Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz!

Atilla Aytemur

19-12-2021 00:50

İktidar ekonomide "rota değiştirme" kararı aldı.

Her gün farklı bir yönünü dikte ediyorlar. Galiba bu değişikliğin, Allah kısmet ederse, hafiften sopalı bir boyutu da olacak.

Nitekim, ekonomik kurtuluş savaşı, güvenlik sorunu haline gelen ekonomi ve MGK kararı, yaşanan ekonomik bunalım ve OHAL ilan edilmesi ihtimali, ekonomimize çelme atan dış düşmanlar, mandacı işbirlikçiler, fırsatçı stokçular filan uzayıp giden liste bu işareti veriyor gibi. Kaçış yok; hadleri bildirilecek ve her şey yoluna girecek!

Seçim kapıya dayanınca...

İzlediği politikalarla ekonomiyi yerle yeksan eden, işçi, işsiz, esnaf, sanayici ve çiftçi herkesi perişan eden iktidardan, şöyle ya da böyle bir hamle geleceği belliydi.

Hayat memat meselesi olan seçim, gelip kapıya dayandı. Kaybetme ihtimali çok güçlüydü. Bir çıkış lazımdı.

Tepe taklak olmuş ekonomi nedeniyle iktidar, bir süredir ne yapacağını bilmez şekilde kıvranıp duruyordu.

Hazine ve Maliye Bakanı'nın, Merkez Bankası başkanının biri gidiyor, biri geliyor. Uçuşa geçen dolar, ne yapılsa aşağı çekilemiyor.

Sonunda, çok aranmış gibi, düşülen ekonomik açmazdan kurtulmak için "Türk modeli ekonomi" diye bir şey bana kalırsa uyduruldu.

Ülkenin her kalkınma ve büyüme hamlesinin yıllardır çeşitli yollardan engellendiği hikâyesini, alıcısının fazla olduğunu düşündükleri aşırı milliyetçi ambalaja sarıp sarmalayıp anlatmaya giriştiler.

Bu kurguda, "Batılı güç ve sermaye odaklarının hain hesaplarına teşne, zihinlerini mandacılığa kiralamış yerli güçleri" hedef göstermekte tereddüt etmediler. Fakat ne kadar da çoktular!

Yorgun tavşan

Konuyu getirip bağladıkları nokta ise herkese parmak ısırttı: Meğer 19 yıldır bu rota değişikliğini bekliyorlarmış.

Artık vakit tamamına ermişti, şimdi Batı güç ve sermaye odaklarının tasallutu altındaki ekonominin rotası, "yerli ve milli" ekonomik modelden yana değiştirilmeliydi.

Bu hikâyeyi iktidar bloğunun büyüklü küçüklü bütün ortakları, bir hayli kenar süsüyle dillendirdiler.

İktidar büyük bir maharetle, geleceğini çok karanlık gördüğü bir seçimin hemen arifesinde, şapkadan tavşan çıkarmıştı. Lakin, tavşanın iktidarın umudunu yükseltecek atraksiyonları yapmaya yetecek bir enerjisi yok gibiydi.

Bir kere, yeni Hazine ve Maliye Bakanı bir şeyler söylerken, diğer yetkililer başka tellerden çalıyor. Bazıları üç vakte kalmaz işler yoluna girecek derken, başkaları millete sabır telkin ediyor.

Aksi ileri sürülse de öykündükleri ülkeler de var. Ne geçmişleri, ne bugünleri bize benziyor: Çin mi desem, Güney Kore mi desem... Her neyse...

Bilinen, 3250 polisin Doha'ya gideceği

Önce dolar'ı kendi haline bırakacak gibi yaklaşıyorlardı, ama şimdi Merkez Bankası'nın bin bir güçlükle topladığı rezervleri kuru aşağı çekmek için bol keseden kullandıkları görülüyor. Nafile... Hem içeriden ve hem dışarıdan kaynak gelmesi umuluyor.

Doğal olarak, Katar ve belki bir miktar da BAE'den bulunacak kaynaklarla yatırım yapılacağı havası yaratıldı. Saray salonlarında bol bol imzalar atıldı. Henüz, 2022 Dünya Kupası için Doha'ya gönderilecek 3250 polisten başka duyduğumuz bir şey yok.

İddia, sıkı bir yatırım hamlesine girişileceği, Cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeyine ulaşmış korkunç işsizliğin tarih olacağı yünündeydi. Hadi inşallah...

Yerli tasarruf sahiplerine sık sık yapılan "birikimlerinizi yatırıma yöneltin" tavsiyelerinin, füzelere parmak ısırtan doları ve kapanan kepenkleri unutturup unutturmayacağı da merak konusu.

Ya tutarsa...

Hayat pahalılığının dayanılmaz noktaya geldiğini, şüphesiz iktidar da görüyor. Hatta anlıyor. Asgari ücretin bunu gözeterek artırılması, memur ve emekli maaşlarının ona göre ayarlanması seçime giderken iyi olur, diye de düşünüyor. Ama nedense asgari ücretin açıklanması uzadıkça uzuyor.

Yeni ekonomide üretime basbayağı yüklenme hedefi var. Buna karşılık, döviz darlığı yaşandığı için ithalat sınırlanacak. Türkiye ekonomisinin yapısal özelliklerine vâkıf olanlar bunun nasıl gerçekleşeceğini bayağı merak ediyorlar.

Yüksek ihracatla cari açığın kapatılabileceği öngörülüyor. Ekonomist olmadığım için bunun sürdürülebilir olup olmadığını bilemedim doğrusu.

Herkesin bildiği, Batı'dan epey zamandır yatırım amaçlı döviz pek gelmediği. İktidarın ise söylem düzeyinde "Gelmezse gelmesin, biraz Avrasyacılık, biraz Körfezcilik yaparak bulurum" modunda olduğu.

Daha doğrusu oralardan fazla bir şey çıkamayacağının farkında, ama hiç olmazsa Batı'ya ve "Batı taraftarlarına" bir şeyler söylenmiş oluyor.

Her derde deva "Türk" etiketi

Sonunda "Türk" etiketi yapıştırarak işlerin yoluna gireceği, kalkınma ve refahın bu tercihten geçtiği ileri sürülüyor.

4-5 sene önce "Türk tipi başkanlık rejimi" de böyle dayatılmıştı. Bu "yerli ve milli" yönetim modelinin ne mene bir şey olduğu kısa zamanda ortaya çıktı. Ülkede demokrasi, özgürlük, hukuk, adalet, bağımsız yargı, kurum ve gelenek namına bir şey kalmadı. Güvensizlik tavan yaptı.

Zaten demokrasisi çok zayıf olan Türkiye, bütün yetkilerin bir kişide toplandığı otoriter tek adam yönetimine dönüştü. İktidar partisi yönetici ve örgütleri de neredeyse devletin kurum ve kadrolarının yerini aldı. Tek adam ve parti devletiyle karşı karşıya kaldık. AK Parti iktidarı 19 yıllık hikâyesinin sonuna geldi. Siyasal ömrünü uzatmak istiyor ve ülkeyi rota değişikliği masalıyla oyalıyor.

Köprünün altından çok sular aktığını, boş kaleye gol atılan günlerin geride kaldığını görmüyorlar.

Hiçbir şey olmamış gibi, "Vakit tamam, Türk modeli ekonomiye geçiyoruz" diyorlar.

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00