Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil

Ümit Kardaş

18-08-2022 00:41

İnsanın doğduğu coğrafya, bölge, aile, kaderi gibidir. Karakteri de buna ekleyebiliriz. Doğduğumuz ülkenin kültürü zihnimizi şekillendirir. Zihinsel süreçler zihniyeti doğururken dil bu zihniyetin kalıpları içinde kelimeler yoluyla kavramlar üretir.

Martin Heidegger'in deyişiyle "dil düşüncenin evidir", ancak bunun yanı sıra düşüncelerimizin ve düşünce biçimlerimizi şekillendiren zihniyetlerimizin de evidir. Bir toplumun ya da geniş anlamda medeniyetin zihniyetinin somut yansımaları kelimelerdir.

Sadece dilin zihniyete dayalı ürettiği kelimelere bakarak bile o toplumun hayat anlayışı, yaşam tarzı, etik ve estetik algılayışı, sahip olduğu değerleri hususunda çıkarımda bulunulabilir.

Erich Rothacker, dilden toplumsal değerlerin tespit edilebileceğini, aynı zamanda toplumun karakteri hakkında onun ürettiği ve kullandığı kelimeler vasıtasıyla çıkarımda bulunabileceğini belirtmekte.

Rothacker'e göre; fikir ve felsefeye ait "Kosmos, Logos, Eros" gibi kavramları ancak Antik Yunanlılar yaratabilirlerdi. Buna karşılık sert ve disiplinli bir toplumun ruhunu yansıtan "Pietas, Auctoritas, Potestas, Dignitas, Gravitas, Virtus, Imperium" gibi kelimeler de Romalıların yarattığı kavramlardı.

Kültür antropolojisi alanından baktığımızda, kültürlerin ancak sanat, edebiyat ve bilgelik sayesinde yükseldiklerini ve kültür kavramına bir anlam kattıklarını görmekteyiz.

Toplumsal, siyasal ve ekonomik alandaki zihniyet ve geleneklerimize, bilim, sanat, edebiyat, felsefeye olan ilgi ve yaklaşımımıza bakarak içinde yaşadığımız kültürün "yüksek kültür" olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu alanlar hepimize tutulan bir ayna işlevini görmekte.

Ülkemizde olduğu gibi toplumsal ve siyasal zihniyetin ürettiği kültür "linç etme" dil ve pratiğine dayanıyorsa bu ortamda doğan çocuğun süreç içinde masumiyetini kaybederek linç kültürünü benimseyeceği ve bu kültüre uygun bir dil kullanacağı ve eylemlerde bulunacağı kuvvetle muhtemel.

Yine ülkemizde yabancı düşmanlığı üzerine gelişmiş bir zihniyetin ürettiği "başkasının mallarına çökme" kültürünün dili ve pratiği her alanın mafyalaşmasına neden olmakta.

İnsan, zihin süreçlerine, zihniyete dayalı olarak dili kullanarak kelime ve kavramlar üretmekte. Bu nedenle Abdülgaffar el Hayati'nin dediği gibi, "Sınır önce zihinde başlar". Tarımla başlayan süreç önce dili, ilerleyen süreçte hükmedenin yazıyı bulması sonucunu doğurdu.

Dilbilimci Edgar Howard Sturtevant, dil yalan ve aldatmak için yaratılmış olmalı demekte.

Bu noktada Ömer Faruk, Claude Levi Strauss ve John Zerzan'a referansla değerlendirme yapar: "Yazı'nın önceli olan dil de dünyayı kategorileştirir. Dil öğrenmek dilin doğasında var olan ayrıcalık, iktidar, baskı, dışlama vb. kod'ların kabul edilmesi demektir. Deleuze ve Guattari, dilin ilk işlevinin bilgi aktarmak ya da iletişime geçmek değil, düzeni ve yasayı uygulayan (=egemenlik kuran) buyruk ve emirler anlamında kullanılan motsd'ordr'u tesis etmek olduğunu belirtirler." (Faruk, Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği)

Zerzan, her gün dili kullanarak yaptığımız konuşmaların açığa çıkardığından çok daha fazlasını gizlediğini, ad'landırarak insanı sınırladığını ve diğer canlı türlerinin ve nesnelerin efendisi yaptığını, insanın iktidarını pekiştirdiğini belirtmekte. (Zerzan, Gelecekteki İlkel – Faruk, a.g.e.)

Nietzsche de dili hükmetme aracı olarak görür: "Efendilerin isim verme hakkı o noktaya varır ki, dilin kökeninin kendisi, hükmedenlerin iktidarının bir dışavurumu olarak görülebilir: 'Bu şu ve şudur' derler, her şeye ve olaya bir sözle damgalarını vurur ve bu yolla onlara sahip olurlar." (Ahlakın Soykütüğü - Bir Polemik – Faruk, a.g.e.)

Adlandırma kötülüğün kökeni olarak da görülmekte. (Alain Badiou, Sonsuz Düşünce – Faruk, a.g.e.)

Faruk, her dilin bir ifade kapasitesi olduğunu, her düşünce iddiasının bu kapasite kadar olabileceğini, her dinin de doğduğu, büyüdüğü, kendini ifade ettiği, içinde yaşadığı dil kadar olduğunu belirtiyor.

Ancak dilin bir araç olduğunu, dili, sözcükleri, kavramları belirleyenin de zihinsel süreçlerin oluşturduğu zihniyet kodlamaları olduğunu unutmamak gerek. Zihinsel kapasiteniz ne kadarsa diliniz o kadardır. Dilinizin kapasitesi ne kadarsa sanatınız, edebiyatınız, felsefeniz, biliminiz, siyasetiniz de o kadardır.

Zihnimizi dogmalardan, kodlardan, adlandırmalardan temizleyerek hayal gücümüzle dile, kelimelere ve kavramlara dışarıdan bakabiliriz.

Belki de buna etnik kimliklere dayalı ülke isimlerinden başlayabiliriz.

Mesela "Ak Zambaklar ülkesi" olarak da bilinen Finlandiya "Buzul Gölleri ülkesi", gülleriyle meşhur İngiltere "Güller ülkesi", coğrafyasında Alp dağlarının çokça yer aldığı Fransa "Alpler ülkesi" ya da "Âşıklar ülkesi", sahilleri, dansları ve müziğiyle ünlü İspanya "Kostalar (sahiller) ülkesi" olarak adlandırılabilir.

Orta Amerika ülkesi olan Kosta Rika'nın (İspanyolca: zengin sahil) ismi etnik kimliğe vurgu yapmıyor. Ülkenin ordusu bulunmadığı için askeri harcamaları yok. Mutluluk Partisi ülkeyi yönetiyor.

Zihniyet değiştikçe isimler de, kelimeler de, kavramlar da değişecek. Sınırlar, bayraklar, marşlar, savaşlar anlamsız hale gelecek.

Türkiye için ne düşünüyorsun diyeceksiniz. İstanbul üç büyük imparatorluğa başkentlik etmiş. Anadolu birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Pekâlâ "Uygarlıklar ülkesi" olabilir. Evrensel ve kucaklayıcı. Kuşkusuz zihniyet değişikliğiyle birlikte her alanda yüksek kültür yaratmak koşuluyla... Çok mu zor?

DİĞER YAZILARI CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00