Osmanlı’nın son döneminde, hicri 31 Mart 1325 (13 Nisan 1909) tarihinde 31 MART VAKASI, VAKA-İ VAKVAKİYE-BAKA-İ HAYRİYE adı ile anılan ve meşrutiyetin ilanından sonra askerler tarafından başlatılıp dini bir ayaklanma-isyan yaşandı.

İsyanın ardından hükümet istifa etti, 13 gün süren ayaklanma süresince bir milletvekili, bir bakan ve sayısız asker ve sivil öldürüldü.

İsyan; Selanik’te bulunan 3. Ordu ve Edirne’de bulunan 2. Ordu’ya bağlı askerlerce Hareket Ordusu Komutanı Mustafa Kemal önderliğinde bastırıldı.

70 kişi idam edildi, yüzlerce isyancı hapse atıldı.

Abdülhamit’in yerine 5. Mehmet Reşat tahta oturtuldu.

Cumhuriyetle birlikte de her fırsatta şeriat isteyen dini gruplar başkaldırıda bulundular.

15 Temmuz darbe girişimi de bunların son denemelerinden birisiydi ve sonuçlarını bugün yaşıyoruz.

Birlikte yürüdükleri, devletin kılcal damarlarına kadar örgütledikleri şeriatçı kadroların ortağı Fetullah Gülen yandaşlarının iktidar olmak amacıyla planladıkları darbeyi fırsata çeviren iktidar, ordudaki Atatürkçü subay ve askerler sayesinde darbeyi bastırıp, olağanüstü hal ilanı edip hedeflerine yürümeye başladılar. “Tanrı’nın lütfu” diyorlardı bu girişime.

15 Temmuz darbesi ile birlikte yasama, yürütme, yargı ve emniyet, tek kişinin yönetimine geçti.

19 Mart darbesi son aşama oldu, hukuksuz tutuklamalar toplumun her kesimine yansıyor ve ilk defa halk büyük bir direnç gösteriyor. Türkiye’nin her tarafında, sokaklarda, meydanlarda direniyor.

Ve muhalefet ilk kez tek vücut bu haksızlıklara ve baskılara karşı birlik oldu.

Güzel günlerde buluşmak dileğiyle...