Size rağmen birlikte yaşayacağız

Cevat Turan

26-08-2019 13:27

Biz sizi Kubilay'ın kafasını kör testereyle keserek sopanın başına takıp meydanlarda bağırmanızdan tanırız.

Biz sizi bağımsızlık mücadelesi verilirken emperyalist güçlerin askerleri ile birlikte saf tutuşunuzdan biliriz.

Biz sizi Denizlerin idamı için Meclis'te kalkan ellerinizden...

Yaşı büyütülerek astığınız gencecik fidanların bakışlarından...

Maraş'ta çocukları ve kadınları katleden insan ötesi varlığınızdan...

Çorum'da ekinlerin içinde köylüleri balta ile katletmenizden ve bir inanç önderini fırında yakışınızdan tanıyoruz.

Biz sizi Sivas Madımak'ta ağzından salyalar akarak bu ülkenin pırıl pırıl aydınlık yüreklerini ateşe verirken dumanından çıkan karanlığa bulanmış yüzlerinizden biliyoruz.

12 Eylül öncesinde her köşe başında pusu kuruşunuzdan ve emperyalist güçlerin askeri bir darbeye zemin hazırlamaya nasıl gönüllü oluşunuzdan anlıyoruz.

Çetin Emeç'in, Bahriye Üçok'un, Uğur Mumcu'nun ve onlarca aydının kanının bulaştığı ellerinizden tanıyoruz.

Kardeşlikten nasıl korktuğunuzu, barış sözcüğünü duyduğunuzda nasıl tüylerinizin diken diken olduğunu, empati denildiğinde sadece size biat etmek olarak anladığınızı gördüğümüzde ve yüzlerimizdeki aydınlığın gözlerinizi kamaştırmanızdan duyduğunuz rahatsızlıktan anlıyoruz.

Biz sizi Afganistan'da kadınlara insanlık dışı uygulamalarda bulunan Taliban'ınızdan, Suriye'de bırakın aynı inanca sahip olmayı, bir canlının asla diğerine yapmayı hayal edemeyeceği katliamları yapan IŞİD kafasından biliyoruz.

Biz sizi her akşam televizyon programlarındaki yalanlarınızdan, iftiralarınızdan ve gözümüzün içine baka baka yaptığınız kışkırtmalardan tanıyoruz.

Kardeşlikten, bir olmaktan, hoşgörüden ve aynı yurdun içinde bir ağacın farklı dalları gibi çiçek açmaktan korkuyorsunuz.

Size bu şiddeti, bu yok etme motivasyonunu veren anlayış, bilinç, inanç nedir?

Neden hep öldüren, yakan, yok eden taraftasınız?

Bütün bu nedenlerle hâlâ Çubuk'ta yaşanan organize linç girişimini, bir Anadolu insanının evine sığınmış olanları "yakın, ateşe verin" diye bağıranları anlamaya çalışmak boşunadır.

Ve bu ateşe odun atanlar, yıllardır toplumun kılcal damarlarına kadar ayrıştırmayı siyasi bir rant olarak görenler, kendi üç kuruşluk siyasi koltuk emellerini korumak için nefret tohumlarını sulayanlar son derece bellidir, açıktır. 
Bu nefret diline, ötekileştirmeye karşı toplum yanıtını 31 Mart'ta vermiştir.

Ne olduğunuzu, ne yapabileceğinizi biliyoruz, tecrübeliyiz.

Saf olmadan saflığımızı koruyarak; sevgiden, hoşgörüden, ulus olmanın getirdiği yurtsever duygularımızdan, demokrasinin çoksesliliğinden taviz vermeden, size rağmen birlikte yaşamaya devam edeceğiz.

DİĞER YAZILARI Deprem kaderimiz değildir! 01-01-1970 03:00 Ne yapmalı? 01-01-1970 03:00 1 Eylül hangi dünyanın barış günü? 01-01-1970 03:00 Oltanın ucundaki balık: Ukrayna 01-01-1970 03:00 Yaşıyorsam anlamalıyım 01-01-1970 03:00 Çok denklemli Kürt sorunu 01-01-1970 03:00 Çorum Valisi'ne açık mektup! 01-01-1970 03:00 Siz kimsiniz ve fikri iktidar! 01-01-1970 03:00 Corona sonrası Diyanet İşleri Başkanlığı 01-01-1970 03:00 Senin adın Deniz... 01-01-1970 03:00 Anarşist olmanın kemik yaşı tespiti 01-01-1970 03:00 Gençlik nerede? 01-01-1970 03:00 Gıda terörü 01-01-1970 03:00 Tam bağımsız Türkiye mi (!) 01-01-1970 03:00 Devlet ve birey 01-01-1970 03:00 Gitmek özgürleşmek midir? 01-01-1970 03:00 En büyük güç ve silah, eğitimli insandır 01-01-1970 03:00 Fidel ve Küba'da gördüklerim 01-01-1970 03:00 Çobanına âşık olan koyunlar 01-01-1970 03:00 Avrupa Birliği hedefi neden gerekli? 01-01-1970 03:00 Yalnız ölüm 01-01-1970 03:00 Hayat nedir ki yalnızlıktan başka? 01-01-1970 03:00 Yoksulluk ve algı yönetimi 01-01-1970 03:00 Bir sonbahar daha 01-01-1970 03:00 Kirlenmemiş olanlara... 01-01-1970 03:00 Eylül 01-01-1970 03:00 1 Eylül Dünya Barış Günü 01-01-1970 03:00 Ne olacak bizim bu saf solcuların hali? 01-01-1970 03:00 Vah benim garip ülkem! 01-01-1970 03:00 Darbenin romanını yazdım! 01-01-1970 03:00 Sevdaya dair ne varsa 01-01-1970 03:00 Demokrasi yenir mi? 01-01-1970 03:00 Bir tuhaf durum! 01-01-1970 03:00 Bir yolculuk düşlemiştim oysa 01-01-1970 03:00 Sahi siz kimsiniz? 01-01-1970 03:00 Toplumsal cinnet = Kadına şiddet 01-01-1970 03:00 Başkalaşmak 01-01-1970 03:00 Silahlanma ve açlık 01-01-1970 03:00 Tutunacak iyi bir şey arıyoruz ama yok! 01-01-1970 03:00