
İktidar; yerel yönetimler üzerinden antidemokratik uygulamaları dozunu artırarak gerilimi sürekli kılmaya gayret gösteriyor.
Otokratik sistem, insanları iyice bunalttı. Yazın bu sıcak günlerinde bir yanda orman yangınları, diğer yanda ekonomik sıkıntılar ve iktidarın Laik Cumhuriyeti yok etme çabaları ayan beyan olmuşken çözüm aldatmacası ile gündemi meşgul ediyor.
Ülke yangın yeri.
İktidar da bu gidişin farkında, Erdoğan da...
Başlangıçta hukuksuz uygulamalara muhalefet ve halk birkaç gün sokaklarda toplanır, sonra unutulur gider umudu ve düşüncesinde olan iktidar, yanıldığını, kaybettiğini anladı.
Ancak, konu sadece iktidarı kaybetmek değil; bir defa yargılanacaklarını biliyorlar ve hesap vermekten korkuyorlar, ikincisi ise, en önemlisi cumhuriyetin tüm kazanımlarını yok ettiler, dinci bir yapı için zemin hazırlandı, kaybederlerse yok olacaklarının bilincindeler.
Tüm bunlara karşın muhalefet bu gidişe karşı birleşmiş durumda. Yazın bu sıcak günlerinde bile halk meydanları tıklım tıklım dolduruyor ve iktidara öfkesini haykırıyor.
İktidar ise inatla geri adım atmamakta kararlı görünüyor.
Özgür Özel, “İktidar baskıyı artırdıkça, biz de direnişimizi artıracağız!” diyerek iktidarı uyarıyor.
Başta ABD olmak üzere AB ülkelerinin çoğunluğu Erdoğan’ın iktidarda kalmasından yana. Erdoğan’ın artık tükendiğinin farkındalar ama emperyalist ülkelerin en sevdiği şey, kendileri ile uyumlu çalışacak iktidarlar görmek. Özellikle de sığınmacılar konusunda Erdoğan sayesinde rahatlar.
Çözüm süreci adı ile göstermelik reformist atılımlar yapma izlenimi yaratmaya çalışıyorlar ama demokrasiye yanaşılmıyor.
Bazı sorunlar vardır ki, reformist hareketlerle geçiştirilemez. Kalıcı ve etkili çözüm gerekir. Bunun adına “devrim” denir. Bu da devrimcilerin işidir. Atatürk; çağın tanık olduğu en büyük devrimcilerindendir. Çözüm devrimle olur.
Halkla inatlaşılmaz. Halkın öfkesinin önünde hiçbir güç duramaz.


