CHP'deki muhalefet ne diyor?

Atilla Aytemur

02-08-2020 02:48

37. Kurultay sonrası parti içi muhalefetin bazı kesimleri kızgınlık ve hayal kırıklığı içinde "CHP'den bir şey olmaz" görüşünü dile getirdi. Hatta kimileri (örneğin Melda Onur) yeni parti kurmaya girişmek için şartların oluştuğunu ileri sürüp çağrıda bulundu.

HDP ile yaptığı ittifak sonucu TBMM'de iki milletvekilliği kazanan TİP'in Genel Başkanı Erkan Baş, çağrıyı karşılıksız bırakmayıp, "Konuşmaya hazırız" dedi.

CHP'den ciddi bir kopuş olur mu, daha solda bunca parti varken bir yenisi daha kurulur mu, kestirmek kolay değil.

Bu yazıda üzerinde durmak istediğim konu genel başkanlığa yeniden seçilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'nin son yıllarda yaşadığı dikkat çekici dönüşüm değil. Resmen genel başkan adayı olacak yeterli delege desteğini bulamasa bile, yaptığı sert konuşmayla muhalifler arasında adı sivrilen İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner ve grubunun görüşlerini değerlendirmek istiyorum.

İlhan Cihaner'in tezleri

Elimizde, muhalefet kanadı olarak kurultay öncesinde yayınladıkları "Gelecek İçin Biz" başlıklı bildirge, Habertürk'ten Kübra Par'a İlhan Cihaner'in verdiği röportaj (24 Temmuz 2020) ve kurultay konuşması var.

Cihaner ve arkadaşları en çok CHP'de parti içi demokrasinin işletilmediğinden şikâyetçi oldular. Kritik kararların partide tartışılmadan, genel merkez kararıyla yürürlüğe sokulmasından ve katılımcılığın uygulanmamasından rahatsızlar.

CHP'nin yeterli birikiminin olduğunu, seçmen kitlesine yönelip sorunların çözümü konusunda onları ikna ederek örgütleyebilirse, pekâlâ tek başına iktidar olabileceğini iddia ediyorlar.

İktidar uğruna muhafazakâr ve milliyetçi partilerle ittifak yapılmasını doğru bulmuyorlar. Erdoğan rejiminin bir dayatması ve çizdiği çerçeve olarak görüyorlar. Bunun CHP'yi sağa kaydırdığı tezini savunuyorlar.

"Sol ve sosyalizan bir politik hat"

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun 2015'te cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesini (yüzde 38.44 oy almıştı), sonraki başkanlık seçiminde Abdullah Gül'ün adının geçmesini de eleştiriyorlar.

Dokunulmazlıkların kaldırılmasında "evet" oyu verilmesini, HDP'li belediyelere kayyım atanmasına yeterince karşı çıkılmamasını ve nihayet Atatürk'ün müze yaptığı Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesine "sessiz" kalınmasını kabul etmiyorlar ve bunu bir tür rejimle uzlaşma olarak görüyorlar.

Sonuç olarak partinin, liberalizmden ve merkezden uzak, sınıfları esas alan bir zeminde inşa edilmesini, "sol ve sosyalizan politik bir hatta" yürümesini teklif ediyorlar.

Mücadele tarzı itibariyle de Gezi Direnişi, Adalet Yürüyüşü, Kaz Dağları Protestosu gibi eylemlerin bu şartlarda yeterince yol gösterici olduğunu ifade ediyorlar.

CHP'nin geleneksel olarak bir lider ve genel merkez partisi olması nedeniyle, parti içi demokrasi eleştirilerinde önemli haklılık payı bulunduğunu sanıyorum. Dokunulmazlıklar, kayyım atamaları gibi hususlarda söylenecek fazla söz yok. Ama iktidara gelmede bunların yeteceği ileri sürülemez. Başka şeyler de gerekir.

İlhan Cihaner ve arkadaşlarının eleştiri ve önerileri, CHP dışındaki geleneksel sol ve sosyalist çevrelerin düşünsel çerçeveleriyle büyük benzerlik gösteriyor. Mahiyeti muğlak sınıfsallık vurgusu, aydınlanmacı ve pozitivist zihniyetin yoğun etkisi altında dindar sosyolojiye mesafeli duruş, abartılı liberalizm eleştirisi, ülkenin ve toplumun somut ihtiyacını göremeyen bir sübjektivizm, maymuncuk rolü oynayan antiemperyalizm, parti içi demokrasi ve örgütsel eforun her şeye yeteceği iddiası vb.

CHP'nin oy tabanı yıllar boyu neden genişlemedi?

Bunlar arasında CHP'nin oy tabanının genişlemesinin önündeki engeller üzerinde durmaya çalışacağım.

CHP, çok partili serbest seçimlere geçildiğinden beri hiç tek başına iktidar olamadı. Genellikle askeri darbe ve müdahalelerden sonra oluşan iklimde kimi zaman merkez sağ, kimi zaman muhafazakâr sağla koalisyon yaptı. Bazen de ulusal mutabakat hükümetlerinde yer aldı.

Demokrasisiz cumhuriyette seküler elitlerin partisi olarak davranmaktan uzun süre sakınmadı. Yukarıdan modernleşme anlayışının ve Fransız jakoben laisizminin sözcüsü ve uygulayıcısı oldu. Vesayet odaklarıyla arasına çizgi çekme ihtiyacı hissetmedi, çoğu zaman iç içe olmayı tercih etti.

En yüksek oyları ise Ecevit'in genel başkan olarak girdiği 14 Ekim 1973 (yüzde 33) ve 5 Haziran 1977 (yüzde 41.44) seçimlerinde aldı. Bunda Ecevit'in CHP'yi sosyal demokrat çizgiye çekmeye çalışmasının, 12 Mart 1971 askeri darbesine karşı oluşunun, af çıkarmasının, Kıbrıs harekâtının, sağ ve sol arasında çatışmaların arttığı dönemde solun ve Alevilerin yanında durmasının rolü vardı.

Bu istisnai dönemlerin dışında CHP'nin oy tabanı dindar muhafazakâr seçmene doğru pek genişlemediğinden yüzde 20-25 arasında kaldı. Demokrat Parti'ye darbe ve Mendereslerin idamı CHP'ye olan tepkinin daha da derinleşmesine neden oldu. CHP'nin bu durumu son birkaç yıla kadar aşağı yukarı devam etti. Dindar sosyolojiyle karşıt bir konumda olduğundan, oradaki seçmen kitlesini etkileme imkânı bulamadı.

1980'lerin ortalarından itibaren Kürt kimliği konusunda yaşanan gelişmeler ve bu kimliğin mücadelesini doğrudan veren yasal partilerin ortaya çıkmasıyla birlikte Doğu ve Güneydoğu'da oy alabilme imkânı da ortadan kalktı.

Değişim alanlarının farkına varmak

İnanç ve kimliklere yönelik doğru dürüst bir değişim yaşamadan, bu değişimin samimi ve kalıcı olduğuna inandırmadan, kritik eşiklerde bunu kararlılıkla göstermeden destek almak mümkün olamazdı. Bu bakımdan CHP'deki değişim, henüz oldukça yeni ve derinleşmiş değil. Kadroların ve üyelerin kavrayıp sindirdikleri oldukça tartışmalı. İlhan Cihaner ve arkadaşlarının değerlendirmeleri de yeterince kavradıklarını göstermiyor.

Örneğin, 2015 Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 38.44 oy alan Ekmeleddin İhsanoğlu'nun tercih edilmesini ağır bir şekilde eleştiriyorlar ama, bunun, Selahattin Demirtaş'ın aldığı yüzde 9.76 oy da dikkate alındığında, AK Parti'nin gelecek hakkında endişe duymaya başladığı ilk seçim olduğunu atlıyorlar.

Nitekim, son yerel seçimlerde CHP'nin önderlik ettiği Millet İttifakı seküler milliyetçileri, demokrasiye duyarlı dindarları, solu ve HDP'yi destekleyen Kürt seçmeni demokrasi ve adalet hattında buluşturabildi. İktidarın arpalığı haline dönmüş olan çok sayıda büyükşehir belediyesinin muhalefete geçmesinin sağlanması o çizginin devamıydı.

Cumhuriyeti demokratikleştirme hedefi

Bir diğer konu, Kürt Sorunu. Bu, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınıp yerlerine kayyım atanması sorunundan ibaret değil. Bu, yok sayılan kimliğin tanınması, kimliğin demokratik haklarının kabulü ve evrensel ölçülerde teslimi meselesi. İlhan Cihaner ve arkadaşlarının bu konuda farklı olan ve göz dolduran önerilerini belgelerinde görmedim.

Halbuki, bu kurultayda Kılıçdaroğlu'nun adıyla sanıyla bu sorunu ifade etmesi ve TBMM'nin uhdesinde çözüm aranması için çalışacaklarını söylemesi yeni ve önemli bir durum. Ayrıca, "Dostlarımızla birlikte iktidar olacağız" sözünü de dikkate alırsak, Kılıçdaroğlu bu yeni politikayı dillendirirken, İyi Parti, HDP, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'yle muhtemel birliktelikten söz ediyor olmalı.

Cihaner ve arkadaşlarının, CHP'deki dönüşümü ve Cumhur İttifakı'na karşı gerçekleştirilmeye çalışılan geniş yelpazeli ittifak çabasını "siyaset mühendisliği" olarak tanımlamasına gelince, bunun hem haksızlık olduğunu, hem de muhalif seçmen topluluğunun beklentilerine tamamen aykırı bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum.

CHP, ülke için son derece önemli bulduğum bir değişim geçiriyor ve bunun olumlu sonuçlarını henüz görmeye başladık. Bu doğrultuda yürünecek yolun, cumhuriyetin demokratikleşmesine, Kürt sorununun çözümüne, çoğulculuğun yeşermesine, adalet ve özgürlük taleplerinin karşılık bulmasına hizmet edeceği aşikâr.

Herkese pandemisiz günler ve iyi bayramlar...

Kılıçdaroğlu: Babacan ve Davutoğlu'na kurulacak kumpası bozarım Leyla Tavşanoğlu yazdı: Alperenler, bozkurtlar, ülkücüler ve ötesi CHP'li Kaftancıoğlu'nun 9 yıl 8 aylık hapis cezası onandı Ümit Kardaş yazdı: Barbarlığın son noktası: Çocuklarına kavuşamadan ölen anneler! CHP'li Muharrem Erkek: 'Çoklu baro' teklifi adalete ihanettir
DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00