Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası

Atilla Aytemur

16-07-2020 02:51

Sakarya'nın Hendek ilçesinde bulunan havai fişek fabrikasında meydana gelen patlama 7 ailenin ocağına ateş düşürdü, 126 işçi de ölümün kıyısından döndü.

Daha ilkinin acıları dinmeden, bu kez fabrikadaki patlama ve yangının enkazı altında kalan 1,5 ton havai fişeğin, kontrollü imha için taşocağına götürülürken patlaması sonucu patlayıcı madde imha timinden 3 jandarma personeli yaşamını yitirdi. Ayrıca 11 jandarma personeli ve kamyon şoförü yaralandı.

Yürekleri yakan bu patlamalar inanılmaz ciddiyetsizlik, sorumsuzluk, insan hayatını hiçe sayma, ihmal ve denetimsizliği ortaya döküyor.

Taşocağında yaşanan patlamaya dair eksiklik, dikkatsizlik ve ihmallerin de çok kısa zamanda bütün boyutlarıyla ortaya çıkacağını düşünüyorum.

Ölüm göz göre göre geldi

İş güvenliği sicili olağanüstü bozuk olan bu işverenin fabrikasında yaşanan son patlamadan hareketle bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

İşverenin ve yönetim kadrosunun işçilere dayatılan üretim kotasını doldurmak üzere baskı yaptığına ve tedbirler konusunda uyarıları dikkate almadığına işaret ediliyor.

Tehlikeli bir maddeyle yapılan üretimin gerektirdiği disiplin, iş güvenliği ve dikkatten uzak tutumlar, ne yazık ki asgari ücretle çalışmaya mecbur ve mahkûm olan işçileri göz göre göre korkunç bir ölüme götürdü.

Patlama sonrasında gazetecilerin idari kadroyla, yaralanan işçilerle, orada çalışmış olup ayrılanlarla yaptığı konuşmalar ve gözaltına alınıp tutuklananların kamuoyuna yansıyan ifadeleri son derece ibret verici. Böyle tehlikeli bir sektörde üretim yapan fabrika için her biri başlı başına soruşturma konusu olacak sayısız denetimsizlik, ihmal ve ihlal söz konusu.

Üstelik bu durumun son günlere mahsus olmadığı, siparişleri yetiştirmek ve maliyetleri düşürmek uğruna sürekli böyle yapıldığı anlaşılıyor. Meğer işçilerin hayatı pamuk ipliğine bağlıymış.

Denetimden fabrika kaçırma

Yine, çıkan haberlere göre Sakarya İl Emniyet görevlileri tarafından yapılan resmi denetimlerin günü, önceden işverene ve fabrika yönetimine muntazaman sızdırılıyor. Bu nedenle, yapılan denetimler usulü yerine getirmekten öteye gitmiyor. Fabrikayı, durumdan şikâyetçi olanın kendini kapının önünde bulacağı korkusu sarmış.

Haftada üç gün fabrikada denetleme görevi yapan personel işçilere çok fazla malzeme verildiğini ve üretimi artırmaları için zorlandıklarını açık açık söylüyor. "Burası patlayacak, bir şeyler yapın" diye yalvaran işçiler, ne yazık ki hayatları pahasına haklı çıktılar.

Denetleme görevlisi denetlenecek yerleri kendisinin seçemediğini, fabrika yönetiminin gösterdiğini ifade ediyor. Örneğin, üretim atölyelerinin hemen yanındaki barut deposunu asla göstermediklerine işaret ediyor.

İşçilerin kişisel koruyucu ve donanımları yok, ciddi bir güvenlik eğitimi almamışlar. Bütün bunların tutanaklara geçirilmesine asla izin verilmemiş.

Fabrikanın yönetmeliklere uygun denetimden kaçırıldığı, bu nedenle de işçilerin göz göre göre felakete sürüklendiği yönünde iddialar var.

"Milli ve yerli" ve camia mensubu... daha ne olsun!

MÜSİAD Sakarya Şube Başkanı Yaşar Coşkun ve ailesine ait olan fabrika son 14 yılda 7 kere patlama ve yangın geçirmiş. Ölümler ve yaralanmalar olmuş. Anlaşıldığı kadarıyla, her seferinde işveren, bir yolunu bulup fabrikanın adını ve yerini değiştirerek aynı düzenle yoluna devam etmiş.

Hatta, bu patlamalardan birinde ölen işçinin geride kalan karısı, kardeşi ve biri ölümden sonra doğan olmak üzere çocuklarından tazminat almak üzere dava açmayı da ihmal etmemişler.

İçişleri Bakanı'nın fabrikadaki patlamaların ve yangınların alevi göklere yükselirken "Biz o fabrikayı Mart ayında denetlemiştik" gibi, ima yoluyla sanki sorunu başka yerlerde aramaya davet eden bir bilgilendirme yapması, o gün hemen herkesin dikkatini çekmişti.

Gelişmeler alışkın oldukları minvalde gitseydi, belki de olan biten her şey kayıtlara "iş kazası" diye geçecek ve konunun üstü bir biçimde örtülecekti. Fakat, gidişatı taşocağındaki ikinci patlama değiştirdi. Bu kez de ciddi can kayıpları ve yaralanmalar yaşanınca, Süleyman Soylu "Fabrika kapanacak" dedi.

Yanlış anlaşılmasın...

Bu açıklama, iktidar çevrelerinde hayli itibar sahibi olduğu anlaşılan işveren Yaşar Coşkun ve fabrikasının kollanmasına son verildiği gibi yorumlanmaya çok müsaitti.

Camiadan muteber bir sermayedar için geliştirilen, "Bizi havai fişek alanında Çin'e muhtaç olmaktan kurtaran yerli ve milli bir kuruluştur" hikâyesi, belli ki epey zamandır iş yapıyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha patlamalar olurken ve yangınlar sürerken, fabrikanın sahibini bizzat telefonla araması da tam bu bağlama oturdu, haklı sorulara ve eleştirilere yol açtı.

Hele MÜSİAD'ın genel başkanı ile çok sayıda şube başkanının, makam araçlarıyla yıldırım hızıyla bölgeye gelmeleri inanılmazdı. Fabrikanın sahibine apar topar moral ve dayanışma yemeği düzenlemeleri, olağan insani değerlerin ve ahlak ölçülerinin çok ötesine varan bir girişimdi.

Ders alınır mı, bilmem ama...

Bu vahim olayın işaret ettiği çok şey var aslında.

Örneğin, işçilerin sendikasız oluşu ve kurulması için çaba gösterenlerin barındırılmaması işlerin bu noktaya gelmesinde önemli bir etken. Sendika gibi kurumsal yapıların, güvenlik denetimi, güvenlik eğitimi, donanımların temini, kapasiteyi aşan üretim zorlamasına meydan vermeme, sahte denetimlerin önüne geçme gibi hususlarda çok etkili olacağı aşikâr. Burada işçiler, işveren ve fabrika yöneticileri karşısında, o işe muhtaç çaresiz kişiler durumunda kaldılar.

Diğer önemli nokta, denetleme sorunu. Devlet kurumlarının denetleme işlevi, kayırma, kollama ve menfaat temini gibi nedenlerle yürümüyor. Soma, Davutpaşa ve en son Hendek olayları devlet eliyle bunu yeterince gösterdi. Ya da en azından yeterli olmadığını ortaya koydu. Bunun önüne geçilmesi için meslek odaları gibi bağımsız kurumların bu alanda rol sahibi olmaları bir çözüm yolu olabilir.

Son nokta olarak, Coşkun havai fişek fabrikalarında daha önce yaşanan patlamaların, ölüm ve yaralanma olaylarının yeniden yargı konusu haline getirilmesi birçok ilişki ve haksızlığı açığa çıkarabilir. Herkese ders olması için bu yönde adım atılmalıdır.

Sakarya'daki patlamada hayatını kaybedenlerin sayısı yükseldi Leyla Tavşanoğlu yazdı: Geçmişe yolculuk: Aylardan Haziran Havai fişek fabrikasındaki patlamayla ilgili gözaltı sayısı artıyor Ayşegül Ilgaz yazdı: Ne olur? Sakarya'daki patlamayla ilgili fabrika sahibi tutuklandı
DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00