Dünya: Hassas kalplerin cehennemi

Ümit Kardaş

14-03-2022 21:05

YENİ BİR DÜNYA İNŞASI - 3:

Dünya: Hassas kalplerin cehennemi

"Bu olgularda göze çarpan şey, insanlardaki şefkat, empati ve ahlaki duyguların kırılganlığıdır."

Nico Henri Frijda

 

Kendimizi güvenlik içinde hissettiğimiz toprak parçalarının kuşatıldığı sınırlar, duvarlar, tel örgüler bizi tutsak kılan hapishaneler olurlar. Duvarlar önce zihinlerde oluşur. Kendisi gibi olmayanı yok etmeye koşullanmış zihinler dünyayı bir cehenneme çevirirler.

Norbert Elias'ın belirttiği gibi, medenileşme süreçleri düzensiz olarak ve sapmalarla ortaya çıktı. Gelişmiş bir devlet aygıtının oluşumu olağanüstü ölçüde yıkım kapasitesine sahip olma sonucunu doğurdu.

Büyük ölçekli savaşlarda ve toptan imhalarda bu potansiyel kullanılmıştı. "Medenileşme" sürecine karşı "barbar medenileşme süreci" (counterpoint - Christopher Powell - "Barbaric Civilization") kavramı yerine oturmakta. Sınırlar, duvarlar, bayraklar, marşlar, silahlar, silahlı güçler bu sürecin sonucu ortaya çıkmış durumda.

Muzaffer fetih orduları, girdikleri yerlerdeki insanları son kişiye kadar öldürecek, tecavüz edecek, köleleştirecek, mallarını yağmalayacaktı. Tarihi, ölümsever liderler yazacaktı.

20. yüzyılda, savunmasız sivillere yönelik kitlesel şiddet, orantısız savaş ve kitle imha eylemleri sırasında 100-150 milyon arasında insanın öldüğü ifade ediliyor. Bu geniş çaplı cinayetler neredeyse tamamı erkek yüz binlerce suçlunun aracılığıyla gerçekleşti.

19. yüzyılın sonlarına doğru Alman birlikleri Güneybatı Afrika'da (Namibya) Heroro halkından 80.000 kişiyi öldürdü. Belçika Kralı II. Leopold'un himayesindeki düzenli ordu ve paralı askerler kralın özel mülkü olan Özgür Kongo Devleti'nde milyonlarca Kongoluyu öldürdü.

I. Dünya Savaşı'nda havadan bombalama eylemleri sivil kayıplara neden olurken, II. Dünya Savaşı'nda çok sayıda sivilin ölümüne neden olan kent bombalamalarını Nazi Almanya'sı başlattı.

Müttefik kuvvetlerince Tokyo'ya atılan yangın bombaları ve Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarıyla sivil kayıplar doruğa ulaştı (750.000 kişi). Bugün altı bin menzile sahip, on milyonlarca kişiyi öldürebilecek kapasitedeki nükleer başlıklı balistik füzelerin tehdidi altında yaşıyoruz. Putin bu füzeleri kullanabilecekleri tehdidinde bulunurken insanlığın bir dehşet dengesinde yaşadığını hissediyoruz.

Nanking Katliamı sırasında Japon işgalciler yüz binlerce Çinliyi öldürürken, II. Dünya Savaşı boyunca Asya'da milyonlarca savunmasız sivilin öldürülmesine yol açtılar.

1947'de Hindistan'daki bölünme sırasında bir milyon insan hayatını kaybetti, 10 milyon insan ülke dışına çıkarıldı. 1958-1962 arası Başkan Mao döneminde Çin'de gerçekleşen Uzun Yürüyüş sırasında on milyonlarca köylü açlıktan ölüme terk edilirken, Çin Kültür Devrimi sırasında 1 milyon insanın hayatı olumsuz yönde etkilendi.

1971'de Doğu Pakistan'ın (Bangladeş) Pakistan'dan ayrılması sırasında Batı Pakistan ordusu en az 1 milyon Bangladeşliyi öldürdü.

20. yüzyılın sonunda Sırp birlikleri 10 bin kadar Boşnak Müslüman'ı öldürdü. Ruanda'da Hutu güçleri neredeyse 1 milyon Tutsi ve şüpheli Hutu'nun katliamına neden oldu.

19. yüzyıl boyunca Çarlık Rusya, Orta Asya'da sürekli cinai sömürge seferleri düzenledi. Fatihler, yerel nüfustan milyonlarca kişinin ölümüne neden oldular. 1919-1920'de Donets bölgesine sürülen Kazaklardan yüz binlercesi öldürüldü ya da tehcir edildi.

1930'larda Sovyetler Birliği'nde Büyük Terör döneminde milyonlarca insan öldürüldü (Gulag kampları - 1 milyon insanın ölümü). Rejim, çoğunluğu Ukraynalı milyonlarca kişiyi açlığa mahkûm ederek öldürdü.

Stalin rejimi potansiyel bir dış düşmanla işbirliği ihtimalini önlemek ve olası bir direniş kapasitesini kırmak amacıyla ulusların tamamını tehcir etti. 1944'te Çeçen ve İnguş 500 bin kişi zorla Kazakistan ve Kırgızistan'a sürüldü. 100 binden fazla kişi can verdi. Kırım Tatarları Kazakistan'a götürüldü. Etnik bakımdan Fin, Polonyalı ve Alman olanlar da tehcire tabi tutuldu.

Irak, Afganistan, Suriye ve Libya, zorba devletlerin üstünlük sağlama alanları oldu. Yerel halktan insanlar kıyıma uğradılar. Sağ kalanlar mülteci olmaya çalıştılar, ancak ya yollarda öldüler, ya da dışlandılar.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali bize aynı acıları yaşatıyor, aynı duyguları hissettiriyor. Hegemonik bir devlet uluslararası hukuku çiğneyerek, orantısız bir güçle ve emperyal gerekçelerini güvenlik ihtiyacıyla meşrulaştırmaya çalışarak insanlığa zarar veriyor.

Milyonlarca insan, yaşlı, kadın ve çocuk, evlerini, anılarını, geçmişlerini bırakarak ölüm riski altında bilinmezliğe doğru göçerken, çocuklar öldürülüyor. Hastaneler, sivil yerleşim yerleri vuruluyor. Adorno'nun deyişiyle "yerleşik ev" geçmişte kalıyor.

Savaşlarda kentlerin ve evlerin bombalanmasıyla, insanların toplama kamplarında işkenceler ve kıyımlarla son bulan bir yaşama mecbur edilmeleriyle, ev güven içinde yaşanır bir yer olmaktan çıkmış, kullanılıp atılacak bir nesneye dönüşmüş durumda. "Kendi evimizi ev olarak görmemek, orada kendimizi evimizde hissetmemek ahlakın bir parçasıdır." (Adorno)

Abram De Swan Kitle Katliamları - Cinai Bölmeler isimli kitabında savaşın bize yaptıklarını anlatıyor: "Savaş medeniyetsizleştirir; başkalarının duygularını anlayabilmeyi köreltir, duygusuzlaştırır; kişiyi acı çeken insanlar karşısında kayıtsız kalmaya ve bizzat soğukkanlılıkla, hatta coşkuyla bu tür acılar çektirmeye hazırlar."

Swan devam ediyor: "Savaş toplumsal imhada başvurulan, tekerrür eden bir metafordur. Savaş, sadece kitlesel cinayetleri kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda onların meşrulaştırılmalarına da yardımcı olur. Fiili bir savaş olmadığı zamanlarda bile, tek başına savaş metaforu düşmanın ortadan kaldırılmasını haklı çıkarmaya yarar."

Kanlı savaş geçmişine sahip yayılmacı devletler, silahlanmaya daha yatkındır ve savunması zayıf, örgütsüz "hasımlarına" karşı kolayca şiddet uygularlar. Silahlanarak ve savaşa hazırlanarak barışı sağlamak mümkün değil. Albert Einstein uyarıyor: "Aynı anda hem savaşı engelleyip hem de savaş hazırlığı içinde olamazsınız. Savaşı engellemek daha fazla inanç, cesaret ve azim gerektirir."

"Auschwitz'ten beridir insanın neler yapabileceğini biliyoruz. Hiroşima'dan bu yana ise neyin tehlikede olduğunu." (Viktor E. Frankl)

Dünyayı bir cehenneme çeviren bu tabloyu değiştirmek mümkün mü? İnsanlığın siyasetten bağımsız olarak silahlardan tamamen arındırılmış, doğaya odaklı ve insani yeni bir dünyayı inşa etmek için mücadele etmesi gerekiyor. Dünyadaşlar "küresel kozmopolit demokrasi" zemininden hareket ederek bu hedefe yönelebilirler.

Devam edeceğim.

DİĞER YAZILARI CHP: Altı oku revize edebilecek mi? – 3 01-01-1970 03:00 CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00