Bırakın adalet yerini bulsun...

Ümit Kardaş

12-12-2021 00:57

Hukukun üstünlüğünün dünya çapında gelişmesi amacını güden uluslararası sivil toplum kuruluşu World Justice Project (WJP - Dünya Adalet Projesi) 139 ülkenin sekiz ayrı başlıkta değerlendirildiği 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ni 14 Ekim'de yayınladı.

WJP, hukukun üstünlüğü ilkesi bağlamında; yasaların açık, anlaşılır olması herkesin hukuk karşısında hesap verebilmesi ve temel hakların koruması gibi prensiplere öncelik veriyor. Bunun yanı sıra WJP; yasaların çıkartılması, yönetimi ve uygulanması süreçlerinin erişilebilir, adil ve etkili olması gerektiğini vurgularken adaletin yetkin, bağımsız ve tarafsız kimseler tarafından sağlanması gerektiğinin de altını çiziyor.

Endeksin temel amacı, ülkelerin hukuk alanındaki güçlü ve zayıf noktalarını göstererek hukukun üstünlüğü ilkesinin gelişmesine önayak olmak. Bu bağlamda endeksin hedef kitlesi; politika yapıcılardan akademisyenlere, vatandaşlardan hukukçulara kadar oldukça geniş bir kapsamda niteleniyor.

WJP, ülkelerin "hukukun üstünlüğü" ilkesine ne derece bağlılık gösterdiğini sekiz ana başlık altında incelemekte: hükümet yetkilerinin kısıtlanması, yolsuzlukların önlenmesi, yönetimde şeffaflık, temel haklar, nizam ve güvenlik, idari yaptırımlar, adil hukuk ve cezai adalet.

Endekste yer alan ülkeler, 0 ile 1 puan aralığında değerlendirilirken, kullanılan veri setinin 138 bin hane halkı araştırmasına ve dünya genelinde 4 bini aşkın uzmanla gerçekleştirilen anketlere dayandığı belirtilmekte.

2021 yılı Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde sıralamada Danimarka, Norveç, Finlandiya İsveç, Almanya ve Hollanda ilk sıraları paylaştı.

Türkiye, 2020'de 128 ülke içinde 107. sırada yer alırken, 2021 yılında 139 ülke içinde 117. sırada yer buldu. Endekste Türkiye (0.42), Namibya (0.62), Ruanda (0.62), Mauritus (0.61), Belize (0.48), Kırgızistan (0.47), Tanzanya (0.47), Togo (0.45), Lübnan (0.45) gibi ülkelerin gerisinde kalırken, Sudan ve Kongo ile aynı seviyede.

Ülkelerin coğrafi bölgelere göre kategorize edildiği bölümde Türkiye'nin, Doğu Avrupa ve Orta Asya grubunda bulunan 14 ülke arasında Rusya'nın gerisinde kalarak sonuncu sırada yer aldığı görülüyor.

Türkiye, "hükümet yetkilerinin kısıtlanması" başlığı altında 134. sırada, "temel haklar" başlığı altında 133. sırada yer alarak bu alanlarda daha da geriye düşmüş durumda.

Önümüzdeki vahim tablo Türkiye'nin hükümet yetkilerinin genişleyerek tek kişide toplanması, bu yetkilerin kullanımının denetimsizliği, kurumların şeffaflık ve hesap verilebilir olmaktan uzak olması, hakimlerin tarafsız ve bağımsızlıklarını kaybetmiş olması gibi nedenlerle "hukukun üstünlüğü" endeksinde çöküş yaşadığını göstermekte.

Hukuk yoluyla çözüm ve hukuksal güvence sağlanabilmesi hukukun üstünlüğünün benimsenmesiyle mümkün. "Hukukun üstünlüğü", temel olarak hukukun bir topluluktaki veya ülkedeki yayılmışlığını ve yetkisinin yüksekliğini ifade eder. Özellikle de devlet ve hükümet yetkisini elinde tutanlara karşı üstünlüğünün altı çizilir.

Anlatılan bir anekdot hukukun üstünlüğü ilkesini açıklamakta oldukça aydınlatıcı: 18. yüzyıl sonlarında İngiltere'de yoksul bir köylü, pencerelerinden soğuk rüzgârın girdiği, ısınmakta zorluk çektiği eski bir evde ailesiyle birlikte yaşamaktadır. Durumu gören bir kişi köylüye acıyarak, "Yaşadığınız bu hayat sizi mutsuz etmeli" der. Köylü, "Hayır" diyerek şu cevabı verir: "Biz burada mutsuz sayılmayız. Evimize soğuk rüzgâr, kar, yağmur girer ama Kral giremez." Köylüye özgürlük alanı tanıyan ve devlet otoritesi karşısında güvence veren, hukukun iktidar karşısındaki üstünlüğüdür.

Devletin zorbalık eğilimlerine ve baskısına hukukun 'dur' dediği yerde hukukun üstünlüğü sözkonusudur. Hukukun üstünlüğü ilkesi, devletin hukukla sınırlanması demek. Bu sağlandığı takdirde keyfi yönetim önlenir, hak ve özgürlükler hukuk tarafından güvenceye alınmış olur.

Antik Yunan uygarlığının yedi bilgesinden biri olan ve o dönemin anayasasını hazırlayan (Solon Anayasası) Atinalı devlet adamı ve şair Solon, bize bir şiirinde, gücün hukukla sınırlanmasının önemini binlerce yıl öncesinden anlatmakta: "Buluttan karla dolu düşer/ Parlak şimşekten gök gürlemesi doğar/ Büyüklerin hırsı devleti uçuruma sürükler/ Halk farkına varmadan müstebidin kölesi olur/ Pek aşırı güçleneni sonradan bağlamak zordur/ Her şeyi vaktinde düşünmek gerekir..."

Hukukun üstünlüğünü sağlamada, hukuka uygunluk boyutu önemli. Bunun temel ilkesi ise normlar hiyerarşisinde her alt kuralın bir üst kurala uygun olması. Anayasal bir devlette, Anayasa en üst norm olarak kabul edilir.

Ancak anayasası olan her devlette hukukun üstünlüğü ilkesi geçerli olmayabilir ve anayasanın üst norm olarak kabul edilmesi sadece şekli olarak kalabilir. Bu durumda Anayasa hak ve özgürlükleri koruma işlevini yerine getiremiyor demektir. Bir ülkede Anayasaya uygun olmayan normlar ve uygulamalar geçerli ise, artık orada "Anayasal devlet" yerine, "Anayasalı devlet" bulunduğunu anlamak gerekir.

Anayasal devlet, insan haklarını hukuk tarafından güvence altına almayı, çoğulcu ve katılımcı demokrasinin ve hukuk devletinin evrensel kurallarına uymayı ilke edinen ve uygulayan devlet anlamına gelmekte.

Bu nedenle "hukuk devleti" tek başına yeterli bir kavram değil. Hukuk devleti Anglo-Sakson dünyasında "hukukun iktidarı" ("Rule of Law") olarak tanımlanan hukukun üstünlüğünü sağlamanın bir aracı olarak görülmekte.

Burada önemli olan husus, Anayasal devletin sadece iç hukuka değil, esas olarak bağlı olduğu uluslararası sözleşmelerin ve mahkemelerin evrensel anlamda kabul gören ortak değerlerine sahip olarak ulusal-üstü hukukla uyum içinde bulunmasıdır.

Nitekim Anayasa Mahkemesi, 27.03.1986 tarihli kararında bu durumu anayasaca korunan normlar bloğu olarak ifade etmiş, hukuk devletine verilen anlamı hukukun üstünlüğü anlayışı içerisinde değerlendirmiştir.

Yüksek Mahkeme kararında, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı, Anayasadan önce hukuken bilinen ve tüm uygar ülkelerde benimsenip uygulanan ilkeler ve temel değerler bulunduğu tespitini yapmıştır.

Hukukun üstünlüğü ilkesinin hayata geçirilebilmesi siyaset ve bürokrasi kurumlarının bu anlayışı içselleştirecek bir kültür oluşturmalarıyla mümkün. Ayrıca hakim ve savcıların bu kültürü edinecek şekilde yetiştirilmeleri zorunlu.

Cumhur İttifakı iktidarı, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala hakkında verilen AİHM kararlarını uygulamama konusundaki inadını sürdürmekte, Avrupa Konseyi'nin başlattığı ihraç prosedürüne meydan okumakta, böylece Anayasaya ve evrensel hukuka aykırı davranmakta.

Hak ve adalet yokluğunun yarattığı telafi edilemez tahribatın nedeni olan iktidarın, bu yoldan ivedilikle dönmesi gerekmekte.

"Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun." (William Watson)

DİĞER YAZILARI CHP: Altı oku revize edebilecek mi? – 3 01-01-1970 03:00 CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00