Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler

Ümit Kardaş

30-08-2021 04:01

"Kürtler" başlıklı 11 bölümlük yazı dizisinde güttüğüm amaç; tarihsel süreç içinde devlet ideolojisine dayalı olarak oluşturulan politikaların yanlışlığını ve yarattığı mağduriyetleri göstererek, farklılıkları barış ve hukuk güvenliği altında yaşatabilecek bir geleceği inşa etmeye yönelik öneriler sunmaktı.

Başlangıç metnindeki felsefesiyle barışın ve demokrasinin yolunu tıkayan 1982 Anayasası, yapılan değişikliklerle yamalı bir bohçaya dönüşmüş durumda. Bu nedenle geniş bir toplumsal katılımla özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı bir demokrasiye kapı açacak yeni bir anayasanın oluşturulması bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmakta.

Yeni anayasanın içeriği kadar oluşturulma sürecinde izlenen yöntem de çok önemli. Yeni anayasanın amaçlarının gerçekleştirilebilmesi, geniş bir toplumsal katılımla oluşturulmasına bağlı. Süreçler açık ve şeffaf olmalı, toplumun ve bireylerin katkısı sağlanmalı. Halkın önemli bir bölümünün sürece dahil edilmesi anayasanın meşruiyetini, kalıcılığını ve kendini unutturan bir anayasa olmasını sağlayabilir.

Bu, aynı zamanda barışın güvence altına alınmasının sağlanması demektir. Kimlikler, aidiyetler, inançlar, amaçlar ve değerler temelinde derinden kutuplaşma yaşayan toplumlarda geniş katılımlı ve müzakere süreçli bir anayasa inşa sürecinin sağlanması yeni bir toplumsal sözleşmede uzun vadeli ve kalıcı bir mutabakatı mümkün kılabilir.

Çoklu, çoğulcu, katılımcı, özgürlükçü, hukukun üstünlüğüne bağlı bir demokrasinin yeni bir anayasayla inşasına katkı sunmak amacıyla değerlendirme ve önerilerde bulunmak istiyorum.

Anayasanın felsefesi ve başlangıç metni

Değerlendirme: Anayasaların felsefeleri genellikle anayasaların başlangıç metninde yer alır. Kimi ülke anayasaları başlangıç metnine yer vermemiştir. Ancak özellikle bir iç çatışmadan çıkmış, toplumsal ve siyasal barışı hedefleyen ülkelerde anayasanın felsefesini, ruhunu açıklayan başlangıç metinleri bulunur.

Kanaatimce, yeni anayasada iç çatışmalardan ve gerilimlerden çıkmamızın temelini oluşturacak, demokrasi ve özgürlüklere vurgu yapacak bir başlangıç metni, aynı zamanda öfke ve intikam duygularını aşacak bir işlev görecektir.

Anayasanın yeni felsefesinin katılımcı ve çoğulcu demokratik değerlere dayanması, insan onurunu ve insanın kendini özgürce ifade edebilmesini öngörmesi önemli. Özellikle yeni anayasanın felsefesi bağlamında devletin yeniden tanımlanması zaruri bir sonuç olarak ortaya çıkmakta.

Metin teklifi: Türkiye coğrafyasında yaşayan çeşitli dinsel, etnik ve kültürel farklılıklara sahip yurttaşlar, tarihten gelen barış içinde özgürce bir arada yaşama arzu ve iradesini tekrar ederek ve yenileyerek toplumsal bir mutabakata varmışlardır. Bu toplumsal mutabakat, insanların doğuştan var olan özgürlüklerini kullanabilmelerini sağlamak, ayrımcılığı engellemek, sosyal adaleti gerçekleştirmek, her koşulda farklılıkları korumak ve farklılıklarla birlikte bir arada barış içinde çoğulcu, katılımcı ve şeffaf bir toplumda yaşamak isteği yönündeki iradesini; devletin ise bireyin ve toplumun hak ve özgürlüklerini ve tercihlerini kullanılabilmelerini sağlamak, bireyin ve toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmek ve yoksulluğu aşmak için hukuk içinde hareket etmek üzere oluşturulmuş, işleyişi ve yetkileri denetim ve denge sistemine göre konumlandırılmış bir aygıt olduğu düşüncesini temel alır. Bireylerin ve toplumun katkılarıyla hazırlanan, olağan bir meclis tarafından kabul edilen ve halk tarafından onaylanıp yürürlüğe giren bu anayasa; bireylerin ve toplumun hizmetinde olması gereken devletin yönetim biçiminin yanı sıra özgürlük ve barış içinde yaşamanın ilkelerinin gösterildiği örnek bir metin olarak küresel demokrasi idealine yönelik bir çabaya da katkı sunacak tarihsel bir açılımın başlangıç noktasını oluşturacaktır.

Cumhuriyetin nitelikleri

Değerlendirme: Anayasa'nın "Cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2. maddesindeki düzenlemesinden sadece "demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti" ibaresinin korunması, ancak bu niteliklere açıklık getirecek eklemeler yapılması gerekmekte. Sözkonusu niteliklerin gerçekleşmesi sağlanamadığından içi boşaltılmış kavramlar haline geldikleri anlaşılmakta.

Madde teklifi: Türkiye Cumhuriyeti, hak ve özgürlükleri, katılımcılığı ve çoğulculuğu esas alacak şekilde demokratik, din ve vicdan özgürlüğünü ve her türlü inanca karşı eşit mesafede durmayı esas alacak şekilde laik, yoksulluğu ve yoksunluğu aşmayı, ayrımcılığı engellemeyi ve fırsat eşitliğini sağlamayı esas alacak şekilde sosyal, adil yargılanmayı, adaleti ve insan onuruna saygıyı esas alacak şekilde hukuk devletidir.

Resmi dil, bölgesel diller ve kültür

Değerlendirme: 1982 Anayasasının 3. maddesinin 1.fıkrasının 2. cümlesinde devletin dilinin Türkçe olduğu belirtilmekte. Kuşkusuz burada amaçlanan, resmi dildir. Devlet soyut bir kavram olup somut bir dili olamaz. Devlet yönetiminde görev alan insanlar devleti yönetirken dili araç olarak kullanırlar. Bu da resmi dildir. O halde bu hususun devletin dili olarak değil, resmi dil olarak ifade edilmesi uygundur.

Devletin bireylerle veya bireylerin birbirleriyle yaptıkları tüm resmi işlemlerde anayasa ya da kanunla zorunlu kılınarak, bazen de fiilen kullanılan bir veya birden çok dil, resmi dil olarak adlandırılır.

Mesela İsviçre'de anayasada öngörülmüş 4 resmi dil bulunmakta... Almanca, Fransızca, İtalyanca ve Romanş dili. Kantonlar kendi resmi dillerini tanımlama hakkına sahiptirler, ayrıca dile bağlı topluluklar arasındaki uyumu korumak için geleneksel dil dağılımına saygı gösterilir ve azınlıkların kullandıkları yerel diller dikkate alınır ve desteklenir.

Kanada'da hem İngilizce, hem Fransızca resmi dildir... Kanada, çok kültürlülüğü başarıyla uygulayan bir ülkedir. Kanada'da bütün diller ve kültürler korunmakta. Diller ve kültürler arasındaki iletişim, olumlu anlamda etkileşimler sağlamakta, böylece yaşamın kültürel alandaki kalitesi artmakta. Kanada'da öğretim ve eğitim, resmi dil olan İngilizce ve Fransızcanın dışında farklı etnik dillerde de yapılmakta.

Filipinler'de Filipince (Takalotça) ve İngilizce; Finlandiya'da Fince ve İsveççe; İrlanda'da İrlandaca ve İngilizce; Lüksemburg'da Lüksemburgca, Fransızca, Almanca ve Portekizce; Belçika'da Fransızca, Almanca ve Flamanca; İspanya'da İspanyolca (Kastilya Dili), Aranca, Baskça, Galiçyaca ve Katalanca; Bosna-Hersek'te Boşnakça, Hırvatça ve Sırpça; Güney Kıbrıs'ta Türkçe ve Yunanca; Irak'ta Arapça, Kürtçe, Türkmence resmi dildir.

Almanya Federal Cumhuriyeti'nde Sırpça, Romanca, Frizce ve Danca dilleri Avrupa Bölgesel Diller ve Azınlık Dillerini Koruma Antlaşması tarafından korunmakta. İtalya'da resmi dil İtalyanca olup İtalyan Anayasası'nda azınlık dilleri güvenceye alınmış durumda (Arnavutça, Katalanca, Hırvatça, Fransızca, Almanca, Slovence).

Fransa'da resmi dil Fransızcadır, ancak Fransız Anayasası bölgesel dilleri tanır, sahiplenir ve korur. Bu dillerin sayısı oldukça fazla olup üniversiteler dahil her alanda kullanılır (Breton, Katalan, Oksitan, Bask, Korsika ve Alsas Dilleri). Fransız Kültür Bakanlığı bu dilleri korumak ve geliştirmekle yükümlü bulunmakta.

Avrupa Konseyi'nin temel amaçları arasında Avrupa kültürel mirasının çeşitliliğinin ve zenginliğinin geliştirilmesi ve korunması yer almakta. Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı 25 Haziran 1992 tarihinde Bakanlar Komitesi tarafından bir sözleşme olarak kabul edildi, Türkiye'nin imzalamadığı Şart, 1 Mart 1998 tarihinde de yürürlüğe girdi.

Şart, kamusal yaşamda bölgesel ve azınlık dillerinin kullanımını cesaretlendirmeyi ve kolaylaştırmayı düzenleyici bir dizi önlemi içermekte. Diller Şartı, ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğü ilkelerine sadık kalan bir yaklaşımı da esas almakta, resmi dillerle bölgesel ve azınlık dilleri arasındaki ilişkilerin rekabet ya da düşmanlık açısından değerlendirilmeyeceğini ifade etmekte.

Avrupa dışında da birçok ülkede, bölgelerde birden çok resmi dil düzenlemesi anayasalarda yer almış bulunmakta. (Meksika'da İspanyolca dışında 67 ulusal dil, Bolivya'da 37 resmi dil ve bölgelerde başta İspanyolca olmak üzere ikinci resmi dil kullanma zorunluluğu, Arjantin'de İspanyolca ile birlikte Guarani dili ikinci resmi dil ve Güney Afrika'da 11 resmi dil ve bölgelerde iki dil kullanma zorunluluğu.)

Bölgesel ve azınlık dillerinin korunup anadil bağlamında yaşanır kılınması insani ve demokratik bir değerdir ve bunun sıkıntısını en çok Kürtler çekmiştir. Türkiye, sözkonusu Şart'ı imzalayıp yürürlüğe sokmalıdır.

Türkiye'nin ihtiyacı olan böyle bir anayasada resmi dil olarak Türkçenin yanında bölgesel alanda kullanılmak üzere Kürtçeye de yer verilmesi gerekmekte. Anayasa ayrıca bölgesel, yerel dillerin ve kültürlerin varlığını, anadilde öğretim ve eğitim özgürlüğünü güvenceye almalıdır.

Madde teklifi: Türkiye coğrafyasında Türkçenin yanı sıra bölgesel ihtiyaçlara göre birden çok resmi dil kullanılabilir. Devlet, bölgesel ve azınlık dilleri ile kültürleri korur ve gelişmelerini destekler.

Devam edeceğim.

DİĞER YAZILARI CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00