Türkiye Gemisi

Atilla Aytemur

23-05-2019 21:43

31 Mart yerel Seçimleri sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önerdiği Türkiye İttifakı'nın ortada kaldığını birkaç hafta önce yazmıştım.

Öyle olmasını istediğimden filan değil, Ak Parti ve MHP’nin duruş ve niyetinin bütün Türkiye'yi kucaklamasının mümkün görünmediğini; sergiledikleri siyasal tavır ve dilin böyle bir yönelime hayat hakkı tanımayacağını düşündüğümü belirtmiştim.

Çünkü, MHP "Türkiye İttifakı" duyduğunda bir hışımla tavır almış; Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları o günlerde bir şehit cenazesinde Cumhur İttifakı yanlılarınca linç edilmek istenmiş, önemli bir Kürt seçmen kesiminin partisi HDP ise daha baştan kapsam dışına itilmişti.

Sonra anlaşıldı ki, yerel seçim sonuçlarının alarm zillerini çaldırması, iktidar kesimini ister istemez daha yumuşak ve kapsayıcı konuşma mecburiyetine itmişti.

Hop Türkiye İttifakı, hop kutuplaşma!

Tek zarfta dört oy pusulalı İstanbul Yerel Yönetimler Seçimleri YSK’nın 7 üyesinin oyuyla iptal edilip, sadece İstanbul Belediye seçiminin yapılaması şeklindeki karar açıklanınca hava yine yüz seksen derece değişti.

Cumhur İttifakı’nın partileri oyların çalındığı iddia ettiler; hırsızların kim olduğu söylemediler ama CHP’nin organizasyonunda yapıldığını ima eden sert ve ağır suçlamaları sıraladılar.

İnandırıcı gerekçeler sunmakta zorlandıklarından olmalı, çareyi muhalefete karşı dillerini daha da sertleştirmekte buldular.

Gidişatın hiç de iyi olmadığını belirtip, ekonominin kuralları belli ve işleyen demokrasiyle istikrar ve güven kazanabileceğini söyleyen büyük iş çevrelerinin örgütü TÜSİAD’ın yaşını başını almış ünlü temsilcileri azarlandı ve tabiri caizse tehdit edildiler.

Ak Parti iktidarının sözcüleri, bir yandan Türkiye İttifakı'ndan dem vurarak kendi memnuniyetsizliklerini ve muhalefetin önemli bir kesimini yatıştırmak ve durumun değişeceğine inandırmak ister gibi davranıyor, ama diğer yandan da gelişmelerden rahatsız olduklarını ifade edenleri de sert bir şekilde sindirmeye çalışıyor.

Aslında kutuplaştırıcı dilden ve ötekileştirme politikalarından vazgeçilmiş gibi görünmüyordu.

Böylece ana muhalefet CHP ve Millet İttifakı’na, iş dünyasına, kimlik sorunu yaşayan Kürtlerin siyasi temsilcilerinden biri olan HDP'nin payına muhtelif suçlama ve hedef alınma düştü.

Belli ki, Ak Parti ve sözcüleri önerdikleri Türkiye İttifakı'na kendileri de inanmıyorlar!

Şimdi de "Türkiye Gemisi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kez, "82 milyon hepimiz aynı Türkiye Gemisi'ndeyiz" dedi. Muhtelif risklerden bahsederek, birlik ve beraberlik istedi; umut ve iyimserlik yansıtan ifadelerde bulundu.

Oldum olası "aynı gemideyiz" söylemi siyasette sevilen bir benzetmedir.

Mustafa Kemal'in Bandırma Gemisi'yle Samsun'a çıkıp Kurtuluş Savaşı'nı başlatan adımlarının ilk günü olan 19 Mayıs'ın 100. yıldönümünde iktidar öyle bir gemiyle o limana giden öğrencileri karşılama törenine HDP hariç diğer partilerin liderlerini davet etmesi, Türkiye İttifakı'nda olduğu gibi aşırı yorumlara yol açtı. İYİ Parti liderinin gitmeyi reddettiği, HDP'nin gidemediği bu davetin fotoğrafında  yeni bir başlangıç görenler oldu.

Hemen arkasından TBMM bahçesinde gerçekleşen iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, "82 milyon hepimiz aynı Türkiye Gemisi'ndeyiz" deyince, hakikaten yeni bir şeyler olacağına dair iyimser yorumlar gelmeye başladı. 

Kulağa hoş geliyor, ama gerçekçi olalım.

Benzetmeyi pek doğru bulmuyorum ama, eğer bir gemi sözkonusuysa, kimin hangi kamarada bulunduğuna, geminin rotasının kimin arzusuna göre belirlendiğine, yemek vakti kaptanın masasında kimlerin oturduğuna, yolcu çoğunluğunun içinde bulunduğu şartlara bakmak çok şeyi anlatır.

Bu ülkeyi ağır sorunlarıyla bizden önceki kuşaklardan devraldık. Kimlik, inanç, yaşam tarzı, ekonomik durum, siyasal tercih ve kültürel şekillenme bakımından olağanüstü çeşitlilik ve farklılıklara sahibiz.

Hiç kimseyi birbirine benzemeye zorlamadan, sürdürülebilir bir çoğulculuk, eşit katılımcılık ve müzakereci demokrasi şartlarında, adalet ve barış içinde bir arada yaşatmak ve kalkınmayı bu temel sorunları gözeterek gerçekleştirebilmek önemli bir toplumsal hedefti.

Ak Parti de on yedi yıldır iktidarda olmasına ve ilk dönemlerde bazı sınırlı adımlar atmış olmasına karşın yeterli düzeyde çözüm getiremedi ve başarılı olamadı. Şimdi tıkandı ve artık Türkiye patinaj yapıyor.

Mevcut sistem yürümüyor

Önceki parlamenter sistemimizin hayli eksikleri vardı. Siyasal istikrar ve ekonomik gelişme o sistemde güçlükle işliyordu. Dünyanın gelişim hızı ve ülkenin nüfuz artışını yarattığı ihtiyaçları karşılamakta zorlandığı için kapsamlı demokratikleşme ve yeniden yapılanmaya gereksinim duyuyordu. İnanç ve kimlik temelli sorunlar anlamlı olmayan endişelerle sürekli erteleniyor ve bu nedenle de iç huzursuzluk bir türlü giderilemiyordu.

Başkanlık rejimine aşırı milliyetçilik ve deforme bir muhafazakarlık ittifakının dayatmasıyla, toplumun yaklaşık yarısının itirazına rağmen geçilmiş olması sorunları daha da ağırlaştırdı.

Ekonomi çöküşün eşiğinde; bazı ekonomistlere göre dip yapmak için ay gün sayıyor.

Eğitimli ve eğitimsiz işsiz sayısı bütün zamanların rekorunu kırma yönünde ilerliyor.

Gençler geleceğini yaban ellerde arıyor.

Pahalılık sınır tanımıyor; yoksulluk habis bir ur gibi her yanımıza yayılmış durumda.

Sermaye sahipleri ise iktidardan umudunu kesmiş, yurt dışında güvence peşinde.

Yasama neredeyse anlamını yitirdi. Ülkeye dair önemli hiçbir konu mecliste doğru dürüst müzakere edilemiyor ve iktidarın icraatları denetleme konusu olamıyor.

Uzmanların değerlendirmelerine bakınca yargı iktidarın bir dairesi durumuna düşürülmüş. Hak, hukuk ve adalet mumla aranıyor. Hele YSK gibi seçimlerin güvenliği, saydamlığı ve adil olmasından sorumlu yüksek yargı organının İstanbul Belediye seçimleri dolayısıyla içine düştüğü son durum yürekler acısı.

İnandırıcılık bir kez yitirilince...

Tıpkı "Türkiye İttifakı" gibi, "Türkiye Gemisi" sözü de bu şartlarda iktidar sözcülerinin ağzından çıktı.

Ama artık inandırıcı olunamıyor.

Bu öneriler, bu konuşmalar,  çok açık ki olağanüstü büyük rant paylaşım alanı olan İstanbul’un belediye başkanının seçimine bir ay kala ortaya atılıyor.

İktidarın belediyeyi yeniden almak için bütün gücüyle İstanbul’a abandığı günlerde masaya sürülüyor.

Ama herkes biliyor ki, İstanbul Belediyesi 25 yıldır bu ekip tarafından yönetiliyor. İktidar derseniz, beş dönemdir Ak Parti'nin elinde.

Bu gerçekler ortadayken gelin de siz bu sözlere inanın! Kolay mı?

Evet, ülkenin uluslararası sorunları yok mu? Elbette var. Suriye ve güney sınırımız henüz sükunete kavuşmuş değil. Geleneksel müttefiklerimiz, NATO,  ABD ve bazı AB ülkeleriyle giderek artan sorunlarımız var. Bölgemiz ve dünya yeni siyasal değişimlere ve gerilimlere gebe. Burnumuzun dibinde İran ve ABD arasında savaş satrancı oynanıyor. Ülkenin sağlam duracak ve bunları göğüsleyecek bir iç huzur, uzlaşma ve dayanışmaya şüphesiz ihtiyacı söz konusu olabilir.

Ama yaptığı demokrasi dışı siyasi tercihler, uyguladığı savruk ekonomik politikalar, dayattığı otoriter başkanlık rejimiyle ülkeyi bu noktaya getirenlerin, halkın seçimlerle açığa çıkmış siyasal değişim isteği karşısında, "Hadi gelin, Türkiye İttifakı olarak Türkiye Gemisi'ne binelim ve denizlere açılalım" teklifi için zamanın artık çok geç olduğu görülmüyor mu?

Eğer Türkiye'nin bir gemi olduğunda halen ısrarcıysanız, bilin ki yolcular meşru ve demokratik yollardan bu geminin kaptan köşkündeki ekibi toptan değiştirmeyi düşünmeye başlamış durumda.

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00