Vizyondan geriye kalan

Atilla Aytemur

09-11-2022 22:09

Seçim yaklaştıkça Cumhurbaşkanı Erdoğan paket üzerine paket açıklıyor.

AK Parti, muhtelif sebeplerle tereddütlü ve rahatsız seçmeninin kopmasını engellemek ve kemik seçmenini konsolide etmek için, 21 yıllık iktidarı döneminde el atmayıp kenara ittiği ne kadar sorun varsa, sandık için gün sayılırken, parlak ambalajlar içinde art arda gündeme getiriyor.

Paket açıklama etkinlikleri, göz kamaştırıcı tasarımları, şaşaalı sahneleri ve devasa bütçeleriyle Hollywood'un Oscar törenlerini aratmıyor.

Maşallah hiçbir masraftan kaçınılmıyor.

Vizyonun içi nasıl dolacak?

Bunlardan sonuncusu "Türkiye Yüzyılı Vizyonu"nun açıklanmasıydı.

Günler boyu "Ha açıklandı, ha açıklanacak" derken, haliyle bir beklenti de oluştu. Lakin, sonuç tam tersi oldu. Paketin içi boştu.

Ortaya 17 konu başlığı atıldı, ama "Seçim sürecinde sırası geldikçe paketleri açıklayacağız" denildi.

Hatta, mealen "Gelin konuşarak, vizyon belgesinin içini birlikte dolduralım" filan gibi sözler bile söylendi.

Şapkadan çıkan HDP ziyareti

Toplumun neredeyse yarısına yönelik ötekileştirmeler, haksız yere yapılan ağır suçlama ve ithamlar, tam da bu aşamada iktidar tarafından aniden unutuldu.

Dahası, bugüne kadar "Terör örgütünün siyasi ayağı" deyip, olağanüstü baskı uyguladıkları, onunla demokratik ve yasal siyasal zeminde ilişki kuran siyasi parti ve kurumlara olmadık hakareti yaptıkları HDP'ye, şimdi de "Gelin birlikte Anayasa değişikliği yapalım" demeye gittiler.

Aslında olağan demokratik ilişkilerde partilerin birbirini ziyaret etmesinde şaşılacak bir şey yoktu. Hele bir insan hakkı olan "başı açık veya örtülü olma özgürlüğü" üzerinde konuşabilmek elbette gerekliydi.

Ama AK Parti işi öyle bir noktaya getirmişti ki, doğal olarak herkes birbirine sormaya başladı: Bu da neyin nesi?

Bu bariz siyasal manevralarını kendi taraftarlarına bile doğru dürüst izah edemediler. İçlerinde haklı tepkiler oluştu. Doğru olan hangi tavır, soruları havada uçuştu.

Türk tipi başkanlıktan sonra, şimdi de "Yeni Anayasa" mı?

Hele yepyeni bir anayasa yapma sözü, hemen herkesin tüylerini diken diken etti.

Unutmak kolay mı, daha birkaç yıl önce, bütün toplumsal uzlaşma kapılarını kapatıp MHP gibi bir partiyle Anayasa'yı değiştirdiler. "Türk tipi başkanlık sistemine geçiyoruz" diyerek, memleketin başına otoriter tek adam rejimini musallat ettiler.

O gün bugündür, kuvvetler ayrılığı ortadan kalktı, iktidar partisi devletle iç içe geçti; adalet ve özgürlük adına ne varsa rafa kalktı. Ekonominin içine düştüğü vahim durumu anlatacak kelime yok!

İktidar yanlısı medya, her zaman olduğu gibi, Türkiye Yüzyılı Vizyonu paketinde acayip bir "hikmet" gördü. Yere göğe sığdıramadı. Övgüler övgüleri kovaladı.

Tabii, kimse yandaş medyanın bu tavrını ne yadırgıyor ne de önemsiyor.

Karşıda "Kızıl Elma", öbür tarafta "Gökbey"

Hal böyleyken, bazı ciddi yazarlar, sözkonusu belgenin, 2011 seçimlerine giderken AK Parti'nin yayınladığı "2023 Hedefleri" başlıklı propaganda metninin bir tekrarı olduğunu saptadılar.

CHP sözcüleri ise, iki yıl önce açıkladıkları "İkinci Yüzyıla Çağrı" başlıklı beyannamenin çalakalem bir kopyası olduğunu belirtiyorlar.

Belli ki, bu vizyon belgesi hangi tarafından çeksen o taraftan uzayan türden, tanımlara kolay kolay sığmayan bir şey. Seçime gidiyoruz ya...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belgeyi açıklarken, karşısında "Kızıl Elma"yı, öbür tarafta "Gökbey"i gördüğünü belirtmesi ise, alışılmışın dışında, kabına sığmaz, coşkun bir milliyetçiliğe işaret eder gibiydi.

Ne var ki, "Muhteşem Yüzyıl" beklentisinin boş bir hayal olduğunu, siyasal kâhinlerin umutsuzluk yüklü haberlerini günü gününe, saati saatine izleyenler herkesten daha iyi biliyorlar.

***

Ufuk Uras'ın son kitabı: Yeni Bir Siyasetname İçin Notlar

23. dönem İstanbul milletvekili ve ÖDP'nin kurucu genel başkanı, akademisyen Ufuk Uras'ın son kitabı, geçtiğimiz ay Mevsimler Yayınevi'nden çıktı.

Uras'ın daha önce de muhtelif yayınevlerinden politika, felsefe ve tarih konulu çok sayıda kitabı yayımlanmıştı.

Ufuk Uras, Akif Öztürk'ün takdimiyle sunulan kitabında, 2013 yılı sonlarından bugüne çeşitli medya organlarında yayımlanan 66 makale ve röportajına yer vermiş. Kitabın bu bakımdan, son on yılın bir özeti olduğu söylenebilir.

Uras, kitabın sunuş bölümünde ise, gelinen nokta itibariyle solun dünyada ve ülkedeki durumu, açmazları, arayışları ve çıkış yollarına dair düşüncelerini okurlarla paylaşıyor.

Uras, teori ile pratik arasındaki eşgüdümün ortadan kalkması dolayısıyla bir kriz durumu bulunduğunu, üstesinden gelmek için özeleştirel bir iklim yaratılması ve paradigmaların sorgulanması gerektiğine işaret ediyor.

Türkiye Solu'nun Aydınlanma ile ilişkisini ele alarak, mit haline gelen Aydınlanmanın kendisini sorgulayan Uras "Doğaya hâkimiyeti bir hak olarak kabul eden Aydınlanma zihniyetinin ve onun pratik uzantısı olan pörsümüş jakobenizmin kalıplarını kırmak zorundayız" diyor. "Aklı yetersiz gören her yaklaşımı kategorik olarak reddeden bu anlayışın üzerimizde nasıl bir vesayet kurduğunu artık fark etmemiz gerekiyor. Aydınlanmanın farklı yüzlerine bakacak cesareti göstermeli ve bir gerçeği olanca açıklığıyla teslim etmeliyiz: İttihatçı gelenekten kopmadan kendi sözümüzü inşa edebilmemiz mümkün değil" diyor.

Bu yaklaşımdan hareketle, insanlığın geleceğine dair yeni bir perspektif sunacak yol haritasına olan ihtiyaca dikkat çekiyor. Bu bakımdan yeni siyasetnamenin farklı bir medeniyet telakkisi sunması gerektiğini vurguluyor. Yukardan aşağıya otoriter bir modernleşmenin bünyeye uygun olmadığını, demokratik ve özgün bir modernleşmenin koşullarının yaratılması gerektiğini öne çıkarıyor.

Etnisite, inanç, kültür ve yaşam tarzı farklılıklarının yarattığı kutuplaşma dinamiğinin ve bunu siyaseten kullanma pratiğinin yakından farkında olan Uras, mütedeyyiniyle seküleri, Alevisiyle Sünnisi, Kürdüyle Türkü karşılıklı birbirinden öğreniyor. Bu bakımdan herkes bir diğerinin meşruiyetini kabul etmek durumunda, diyor.

Uras'ın kitabına aldığı makalelerin konuları arasında sol ve din, darbeler, milliyetçilik ve Kemalizm, Cumhuriyet ve demokrasi, AK Parti ve geldiği nokta, kutuplaşma ve helalleşme gibi konuların işlendiği görülüyor.

(Ufuk Uras, Yeni Bir Siyasetname İçin Notlar, Mevsimler Kitap Yayıncılık, Ekim 2022, 279 s.)

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00