Hedefteki adalet!

Atilla Aytemur

22-07-2019 21:53

IŞİD’in intihar saldırısıyla 33 kişinin hayatını kaybettiği ve 100’den fazla kişinin yaralandığı, 20 Temmuz 2015'te meydana gelen Suruç Katliamı'nın üzerinden dört yıl geçti. 

Ölenlerin yakınları, arkadaşları, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, ölenleri anmak, hukuk ihlalleri ve ağır işleyen adalet mekanizmasını kınamak üzere, hem olay yeri Suruç Amara Kültür Merkezi bahçesinde, hem de Türkiye'nin birçok başka kentinde, toplantı ve yürüyüşler yapmak istediler.

Emniyet izin vermeyip birçok yerde sert müdahalelerle engel oldu. Yaralanmalar ve gözaltılar yaşandı. İçlerinde Suruç’ta yaralananlar, ölenlerin yakınları, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri var.

Kadıköy rezaleti ve polisin isabet yeteneği

En sert müdahale Kadıköy’de yaşandı. Plastik mermi, göz yaşartıcı gaz bombası, cop ve tekmelerin havalarda uçuştuğu belirtilen müdahalelerde, bu kez de Kadıköy polisi "destan" yazdı. Sokaklarda göz gözü görmez oldu. Gazdan nefes alamaz hale gelen yurttaşların öksürmeleri gök gürültüsüne döndü.

Bahariye Caddesi’nde toplanmış olan göstericilerin birkaç yüz metre yürüme isteği, kaldırımdan olmak şartıyla kabul edilmesine bazı polislerin göstericilere müdahalesiyle olaylar başlayıp büyüdü.

Elinde gaz fişeği atan silah (ve plastik mermi atan silah?) bulunan bazı polislerin hedef gözeterek ateş ettiğini bizzat yaralanan milletvekilleri söylüyor.

Göstericilerle emniyet görevlileri arasında uzlaşma sağlayıp sorunun çözümü için çaba gösteren dört milletvekilinin vücutlarının muhtelif yerlerinden (bazıları üç yerden) yaralandı.

Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldırılanlar HDP milletvekilleri Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu ve Gülistan Kılıç Koçyiğit, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker.

Ölenlerin yakınları ve arkadaşlarından da çok sayıda gözaltına alınan olduğu ve gazdan ciddi ölçüde etkilenen vatandaşlar bulunduğu haberlere yansıdı.

Kadıköy Kaymakamlığı ise yaptığı açıklamada eylemi kanunsuz diye niteleyip, envanterleri arasında plastik mermi bulunmadığını ileri sürdü.

Lakin, bacak kalça ve karınları gibi vücutlarının birkaç yerinden yaralananların polis şefleriyle görüşme yürüten milletvekilleri olması tuhaf değil mi?

Kullanılan silahlar arasında plastik mermi olsun ya da olmasın, bu vahim hadisede polisimizin yakın mesafeden hedef seçme ve isabet kaydetmede yeteneğinin hayli ilerlemiş olduğunu görüp göğsümüzün kabarması mı bekleniyor?

"Oh ne güzel, Kadıköy'de asayiş sağlandı" diye sevineceğimiz mi umuluyor?

IŞİD terör örgütüyse daha neyi bekliyorsunuz?

Katliamı IŞİD'in yaptığını elde ettiği istihbarata dayanarak zamanında iktidar açıklamıştı.

Kobane’nin IŞİD tarafından ele geçirilmesine müsaade etmeyenlerin arasında Türkiye de bulunduğu için bu kanlı örgütün (diğer adıyla DEAŞ veya DAEŞ) bu katliamla "Ak Parti iktidarına cevap verdiği ve Türkiye’ye ceza kestiği" o zamanlar yapılan analizlerdendi. Çok da gerçeğe uzak değildi.

Gelinen nokta itibariyle, ölenlerin aileleri ve arkadaşları bu davanın iyi yürümediğini, adaletin hala çok uzakta olduğunu düşünüyorlar. Asıl suçluların, onları yönlendirenlerin ve koruyanların davaya dahil edilmediğini, ihmali olan devlet yetkilisi ve görevlilerinin soruşturmadan ve davadan uzak tutulduğunu ileri sürüyorlar. 

Özellikle Ana Dava duruşmalarının Hilvan Cezaevi Kampüs'ünde görülmesinin ve önlem adına orada yapılan uygulamaların mağdur yakınlarına baskı halini aldığını düşünüyorlar.

Şu ana kadar davanın yargı önüne çıkmış yegane sanığı Yakup Şahin olduğu ve onunda duruşmalara SEGBİS diye bilinen uzaktan görüntülü sistemle katılması kararı alındığına dikkat çekiyorlar.

Katliamda ölen ve yaralananların yakınları ve avukatları, dört yıldır yaşananlardan hareketle, devletin davayı savsakladığı, adaletin tecelli etmesini engelleyecek tavırlar içinde olduğu fikri ve hissiyatı içindeler.

Adalet talebini anlamak çok mu zor?

Kayıplarını anmak, davanın seyrine dair itiraz ve protestolarını dile getirmek neden en doğal insan hakları arasında görülmez, izahı çok zor. Mağdurların anayasal bir hakkı olan adalet arayışları, niçin bir polis ordusuyla sokakları hınca hınç insan dolu Kadıköy gibi bir ilçede göz yaşartıcı gazla filan dağıtılmak istenir, anlamak mümkün değil.

Yurttaşlar karşısında güvenlik güçlerinin çifte standartlı bir tavır içerisinde olduğuna yönelik dikkat çeken güçlü bir kanaat var. Böylesi tavırlar daha da güçlendiriyor. Adalet, güvenlik ve yargı kurumlarının uygulamaları yıllardır yerlerde süründüğü halde, iktidardan ve ilgili kurumlardan bu kanaati değiştirecek tatmin edici herhangi bir adım görünmüyor.

Nihayetinde bu olayda vatandaş anayasanın kendisine tanıdığı hakkı kullanıp, alt tarafı bir düşünce açıklama ve protesto eylemi yapmak istedi. O tarafa bu tarafa çekmenin anlamı yoktu. Müdahale edilmese 1-2 saat içinde bitecek bir mesele ülke çapında olay haline getirildi. Mağdur insanlar bir kez daha mağdur edildi.

Anlamsız gerekçeler ileri sürmeden gözaltına alınan siyasi parti temsilcileri ve diğer mağdur yakınların hemen serbest bırakılmalı ve bu rezaleti yaratanlar işten el çektirilmelidir.

Artık anlaşılması lazım, böyle sahneleri hiç kimse görmek istemiyor!

 

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00