverek'te devlet yanlısı Bucak aşiretiyle çatışmaya girdi. 1979-1980 yıllarında halk arasında örgütün lideri Abdullah Öcalan'ın isminden dolayı Apocular olarak da adlandırılan PKK, bölgede birçok terör eyleminde bulunacaktı.

1980 askeri darbesinin sonrasında Kürt aktivistlerden yurtdışına kaçmayı başaramayanlar yakalanıp insanlık dışı işkencelerden geçirilecekleri Diyarbakır Askeri Cezaevi'ne gönderildi. Böylece Diyarbakır Cezaevi, Kürt siyasal hareketinin ve direnişinin âdeta merkezi halini aldı.

Gözaltı merkezlerinde meydana gelen ölümler, 90 günlük gözaltı süreçlerinde yapılan işkenceler, cezaevinde yaşanan insan hakları ihlalleri Kürt sorununu başka bir boyuta taşıdı.

1980 yılı Aralık ayında cezaevindeki PKK üyeleri ve sempatizanlardan bir grup açlık grevine başladı. Mazlum Doğan 21 Mart 1982'de intihar etti. 18 Mayıs 1982'de dört PKK üyesi kendi bedenlerini ateşe verdiler. 14 Temmuz 1982'de başlamış olan ölüm orucu PKK’nın dört üst düzey yöneticisi olan Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek'in peş peşe ölümleriyle sonuçlandı.

PKK üyeleri, sıkıyönetim mahkemelerindeki savunmalarında Kürtlerin bağımsız bir ulus olarak varlıklarını, tarihsel ve kimliksel niteliklerini savundular. Bu direnişler ve savunmalar Kürtlerin gözünde PKK'nın güvenilirliğini artırdı. PKK'nın Diyarbakır Askeri Cezaevi'ndeki direnişi kendisine bir direniş miti kurmasına da imkân sağladı.

PKK, 1980 boyunca aşamalı olarak Avrupa'nın önemli şehirlerinde kültürel ve sosyal örgütlenmelere gitti. Lübnan, Suriye ve Avrupa'daki örgütlenmeler vasıtasıyla Kürt halkında taban bulmaya başladı.

15 Ağustos 1984'te Türk güvenlik güçlerine iki saldırı gerçekleştirildi. PKK'nın silahlı güçleri, Kürdistan Kurtuluş Güçleri (HRK) ismi altında örgütlendi. Bu örgütlenme 1986'da Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu (ARGK) adı altında yeniden şekillendi.

Bölgede 1987 yılında Olağanüstü Hal ilan edildi ve OHAL Bölge Valiliği kuruldu. 1985'te kurulan "koruculuk sistemi" ise devlet yanlısı bir Kürt milis grubu meydana çıkardı. 1984-1992 yılları arasındaki dönemde, çatışma ve insan kaybı en yüksek noktasına ulaştı.

1990'lı yılların başında PKK'nın gücü artarken, şiddet geniş bir bölgeye yayılmış bulunuyordu. PKK siyasal şiddetinin temel hedefi, devletin güvenlik güçleri ve köy korucularıydı.

PKK şiddeti yöntem olarak kullanırken, diğer taraftan yarattığı medya ve enformasyon ağıyla çok sayıda Kürt'e de ulaşmayı başarmıştı. Böylece PKK, ülke sınırları dışındakilerle birlikte sayıları birkaç milyona ulaşan destekçi ve sempatizan kitlesine sahip bir harekete dönüştü.

1992'den sonra PKK, karşılaştığı askeri zorluklar nedeniyle başkaldırıyı ulusal halk ayaklanması aşamasına getiremedi. Başlangıçta öne sürdüğü Marksist-Leninist temele dayalı bağımsız, birleşik Kürdistan hedefinin gerçekçi olmadığını kabul ederek doğrudan çatışmadan siyasi bir mücadeleye evrilme yönünde söylemini değiştirdi. Bu strateji bağlamında Halkın Emek Partisi (HEP) 7 Haziran 1990'da SHP'den ayrılan 10 milletvekili tarafından kuruldu.

HEP'in siyasal süreç içinde resmi kurumlarla ilişkiye geçmesi, siyasal uzlaşma ve diyalog sürecini savunması önemli bir gelişmeydi. Ancak Türkiye'nin tamamını temsil eden bir parti olma iddiası gerçekleşmedi ve bir Kürt partisi olarak algılandı.

Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın faili meçhul bir cinayete kurban giderken, HEP'in siyasal alandaki girişimleri, bürokrasi, medya ve yargıda tepkiyle karşılandı. HEP'in talepleri PKK ile bağlantılı olarak terörizme destek şeklinde değerlendirildi. Nitekim PKK, 1993 yılı Mart ayında tek taraflı ateşkes ilan etti ise de, Parti, 14 Temmuz 1993'te Anayasa Mahkemesi'nce kapatıldı.

HEP kapatılmadan, 7 Mayıs 1993'te Demokrasi Partisi (DEP) kuruldu. Yeni partinin hazırladığı barış deklarasyonu, demokratik çözüm önerilerini sıralıyordu. Talepler Kürt kimliğinin tanınmasından Kürtçenin eğitim dili olmasına, Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılmasından köy koruculuğu sistemine son verilmesine, yıkılan köylerin yeniden kurulmasından yerel ekonominin güçlendirilmesine kadar birçok öneriyi kapsıyordu. Ancak DEP'in PKK ile olan bağlantısı, sözkonusu talepleri bastırmak için gerekçe olarak kullanıldı.

1991-1994 yılları arasında HEP ve DEP üyesi 50'den fazla kişi öldürüldü. Partili çok sayıda kişi işkence gördü, haklarında dava açıldı. 22 Şubat 1994'te Başbakan Tansu Çiller, DEP milletvekili Hatip Dicle'yi "hain" olarak niteledi. Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, benzer söylemlerle DEP milletvekillerini suçladı.

2 Mart 1994'te Meclis'e SHP listesinden giren DEP milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı ve milletvekilleri polis zoruyla Meclis'ten alınıp DGM'ye gönderildi. Bu sahne demokrasi için bir yüz karası olarak belleklere kazındı. DEP 6 Haziran 1994'te kapatıldı. Hatip Dicle, Orhan Doğan, Leyla Zana ve Selim Sadak 15 yıl hapis cezasına mahkûm edildiler. Diğer milletvekillerinin çoğu yurtdışına çıktı. Böylece Kürtlerin Meclis'te siyasal taleplerini ifade edecekleri zemin yok edilmiş oldu.

11 Mayıs 1994'te kurulan, Kürt sorununun çözümünü devletin ve toplumun demokratikleşmesi ile irtibatlandıran ve yeni anayasa ihtiyacını vurgulayan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) de, kendisine dair var olan "Kürt partisi" ve "ayrılıkçı" algısını değiştiremedi. Parti 1999 yılı Şubat ayına kadar devam eden PKK lideri Abdullah Öcalan'ın takibi, yakalanması ve tutuklanması sürecinde protesto olaylarına öncülük etti. 1994-2002 yılları arasında üyelerinin çoğuna dava açıldı ve Parti 2003 yılında kapatıldı.

2003 yılı Kasım ayında kurulan Kürdistan Halk Kongresi (Kongra-Gel), siyasal İslam'ın güçlenmesini de göz önüne alarak toplumun İslami duyarlılıklarına hoşgörü göstermeye, Alevi ve Yezidi Kürtlerin tarihsel mağduriyetlerine kulak vermeye ve onların da taleplerini dile getirmeye başladı.

9 Kasım 2005'te Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un eş başkanlığında Demokratik Toplum Partisi (DTP) doğdu. Tüzüğüne % 40 kadın kotası koyan DTP'nin de hedefleri, kapatılan diğer partilerinkiyle aynıydı. Kürtlerin kimlik ve kültürel talepleri eşitlik ve demokrasi taleplerinin bir parçası olarak dile getiriliyordu.

DTP, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde 99 belediye kazanırken, aldığı oylar 2.339.729'du. Daha da önemlisi Kürtlerin önemli bir kesimi, DTP aracılığıyla tekrar parlamenter temsile de sahip oldu. Bu durum DTP'nin bir bölgesel güç olarak ulusal düzeyde de varlığını pekiştirdi.

Ancak Meclis'te temsil edilmelerine ve bölgede çok sayıda belediyeyi yönetmelerine rağmen, DTP siyasal sistemin bir parçası olarak diğer aktörlerin teveccühüne mazhar olamadı. DTP ile PKK talepleri arasındaki benzerlikten hareketle, hükümet ve ordu DTP'yi marjinalleştirmek için çabaladı.

AKP hükümeti bu dönemde DTP'yi PKK'yı kınamamakla ve etnik Kürt milliyetçiliği yapmakla suçladı. DTP üyelerinden tutuklananlar oldu. Partiye karşı açılan kapatma davasında DTP'nin PKK'yı alenen bir terör örgütü olarak ilan etmemesi, ilişkinin delili olarak kabul edildi. Parti, 12 Aralık 2009'da Anayasa Mahkemesi'nce kapatıldı. 37 kurucu üye siyasetten men edildi.

 

KAYNAKÇA

Doğu Ergil, Kürt Raporu: Güvenlik Politikalarından Kimlik Siyasetine, Timaş Yayınları, İstanbul, 2009

Fuat Dündar, Modern Türkiye'nin Şifresi, İletişim, İstanbul, 2008

Mahmut Alınak, HEP, DEP ve Devlet: Parlamentodan 9. Koğuşa, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1996

Oktay Pirim - Süha Örtülü, PKK'nın 20 Yıllık Öyküsü, Boyut Kitapları, İstanbul, 1999

Ümit Kardaş, Demokrasi ve Hukuk Krizi, İletişim, İstanbul, 2010

Wadie Jwaideh - Kürt Milliyetçiliğinin Tarihi Kökenleri ve Gelişimi, İletişim Yayınları, İstanbul, 2012

DİĞER YAZILARI CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00