"Dil"den "Gönül"lere akmak!

Ümit Kardaş

18-03-2021 01:51

Dilbilimci Ken Hale'in söylemiyle, "Bir dil ölüp gittiğinde, bir kültür, entelektüel bir miras, bir sanat yapıtı da yitip gider. Louvre'a bomba atmak gibidir âdeta."

Habitatın yıkımı nasıl bitki ve hayvan türlerinin yok olmasına ve dolayısıyla biyosferin bozulmasına neden oluyorsa, etnosfer de daha büyük bir hızla bozulmakta. Bunun en önemli göstergesi de dillerin ölümü. Dil, sözcüklerden ve gramerden ibaret değil. Dil âdeta insan tininin billurlaştığı her bir kültürün ruhu. Davis'in tanımıyla, "Her dil zihindeki bir cangıldır, düşüncenin dönüm noktasıdır, tinsel olasılıkların oluşturduğu bir ekosistemdir".

Halkların Demokratik Partisi, Kürtçenin resmen tanınması ve eğitim dili olması için çalışma yürütmek üzere bir dil komisyonu kurmuş bulunuyor. Komisyon ilk iş olarak, aralarında eş genel başkanların da bulunduğu 500 parti yönetici ve üyesine Kürtçe öğretmeye başladı.

Komisyon, Kürtçenin halk arasında, özellikle çocuklar arasında yaygınlaşması ve Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilmesi için diplomasi alanında çalışma yürütülmesi, basın açıklamalarını Kürtçe ve Türkçe yapılması gibi kararlar aldı.

Resmi dil, devletin bireylerle veya bireylerin birbirleriyle yaptıkları tüm resmi işlemlerde anayasayla ya da kanunla zorunlu kılınan veya bazen de fiilen kullanılan bir veya birden çok dile denir.

Bir ülke sınırları içinde yaşayan kişiler ya da topluluklar farklı dillere sahip olsalar dahi resmi işlemlerini gerçekleştirirken resmi dil kullanmak zorunda kalırlar. Devlet dairelerinde ve resmi yazışmalarda kullanılan resmi dil, birden çok olabilir.

Mesela İsviçre'de anayasada öngörülmüş 4 resmi dil bulunmakta. Almanca, Fransızca, İtalyanca ve Romanş dili. Kantonlar kendi resmi dillerini tanımlama hakkına sahiptirler, ayrıca dile bağlı topluluklar arasındaki uyumu korumak için geleneksel dil dağılımına saygı gösterilir ve azınlıkların kullandıkları yerel diller dikkate alınır ve desteklenir.

Kanada'da hem İngilizce hem Fransızca resmi dildir. Kanada, çok kültürlülüğü başarıyla uygulayan bir ülke. Kanada'da bütün diller ve kültürler korunmakta. Devlet çok kültürlülüğün yaşanmasını sağlarken, diller ve kültürler arasındaki iletişim olumlu anlamda etkileşimler sağlamakta, böylece yaşamın kültürel alandaki kalitesi artmakta. Kanada'da öğretim ve eğitim, resmi dil olan İngilizce ve Fransızcanın dışında farklı etnik dillerde de yapılmakta.

Filipinler'de Filipince (Takalotça) ve İngilizce, Finlandiya'da Fince ve İsveççe, İrlanda'da İrlandaca ve İngilizce, Lüksemburg'da Lüksemburgca, Fransızca, Almanca ve Portekizce, Belçika'da Fransızca, Almanca ve Flamanca, Bosna-Hersek'te Boşnakça, Hırvatça ve Sırpça, Güney Kıbrıs'ta Yunanca, Türkçe, Irak'ta Arapça, Kürtçe, Türkmence resmi dildir.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nde anayasada başta İngilizce, Afrikaans ve İsizulu dilleri olmak üzere yerli halkın kullandığı 11 adet dil, resmi dil olarak kabul edilmiştir.

Bolivya'da 2008 tarihli anayasada 9 özerk eyalet öngörülürken, İspanyolca ile birlikte yerli halklar tarafından konuşulan 36 dil, resmi dil olarak kullanılmakta.

İspanya'da 17 özerk bölge ve 2 özerk kent bulunurken, Aranca, Baskça, Galiçyaca ve Katalanca bölgesel resmi dil olarak kullanılmakta.

Almanya Federal Cumhuriyeti'nde anayasada Almancanın resmi dil olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmamakta, ancak bazı kanunlardaki düzenlemeler bunu öngörmekte. Almanya'da Sırpça, Romanca, Frizce ve Danca dilleri, Avrupa Bölgesel Diller ve Azınlık Dillerini Koruma Antlaşması tarafından korunmakta.

Rusya Federasyonu Anayasası, cumhuriyetlere kendi devlet dillerini belirleme ve Rusça ile birlikte kullanma imkânı tanımakta. Tüm halkların anadillerini korumaları, öğrenmeleri ve geliştirmeleri hakkını güvence altına almakta.

İtalya'da resmi dil İtalyanca olup İtalyan anayasasında azınlık dilleri güvenceye alınmıştır (Arnavutça, Katalanca, Hırvatça, Fransızca, Almanca, Slovence).

İngiltere'de İngilizce ve Gal Dili, fiili resmi dil olarak kullanılmakta.

Fransa'da resmi dil Fransızca olmakla birlikte Fransız Anayasası bölgesel dilleri tanır, sahiplenir ve korur. Bu dillerin sayısı oldukça fazla olup üniversiteler dahil her alanda kullanılır (Breton, Katalan, Oksitan, Bask, Korsika ve Alsas Dilleri). Fransız Kültür Bakanlığı bu dilleri korumak ve geliştirmekle yükümlüdür.

Türkiye'deki tarihsel gelişim ise etnik kimlikleri ve anadilleri değişik olan kesimler üzerinde asimilasyoncu politikalar üzerinden "tek dil" dayatması şeklinde olmuştur.

1982 Anayasası'nın 3.maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde "devletin dili"nin Türkçe olduğu belirtilmiş olup daha önceki anayasalarda bu durumun nasıl düzenlendiğine bakmakta yarar bulunmakta.

1876 Anayasası (Kanunu Esasi) Tebaa-i Devlet-i Osmaniye’nin hukuk-u umumiyesi başlıklı bölümün 18. maddesinde sözkonusu hususu aynen "Tebaa-i Osmaniye'nin hidemat-ı devlette istihdam olunmak için devletin lisan-ı resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır," şeklinde düzenlemiştir.

Osmanlı İmparatorluğu, 1876 Anayasası'nda devletin resmi dilinin Türkçe olduğuna ilişkin doğrudan bir düzenleme yapmamış, devlet hizmetinde görev alacak Osmanlı tebaasının Türkçe bilmesini şart koşan düzenlemeyi yaparken dolayısıyla Türkçenin devletin lisan-i resmisi (resmi dili) olduğunu belirtmiştir.

Bu maddenin taslağında imparatorluktaki tüm kavimlerin kendi dillerinde öğretim ve eğitim yapabilecekleri konusu da yer almışken, daha sonra bu düzenlemeden vazgeçilmiştir.

29 Ekim 1923 ve 364 sayılı "Teşkilat-ı Esasiye Kanununun Bazı Mevaddının Tavzihan Tadiline Dair Kanun" başlıklı yasa ile 1921 Anayasası'nda açıklık getiren değişikliklerle yönetim şekli olarak Cumhuriyet kabul edilirken, bu yasanın 2. maddesi ile açıkça ve doğrudan doğruya devletin resmi dilinin Türkçe olduğu belirtilmiştir.

1945 yılında, 1924 Anayasası Türkçeleştirilirken bu husus "Devlet dili Türkçedir," şeklinde ifade edilmiştir.

1961 Anayasasının 3. maddesinin 2. fıkrasında bu husus açıkça "Resmi dil Türkçedir," şeklinde ifade edilmiştir. Bu düzenlemeyle dil ile devlet arasında bir bağ kurulmamıştır. Sadece resmi dilin Türkçe olduğu belirtilmiştir.

1982 Anayasası'nın 3. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde devletin dilinin Türkçe olduğu belirtilmekte. Devlet soyut bir kavram olup, somut bir dili olamaz. Bunun anlamı resmi alanda, yani devlet yönetiminde devlet görevlilerinin yurttaşlarla resmi ilişkilerde kullanacakları dilin Türkçe olarak kabul edilmesidir.

Birçok ülkede birden çok resmi dil kullanılması bir ihtiyaçtan doğmakta. Bir bölgede etnik kimlikleri farklı toplulukların talepleriyle ilgili kamu idaresiyle ilişki kurması anadilleriyle mümkündür. Resmi dil bir ihtiyacın karşılığıdır ve bu nedenle ülkeler bazı bölgelerde değişik dilleri resmi dil kategorisine almıştır.

Ayrıca anadiliyle eğitim ve öğretim hakkı 1982 Anayasası'nın 42. maddesinin; "Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez," şeklindeki yasakla tanınmamıştır.

Anayasa değiştirilmeden anadiliyle eğitimin özel okullar aracılığıyla sadece ekonomik gücü olanlara açılması evrensel hukuk ilkelerine, uluslararası sözleşmelere, çocuk haklarına aykırıdır.

Aksine baskı ve asimilasyon politikaları nedeniyle geriletilmiş bölgesel ve azınlık dillerinin devlet tarafından korunup geliştirilmesi gerekir. Anadilde öğrenim ve eğitim özgürlüğü insanların doğuştan getirdiği doğal bir durumdur. Devletin görevi, bu özgürlüğü tanımak değil, bu özgürlüğün hukuk güvenliği altında kullanılmasının ortamını sağlamak ve desteklemektir.

İsviçre'den Bolivya'ya, Irak'tan Kanada'ya, Güney Afrika Cumhuriyeti'nden Finlandiya'ya, Bosna-Hersek'ten Kıbrıs'a kadar ülkelerin ne kadar mesafe aldıkları görülmekte. Tekçi zihniyetin dayatmasından kurtulmak için toplumsal mutabakata ve yeni bir kurucu felsefeye dayalı bir anayasaya ihtiyaç bulunmakta.

Farklılıkları koruyan, çoğulcu, özgürlükçü ve barışçı bir felsefeye dayalı olması gereken bu anayasada Türkiye coğrafyasında yaşayan bireylerin ve halkların özgürlüklerini, haklarını, kültürlerini, geleneklerini ve dillerini koruyan bir ilkenin yer alması önkoşul.

Dayanışma ve ortak amaç duygusu, farklı kimliklere boyun eğdirilerek değil, onlarla bir arada özgür ve eşit şekilde yaşamanın koşulları oluşturularak sağlanabilir. Bölgesel, yerel dillerin ve kültürlerin varlığının, anadilde öğretim ve eğitim özgürlüğünün güvenceye alınması zorunludur.

Farsça kökenli bir sözcük olan "dil", bir anlamıyla duygu ve düşüncelerimizi aktardığımız iletişim aracı, diğer bir anlamıyla "gönül" demek. Kültürlerarası diyaloğun en önemli aracı olan "dil"den "gönül"lere akmak varken, başka dilleri yok sayarak gönül kırmanın anlamı var mı?

Büyük usta Genco Erkal’ın sanat hayatı belgesel oluyor Hakan Tahmaz'dan: Muhalefete yeni bir yol haritası gerek Orhan Pamuk'tan Oya Baydar'a 147 yazardan Boğaziçi'ne destek Sinan Genim'den: Toplumu korkutmak Acı haberi Bakan Koca duyurdu: Rasim Öztekin hayatını kaybetti
DİĞER YAZILARI CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00