İyi bir roman okuru sayılmam. Bu yaz da fazla okuyamadım. O nedenle konu roman olunca, hep susar bir kenara çekilirim. Okuduklarımdan biri 'Gariplikler' oldu.

Geçen sonbaharda çocukluğundan beri tanıdığım Reşat Çalışlar'la Büyükada'da ayaküstü bir sohbet etmiştik. O zaman 'Garip' akımının önde gelen şairi Orhan Veli'nin odağında bulunduğu yarı fantastik, yarı polisiye olabilecek bir roman üzerinde çalıştığını söylemişti.

Orhan Veli, adı geçince, şiirle alakası olsun olmasın, herkesin hakkında bir şeyler söyleyebileceği ve şarkılaşmış sözlerini mırıldanacağı ölçüde tanınırlığı günümüze ulaşmış bir şairimiz. Onu yeni nesillere taşıyan ünlü mısralarının popülaritesini halen bu ölçüde korumasının nedenleri hakkında bazı düşüncelerini ifade etmişti.

Reşat Çalışlar bu çalışması 'Gariplikler' adıyla H2O kitap Yayınevi'nden geçtiğimiz Temmuz ayında roman olarak çıktı. 'Gariplikler', yayınlanan üçüncü kitabı.

Kitap hakkında yayınlanan yazı ve röportajlara bakınca Reşat Çalışlar'ın alışılmışın dışında ve sohbetimizin bende yarattığı beklentinin dışında bir roman yazdığını fark ettim. Bu nedenle vakitlice okuyup, düşüncelerimi sizinle paylaşmak istedim.

Romandaki kurguyu kuşatan, aslında hayatımıza yenilerde giren sosyal medyaydı.

Maliyeti düşük bir film çekmek için senaryo yazımına soyunan ekipten birinin kaçırılması etrafında gelişen, sayısını saymakta ve isimlerini aklımızda tutmakta zorlandığımız çok sayıda kahramanın yer aldığı ilginç bir roman. Ama başrolde sosyal medya ve onun etrafında oluşan hayatlar, tavırlar, dil ve jargon, tarih siyaset ve edebiyatla tuhaf buluşmalar sözkonusuydu.

Tuhaflık demişken, romanın kahramanlarının taşıdığı isimlere ve bu manidar isimlerin çağrıştırdığı şeylere de dikkatinizi çekmek isterim.

Takip ettiğim kadarıyla, bu alanın uzmanları da 'Gariplikler' romanını sosyal medyayı edebiyata taşıyan ilk çalışmalardan biri olduğu hususuna dikkat çekiyorlar.

Roman sadece bu yönüyle bile okumayı hak ediyor.

Akıllı telefonlara ve sosyal medya uygulamalarına intikal etmekte zorlanan benim gibi daktilo-bilgisayar geçiş çağı nesilleri açısından 'Gariplikler'in son derece eğitici (ve hatta abartıyorum, öğretici) olduğunu açık yüreklilikle söylemeliyim.

Bir kere otuz-kırk yaş arasının sektirmeden kullandığı sosyal medya jargonunu (bir nevi yabancı ve yeni bir dil) anlamak ve yerli yerinde kullanabilmek pek kolay bir iş değildi. Reşat Çalışlar bu jargonu romanın içinde sık sık kullanarak doğrusu bizim kuşağın da önünü açıyor.

Romanda dikkatimi çeken bir nokta da ülkedeki güncel siyasal olayların romanın tuhaf kurgusu içerisinde, sosyal medyada alışkın olduğumuz sığlıktan kurtulup basbayağı ciddi değerlendirme ve dokunuşlara dönüşmesi. Aynı ustalıklı ifade örneklerini tarihle edebiyatı, felsefeyle arabesk kültürü, güncellikle geçmişi birleştiren bölümlerde de görüyoruz.

Bunlara ilave olarak, Demet Akalın'ın ağzından dökülen şarkı etrafında örülen kavruk bir aşk, esrarengiz bir kayıp, kıskançlık ve rekabet içindeki iş kadınları, ticaretle iç içe geçmiş “sanat” dünyası, günümüz popülaritesinin kadiri mutlaklığı ve her telden ünlülerimiz gibi mevzular etrafında dolaşan romanda inanılmaz bir kara mizah sağanağı ile karşılaşıyoruz.

Reşat Çalışlar, roman kişilerinin özelliklerini serimlerken, olayların akışını polisiye tadında bize aktarıyor ve yarattığı beklentiler itibariyle cümle sonlarında okuru hep ters köşeye yatırıyor.

Romanın odağında bulunan konu her ne kadar bize aitse de konuyla bağlantısı ustalıkla kurulan muhtelif unsurlar (müzisyen, filozof, yabancı dil, farklı coğrafya, kültür vb.) vasıtasıyla evrensel gerçeklikle buluşma çabası da dikkat çekiyor.

Eskiden cesaretli ve atak girişimcilerin veya zekice buluşlarıyla piyasayı altüst eden dâhilerin mevcut düzen içinde yırtıp inanılmaz bir hayat düzeyi yakalamalarına ve imrendirici başarılarına dair hikâyeleri dinlerdik.

Şimdi bunun sosyal medya versiyonlarıyla yüz yüze gelmeye başladık.

Ne yapıp edip kendilerini takip eden bir topluluk yaratarak, ilginç videolar üreterek, başarılı ürün uygulayıcısı ve pazarlayıcısı konumu yakalayarak sosyal medya mecralarında istikballerini arayanların haddi hesabı yok.

Reşat Çalışlar'ın 'Gariplikler' romanı bizim bu realiteyi de çok değişik yönleriyle anlamamızı kolaylaştırıyor.

Günümüz teknolojisinin hayatımıza soktuğu bu yeni mecranın önümüzdeki dönemde edebiyatın vazgeçilmez konuları arasına gireceği aşikâr.

Reşat Çalışlar, 'Gariplikler' romanıyla bu yönde başarılı bir örnek ortaya koymuş.

 

* (Reşat Çalışlar, Gariplikler, H2O Yayıncılık, 1. Baskı, Temmuz 2019, İstanbul)