Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3)

Ümit Kardaş

25-09-2022 22:18

"Dünyada görmek istediğiniz değişikliğin kendisi siz olun." (Mahatma Gandhi)

 

Referandum öncesi yazdığım yazıdan yapacağım alıntıyla madde analizlerine devam edeceğim:

"i)  Anayasanın 146. maddesi değiştirilerek Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısı 11 asıl, 4 yedek üyeden 17 asıl üyeye çıkarılmıştır. TBMM'ye 3 üyeyi, cumhurbaşkanına ise 4 üyeyi doğrudan seçme imkânı tanınmış. Cumhurbaşkanına ayrıca Yargıtay'dan 3,  Danıştay'dan 2, Askeri Yargıtay'dan 1, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nden 1, YÖK'ten 3 üyeyi sözkonusu kurumların seçeceği üç misli aday içinden seçme imkânı tanınmıştır. Böylece Anayasa Mahkemesi'nin yapısının yetersiz olsa da demokratikleştirilmesi öngörülmüştür. Demokratikleştirme açısından cumhurbaşkanına doğrudan 4 üye seçme hakkının TBMM'ye verilmesi daha uygun olacaktı.

j)  Anayasanın 147. maddesinde yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresi 12 yıl ile sınırlandırılmıştır. Böylece bu görevde 20-25 yıl süreli kalmanın önüne geçilerek mahkemenin hukukun gelişim sürecinden kopmaması sağlanmıştır.

k) Anayasanın 148. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinin sonuna getirilen bir ekle yurttaşların Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan bireysel başvuruda bulunması imkânı sağlanmıştır. Böylece her yurttaş güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği kanaatine varırsa iç olağan kanun yollarını tüketmek koşuluyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilecektir. Bu düzenleme yurttaş bakımından önemli bir hak arama imkânı getirmektedir. Ayrıca buna bağlı olarak yurttaşlar tarafından AİHM'de dava açma sayısının da azalacağı açıktır. (Ancak Anayasa Mahkemesi özellikle 15 Temmuz 2016'dan itibaren işlevini kaybetmiş, önemli hak ihlalleriyle ilgili ret kararı verirken, birçok ihlalin dava sürecini bekleterek, erteleyerek hukuka aykırı sonuçlar doğurmasının devamlılığına neden olmuş, AİHM süreçlerinin başlamasını bloke etmiştir.)

Bu maddede ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan sıfatıyla vereceği kararlara karşı Genel Kurul'a yeniden inceleme başvurusu yapılması imkânı getirilmiştir. Bunun dışında ek bir fıkrayla Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanmaları sağlanmıştır.

l) Anayasanın 159. maddesinde değişiklik yapılarak HSYK'nın üye sayısı 7 asıl, 5 yedek üyeden 22 asıl, 12 yedek üyeye çıkarılmıştır. Böylece 7 asıl üyeyle, uygulamada ise 5 asıl üyeyle kapalı devre çalışan bir yapıdan daha demokratik bir yapıya geçilmesi öngörülmüştür. Adalet Bakanı başkan, müsteşarı üye olarak muhafaza edilmiş, cumhurbaşkanına doğrudan 4 asıl üye seçme imkânı verilmiştir. Yargıtay'a doğrudan 3 asıl, 3 yedek, Danıştay'a doğrudan 2 asıl, 2 yedek, Türkiye Adalet Akademisi'ne doğrudan 1 asıl, 1 yedek üye seçme imkânı tanınmıştır. Bu düzenlemedeki önemli bir yenilik birinci sınıfa ayrılmış adli hakim ve savcıların kendi aralarından 7 asıl, 4 yedek ve yine birinci sınıfa ayrılmış idari yargı hakim ve savcıların kendi aralarından 3 asıl, 2 yedek üye seçmeleri öngörülerek demokratik bir temsil imkânı sağlanmış olmasıdır.

(AK Parti'nin getirdiği teklifte her bir üyenin bir adaya oy verme şartı vardı. Yani çarşaf listeyle oluşabilecek çoğunlukçu yeni bir vesayet sistemine izin vermemeyi önceleyen bu düzenlemeye CHP Anayasa Mahkemesi nezdinde itiraz etti. Anayasa Mahkemesi CHP'nin itirazı üzerine bu maddeyi iptal etti. Dolayısıyla çarşaf liste uygulaması zorunlu hale geldi. Bunun sonucu HSYK içinde çoğunlukçu vesayetçi bir yapının oluşmasının önüne geçilememiş oldu. AK Parti'nin karşı çıktığı çarşaf liste uygulaması belli bir görüşün yargıdaki temsilcilerini HSYK'da çoğunluğa taşıdı. Yani vesayetin kendisi ortadan kalkmış olmadı, vesayet sadece el değiştirmiş oldu.)

Kurulda Adalet Bakanı ve müsteşarın bulunmaması ve cumhurbaşkanının doğrudan seçeceği üyelerin meclis tarafından seçilmesi daha uygun olurdu. Bu durumda kurulun başkanı da kurul üyelerinin oylarıyla belirlenebilirdi. Yine aynı maddede yapılan bir değişiklikle kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin kararlarına karşı yargı yolu açılmıştır. Bu önemli bir değişikliktir. Ancak meslekten çıkarma dışında kalan kurul işlemlerinin istisna edilmesi 'yetmez' demeyi gerektirmektedir. Bunun dışında daha önce ihraç edilmiş olanlara geçici bir maddeyle yargıya başvurma hakkı tanınmamış olması adil olmamıştır.

m) 12 Eylül 1980 tarihinden ilk genel seçimler sonucu toplanan TBMM'nin Başkanlık Divanı'nın oluştuğu tarihe kadar MGK'nın, bu dönem hükümetlerinin, Danışma Meclisi'nin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı ve bu tasarrufları idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerin uygulamış olmaları nedeniyle bu kişiler hakkında cezai, mali veya hukuki sorumluluk bakımından yargı önüne gidilemeyeceğine ilişkin bir düzenleme olan Anayasanın geçici 15. maddesi kaldırılmıştır.

Bu maddenin kalkmasının birçok anlamı vardır. Öncelikle sembolik de olsa darbe suçunu işlemiş olanları ve buna çeşitli aşamalarda ve görev mevkilerinde iştirak etmiş olanları anayasal bir koruma altında tutan ayıplı bir düzenlemenin insanı umutsuzluğa sevk eden yükünden kurtulmak ve yıllar sonra da olsa onurla böyle bir düzenlemeye hayır demek anlamlıdır. Bunun dışında sözkonusu kişilerin hukuki ve cezai sorumlulukları bakımından durum belirgin değildir.

Bu konuda zamanaşımının dolduğu öne sürülse de Anayasal yasağın zamanaşımını kestiği ve zamanaşımının yasak kalktıktan sonra işlemeye başlayacağı gayet hukuki bir yorumdur. Bunun yanıtı yapılacak suç duyuruları sonucunda işletilecek süreç sonunda yargı organlarınca verilecektir. Bu nedenle bu maddenin kaldırılmasının önemli olduğu açıktır. (Maalesef sistemin yargısı bizim görüşümüze değil, darbe döneminde insanlık suçu işlemiş olanları hesap vermekten kurtaracak görüşe itibar etti.)

Sonuç: Görüldüğü gibi Anayasa değişiklikleri önemli demokratik standartlar getirmekte. Bazı değişiklikler yeterli olmayabilir. Ancak bunlar yeni ve sivil bir anayasaya ulaşmada yurttaşları ve toplumu rahatlatacak bir aşamayı ifade etmekte. Bu nedenle AKP referandum sürecinde politikasını 'yeni bir sivil anayasa yapabilmek için şimdi evet' üzerine oturtmalıdır."

Bu değişiklikleri AKP iktidarı dışında başka herhangi bir parti iktidarı da getirseydi o günkü vesayet döneminde desteklenmesi gerekirdi. 15 Temmuz 2016'dan sonra fiilen başlayan 9 Temmuz 2018'de resmen uygulanmaya başlanılan partili cumhurbaşkanlığı sistemi sürecinde Anayasa ve hukukun işlevi kalmadı.

Türkiye âdeta anayasasız ve hukuksuz bir fiili rejim yaşamakta. Ama 100 yıllık tarihsel süreci analiz etmeden gelinen noktayı "yetmez ama evet" diyenlere yıkmak kolaycılığı objektif ve rasyonel olmadığı gibi insafsızlık.

Bu kesimin oy potansiyeli ve destekleyenleri sonuca etki edecek durumda değildi. Doğrudan "evet" diyenler ile sandığı boykot edenler sonucu belirledi. AKP iktidarı ve Erdoğan'ın siyaset kültürü ve tarzının faturayı YAE'cilere kesen kesimden bir farkı bulunmamakta. Onların temsil ettiği zihniyet ve siyasi kültür iklimi ancak otoriter bir lideri seçenek olarak yaratabilirdi.

Hiçbir parti ayrımı yapmadan söyleyebiliriz ki yalancı baharlar yaşamamızın, sorunlarımızı çözüme kavuşturamamamızın temel nedeni, toplumsal barışı sağlayacak çözümleri ve uzlaşmayı engelleyen, "linç-çökme" kültürüyle beslenen tekçi zihniyettir. Tüm partiler ve toplumun büyük bir bölümü insani olmayan bu zihniyet kültürüyle zehirlenmiş durumda.

Kimse, rasyonel düşünen bir grup insana 100 yıllık tarihin bütün olumsuzluklarını boca edip rejimin çökmesi sorumluluğundan kurtulamaz. Her birey dogmalara dayalı eleştiriler yapmadan önce çoğulculuğa, özgürlüğe, hukukun üstünlüğüne geçit vermeyen tekçi ideolojik zihniyetten kendini kurtarmaya bakmalıdır.

DİĞER YAZILARI CHP: Altı oku revize edebilecek mi? – 3 01-01-1970 03:00 CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00