Seçim tartışması bu şartlarda biter mi?

Atilla Aytemur

23-10-2020 23:33

İktidar aksini istese de, galiba seçim tartışmaları kolay kolay sonlanmayacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, memleketin mevcut gidişatından rahatsız olup erken seçime gidilmesi gerektiğini dile getirenlere karşı, konuyu kabile devleti alışkanlığına bağladı ve tartışmayı görünürde bitirdi.

Görünürde diyorum, çünkü tartışması kesilse ve bu ihtimal ortadan kalksa bile, ülkenin aciliyet kazanmış mevcut sorunları ağırlaşarak devam ediyor.

Bu dönemde sık sık yapılan kamuoyu araştırmaları da, hem kendi geleceği, hem de ülkenin geleceği için endişe duyanların sayısının durmaksızın arttığını gösteriyor.

Gerçeği perdelemek

Bugün, sadece muhalif partiler değil, neredeyse her kesimden, her meslekten büyük bir yurttaş topluluğu "Bu gidişatın sonu nereye varacak" sorusunun cevabını arıyor.

Ak Parti iktidarı ve destekçisi MHP ise, bir hayli vahim ülke gerçeğini perdelemekte ve olan biten her şeyle ilgili pembe bir tablo çizmekte ısrar ediyorlar.

'Seçimle gelenin seçimle gitmesi' ilkesinin sınırları içinde bakacak olursak, bu ısrarın sebebinin önümüzde kalan 2.5 yıllık iktidar süresini kullanmak, eğer başarabilirlerse ağır ekonomik ve siyasi sorunlardan bazılarını kısmen çözmek, bazı yeni vaatlerde bulunmak ve nihayet yeni bir dönem için halkın rızasını almak olduğunu düşünebilirdik.

Eğer olağan demokratik siyasal bir sistemin normal akışı içinde yaşıyor olsaydık, hepimizin aklına bunlar gelirdi.

Ama mevcut durumun temel karakteristiklerine bakınca, meselenin iktidarın karşı çıkışındaki kadar basit olmadığı, gelişmelerin yönünün haklı olarak endişeye yol açtığı daha iyi anlaşılıyor.

Gelenin gideni aratması

Başkanlık rejiminden önceki parlamenter sistemin de Batılı demokrasilerle kıyaslanabilecek bir durumunun olmadığını yaşayarak gördük. Her yönüyle ciddi eksiklikler, aksaklıklar ve sorunlar barındırıyordu. Evrensel kriterler göz önüne alındığında, kurumları olgunluk ve yetkinlik bakımından hayli zayıftı. Ağır aksak bir demokrasiydi sözkonusu olan.

Ancak, yine de demokrasinin temel prensibi olan güçler ayrılığı ilkesinin az çok gerçekleştiği, belirli periyotlarda serbest seçimlerin yapıldığı, darbe dönemleri hariç iktidarın seçimlerle değiştiği bir ülkeydi. Düşünce, örgütlenme ve basın özgürlüğü belli bir mesafe almıştı.

Artık bunlardan eser kalmadı.

Son yıllarda bu alanların neredeyse tamamında, ülke büyük değişikliklere ve gerilemelere sahne oldu.

Ekmek, adalet ve özgürlük askıda olursa...

Ak Parti iktidarı, sanki seçimlerde hiç hesap vermeyecekmiş gibi, son aylarda artan hızla, demokrasi kırıntılarını, teamülleri, kurum ve kuralları hiçe sayan, inanılmaz bir keyfilik sergiliyor.

Adaletin tecellisinde toplumun sırtını dayayacağı kurumlar, ya iktidar eliyle birer birer yıkılıyor, ya da AYM gibi, iktidar güdümüne girinceye kadar örseleniyor.

Düşünce ve demokratik mücadele özgürlüğü alışılmadık bir kısıtlama, baskı ve kuşatma altına alınırken, iktidar ideolojik ve kültürel hegemonyasını henüz kuramadığından şikâyet ediyor.

İşsizlik, Türkiye'nin yakın tarihinde gördüğü bütün rekorları kırdı. İktidarın reklamını yaptığı her istihdam kampanyasının içinin boş bir paketten ibaret olduğu kısa sürede ortaya çıkıyor.

Ekonominin durumunu "askıda ekmek" kampanyalarına, yoksulluk yardımı kuyruklarına, İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun önünde bekleyenlere bakarak anlamak mümkün.

Covid-19 pandemisi şartlarında ülkenin sorunları daha da ağırlaşmış durumda ve mecburi kısıtlar bütün sektörleri her gün biraz daha etkiliyor.

Öte yandan Türkiye, son dönemde düşmanı bol dostu az, savruk bir emperyal heves ve şişirilmiş milliyetçi söylemlerle belirsiz bir geleceğe sürüklenen ülke görüntüsü içinde.

Geri dönüş eşiği geçildi mi?

Bu kadar ağır problemin yaşanmakta olduğu bir Türkiye'de, popülist vaat, umut ve söylemlerle kitleleri etrafında tutmaya çalışan baskıcı ve otoriter başkanlık rejimi iktidarının çözüm üretme imkânı çok az.

Bu bakımdan, Ak Parti iktidarının yarattığı ekonomik ve siyasal tahribatı onarmak ve yeniden demokratik bir sürece yönelmek için son virajı da artık geçmiş olduğunu düşünenler haksız sayılmazlar.

Buna rağmen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bu aşamada art arda iki çağrı yapması dikkat çekicidir. Özellikle ilk çağrısı, muhatabı itibariyle anlamlıdır.

Kılıçdaroğlu, yakın tarihimizin kritik eşiklerinde aldığı tavırlarla, siyasal hayatımızda önemli değişikliklerin yaşanmasına vesile olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenerek, iktidar sağırlığının alanı dışına çıkmaya çalışmıştır.

Kılıçdaroğlu, "Ülke yönetilmiyor. Bu ülkenin kurtuluşu bir an önce seçime gitmektir. Bunu kime söylüyorum? Sayın Bahçeli'ye söylüyorum. Bu ülkeyi seviyorsan, çık kardeşim yarın sabah, de ki 'yeter artık', Türkiye'yi seçime götür" dedi.

Bahçeli çağrıyı anlamak istemedi

Bunun sıradan bir çağrı olmadığı, iktidara yönelik bir alarm anlamı taşıdığı aşikâr. Üstelik, seçime çok da hazır olmayan bir muhalefet bu çağrıyı yapmıştı. Lakin ne Bahçeli, ne de Ak Parti iktidarı bu uyarıyı anlamak istemediler, kabile devleti alışkanlığı gibi afaki benzetmelere girişip, girdikleri yoldan dönmeye niyetli olmadıklarını gösterdiler.

CHP'nin iktidara gelme hevesinden çok, demokratik siyasetin ilkeleri arasında bulunan iktidarı uyarma hususunda sergilediği bu tutum önemliydi.

Şuursuz ve kontrolsüz bir şekilde giden iktidarı frenlemek istedi. Çünkü, olanlar ve olacakların zararı bütün ülkeyeydi ve zaman giderek daralıyordu.

Başkanlık rejimine geçtikten sonra, erken seçimin gerçekleşmesinin kolay olmadığı, meclis ve/veya cumhurbaşkanlığı düzeyinde mutabakata bağlı olduğu şüphesiz muhalefet partilerince de biliniyordu.

Ama mevcut yasal kısıtlar bir yana, sıfırı tüketinceye kadar bu çizgisini sürdürmekte kararlı bir iktidarın, zamanı gelmiş seçimlerde de normal davranışların dışına çıkması ve seçimde kaybetmesi halinde iktidarı teslim etmekte gönülsüz davranması ihtimal dışı değildi.

İktidar demokratik siyasete sadakatini gölgeledi

Bunun ilk işaretleri yerel seçimler sırasında görülmüş, kaybeden iktidar ayak sürümüş, ancak muhalefet lehine farkın olağanüstü büyüklüğü sonunda caydırıcı olmuştu.

Bugün, özel aflara mazhar olan bir ayağı siyasette karanlık mafya babalarının, bin operasyon yapmakla övünen bir zamanların derin devlet simalarıyla verdikleri pozların medyanın başköşelerini işgal ettiği bir Türkiye'de yaşıyoruz.

Bugün, alt mahkemelerin AYM'nin kararını takmadığı, pandeminin üstesinden gelmek için canları pahasına çalışan tabiplerin örgütlerinin etkisiz hale getirilmesi için iktidarın gün saydığı bir Türkiye'de yaşıyoruz.

İktidarın, oturduğu koltuktan kalkmamak için her şeyi yapabileceğine dair ürkütücü işaretler verdiği bir algı giderek yaygınlık kazanıyor.

Bu şartlarda muhalefet, kendisinin kazanıp kazanmayacağı bir yana, erken seçim için çağrı yapmasın da ne yapsın!

(Serbestiyet)

KONDA'dan son anket: AK Parti'nin oylarında flaş düşüş Hakan Tahmaz'dan: HDP'nin 8. yılı ve Bilgen’in çağrısı 2021'de erken seçim olur mu? Anket şirketleri yanıtladı Mehmet Ferah'tan: Gidenin ardından... Demirtaş'tan seçim güvenliği açıklaması
DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00