Emniyet genelgesi: Uydurma suç

Atilla Aytemur

01-05-2021 21:22

Alkol genelgesi hakkındaki tartışma daha bitmeden, şimdi de Emniyet Genel Müdürlüğü eşi benzeri görülmemiş bir genelge yayınladı.

Hem de 1 Mayıs Bayramı'nın arifesinde.

Kamuoyu, genelgeyi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi'nin basın açıklamasıyla öğrendi.

Yeni bir sansür mü?

Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, bütün illerin emniyet müdürlüklerine gönderdiği genelgede, kamuda görevli polislerin ve sivil personelin ses ve görüntülerinin sosyal medyada paylaşılmasının "Özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini", "ses ve görüntü almanın polisin görev yapmasını engellediğini" belirterek şöyle dedi:

"Personelimizin görevini ifa ederken bu tür ses ve görüntü alınmasına tevessül edecek davranışlara fırsat vermemeleri, eylemin veya durumun niteliğine göre kayıt yapan kişileri engellemeleri, kanuni şartlar oluştuğunda adli işlem yapmaları gerektiği hususlarında tüm personelimizin bilgilendirilmesi..."

İktidarı desteklemeyen medya kuruluşlarında görev yapan gazetecilerin epey zamandır ne kadar zor ve ağır şartlar altında görev yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Mahkûm ve tutuklu gazetecilerin ve haklarında dava açılmış olanların sayısı itibariyle Türkiye'nin geldiği nokta da zaten bunu gösteriyor.

Ama bu genelgeli sansür uygulamasının, mesleği doğrudan gazetecilik olanlardan çok, ciddi bir kamusal denetim yapan sade yurttaşlar ve amatör nitelikli internet gazeteleri ve haber siteleri için getirildiğini tahmin edebiliriz.

Özel hayat böyle mi olur?

Ayrıca bu genelgenin hukuksal bakımdan da çok problemli olduğu görülüyor.

Mevcut Ceza Yasası'nın ilgili maddeleri ve Yargıtay içtihatları gereği Emniyet Genel Müdürlüğü'nün böyle bir konuda yasak getirmesi mümkün değil. Bu kendini yasama organı yerine koymak olur ve yargıdan döneceği açıktır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de bu genelgeyi haklı çıkaracak maddeleri bulmak mümkün değil.

Genelge, kamusal görev yaptığı sırada hukuk dışına çıkan görevli polis ve sivil görevlilerin görüntü ve seslerinin kaydedilmesinin "Özel hayatın gizliliğinin ihlali" olarak değerlendiriyor ki bunun iler tutar yanı yoktur. Polis 365 gün 24 saat özel hayat yaşamadığına göre, özel hayat bağlamlı bu zoraki yorumun ciddiye alınması çok zor.

Kamu görevini icra ederken polisler ve sivil görevliler aynı anda özel hayatlarını da yaşıyor olamayacaklarına göre, EGM gibi ciddi bir kurumun genelgesini böylesine gayri ciddi bir gerekçeye dayandırmasının hukuk içinde izahı mümkün değildir.

Bu bakımdan, yasanın kendisine tanıdığı yetkinin dışına çıkıp aleni hukuksuzluk yapan, yani suç işleyen polislerin görüntü ve ses kayıtlarını "Özel hayatın gizliliğinin ihlali" olarak niteleyip, görüntüleri (yani kanıtları) alanı suçlamak Türkiye'nin mevcut hukuksal standartlarında bile olamaz.

Ceza Yasası ve Yargıtay ne diyor?

Zaten Ceza Yasası da böyle durumlara tanık olunduğu halde, yetkili makamlara kanıtlarıyla birlikte bildirmemenin suç olduğunu belirtiyor ve bu durumlarda bir yıl hapis cezası öngörüyor. Yargıtay'ın da bu hususta çok sayıda kararının bulunduğu belirtiliyor. Açıkçası, EGM'nin genelgesiyle olabilecek bir şey değil, yasa gerekiyor.

Yargıtay kararlarında dikkat çeken bir başka nokta da, kişiye ya da yakınlarına yönelik tesadüfen ve ani gelişen saldırı, hakaret, tehdit, fiziksel saldırı, cinsel taciz ve cinsel saldırı vb. olaylarda ses ve görüntü alınmasının hukuka uygun delil sayılması ve özel hayatın gizliliğinin ihlal suçunu oluşturmamasıdır. Yargıtay burada kamu görevlisi-sade yurttaş ayrımı da yapmamıştır.

İşin diğer önemli boyutuna gelecek olursak, eskiden geleneksel medya siyasal iktidarı denetleyen çok önemli bir fonksiyonu yerine getirirdi. Gerçeklerin yurttaşlar tarafından öğrenilmesi ve adaletin tecellisinde "dördüncü kuvvet" olarak önemli bir rol oynardı. Bizde konumu sarsılmış olsa bile dünyada halen etkili bir güç olmaya devam ediyor.

Toplumsal denetim gücü: Telefonlu yurttaşlar!

Dijital devrim birçok şeyi değiştirdi. Bazı şeyler artık eskisi kadar kolay olmuyor. Bugün ülkenin her yerinde, her alanda ve her anda olan bitenlere tanık olan, gerçeklerin su yüzüne çıkmasına ve adaletin yerini bulmasına katkıda bulunan, milyonlarca akıllı telefon sahibi gönüllü muhabir var. İnternet site ve gazeteleri, bloglar vb. bu kapsamda görülmelidir. Bu beşinci kuvvet daha şimdiden bütün dünyada çok sayıda hukuksuzluğun açığa çıkarılmasında oynadığı rolle insanlığın geleceğinde çok sağlam bir yere sahip olacağını gösterdi.

Emniyet Genel Müdürlüğü bu genelgesiyle, hem güçlü dijital devrimin yurttaşın konumunda yarattığı önemli değişimin farkında olmadığını gösterdi, hem de ülkedeki zaafa uğramış hukuk ve adalet iklimine yaslanarak kendisini yasama organı yerine koymaya kalktı.

Bu siyasal tavrın arka planında, toplumsal bakımdan böyle büyük bir denetleyici dinamik olan yurttaş tanıklığını engellemek ve baskı altına almak arzusunun yattığı anlaşılıyor. Bunu düşünmek zaten akıllara seza bir durum. Böyle bir dinamiğin yasaklara gelmeyeceği görülmeli! Tabii bir zamanlar milyonlarca vatandaşının elinde telefon bulunmasını övünç kaynağı gören iktidarın şimdi böyle bir noktaya gelmesi de bir başka hikâye!

Bu imkânı olumsuz yönde değerlendirenler yok mu; şüphesiz var. Onunla mücadelenin de yolları var ve her gün yenileri bulunuyor.

Sonuç olarak, bir de bu konuda hukuk dışı uygulamalara meydan vermeden, bariz sansür mahiyeti taşıyan genelgenin hemen geri çekilmesi gerekir.

Not: Geride kalan mart ayının ortalarında Covid-19'a yakalandım ve tedavi sonrası iyileştim. Arayan ve mesaj gönderen dost ve arkadaşlara teşekkürler.

Tam kapanma boyunca ülke genelinde alkol satışı yasaklandı Ümit Kardaş'tan: İnsanlık suçları ve "Bir daha asla!" diyebilmek için 17 Mayıs'a kadar yüz yüze eğitime ara verildi, sınavlar ertelendi Hakan Tahmaz'dan: 1915, Ankara'da HDP Davası Tekel Bayileri Platformu Başkanı'ndan alkol yasağına tepki
DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00