Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu

Atilla Aytemur

01-02-2021 04:03

Masamın üzerinde biri HDP'yle, öbürü siyasal gündemle bağlantılı iki belge var.

Bunlardan birincisi, HDP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu'nun Diyarbakır İl Başkanlığı binasından çıkarken neden zafer işareti yaptığına dair açıklaması.

Diğeri ise Selahattin Demirtaş'ın, bazı gazeteci, yazar ve aydınlara gönderdiği mektup ve belgelere dayalı bir tür savunma dosyası.

Demirtaş'ın mektubunu ve dosyasını Ufuk Uras'tan aldım, Katırcıoğlu ise açıklamasını telefonuma gönderdi.

Bunları ele almadan önce bir iki cümleyle HDP'den söz etmek istiyorum.

Cumhur İttifakı'nın iktidara alternatif bir muhalefet cephesi oluşmaması için elinden gelen her şeyi yaptığı günlerden geçiyoruz. Bir noktada seçimi kazanabileceğini düşündüğü bir tablo elde ettiğinde de o dakika ülkeyi seçime götüreceğini az çok herkes görüyor.

İktidar Saadet Partisi’ne yönelik bazı hamlelerle siyasal denklemi değiştiremeyeceğini görüyor. O nedenle asıl operasyonlarını muhalefetin iki büyük partisi HDP ve İYİ Parti üzerinde sergiliyor.

İYİ Parti'ye yönelik, "Onlar farklı... Meral Hanım artık evine dönsün" gibi girişimler boşa çıktı ve oradan umut kesildi.

HDP'ye gelince... Bu parti kayyum atamaları, dokunulmazlıkların kaldırılması, yaygın tutuklamalar, baskı, medya blokajı ve çeşitli engellemelerin hedefi halinde.

Ne var ki, bütün bunlara rağmen, HDP'nin tabanında iktidarın umduğu çözülme bir türlü olmuyor ve bu parti oyunu korumaya devam ediyor. Şüphesiz bu da iktidarın yapılacak ilk seçimi kaybetmesi yönünde ciddi bir ihtimalin varlığını devam ettirdiği anlamına geliyor.

Sonuç itibariyle iktidar geleceğini ve yeniden iktidar umudunu, HDP'nin "hakkından gelmeye" bağlamış görünüyor.

HDP, gördüğü olağanüstü baskıya ve bütün kuşatılmışlığına rağmen, bu hesapları boşa çıkarmak için yoğun çaba göstermekte kararlı görünüyor.

Umuyorum ve sanıyorum ki, diğer muhalefet partileri de stratejinin farkındalar ve güçlerini birleştirip, iktidarın hesaplarını boşa çıkarmak için gerekli adımları zamanında atmaktan sakınmayacaklar.

Bu girişi şöyle noktalamak istiyorum: otoriterleşmede sınır tanımayan tek adam rejiminde ve parti devletinde, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, enflasyon, iflaslar, kepenk kapatmalar, adam ve şirket kayırma ve baskı, artık gündelik hayatımızın olağanları arasında bulunuyor.

Bu şartlar altında, Merkez Bankası Başkanı'nın değişmesi, Berat Albayrak'ın istifa yoluyla görevden alınması, doların kontrol altına alınması, Batılı ülkelerle yumuşama yollarının aranması ve "ekonomi ve hukuk alanında reform yapacağız" sözleri sınırlı bazı sonuçlar verse de, esas itibariyle kenar süsü gibi kalıyor. Yanılmış olmayı elbette isteriz.

Katırcıoğlu'nun açıklaması

Asıl konumuza Erol Katırcıoğlu'nun açıklamasından başlayarak girelim.

Kürt sorunu ülkeye çok ağır bedellere mal oluyor. Bu durumun daha ne kadar süreceğini de bilmiyoruz. Bir ana için her dakika evladının ölüm haberini beklemek ise dayanılmaz bir acı. Bu bakımdan annelerin evlatlarını aramaları ve bunun için ister devleti ister sivil kurumları zorlamaları şüphesiz sorgulanamaz.

Diyarbakır Anneleri de, Şehit Anneleri de, Cumartesi Anneleri de, bu ülkenin kanayan yaralarından yükselen çığlıklardır. Onları kamplaşmış gündelik siyasetimizin kaosuna katmaktan ve daha fazla incitmekten uzak durmak, ortak geleceğimiz ve toplumsal barışımız için önde gelen bir zarurettir.

Katırcıoğlu, açıklamasında, parti binasından çıkışında yaptığı zafer işaretinin, aynı zamanda bir 68'li olarak kendisi için barış anlamı da taşıdığını ve Diyarbakır Anneleri'ne yönelik hiçbir tepki boyutu bulunmadığını belirtiyor.

Parti binasından çıkan HDP'li milletvekilleri ve yöneticilere küfür ve hakaret edenlerin de evlat nöbetinde olan anneler değil, polisin sataşmalarını engellemek için etten duvar örmeye çalıştığı erkekler olduğuna işaret ediyor. Kapı ile otomobiller arasındaki kısa mesafe içerisinde ağır küfür ve hakaretlere maruz kaldıklarını da sözlerine ekliyor.

Erol Katırcıoğlu, "iktidarın 'HDP eşittir PKK' şeklindeki propagandasının büyük haksızlık olduğunu ve Cumhur İttifakı'nın asıl amacının partilerini siyasi denklemin dışına düşürerek, İYİ Parti ve CHP ile ortak muhalefet hattında buluşmasını önlemek olduğunu" söylüyor.

Katırcıoğlu, kamuoyunun tanıdığı, her dönemde sergilediği insani duyarlılıkları gayet iyi bilinen, hangi konumda bulunursa bulunsun yaşamı boyunca daima mağdurların yanında yer alan sorumlu bir aydın. Diyarbakır Anneleri'yle sorunu olmak bir yana; HDP bünyesinde bulunma gayesinin bu kapsamdaki bütün mağduriyetlere kaynaklık eden Kürt meselesinin barışçı ve demokratik çözümü için katkı sunmaktan ibaret olduğunu, defalarca ifade etmiştir.

Sözkonusu talihsiz olay, iktidar ve bazı medya organlarınca köpürtülse bile, çok yakından tanıdığım Erol Katırcıoğlu'yla ilgili bu bariz gerçekliğin gölgelenmesinin kolay olmadığını düşünüyorum.

Demirtaş'ın mektubu

Selahattin Demirtaş mektubunda, avukatlarının hazırladığı dosyadaki bilgilere atıfta bulunarak, bu bilgilerin, Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren son derece önemli bir seçime giderken hakikatin bilinmesi bakımından hayati bir önem taşıdığına işaret ediyor.

Demirtaş'ın mektubunda başka dikkat çeken hususlar da yer alıyor. Örneğin, "HDP'ye yönelik eleştirileri büyük bir saygıyla karşılıyor, eleştirilere değer veriyor, onları anlamaya çalışıyorum. Geçmişteki siyaset tarzımız, söylemimiz, pratiklerimiz konusunda özeleştirel yaklaşmak gerektiğine de samimiyetle inanıyorum" diyor.

Barış ve Çözüm Süreci'ni ima ederek, "Barışı sağlayamadık, demokrasi getiremedik, ekonomi çöktü, toplum ağır bedeller ödüyor. Başarılı olsaydık bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. Durum bu kadar nettir. Bence bu saatten sonra mazeretlerin arkasına sığınmanın da bir anlamı yok. Muhalefet topluma güven vermek istiyorsa özeleştiriden kaçmamalı, olgun bir şekilde özeleştiri verebilmelidir" değerlendirmesinde bulunuyor.

Mektubun önemli bir bölümü iktidarın kendisi ve HDP üzerinde sürdürdüğü hukuk dışı uygulamalara ayrılmış. Demirtaş "...son beş yıldır hükümetin yürüttüğü kampanya bir eleştiri kampanyası değil, iftira ve kumpasa dayalı, medya ve yargı eliyle yürütülen linç kampanyasıdır. Benimle ilgili medyada yazılan, çizilen, söylenen neredeyse her şey, bariz bir yalan ve iftiraya dayanmaktadır. Bazı sözlerim bağlamından koparılarak algı oluşturulmaya çalışılmıştır" şeklinde itirazını dile getiriyor.

Demirtaş kendisine ve HDP'ye dönük yapılanların, iktidarın önümüzdeki seçimleri kazanma amacıyla bağlantılı olduğunu belirtiyor. Bu konuda, "Beni ve HDP'yi 'terörist' ilan edip kriminal hale getirerek, belki de göstermelik bir yargılama sonucunda 'hükümlü' pozisyonuna düşürerek ya da partiyi kapatarak muhalefet bloğunu iyice sıkıştırmak hedefleniyor" şeklinde son derece dikkat çekici bir değerlendirme yapıyor.

Demirtaş'ın avukatlarının hazırladığı 80 sayfayı aşan dosyaya da göz gezdirdim. HDP'yi ve faaliyetlerini yakından izleyen biri olmama karşın, Kobane olaylarının seyrine, HDP merkezinin ve Demirtaş'ın tavrına dair birçok yeni bilgiyle karşılaştım.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin hakkında açık hukuk ihlali yapıldığında ısrarcı olduğu Selahattin Demirtaş'n yazdıkları, yabana atılacak şeyler değil...

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00