Alevilik (1): Aleviliğin oluşum süreci

Ümit Kardaş

23-09-2021 23:26

İslam dininin askeri fetihler yoluyla yayılması özellikle Hz. Ömer döneminde başladı, İran'ın fethedilmesiyle Orta Asya'ya ayak basıldı. Hz. Osman döneminde Tataristan, Nişabur, Azerbaycan, Belh gibi yerler alındı.

Emevi halifeleri olan Abdülmelik ve Süleyman dönemlerinde (8. yüzyıl başları) Buhara, Semerkant, Beykent, Fergana fethedildi. Böylece Maveraünnehir'in tamamı, Orta Asya'nın büyük bir bölümü işgal edilmiş oldu.

Yahudi, Kürt ve Acemlerin yaşadığı bölgelerde fazla dirençle karşılaşılmadı. İslam dini kabul gördü. Ancak İslam orduları Seyhun-Ceyhun nehirleri arasındaki bölgeye geldiklerinde başta Türkmenler olmak üzere burada yaşayan halkların ciddi direnişleriyle karşılaştılar. Buhara şehri birkaç defa el değiştirdi. Merkezi bir devleti olmayan Türkmenler küçük şehir devletlerini korumaya çalıştılar.

İslam dini bölgede yayılmadan önce Türkmenlerin yaygın yaşadığı yerlerde Gök-Tanrı dini, Şamanizm, Hinduizm gibi inançlar geçerliydi. Savaşlar ve göçler yoluyla yer değiştirmeler, farklı kültür ve inançlarla karşılaşmalara ve etkilenmelere neden oldu. İpek Yolu üzerinde bulunmanın yarattığı gelişme ve dinamizm de bunu hızlandırdı.

Böylece bölge halkı Şamanizm'in yanı sıra Budizm, Maniehizm, Hıristiyanlık ve Musevilik gibi inançlarla karşılaşmıştı. Hazarların Museviliği, Uygurların Maniheizmi, Oğurların Ortodoks Hıristiyanlığı, Tabgaçların Budizmi kabul etmeleri bu etkilenmelerin bir sonucuydu.

Buhara, Semerkant, Taşkent gibi şehirlerde farklı inançlar ve mabetler bir arada var olabiliyordu. Bu çoğulculuk kuşkusuz karşılıklı etkileşimlere neden oluyordu. İşte bu değişimin ve etkileşimin yaşandığı bir sırada bölge halkı fetihçi, yayılmacı ve şiddet kullanan Emevilerin saldırısına uğradı.

Emevi orduları girdikleri şehirlerde, halktan inançlarını bırakmalarını istiyor, direnme halinde ise şiddet kullanarak katliam ve köleleştirme operasyonları yapıyorlardı. Direnç kırıldıktan sonra mabetler camilere çevriliyor, elde edilen ganimetler paylaşılıp vergiler konuyordu.

Emeviler, işgal ve fetihler yoluyla Arap ırkçılığını politikalarına temel yaptılar. Halifeliği de babadan oğula geçen bir saltanata dönüştürdüler. Ayrıca tefsir ve hadiste uydurmacılık başladı.

Emevilerin kan dökücü ve baskıcı yönetimi altında Müslümanlar arasında biri katlanıcı, boyun eğici Sufilik (tasavvuf akımı), diğeri akılcı-bilimci, başkaldırıcı Mutezilecilik olmak üzere başlıca iki akım ortaya çıktı.

Kimi Abbasi halifeleri de akıldışıcılığa karşı çıkan ve İslam'daki mantık ve felsefeyi öne çıkaran mutezile düşünce okulunu benimsediler. Mutezile akımı Abbasi halifesi Me'mun zamanında devlet görüşü halini aldı. Halife Mutasım (833-841) ve Vâsık (841-846) zamanında en parlak devrini yaşadı, fakat Halife Mütevekkil (846-861) döneminde, bu fikirlerin halka zorla kabul ettirilmeye başlanması nedeniyle çökmeye başladı.

Bölgede 9-11 yüzyıllar arasında bu gelişmeler olurken 9. yüzyılda daha sonraları Alevi teolojisinin temel unsurlarından birinin temelini atan Hallac-ı Mansur olayı yaşanacaktı. Hüseyin İbn. Mansur Hallac, 856'da Basra'nın Kuzeydoğusunda bulunan Beyza bölgesinde doğdu.

Babası ve büyükbabası Zerdüşt dinine bağlı olarak mazdeisttiler. Beyza, bölge olarak Abbasi Halifeliği'ne bağlıydı, ancak burada İran dili ve mazdeist kültür hâkimdi. Buna rağmen İranlılar, Türkler, Araplar ve Kürtlerin yaşadığı bölgede Müslümanlık egemendi. Hallac, tutucu Sünni-Hanbeli bir mahalde kozmopolit ortamın etkilerini de yaşayarak dinsel formasyonunu şekillendirirken, Şiilerle de ilişki kurdu.

Hallac Mansur'un "Ben Tanrı'yım" (En-el Hak) söylemi Alevilik'te önemli bir yansıma bulmuştur. Hallac, aslında kendisini Tanrılaştırmamakta, tam aksine kendini yok saymakta, kendini Tanrı'da yok etmektedir. (fena-filah)

Gerek Hıristiyan gerekse İslam âleminde bu söylem sapkınlık olarak değerlendirildi ve bu anlayışa sahip olanlar ağır cezalara uğratıldı. Doğu'da Mani, Yezidi, Zerdüşt, Budist inançlarda karşılaşılan bu anlayış (Vahdet-i Vücut) Anadolu'da bağdaştırıcı bir senteze ulaştı.

Aşkın bir Tanrı anlayışı yerine doğa ile Tanrı'nın bir olduğu inancından yola çıkan, insanı da evrenin bir parçası olarak Tanrısal bir bütünlük içinde kavrayan bu felsefi inanç tek tanrılı dinlerin teolojisinden farklıydı.

Hıristiyan dünyasında bu felsefenin etkileri Bogomiller'de görülür. Tanrı'nın kendisi olabilen, onunla daha özgür ilişki kurabilen, hatta itiraz edebilen insan anlayışı, insanı koşulsuz itaatle kul durumuna sokan statik İslam anlayışından farklı olup, bu farklılık Alevi teolojisinin temellerinden birini oluşturur.

Zaman içinde Alevilik'teki Dede-Talip ilişkisinin hiyerarşik bir konum kazanması, En-el Hak tekelinin dedeye geçmesi, el pençe divan durma, sürünerek el öpme gibi davranış biçimlerinin gelişmesi eleştirilmiştir.

Gazneli Mahmut'un l029'da Rey'i işgali ile Mutezile taraftarlar hezimete uğrarken, Sünnilik tam bir egemenlik kazandı. Abbasi Sünniliği'nin savunucusu olarak ortaya çıkan Gazneli Mahmut, Samanoğulları'nda görülen hoşgörünün tersine çok katı bir Sünni Müslüman tutum takınarak Rey şehrindeki Şii kitaplığını yıktırdı.

Bu süreç devam ederken de kuşkusuz halkın kültür ve inanç dünyasında önemli değişimler yaşandı. Artık 11. yüzyılda İslamiyet bölgede hâkimiyetini kurmuş ve büyük ölçüde Müslümanlığı kabul ettirmişti. Ancak bu süreç şiddet, katliam ve direniş şeklinde yaşandığından halkın bilinçaltında ciddi bir travma ve tepki de yarattı.

Nitekim bunun sonucu farklı unsurların olumlu kabul edilen, halkın değerleriyle örtüşen sentezleriyle bağdaştırmacı (senkretik) yeni ve özgün bir inanç sistemi oluşmaya başladı. Bu bağdaştırmacılıkta, İslamiyet'ten önce yaşanan din ve inanç sistemlerinin yanı sıra Melamiliğin de etkisi fazla oldu.

Melamiye hareketi, tasavvufi hayatı şekle ve dış görünüşe kurban etmek isteyen yetersiz sufilere karşı bir tepki olarak çıkmış gözüküyor. Abdülbaki Gölpınarlı'nın deyişiyle Melamilik, bir hal, yani durum. Melamiler'de bu nedenle zaviye, tekke, dergâh gibi tarikat mahalleri bulunmuyor.

Arapça "Levm" kökenli Melamiye, "azarlamak, serzenişte bulunmak, kınamak" anlamlarına geliyor. Tasavvuftaki karşılığı ise, yaptığı iyilikleri gösteriş olur endişesiyle gizlemek, yaptığı kötülükleri de nefsiyle mücadele etmek için açığa çıkarmak.

Tarikatın doğuş ve yayılmasında, Arapların kendilerini diğer ırklardan üstün görmeleri, Emevilerin Arap olmayanlara "Melami Köleler" adını takmaları ve Abbasilerin de Hazreti Ali'yi kendilerine düşman saymaları neden olarak belirtilmekte.

Melamilik anlayışının Horasan'dan Bağdat'a, oradan da Suriye'ye geçmesi, bazı Türk tarikatlarının Melamilik'ten doğrudan etkilendiği iddiasına da neden oldu. Çünkü Melamilik, tüm bu bölgelerde Türklerin hâkim olduğu dönemlerde yayılma şansı buldu. Anadolu'ya XIII. yüzyıl sonunda geçen Melamiliğin en önemli iki grubu ise Kalenderiler ve Yeseviler olarak kabul ediliyor.

Melamilere göre tasavvuf ve tarikat yolu birtakım gösterişli merasimler, halktan kopuk bir imtiyazlı sınıf oluşturmakla gerçekleşmez. Melamilere göre kurallara boğulmuş zikir meclisleri, kıyafet ve törenlerle Allah'a ulaşmak mümkün değil.

Melamiliğe göre; Allah'a ulaşmak, ancak Hakk'a bağlanmak, cemiyet içinde yaşayarak halka hizmet etmek, tevazu ve aşkla gerçekleşir. Bunun için tekke ve zaviye gibi özel yer ve kıyafetlerin gerekli olmadığına, çünkü bunlarda riya tehlikesi olduğuna inanılır.

Melamiler, Hak'la halk arasındaki tasavvufi bağın da gereğini yapmak için halktan ayrılmayı, halkla aralarına bir mesafe koymayı kabul etmediler. Onlar halkın içinde, halkın yaşadığı şartlarda yaşamayı önemsediler. Halkın emeğiyle kazandığı gibi çalışarak gelir elde etmek ve o şartlarda yaşamak Melamiliğin esaslarını oluşturdu. Melamilikte şeyh, derviş, hoca gibi sıfatlar kabul görmedi.

 

Yararlanılan kaynaklar

Abdülkadir Gölpınarlı, Melamilik ve Melamiler, Milenyum Yayınları, İstanbul, 2013

Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar, İnkılap Kitapevi, İstanbul, 1997

Abdülkadir Gölpınarlı, Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik, Derin Yayınları, İstanbul, 2011

Adel Allauche, Osmanlı - Safevi İlişkileri – Kökenleri ve Gelişimi, Anka Yayınları, İstanbul, 2001

Ahmet Yaşar Ocak, Osmanlı Sufiliğine Bakışlar, Timaş Yayınları, İstanbul, 2011

Alevi ve Bektaşi İnançlarının İslam Öncesi Temelleri, İletişim Yayınları, İstanbul, 2007

Anton J. Dierl, Anadolu Aleviliği, Ant Yayınları, İstanbul, 1991

Baki Öz, Alevilik Nedir, Der Yayınları, İstanbul, 2000

Cemil Paslı, Türk Aleviliği, Gündönümü Yayınları, İstanbul, 2006

Claude Cahen, Türkler Nasıl Müslüman Oldular, Örgün Yayınevi, İstanbul, 2007

Erdoğan Aydın, Nasıl Müslüman Olduk, Kırmızı Yayınları, İstanbul, 2008

DİĞER YAZILARI CHP: Çok partili dönem–2 01-01-1970 03:00 CHP: Tek partili dönem–1 01-01-1970 03:00 Seçim sonrasının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hakikat yolunda yürümek 01-01-1970 03:00 1971-1973: Geriye gidişin ara rejimi 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını koparan Türkiye 01-01-1970 03:00 Afrika balladı! 01-01-1970 03:00 Güney Afrika Vicdan Girişimi 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin tercihi tekçi otokratik rejim: 1925 Kürt ayaklanması 01-01-1970 03:00 Postkolonyal dönemde insanın durumu 01-01-1970 03:00 İnsanın medeniyetle tanışması 01-01-1970 03:00 İnsan olmanın anlamı 01-01-1970 03:00 Hafıza aktivizmiyle hakikate ulaşma çabası 01-01-1970 03:00 Bahçeden yeryüzüne bakmak 01-01-1970 03:00 'Demokratik süreç odaklı' bir anayasa inşa edebilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 İktidarın amaç ve zihniyetiyle yeni-sivil Anayasa inşa edilebilir mi? 01-01-1970 03:00 Kassandra çağrısı 01-01-1970 03:00 Küresel kozmopolit demokrasi 01-01-1970 03:00 Barbarlığı aşamamak: Savaşmaktan vazgeçmeyen insanlık 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet oryantalizmi ve modernleştirmeci milliyetçilik 01-01-1970 03:00 'Eylül'ün içinden geçen şiirler 01-01-1970 03:00 Rumlar üzerinden otoriterleşmeyi meşrulaştırma 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül’e giden süreç–2 01-01-1970 03:00 6-7 Eylül'e giden süreç 01-01-1970 03:00 Değişimin önündeki aşılmaz duvar: İdeolojik zihniyetin kemikleşmesi 01-01-1970 03:00 Türkiye değişebilir mi? 01-01-1970 03:00 Zihniyet değişikliğine ülke isimlerinden başlamak! 01-01-1970 03:00 Tekçi-tek kişilik siyasi rejimin kendi hukukunu oluşturması 01-01-1970 03:00 İktidara uzanan yerleşik düşünceden itirazcı-ihlalci göçebe düşünceye 01-01-1970 03:00 ‘Boşluk’tan ‘toz’a, ‘kültür’den ‘uygarlığa’ 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali – 2 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali! – 1 01-01-1970 03:00 Yalanların hakikate dönüşmesi 01-01-1970 03:00 Anayasanın temeli ne olmalı? 01-01-1970 03:00 Vicdan, mazlumlardan kelimeleri esirger mi? 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Adil yargılanma hakkı 01-01-1970 03:00 Yargının yeniden inşası: Hukuksal pozitivizmden doğal hukuka 01-01-1970 03:00 Enkaz altında kalmanın dayattığı zaruret: Adem-i merkeziyet 01-01-1970 03:00 Sorumlular ayağa kalksın! 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 2 01-01-1970 03:00 Kürtlerin siyasal temsilde var olma mücadelesi – 1 01-01-1970 03:00 Hrant'ın ideallerini yaşatmak! 01-01-1970 03:00 Tarihsel kronik çizgi: İktidarın merkezde şahsileşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin vardığı son nokta: Otosansür 01-01-1970 03:00 Rejimin HDP üzerinden yarattığı gerilim 01-01-1970 03:00 Hukukla bağını kesen devlet şiddeti 01-01-1970 03:00 Devlet - Demokrasi - Değişim 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Korku duvarını aşamamak (3) 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2) 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin çıkmazı: Sömürge tipi idari vesayet rejimi (1) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (3) 01-01-1970 03:00 Neden 'Yetmez ama evet' denildi? (2) 01-01-1970 03:00 Neden ‘Yetmez ama evet’ denildi? (1) 01-01-1970 03:00 Zihniyetin esaretinde yozlaşan dil 01-01-1970 03:00 Zihniyet ikliminde bir çıkmaz: Kısırdöngüde debelenen Türkiye 01-01-1970 03:00 Halife Sultan II. Abdülhamid 01-01-1970 03:00 Adığe (Çerkez) Katliamı 01-01-1970 03:00 Gerçekdışının karşısındaki güç: Sevgi 01-01-1970 03:00 Otokratik rejimin ceza kanunundaki aygıtları 01-01-1970 03:00 Adaletin yitiminde son nokta: Kavala davası 01-01-1970 03:00 Küreselleşmenin bencil aktörleri: Çöküşe giden yol 01-01-1970 03:00 Duvarları yıkabilecek miyiz? 01-01-1970 03:00 Süpürenler ve süpürülenler 01-01-1970 03:00 Dünya: Hassas kalplerin cehennemi 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası-2: Rusya rol alabilir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya inşası: Madalyonun iki yüzü 01-01-1970 03:00 Birlikte yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 Türkiye Mahkemesi nihai mütalaası: 'Yargı bağımsızlığı ve adalete erişim' 01-01-1970 03:00 Kalıcı istisna hali: Hukuksuzluğun normalleşmesi 01-01-1970 03:00 Şiddetin sıradanlaşması 01-01-1970 03:00 İnsanın güçle sınanması 01-01-1970 03:00 Siyaset-bürokrasi-mafya-organize suç örgütü döngüsü 01-01-1970 03:00 Hukukun askıya alınması 01-01-1970 03:00 Yükseltin vicdanınızı! 01-01-1970 03:00 Bırakın adalet yerini bulsun... 01-01-1970 03:00 Düşüncenin erotikleşmesi 01-01-1970 03:00 Akıldışılığın büyüsüne kapılmak 01-01-1970 03:00 Dekadans: Çöküş! 01-01-1970 03:00 Alevilik (8): Başat kimliğin yarattığı çıkmaz 01-01-1970 03:00 Alevilik (7): Ayrı bir inanç sistemi mi? 01-01-1970 03:00 Alevilik (6): Devletin değişmeyen politikası 01-01-1970 03:00 Tekçi Cumhuriyet'ten Çoğulcu Demokrasi'ye 01-01-1970 03:00 Alevilik (5): 18-19. yüzyıl katliamlar zinciri 01-01-1970 03:00 Alevilik (4): Yeniçerilikle ilişkisi bağlamında Bektaşilik 01-01-1970 03:00 Alevilik (3): 15–16. Yüzyıl: 'Kıyım dönemi' 01-01-1970 03:00 Alevilik (2): Babai Ayaklanması 01-01-1970 03:00 'Turkey Tribunal' ('Türkiye Mahkemesi') 01-01-1970 03:00 "Tekçi-Otokratik" rejimin simgesi: Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün simgesi: Diyarbakır Cezaevi 01-01-1970 03:00 "Eylül" 01-01-1970 03:00 Kürtler (13): Talepler - Yeni bir inşa için öneriler - 2 01-01-1970 03:00 Kürtler (12): Yeni bir inşa için öneriler 01-01-1970 03:00 Kürtler (11): Yüzleşme-Müzakere-Uzlaşma-İşbirliği ihtiyacı 01-01-1970 03:00 Kürtler (10): Devlet iktidarının hedefindeki HDP 01-01-1970 03:00 Kürtler-9: Taleplerin siyasallaşmasını engelleme süreci 01-01-1970 03:00 Kürtler (8): 1980 Askeri Darbesi'ne uzanan süreç 01-01-1970 03:00 Kürtler (7): Dersim'den "Tunç Eli"ne 01-01-1970 03:00 Kürtler (6): Ağrı İsyanı'ndan Zilan katliamına! 01-01-1970 03:00 Kürtler (5): Takrir-i Sükûn rejimine geçiş 01-01-1970 03:00 Kürtler (4): 1922-1924 01-01-1970 03:00 Kürtler (3): 1916-1923 01-01-1970 03:00 Kürtler (2): 19. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Kürtler (1): 16-18. yüzyıl 01-01-1970 03:00 Çağdaş tiranlığın terör yönetimi 01-01-1970 03:00 Organize suç örgütlenmesi bağlamında mafya 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 3 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için - 2 01-01-1970 03:00 "Bir daha asla!" diyebilmek için 01-01-1970 03:00 İnsanın hangi hali? 01-01-1970 03:00 Mağdurların empati ittifakı 01-01-1970 03:00 "Dil"den "Gönül"lere akmak! 01-01-1970 03:00 Kanımla düşünüyorum! / Hermann Göring 01-01-1970 03:00 Yeni anayasa inşa sürecinin açmazları 01-01-1970 03:00 Türk anayasaları bağlamında yasama-yürütme dengesi 01-01-1970 03:00 Sıfırdan Anayasa İnşası: Yeni Anayasa Platformu (YAP) örneği 01-01-1970 03:00 "Küresel eril sistem"in mağdurları: Kadınlar 01-01-1970 03:00 Çok dilli - çok bölgeli anayasa: Güney Afrika anayasası 01-01-1970 03:00 Tabula Rasa: Sıfırdan anayasa inşası 01-01-1970 03:00 Kayyım atamaları bağlamında 1921 Anayasası 01-01-1970 03:00 Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri 01-01-1970 03:00 Sistemin saldırısı karşısında direniş odağı: Aşk 01-01-1970 03:00 Empati ihtiyacı 01-01-1970 03:00 'Çok Kalpli Asi' 01-01-1970 03:00 Eylül’le gelen 01-01-1970 03:00 Tercihiniz; otokrasi mi, demokrasi mi? 01-01-1970 03:00 Hukukun işlevi 01-01-1970 03:00 Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! 01-01-1970 03:00 Vandalizmin kurumlaşmış hali: Cezasızlık pratiği 01-01-1970 03:00 Beton avluların çocukları: Anne! Toprak ne demek? 01-01-1970 03:00 Medeniyetsizlik: Boğulan adalet 01-01-1970 03:00 Meşruiyet: Temel mutabakat – Kamusal müzakere 01-01-1970 03:00 Frenlenemeyen iktidar sorunu 01-01-1970 03:00 Bu kaçıncı Cumhuriyet! 01-01-1970 03:00 İslam'ın siyasetle serüveni: Milliyetçiliğe savrulma 01-01-1970 03:00 Devlet: Güç ve çıkar çatışmalarının alanı 01-01-1970 03:00 Sürgünün trajedisi: Toprağın tadını özlemek 01-01-1970 03:00 Devletin emrindeki din: Diyanet İslam'ı 01-01-1970 03:00