İktidar yeni bir sayfa açabilir mi?

Atilla Aytemur

17-11-2020 01:49

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifası ve yerine Lüfti Elvan'ın atanmasıyla iktidar ve piyasalar nefes aldı.

Niyetleri böyle miydi, her şey bir plan dahilinde mi gerçekleşti, olayın henüz sıcak olduğu şu günlerde kolay kestirilemez. Ancak, değişen dünya şartlarında, yeni bir başlangıç için iktidarın Albayrak'ı kurban etmekten başka yol bulamadığını düşünmek makul görünüyor.

Bu yazıda amacım istifa olayının kulis bilgileri üzerinden bir değerlendirmeye girişmek değil. İstifayla birlikte iktidar ülkeyi kötü gidişten kurtaracak, normalleşme sağlayacak bir kapasite ve istikrar ortaya koyabilir mi, onu sorgulamak istiyorum.

Konuya girmeden evvel, şöyle geçerken istifa üzerinde de birkaç kelime ile durmak istiyorum.

Kabile devleti değiliz ama...

Öncelikle Berat Albayrak'ın devlet adabına ve teamüllere sığmasa bile, fevkalade zamane bir iletişim aracını, Instagram'ı seçip, istifasını onunla kamuoyuna duyurması ve devletin de bu suretle "haberdar" olması, en az istifası kadar dikkat çekiciydi. Bu tercih bir zorunluluk muydu (örneğin ailesinin yönettiği medyanın korkarak yer vermemesi vb.), sosyal medyayı sık kullanmanın yarattığı alışkanlığın sonucu muydu, yoksa önceden hesaplanmayan incitici siyasal mesafelenmelerin yarattığı psikolojik dalgalanmaların neticesi miydi, saptamak zor. Ama ne olursa olsun hafızalara nakşolduğu muhakkak.

Herkesin dikkatini çekmiş; açıklamada, Albayrak'ın içinde bulunduğu ortamı ima eden, "at izi it izine karıştı" şeklinde bir cümlesi var. Bunun bir itham mı, yoksa tespit mi olduğu belli değil ama önemli olduğu çok açık. "Allah sonumuzu hayreylesin" temennisini ise ülkenin geleceğinden duyduğu derin endişe ve ürküntüden çok, yaşadığı iç anlaşmazlıkların sertliğinden, beklenmezliğinden ve yıkıcılığından bir an önce kurtulma isteğine bağlama eğilimindeyim.

İkinci nokta ise iktidarın ve yandaş medyanın, sözkonusu istifa hakkında saatler boyunca üç maymunu oynamasıdır. Bu durumu normalize etmek için seçilen söylem ise, ne yazık ki tam da tek adam rejimlerine uygun oldu: "Atayan makam kim ise durumu açıklayan da o olacaktır." Hele, bir gün önce istifasını cümle âleme duyurmuş bir bakanı, nice saatler sonra Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen açıklamada "sağlık sorunları nedeniyle görevden affını isteyen" şeklinde tanımlayıp, bunun kabul edildiğinin duyurulması bir başka tuhaflıktı.

Türkiye'nin kabile devleti olmadığını biliyoruz. Lakin, bu istifa olayı etrafında yaşanan tuhaflığın benzerinin kabile demokrasilerinde bile görüldüğünü sanmıyorum.

İktidar ve piyasa nefes aldı

Asıl konumuza gelince, önce şu tespiti yapalım: Merkez Bankası başkanlığına Naci Ağbal'ın atanmasını takiben, Berat Albayrak Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifa edip de koltuk boş kalınca, özellikle finans piyasalarında, döviz kurları ve altın fiyatlarında çok dikkat çekici düşüşler yaşandı ve TL değer kazanmaya başladı. Yerine Lütfi Elvan'ın atanmasıyla bu gelişme biraz daha hız ve istikrar kazandı. Merkez Bankası’nın önümüzdeki günlerde düzenleyeceği toplantılar ise ilave beklentiler yaratmış durumda.

Anlaşılıyor ki genel olarak finans çevreleri, bu değişikliği en azından şimdilik olumlu karşılamış görünüyor. Borsa ve tahvil benzeri dolaylı yatırım alanlarına, son günlerde dış piyasalardan yapılan para girişi de buna işaret ediyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ekonominin tekrar rayına sokulması ve toparlanması için, parti olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını açıklaması da, bu bağlamda önemli gelişmelerden biri.

Bununla beraber, herkesin kafasını meşgul eden soru, ekonomik hareketlilik yaratan bu kısmi rasyonelleşmenin, Türkiye’nin yarasına merhem olup olamayacağıydı.

Kısmi rasyonelleşme Türkiye'ye yeter mi?

Genel hatlarıyla söyleyecek olursak, ülke bir zamandan beri, birçok evrensel kriter bakımından demokrasi dışı bir mecraya demir atmış durumda. Türk tipi başkanlık rejimiyle birlikte demokrasiden uzaklaşma daha da arttı. Ülke nefes alamaz hale geldi.

Bu nedenle de, uluslararası araştırma ve siyasi değerlendirmelerde Türkiye, demokratikleşme yönünde hızla ilerleyen, AB kriterlerini benimseyen, hukukun ve kurumların işlediği, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün var olduğu, insan haklarına riayet edilen ülkeler arasında artık gösterilmiyor.

Tamamen içe büzülen, çevresine silahlı gücünü göstermekten öte anlamlı bir uluslararası etkinliği olmayan, yalnızlaşma halindeki bir ülkeyiz. Üstüne üstlük bir de adalet askıya alınmış, anayasa ve anayasal kurumların hükmü kalmamışsa, o ülkeye demokrasinin avdet etmesi, öyle birkaç ekonomik içerikli adımla olabilir mi?

Bu adımlar ne AK Parti iktidarını kurtarır, ne de Türkiye’nin normalleşmesine yeter!

Muhtevası belirsiz dönüş işaretleri

Herkes, bu sınırlı rasyonelleşmenin iktidara ve ülkeye yetip yetmeyeceği üzerine kafa yorarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı dikkat çekici konuşma gündeme düştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış yatırımcıyı çekmek için gereken bütün adımların atılacağını, faiz-enflasyon ilişkisinin gözetileceğini, vatandaşın tasarruflarında TL'yi tercih etmeleri gerektiğini, ekonominin her bakımdan toparlanması için gerekirse "acı reçete"ye başvurulacağını ifade etti. Ama konuşması bunlarla da sınırlı kalmadı.

Değişen dünya şartlarında bunların yeterli olmayacağını, kısa zaman içinde hukuk devleti ve siyasal sistem hususunda da bazı yeni adımların atılacağını açıkladı. Adalet Bakanı da, aynı minvalde hukuk, adalet ve yargı alanında reform hazırlıklarına dikkat çekti.

Sütten ağzı yanan...

Geride kalan yıllarda, özellikle de 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası, MHP ile kol kola girip Cumhur İttifakı'nı kurmayla başlayan aşırı milliyetçi, militarist, ötekileştirici, baskıcı, otoritaryen söylemden şimdi farklı bir söyleme yönelmek hiç kolay değil. Ülke her bakımdan ağır bir tahribat yaşadı. O nedenle, görülmesi ve dikkatle izlenmesi gerekiyor.

Bu değişikliklerin ABD seçimlerinde Biden'ın kazanmasına, hukuk ve usul tanımaz, otoriter popülist Trump'ın kaybetmesine denk gelmesi de, elbette önemli ve olumlu bir nokta olarak kaydedilmelidir.

Sonuç olarak, girilen yol başta finans çevreleri olmak üzere, bir nebze ferahlama yaratmıştır. Belki bir ölçüde normalleşme de sağlanabilir.

AK Parti iktidarı şu son günlere kadar toplum indinde ve ekonomi çevrelerinde güveni büyük ölçüde kaybetmiş durumdaydı. Şimdi belirgin bir rota değiştirme çabası var. Yine de seçim için kalan zamanda, iktidarın MHP ile malum ortaklığını devam ettirerek Türkiye'yi normal demokratik bir sürece sokmasının, birçok garabetin kaynağı olan tek adam rejiminden uzaklaşmasının ve toplumsal rıza üretmesinin pek kolay olmadığını düşünüyorum.

Albayrak telefonunu kapadı, danışmanları bile kendisine ulaşamadı Ayşegül Ilgaz'dan: Konu: İlişkiler 7/66: "Fast Love" Albayrak'ın yerine Lütfi Elvan getirildi! İşte Lütfi Elvan'ın kariyeri... Hakan Tahmaz'dan: ABD seçim sonuçları ve Kamala'nın seçilmesi Berat Albayrak'ın istifasına AK Parti'den ilk yorum
DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00