Türkiye artık freni boşalmış bir araç gibi felakete sürükleniyor.
Adım adım ve önceleri yavaş yavaş yaptıkları "Laik Cumhuriyeti yok etme" çabaları artık ivme kazanmış durumda.
Yasama ellerinin altında, çoğu zaman kararname ve yönetmeliklerle işi götürüyorlar, yargı yürütmenin güdümü ve kontrolünde. Göreve başlarken, "Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma..." diye yemin ettikleri anayasayı takan da yok, uygulayan da.
Ama yine de "Yeni Anayasa" istemekten vazgeçmiyorlar. Yeni anayasayı yeniden seçilebilmek için, zaten malum anayasaya aykırı karar ve davranışları için; "Ben anayasaya uyamıyorum, anayasayı bana uyduralım". Türkçesi bu.
Yeni anayasanın gerçekleşemeyeceğinin farkına vardığı için, gerekirse anayasayı da iptal ya da rafa kaldırmanın zeminini hazırlamaktalar.
Şeriat rejimini ilan etmeleri eksik kaldı. Bakanlıklar tarikatlarca paylaşılmış, eğitimin dinselleştirilmesi tam yol, "Yüzyılın Maarifi Modeli" Bakanlar Kurulu'na sunuldu.
Toplumsal tepkileri önlemek, muhalefeti susturmak, insanların düşüncelerini paylaşmasını, söylemesini yasaklamak için Erdoğan'ın imzası ile seferberlik yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlanarak deyim yerindeyse "aba altından sopa" gösteriliyor.
Muhalefetin çok uyanık ve kararlı olması, demokratik güçlerle demokratik mücadeleye, halk desteğini de alarak yılmadan mücadele etmesi gerekir.
Zor günler ve yıllar yaşadık, zorluklar ve baskılar artarak gelecek.
Hazırlıklı olmak ve demokratik mücadeleyi birleşerek, güçlü bir şekilde sürdürmek gerek.
Demokrasi ile kalın...