İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye

Ümit Kardaş

28-06-2023 01:50

Ömer Faruk "Yarabıçak" isimli denemesinde, düşüncenin düşünene hükmetmesi ile düşünenin düşünceye hükmetmesi arasındaki gerilimi, Orhan Pamuk'un 'Benim Adım Kırmızı' isimli romanındaki Doğu minyatürü (nakkaş) ile Batı resminin (ressam) karşılaştırması üzerinden irdelemekte.

Minyatürde derinlik, üslup ve imza yoktur. Işığa yorum katan ve derinlik veren gölge kullanılmaz. Minyatür, "Allah'ın âlemi nasıl gördüğünü nakkaşın aramasıdır". Yaratıcı olan Allah'a eş bir yaratımı, resim yoluyla ortaya koymak günah olarak kabul edilir. Bu durumda artık düşünce düşünene hükmetmekte, nakkaş kendi gördüğü âlemi değil, Allah'ın gördüğü âlemi resmetmeye çalışmaktadır.

"Gölge", gerilimin ana ekseninde yer almakta. İnsanın var olduğu andan itibaren "gölge"si bulunmakta. "Gölge" insan varlığının ilk resmi olarak kültür öncesinden beri var. İmgenin esin kaynağı olan ışıkla birlikte siyah bir leke gibi gözüken "gölge" varlığını ışığa borçlu. Karanlıktan gelen gölge belirsizliktir, ele geçirilemez, ölçülemezdir.

Doğu’nun perspektifsiz=gölge'siz minyatür ile uğraştığı dönemde perspektif ve "gölge" kullanan Leonardo da Vinci, Michelangelo gibi İtalyan ressamları yaptıkları portrelerle resme benzersizlik, derinlik ve çeşitlilik katıyorlardı. Böylece sanatçı Allah'ın gördüğünü değil, kendi gördüğünü resmederken kendini, üslubunu ve eserini benzersiz kılıyor, yani düşünen olarak düşünceye hükmediyordu.

Ressam yaratan yaratıcı, etki edenken, nakkaş yaratılan yaratıcı ve etkilenendir. Varlık ışık tarafından görülebildiği oranda var olurken gölgesine kavuşur ve perspektifini edinir. Perspektif ise yaratıcılığın önünü açan en temel öğe.

Bu nedenle boşluktan imgeye, imgeden düşünceye, düşünceden nesneye ve iktidara uzanan sürecin ilk kırılma noktası boş bir sayfa, yani "Tabula rasa"dır. (Faruk - a.g.e.) Yaratan yaratıcı yerleşik düşünce ve itaatin dışına çıkarak kendini yeniden inşa edecektir.

Yabanıl olan insan varoluşunun kaynağını kendi "gölge"sinden vazgeçerek kendi dışında aramaya yönelmiş durumda. Tarımla başlayan yerleşiklik ve onun ürettiği düşünce bize itaati, kod'lar, kurallar, sınırlar içinde itirazsız bir boyun eğişi öğretmekte. Göçebe düşünce ise ucu açık bir deneyim içinde bizi itiraz ve ihlale götürür.

Göçebe düşünce, yersiz yurtsuzluğuyla sınırları aşarak, yerleşik olanı reddetme imkânını da taşıyarak, etkileşime açık bir şekilde oluşur. Faruk, göçebe düşünceyi şöyle açıklamakta: "Göçebe düşünce özünde geleneksel felsefedeki “doğruluk”, “aşkınlık” ve “tanrısallık”a karşı çıkmayı, ortak görülerle ters düşmeyi, genel geçer kabulleri çiğnemeyi gözeten bir düşünme imkânıdır.", "Düşünceden daha da önemli olan, ‘düşünmeye iten’ şeydir; filozoftan daha önemli olan, şairdir. Düşünmek yorumlamak, açıklamak, geliştirmek ve itiraz etmektir. Yaratma, düşüncenin kendisinden kendisini doğurmasıdır. Dikte edilene razı olmamak, deniz dibini merak etmekten vazgeçmemektir. Düşünmek eylemdir!"

İşte bu nedenle, göçebe düşünce yaratma sürecinde devletle ve iktidar odaklarıyla karşı karşıya gelir. Bilim, felsefe ve sanat alanlarında son derece akışkan niteliğiyle sürekli bir yaratım halindedir. Bunu yaparken ötekileştirilenlerle ve hayatla karşılaşmayı hedefler, yaralara dokunur, önceki yaratımları didikler, 'dil'i parçalar, bozar ve yeniden kurar.

Sınırlar çizen, kod’lar koyan, adlar veren bir medeniyetin barbarlığı ve vahşeti karşısında göçebe düşünce kaybolmayı göze alarak, haritasız, krokisiz çıkılan bir yolda en iyi dosttur. (Faruk - a.g.e.)

Oysa statükonun konforu bilinmeyenin çekiciliğine galebe çalar. Modern insanın denetim altındaki bildik hayatı bilinmez olana imkân tanımaz. Düzenli, denetimli, rutin hayat sıkıcıdır ve umutsuzluk üretir. Yerleşik bir düzende;  yurda, eve, eşyaya ve mekâna sahip olan kişi aynı zamanda kendini yarattığı kafeste hapsetmiş olur. Kafka, bir özdeyişinde, "Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı,” derken, Adorno, “Yerleşik adam imrenmeyle bakar göçebe varoluşa, yeni otlaklar peşinde koşanlara, boyalı yük arabası da yıldızların yolunu izleyen tekerlekli evdir onun gözünde," der. Dış özgürlüğün iç özgürlük olmadan yaşanmayacağı ise anlaşılır bir tespit. (Faruk - a.g.e.)

Faruk’un kitabında referans verdiği Michel Maffesoli, 'Göçebelik Üzerine – İnisiyatik Başıboşluk' isimli kitabında önemli tespitler yapıyor. Zamanımızın yabanileşmeye gebe olduğunu belirterek politikacıları, entelektüelleri yolculuğa çağırıyor ve alışkanlıklarımızdan sıyrılmaya, paralize edici kesinliklerden kurtulmaya, analitik yöntemlerimizi dogmatizmden ve engizisyonu çağrıştıran a-priori’lerden arındırmaya davet ediyor. İnsanın evcilleştirilmesinin sadece geçici olduğunu, toplumsal sözleşme fikrinin dayandığı profesyonel, ideolojik, kimliksel meskene bağlılık fikrinin zamanını doldurduğunu, yegâne bireyin yerine çoğul kişinin geçtiğini belirtiyor.

Akışkanlığın (dolaşımın) zincirleri ve sınırları siyasi, ideolojik, kültürel, kültsel her alanda durdurulamayacak şekilde yerle bir ettiğini belirtiyor. Maffesoli'ye göre bu ulusalcı, medeniyetçi, ideolojik, dinsel kod'lara sığmama ve özgürleşme halidir. İtirazcı, ihlalci ve yeninin taşıyıcısı olma hali yerleşik için bir bilinmezlik ve kurulu düzen için bir tehdit olarak algılanır.

İşte göçebe düşünce bu akışkanlık hali olup itiraz ve ihlali beraberinde getirir. Ancak bu ihlal yıkıcı değildir, şiddet barındırmaz ve çağrıştırmaz, aksine kurucu bir ihlaldir.

Faruk, bizi tam bir seçim noktasına getiriyor: Paranoyak köle mi, yoksa şizofren göçebe mi olmak? Ve devamla asıl soruyu soruyor: "Göçebe, yersiz yurtsuz, insanın içini yer edinmiş, insanın içine kurulmuş başka bir medeniyet mümkün müdür?"

DİĞER YAZILARI CHP: Altı oku revize edebilecek mi? – 3 01-01-1970 03:00 CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00