Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı?

Atilla Aytemur

16-10-2022 01:20

İktidar gözünü karartmış, tam gaz gidiyor. Bütün haklı uyarı ve eleştirilere rağmen sansür yasasını Meclis'ten geçirdi. Sırada, Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne yasal güvence kazandırma girişimini çelmelemek var.

CHP son yılların en önemli adımını atarak başörtüsü konusunu yasal güvenceye kavuşturmak istedi ve TBMM'ye yasa teklifi verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise tam karşı köşeden meydan okuyup "Anayasal güvence getirelim" dedi. Ailenin korunmasını da işin içine kattı, hatta konuyu CHP'ye gol atmaya kadar vardırdı.

CHP yasa teklifini niye verdi?

CHP'nin teklifinin hem helalleşme, hem de iktidarın değişmesi halinde kimi kazanımlarını (başörtülü olarak kamuda çalışma ve eğitim görme vb.) kaybetme endişesi taşıyanlara güvence verme amacı taşıdığını biliyoruz.

Halbuki AK Parti, yıllardır iktidarda olduğu halde başörtüsünü yasal bir güvenceye kavuşturmak için bir adım atmamıştı. CHP'nin teklifiyle telaşlanıp harekete geçmesi ise yaklaşan seçimlerle ilgili olup, ilişkisinin zayıfladığı seçmenleri tamamen kaybetme korkusundandı.

Şüphesiz rahatsızlık sadece ondan değildi; başörtüsü meselesine köklü çözümün, CHP gibi inanç şekillenmesi çok farklı bir siyasal odaktan gelmesini seçmenlerine anlatmak kolay değildi.

AK Parti şimdiye kadar niye bekledi?

AK Parti'nin sanki çok daha muhkem bir şey yapıyormuş gibi konuyu anayasa maddesi haline getirme hesabı hem gereksiz, hem de yorgunu yokuşa sürmek anlamına geliyor. Çünkü AK Parti ve MHP'nin meclisteki milletvekili sayısı 360'ı bulmuyor. Anayasal prosedür de ortada.

Hatırlayalım, çok uzaklarda kalmış bir tarihte değil, radikal İslamcı çevre ve grupların baskısıyla AK Parti, kendisinin de yoğun emeğiyle hazırlanan İstanbul Sözleşmesi'nden imzasını 1 Temmuz 2021'de çekti. Bu nedenle, CHP'nin son derece sade yasa teklifine karşı çıkması; durumu fırsat olarak okuyup "aileyi koruma" bahanesiyle anayasaya LGBTİ'lere hayatı zindan edecek maddeler koymaya çalışmak gibi dolambaçlı yollara sapması kimseyi şaşırtmadı.

Olan biteni bütün boyutlarıyla ele aldığımızda, Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne yasal güvence teklifi, demokrasi ve özgürlük kriterleri bakımından, bir yönüyle siyaset dünyamızın ve halkın önüne konulan bir fırsat, diğer yönüyle turnusol niteliğinde.

Bu gelişme karşısında diğer partilerin gösterdiği tepkiler de çok şey anlatıyor.

Diğer partiler ne diyor?

Şüphesiz, partilerin tepkileri arasında en ibret verici ve hazin olanı MHP'nin pozisyonudur. Genel Başkan Bahçeli, son grup toplantısında bu teklifi getirdiği için CHP ve Kılıçdaroğlu'nu bir güzel eleştirdi. Demediğini bırakmadı. "Başörtüsü sorunu yoktur" dedi. Sonra da dönüp AK Parti'nin getireceği anayasal teklife oy vereceklerini açıkladı. Doğrusu 'Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu' dedirtecek bir durumla karşı karşıya kaldık.

Saldırgan taşra milliyetçiliğinden kopmakla beraber, halen onun ideolojik etkisinden tam sıyrılamamış olan İYİ Parti ve Genel Başkanı Meral Akşener de, sanki başörtüsüne yasal güvence ile ekonomik sorunlar birbirinin alternatifiymiş gibi, ekonomik sorunları öne çıkardı ve diğerini zamansız buldu. Akşener, çarşı pazar dolaşmasının başörtülü seçmenler için yeterli olacağını düşünüyor gibiydi.

Ulusalcılar, sosyalistler...

Sosyalistlere gelince... Seçimleri filan boşlayıp kendilerini seçim sonrasının sol muhalefeti olmaya hazırlayan ortodoks solun 'anti-emperyalist ve laik' güç birliği partileri hemen alarma geçtiler. 'Cumhuriyet ve laiklik' ikilisinden laikliği tehlikede gördüler. Gecikmeden laiklik bayrağını daha da yükseklere çıkarmanın tam zamanı olduğuna karar verdiler.

Ulusalcı solun gazeteleri, televizyon yorumcuları ve yazarları ise, çok deneyimli ve 'hassas' oldukları bu temel konuyu ilgilendiren gelişme karşısında, doğal olarak kayıtsız kalmadılar. Yasa teklifini taviz olarak gördüler ve arkasından yeni talepler geleceğini ileri sürdüler. Yüz yıllık tarihi ve mirası hareket noktası alıp Kılıçdaroğlu'nu bir güzel eleştirdiler. Ona açık mektup kıvamında yazılar yayınlayıp girdiği yoldan dönmesini istediler. Teklifin AK Parti'ye yaradığını iddia ettiler.

'Emek ve Özgürlük İttifakı' içinde yer alan TİP ise esas itibariyle laiklik hassasiyeti yüksek kesimlere paralel bir tavır içinde. Yasa teklifini laiklik ve kadın bedeni üzerinden söz kurma anlayışı yönünden eleştiriyor. Genel Başkan Erkan Baş, kadın örgütlerinin sözü sözümüzdür, diyor. Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi'nin (CEDAW) gereğini yapmanın yeterli olacağını belirtiyor.

Millet İttifakı, HDP ve DSİP

Millet İttifakı'nın diğer ortakları DEVA, Gelecek, DP ve SP tam destek veriyorlar. Özellikle yasa teklifinin CHP eliyle verilmesinin öneminin farkındalar. Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler bahsi bir yana, artık kronik hal almış olan kutuplaşmanın ve başörtüsünün iktidarlarca siyasal araç olarak kullanılmasının önlenmesi yolunda atılmış bu adımı ciddi bir aşama olarak değerlendiriyorlar. İYİ Parti'yi bir yana bırakırsak, Millet İttifakı partilerinin topluca teklifin arkasında olduğunu söyleyebiliriz.

Malum, CHP'de oldum bittim Kılıçdaroğlu'nun değişim çabalarına direnenler var. Yasa teklifini de "Nereden çıktı şimdi bu!" hayretiyle karşıladılar. Ama bu kez tepki halkası sanki biraz daha geniş gibi. Ancak parti yönetiminin sıkı duruşu ve iktidarın teklifi boşa çıkarmak için yaptığı karşı atak daha fazla hareketlenmelerini önlüyor. Bununla beraber, CHP'nin yaşadığı ideolojik ve politik değişim ve dönüşümün partinin örgütsel bünyesine ve üyelerine nüfuz etme gücünün yetersizliği bu olayda da kendisini gösterdi.

HDP ise ister yasa, ister Anayasa değişikliği olsun, TBMM çatısı altında atılacak adıma destek vereceğini açıkladı. HDP, programı ve politikaları itibariyle bu konularda demokratik ve özgürlükçü bir hatta duruyor.

DSİP de Kılıçdaroğlu'nun yaklaşımını genel hatlarıyla olumlu buluyor ve CHP'nin yasa teklifini "Yetmez ama..." mantığıyla destekliyor. Konuya ailenin korunması değil temel hakların genişletilmesi çerçevesinde ele alıyor.

Başörtüsüne yasal dayanak demokratikleşmenin önemli parçasıdır

Aslında konu doğrudan kadınlar, insan hakları, yaşam tarzı başta olmak üzere genel olarak özgürlük ve demokrasiyle ilgili. İnanç, kimlik ve hayat tarzının kamplaşma konusu olmasından her kesim çok çekti. CHP geçmişinden taşıdığı yükün ve sorumluluğun farkına varmış durumda. Cumhuriyetin demokratikleşmesi için belli bir çaba içerisinde.

AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın yaptığı ise bunun önüne geçmek ve kadınların yaşam alanına müdahale imkânını elinde tutmaktan ibaret.

Bu bakımdan, bütün yetkileri tek adamda toplayan; partisiyle devleti iç içe geçiren; hem getirdiği yeni yasalarla, hem de politik uygulamalarıyla özgürlükleri ağır baskı altına alan; yarattığı yoksulluk ve hayat pahalılığıyla milyonları yıllardır çaresizliğe sürükleyen bir iktidarın ülke için yapabileceği pek bir şey kalmadığını söylemek yanlış olmayacaktır.

CHP kadınlar için çok isabetli bir adım attı ve yasalaşmasını umuyorum.

***

Kitap: Türkiye Sosyalist İşçi Partisi ve Doktriner Sosyalist Siyaseti

Türkiye Sosyalist İşçi Partisi'nin (TSİP) tarihsel bir dizin içerisinde, açık ve kapalı dönemine ait önemli bütün belgelerinin bir araya toplandığı iki ciltlik kitap, geçtiğimiz günlerde Belge Yayınları tarafından yayımlandı.

Genel başkanlığını Ahmet Kaçmaz'ın yaptığı TSİP, 12 Mart darbesi sonrasında kurulan ilk sosyalist partiydi. Örgütsel ve siyasal ömrü toplam 16 yıl sürdü.

TSİP, 1974 yılındaki kuruluşundan başlayıp 1990 yılında kendini feshedinceye kadar, faaliyetlerinin esasını Türkiye sosyalistlerinin birliğine hasretti.

Özellikle 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında, Kuruçeşme Tartışmaları'nda, Sosyalist Birlik Partisi (SBP), Birleşik Sosyalist Parti (BSP) ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) kurulmalarında önemli rol oynadı.

Bu süreç, Çağatay Anadol'un geçtiğimiz aylarda İletişim Yayınları'ndan çıkan, Şu Bizim Sosyalist İşçi Partisi isimli kitabında ayrıntılarıyla okurun ilgisine sunulmuştu.

Bu kez, partinin açık (1974-1980) ve kapalı dönemine (1980-1990) dair programlar, kongre kararları, seçme metinler ve makaleler bu siyasi yapının içinden gelen Bülent Uyguner ve geçtiğimiz günlerde vefat eden Cengiz Uzuner tarafından titiz bir çalışmayla, iki hacimli cilt olarak, bir koruma kutusu içinde okura sunuluyor.

 

Türkiye Sosyalist İşçi Partisi ve Doktriner Sosyalist Siyaseti, Hazırlayan: Bülent Uyguner-Cengiz Uzuner, Belge Yayınları, İstanbul, 2022.

1. cilt, TSİP’in İdeolojik ve Politik Hattı (1974-1980), 730 s.

2. Cilt, 12 Eylül Faşizmi Koşullarında TSİP (1980-1990), 828 s.

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00