Duvarları yıkabilecek miyiz?

Ümit Kardaş

01-04-2022 05:31

YENİ BİR DÜNYA İNŞASI - 5

"Bu gezegende nice uygarlıklar kan ve korku içinde batmıştır. Doğaldır ki, gezegenimizin kandan ve korkudan uzak bir uygarlığa kavuşmasını istiyoruz. Bence dünyamız bunun özlemini yaşıyor. Fakat dünyamıza yüz milyonuncu ya da dört yüz milyonuncu yaş gününde bile böyle bir armağan sunabilecek miyiz? Bu, korku verecek kadar kuşkulu bence. Eğer bunu veremezsek, gezegenimiz, biz budala iyi niyet kumkumalarını bir gün cezalandıracak ve bize Son Yargı (Kıyamet) gününü yaşatacaktır..."

Walter Benjamin

 

Ömer Faruk, Bir aşağılama aracı olarak çöp isimli yeni kitabında sürekli kriz üreten sistemin taraflarını "Tanrı Devleti" (Din) ve "Dünya Devleti" (Pankapitalist sistem) olarak ayrıma tabi tutmakta.

Faruk’a göre, "'Dünya Devleti', 'hammadde' ve 'kâr' kaynağı olarak, 'Tanrı Devleti' ise 'vaat edilmiş topraklara' giderken uğranılan bir konaklama yeri kabul ederek yeryüzünü sömürgeleştirir, talan eder, aşağılar ve çöp muamelesi yapar".

Bu iki düşman güç, görünürde çatışmalarına rağmen şiddet kullanmada, ideolojilerini yasa olarak dayatmada, tapınak, AVM ve duvar inşa etmede, yeni aşağılama mekanizmaları kurup insanı çöp (atık) olarak ötekileştirmede ortaklaşa davranmakta.

"Tanrı Devleti", binlerce yıl iktidarını tapınaklarla, din adına fetih katliamlarıyla sürdürürken, "Dünya Devleti"ne, yani pankapitalist sistemin gökdelenlerinin tapınaklardan daha kapsayıcı olmasına, hükmetme kudretine tahammül edemez. (11 Eylül 2001 saldırısı.)

Kutsal, mutlak ve tartışılmaz olan üzerinden söz ve eylem üreten, itaati erdem kabul eden bir kitle oluşturan "Tanrı Devleti"; hiçbir yasaya, ahlaka, otoriteye aldırış etmeden her an, her yerde, her şeyi kabul ya da reddetme üzerinden söz ve eylem üreten "Dünya Devleti" karşısında çaresiz kalır. (Faruk - a.g.e.)

Faruk'un insanlığın antroposen çağa nasıl geldiğine ilişkin şeması önemli: "Başlangıçta 'yeryüzü' bütün hareketli ve hareketsiz canlı türlerinin kayıtlı olduğu, duvar, çöp ve aşağılama mekanizmalarının olmadığı bir yerdi... insan, merkezinde kendisinin olduğu bir 'dünya' kurmak istedi... Önce yeryüzünün anlamını ele geçirdi, 'dünya' dedi... Ardından ... canlı türlerini dünya tasavvurunun dışarısına attı (yarısını yok ederek) ... bir tür olarak yüceliğini, mutlaklığını ve iktidarını ilan etti... Ardından çit çekti; çit uzadı, yükseldi ve kalınlaştı duvar oldu... Duvar ulus-devletleri, düzenli orduyu, aşağılamayı ve çöpü getirdi."

Antroposen Çağı'nda özne, kendini yeryüzünün mutlak hâkimi ve hükmedeni kabul ederek tutsak haline getirirken, doğayla birlikte kendi yıkımını da hazırlamış durumda. Her kişi ve kurum sistemin itaatkâr tüketicisi haline gelirken, her kişi ve her yer duvardır ve sistem ürettiği lanetli çöpü aşağılayarak duvarın dışına atmakta.

Yeryüzünün kaynaklarını barbarca tüketerek hareketli ve hareketsiz tüm canlılara zarar veren mutlak özne, toprağı, taşı ve denizi de yok etmekte. ("Taş sabreder, toprak saklar, deniz kusar... Denizin kusması ise 'yeryüzü'nün 'dünya'lı insanın suratına tükürmesidir." (Faruk - a.g.e.)

Doğa çöp üretmez. Çöpü üreten, doğal ortamı kirleten insan, kendisini de atığa, çöpe çevirmiş durumda. Kendini mutlak özne, yerkürenin hâkimi olarak görmenin yarattığı kibir ve açgözlülük sonucu insan, müthiş bir döngü ve denge içinde hayatı tekraren yaratan yerküreye layık olamamakta.

Demokrasinin karanlık yüzüne sahip demokratik devletlerle otokratik tek adam rejimlerine sahip devletler bu tablonun ortak sorumlusu. Temsil edilenleri hiyerarşik bir tahakkümle temsil eden siyaset kurumu ulus-üstü şirketlerin yerküreyi talan etmelerine göz yummakta.

Faruk, mevcut sol/sosyalist ve sağcı düşüncenin duvar, ev, aile, kapı, kilit, düzenli ordu, sünnet ve çöpte ortaklaştığını, yaşadığımız ekonomik, ekolojik, siyasi, ahlaki ve kültürel krizin paydaşları olduğunu öne sürmekte.

Jela Krecic, bütün devletli toplumsallıkların doğaları gereği ekonomik, finansal, ekolojik, ahlaki krize ya da mülteci krizine kayıtlı olduklarını belirtmekte. (Faruk - a.g.e.)

Dünya artık küreselleşmeyle birlikte gelir paylaşımının giderek bozulduğu, gelişmekte olan ülkelerde üretimin düşük kaldığı, açlıktan ve hastalıktan dolayı çocuk ölümlerinin arttığı, çevrenin enerji kullanımının artmasıyla birlikte hızla kirlendiği, silah üreten teknolojilerin global politikaları etkilediği, önyargıların ve çelişkilerin kol gezdiği bir gezegen. İnsanlık bağrından doğduğu yaratıcı ve üretken gezegenini, hem kendi cinsini hem doğadaki tüm canlıları yok edecek şekilde kullanmakta.

Sistemin atık/çöp muamelesi yaptığı mülteciler ulus-devletlerin sınırlarını ihlal etmeye çalışırken sınır, duvar, tel örgü ne anlam taşımakta? Küresel ölçekte adaletin, eşitliğin ve hukukun bulunmadığı, siyasetin sistemin aparatı olduğu bir durumda yeryüzü tüm canlılar bakımından öngörülemez durumda.

"Yerkürenin suça bulaşması", "suçun küreselleşmesi" durumuyla mı karşı karşıyayız? (Zygmunt Bauman - Iskarta Hayatlar: Modernite ve Safraları - Aktaran: Faruk - a.g.e.)

Evrensel hukukun geçerli olmadığı kriminal bir "Dünya Devleti"nden yeni bir başlangıç noktasına nasıl dönülecek, yerküreyi tahrip etmeden, dengelerini bozmadan, kaynaklarını eşit ve adil bir şekilde paylaşma imkânı sağlayacak bir inşa nasıl bir yapılanmayla gerçekleştirilecek?

Bu yapılanmanın zihniyeti, temelde silahlanmaya, silahların üretilmesine, savaşa, askeri güce, teknolojinin insanlığın yararı dışındaki alanlarda kullanılmasına, betonlaşmaya, doğanın enerji ve maden aramalarıyla tahribine, insan emeğinin sömürülmesine, insan hakları ihlallerine karşı olmalı.

Sorunun özü budur, bunun için de çözümü zordur. Ancak insanlık umudunu kaybetmemeli, bunu gerçekleştirme çabasından vazgeçmemeli.

DİĞER YAZILARI CHP: Altı oku revize edebilecek mi? – 3 01-01-1970 03:00 CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00