EURO 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda çeyrek finale kalan milli takımımızı kutluyorum.
Türkiye’de yaklaşık bir aydır futbol gündeme yerleşmiş durumda. Haber kanallarına bakan yok, maç saatlerinde ekranların karşısında saatlerce maç izleyerek, deyim yerindeyse iyi vakit geçiriyoruz (“vakit öldürüyoruz” daha uygun düşer ama...).
İnsanlar binlerce yıldır spor aktivitelerine çok önem vermişlerdir ve bu durum günümüzde de çılgınca devam ediyor.
Kölelerin ve esirlerin birbirleri ile ölümüne yarıştıkları-savaştıkları arenalar, hipodromlar günümüze kadar korunmuş olanlarını görüyoruz.
Spor; amaç olarak insanları kaynaştırmak, bir araya getirmek için bir araç olarak düşünülmüş ya da görülmüş olsa da, bunun böyle olmadığını görüyor ve yaşıyoruz. Spor gerçekten bir yarış olsaydı taraftarlar arasındaki ayrışmalar neredeyse kan davasına dönüşen gruplaşmalar olmazdı.
Hiç düşündünüz mü; futbol için her yıl dünyada milyarlarca doların artık bir sektör haline gelen futbola harcandığını...
Bir siyasi kişi, devlet adamı (pardon, insanı) herhangi bir törende o yörenin takımının atkısını boynuna takar, o atkı bölgenin bileşenidir ve her gelenin boynuna bu atkı takılır.
Büyük şirketler, sermaye, futbol takımlarına sponsor olmada oldukça cömert davranırlar; sporcuların formalarına bakın, reklamlardan formada yer kalmamış neredeyse. Çocukların da, erkek çocuklardan bahsediyorum, hayallerinde ünlü bir futbolcu olmak ideali ağır basıyor. Şansın yaver gider, kendini gösterirsen köşeyi dönersin (köşe dönmece).
İyi de sporla sanatın ilgisi ne diyeceksiniz?
Kurumlar (başta devlet olmak üzere) futbola yatırımda kaynak sorunu aramazlar, devasa stadyumları her kente dikerler. Her spor tesisinin arkasında binlerce taraftar var ve seçimlerde bu eserlerini seçim malzemesi olarak kullanırlar.
Sanat için bir şey talep ettiğinizde zaten talebinizi dikkate alan da olmaz (istisnalar ayrı).
Futbolu aşağılamak amacıyla söylemiyorum ve yazmıyorum. Benim de taraftarı olduğum bir futbol takımı var. Futbolun bir spor olduğunu, her spor gibi futbolun da bir yarış olarak kazananı olduğunu bilerek sonuçlara bu olgunlukla bakmak gerektiğini düşünenlerdenim.
Spor gündemde iken sanatı unutmayalım, hatırlayalım, dedim.
Sanatla kalın.