Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi!

Atilla Aytemur

30-11-2020 05:23

HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde yazdığı bir hikâye kitabının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Meclis eski başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi üyesi Bülent Arınç arasındaki sert tartışmaların konusu olacağı hayatta kimsenin aklına gelmezdi.

İktidarın, reform olduğu ileri sürülen yeni hamlelerinin konuşulduğu günlerin içindeyiz ya, bir TV programında Arınç, Demirtaş'ın serbest bırakılması gerektiğini anlatırken, onu anlamaları için izleyicilere bu kitabı okumalarını tavsiye etti.

Etti etmesine, ama Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bütün hiddetini de üzerine çekti. Erdoğan, son Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmanın önemli bölümünü bu hususa ayırdı ve Arınç'ın istifasına yol açtı.

Bu yazıda ele almak istemediklerim

Berat Albayrak ve Bülent Arınç'ın istifaları, eski Güneydoğu milletvekillerinden İhsan Arslan'ın Disiplin Kurulu'na sevki, yine aynı bölgeden eski milletvekili Galip Ensarioğlu'na taziyeye katıldığı için terörden soruşturma açılması testinin kırıldığının ve artık kolay su tutmayacağının işareti midir, bilemem. Yazmak için önümüze daha çok fırsatın çıkacağını düşündüğüm bu konuya bu yazıda yer vermek niyetinde değilim.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sıradan mimiklerinin bile zaten siyaseten ve iktisaden tıkanmış AK Parti cenahında 'ittifak bozuluyor ve iktidar gidiyor' endişesini körüklemesini, giderek panik atağa dönüşmesini ele almak da benim alanımın dışına çıkar.

Hele Emine Erdoğan Hanımefendi'nin kadınların şiddete karşı mücadele gününde yaptığı konuşmayı, sanki Devlet Bahçeli'yle inatlaşır gibi, getirip mafya babalarına bağlaması üzerinde hiç durmayacağım.

Siyaset teorisine ve pratiğine, Türk'e özgü yerli ve milli bir katkı sayılması gereken "döve döve reform" konusunu ise, bütün ehemmiyetine rağmen başka yazılara bırakmayı düşünüyorum.

Kobane olayları, HDP ve Demirtaş'ın çağrılarının anlamı, bölgede PKK ve Hizbullah arasında yaşanan çatışmalar ve çok sayıda insanımızın yaşamını yitirmesi konularının, günlük retoriğin malzemesi olmak yerine, daha dikkatli değerlendirmelere konu olması gerektiğinin farkındayım.

Cezaevi ve yaratıcılık

Konu, uzun zamandır tutuklu olarak cezaevinde yatan Selahattin Demirtaş'ın hikâye kitabı 'Devran' olduğu için, aklım cezaevlerine girenler ve eser yaratanlarda kaldı.

Bülent Arınç'ın, Demirtaş ve Osman Kavala'nın serbest bırakılmaları gerektiği yönündeki düşüncelerinin siyasi önemini teslim ediyorum. İdeolojisine ve siyasetine bakmaksızın, içeride veya dışarıda demeksizin, farklı bir çevrenin insanının eserini yurttaşlara ve kendi mahallesine tavsiye etmesini son derece önemli ve değerli bulanlardanım.

Bu tavrıyla Arınç, hem kutuplaşmacı siyaset ve geleneğe set çekmeye çalıştı, hem de bu vesile ile cezaevi ve yaratıcılık ilişkisini gündeme getirdi.

Her ne kadar yaratıcılıkla ayıplı demokrasi arasında ters orantı varsa da, Türkiye'nin kalburüstü hikâyeci, romancı, şair, ressam ve yazar gibi sanat ve fikir erbabının önemli bölümü en gözde eserlerini cezaevinde yatarken verdiler.

Bu bakımdan, Türkiye ceza ve tutukevlerinin bir nevi üniversite ve sanat akademisi işlevi gördüğünden hareketle, özellikle iktidarlarımız kendilerine övünç payı bile çıkarabilirler.

Demirtaş ve eserleri

Düşünün, Selahattin Demirtaş gibi tarihi yüz yılı aşan sert bir siyasal ve toplumsal sorunun, binlerce insanın hayatına mal olan Kürt Sorunu'nun çözümü için yoğun çaba göstermiş siyasi bir lider bile, iktidarın siyasal gazabını üzerine çekip oraya kapatılınca, zihnindeki düşünsel ve estetik kapasiteyi ortaya koyma fırsatı bulup eserler veriyor. Ülkeyi ve insanlarının hikâyesini yetkin bir anlatım gücüyle okurlarına aktarıyor.

Bunlar memleketimizden tanıdık hikâyeler. Kahramanlar içimizden birileri. Kitaba adını veren "Gün olur devran döner" adlı hikâyenin kahramanı gibi, işkencede öldürülen Çoban Devran'ın sahte otopsi raporunu imzalayan Savcı Salim de öyle.

O savcı ki, bir türlü kendi gerçeğiyle yüzleşmeyi bilemiyor ve iç içe geçmiş travmalarıyla debelene debelene ömür tüketiyor. Türkiye de biraz böyle değil mi?

'Devran' kitabı da tıpkı 'Seher' gibi çok tutuldu ve okunuyor. Etnik farklılıkları hükümsüz kılıp, Türk-Kürt, doğu-batı fark etmeksizin ülkenin her köşesinde kendine geniş bir okur grubu buluyor. Acıları ve sevinçleri birbirine katıyor; farklı renkleri ve dilleri ortak bir mecrada buluşturuyor.

Şüphesiz, Demirtaş'ın hakkında bir toplatma, yasaklama kararı bulunmayan bu eserlerinin edebi değerleri zaman içinde edebiyat çevrelerince daha fazla tartışılacak ve değerlendirilecek.

İz bırakanlar

Evet, iktidarlar fikir ve eylemlerinden hoşnut olmadıkları insanları fiziken mahkûm edip, yaratıcılığını ve toplumsal etkisini sıfırlamak istiyorlar, ama zihnin dört duvar arasına mahkûm edilmesi mümkün olmadığından, özgür düşüncenin filizleri er geç gökyüzünü görecek, gün ışığına ulaşacak yolu buluyor, toplumların düşün ve kültür dünyasında yüzyılları aşan izler bırakıyorlar.

Kitapların meydanlarda toplanıp yakıldığı, ya da SEKA'ya kâğıt hamuru olmaya gönderildiği günler şüphesiz gerilerde kaldı. Ancak gidişata bakılırsa, Türkiye cezaevlerinde eser veren son kişi Selahattin Demirtaş olmayacak, bunu da biliyoruz.

Yazdıkları, çizdikleri ve söyledikleri nedeniyle içeriye girenlerle, içeride yazanlardan olup, hayatımızda iz bırakan insanlarımızdan bazılarını anarak bu yazıyı noktalayalım.

Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, Ahmet Arif, Enver Gökçe, Can Yücel, Fakir Baykurt, A. Kadir, Nevzat Çelik, Kemal Tahir, Kerim Korcan, Balaban, Orhan Kemal, Sevgi Soysal, Necip Fazıl, Hekimoğlu İsmail, Emine Şenliklioğlu, Ahmet Altan...

(Serbestiyet)

Erdoğan'dan Bülent Arınç'a tepki: 'Açıklamaları beni rencide etti' Ümit Kardaş'tan: Anayasacılık: Batı-Osmanlı anayasa hareketleri AK Parti'den şok hamle: İstanbul'da 22 ilçe başkanı görevden alındı Hakan Tahmaz'dan: AKP'nin manevraları siyasal krizi çözemez KONDA'dan son anket: AK Parti'nin oylarında flaş düşüş
DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00