Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları

Atilla Aytemur

13-07-2021 05:29

Tahminlerin ardı arkası kesilmese de, kritik seçimlere her gün biraz daha yaklaşıyoruz.

Akıllarda çok sayıda soru var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha seçilebilecek mi?

"Türk tipi başkanlık" sürecek mi, "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem"e geçilebilecek mi?

Tek adamlı parti devleti mi kazanacak, yoksa demokrasi, özgürlük ve hukuk devleti umudu mu?

Dokunduğunuzda yurttaş, etkisiz Meclis'i, bitmiş ekonomiyi, dizginsiz enflasyonu, yüksek işsizliği, çifte diplomalı işsizleri, afet halini almış çaresizliği, yolsuzluğu ve 3-4 maaşa doymayan haramzadeleri soluksuz anlatıyor.

Korku perdesi yırtılmaya başlamış; her kesimden yükselen sesten bunu anlıyoruz. Son seçimlerden beri, Millet İttifakı'nın etrafında gün geçtikçe biraz daha fazla kümelenen yurttaşlar bunu gösteriyor.

Millet ittifakını yetersiz görenler

Buna karşılık, sol/sosyalist bazı kesimlerde daha radikal bir muhalefet isteği, sokakta daha fazla görünürlük beklentisi dillendiriliyor. Mevcut eylem ve söylem dozunun tatmin etmediği ve etkili olmadığı ileri sürülüyor.

Ayrıca, CHP ve İYİ Parti başta, bu ittifakın Erdoğan sonrası döneme dair somut ortak iktidar programı olmadığına dikkat çekilip, bunun zaaf olduğu, seçim sonrası için belirsizlik yarattığı iddia ediliyor. Partilerin ideolojik ve politik farklılıklarından dolayı, seçim kazanılsa bile öncesinden angajmanlar yapılmadığı için, anlaşmazlık doğma ihtimaline dikkat çekiyorlar.

Cumhurbaşkanlığı adaylığında CHP ile İYİ Parti arasındaki "rekabeti", HDP'nin ittifakla ilişkisini ve Kürt Sorunu'nun çözümüne dair yaklaşımlar konusunda başta İYİ Parti olmak üzere, kısmen CHP'nin ikircikli durumunu örnek gösteriyorlar.

Bunun önüne geçilmesi için de, şimdiden temel sorunlar ve çözümleri hususunda ortak yaklaşım ve çözümlerinin kamuoyuna yansıtılmasını istiyorlar. Seçmen önünde verilmiş bir sözün, taahhüt anlamına geleceğini; ittifak partileri arasındaki uzlaşmanın kapsamının görüleceği ve anlaşmazlık alanlarının neler olduğunun ortaya çıkacağını düşünüyorlar.

Güçlükler ve avantajlar

Şüphesiz muhalefeti desteklerken, aynı zamanda yapıcı eleştiri ortaya koymak mümkün ve gereklidir. Bu kesimlerce yapılan eleştirilerin kısmen böyle bir boyutu olduğunu düşünmekle beraber, bir karamsarlık ve acelecilik de olduğunu sanıyorum.

Gözden kaçırılmaması gereken noktalar var. Muhalefetin çok parçalı yapısı, bir araya gelmelerini de ortak politika ve eylem zemini yaratmalarını da zorlaştırıyor. Güven veren bir iktidar alternatifi haline gelmeleri ve bunu sürdürülebilir kılmaları dikkatli bir siyasal diplomasiyi gerektiriyor.

Millet İttifakı'nın etnisite, inanç, ideoloji ve yaşam tarzını dikkate aldığımızda, az çok ülke sosyolojisini yansıttığını söyleyebiliriz. Belki iyimser bir yorum olacak ama AK Parti iktidarına karşı özü itibariyle demokrasi bloğu vasfına yaklaşan geniş yelpazeli bu ittifak, Cumhuriyet tarihinde ender rastlanan bir tabloyu gösteriyor.

Ülkede yaratılan derin yıkım ve çöküntüyü dikkate alırsak, muhtemelen seçimde iktidara gelecek olan bu güçlerin, kendi istek ve iradelerinin dışında yeni bir kurucu misyon üstlenmekle de karşı karşıya kalacaklarını söyleyebiliriz.

Bu nedenle, sözkonusu kurucu ittifakın geniş yelpazeli olması, ülkede demokrasinin restorasyonu (olumlu anlamda), toplumsal normalleşmenin sağlanması, güçlendirilmiş ve çoğulcu parlamenter sisteme giden yolun yeniden açılması bakımından çok önemlidir.

Geçerken HDP'nin konumu hakkında da bazı değerlendirmelerimi paylaşmak isterim. HDP ister ittifakın resmen içinde ister dışında olsun, bu seçim döneminde tıpkı diğer partiler gibi, Türkiye'de demokrasinin ve parlamenter sistemin inşasında kurucu bir misyon üstlenecektir. Bunun, HDP'nin yıllardır sözünü ettiği "Türkiye Partisi" olma vizyonuna en uygun adım olacağı aşikârdır. Kapatılması ve/veya yeni bir partiyle yola devam edilmesi de durumu değiştirmeyecek. Bu nedenle de HDP yönetiminin, bu partiden sözkonusu misyonu almak, kaçırmak isteyenlere karşı gerekli uyanıklığı göstereceğini düşünüyorum.

Dikkatli olmayı gerektiren günler!

Kaldığımız yerden devam edersek, Millet İttifakı'ndaki güçler, siyasal şartların niteliğini doğru okuyarak iktidar ve ortağının süreci zorlayan demokrasi dışı girişimlerine karşı dikkatli davranıyor ve ona alan açmamaya çalışıyorlar. İktidarın, kaybetme endişesinin neler yaptırabileceğini anlamaya çalışıyorlar.

İktidarın etrafında kümelenen menfaat gruplarının, kaderini ona bağlamış silahlı bürokrasi ve angaje yargı kesimlerinin, mafyatik yapıların ve paramiliter güçlerin demokraside ısrar eden bir toplumsal muhalefetle hareket edemez hale getirilmesinin, ülkenin geleceği ve esenliği bakımından önemli olduğunu görüyorlar.

Örneğin, iki genel başkana yönelik saldırıyı ve tertipleri boşa çıkardılar. Deniz Poyraz'ın katledilmesi karşısında tepki göstermekle serinkanlı olmak arasındaki dengeyi iyi kurdular. "Adalet Yürüyüşü" gibi gündem belirleyen kitlesel etkinliklere kapıları kapamadan, iktidarın planlı sokağa çekme hesaplarına prim vermediler.

Ortak çözümlere yaklaşma çabaları

Açıklamalarını ve basına yansıyanları dikkate alırsak, Millet İttifakı partilerinin hem birlikte hem de ayrı ayrı Erdoğan sonrası dönem için hazırlıkları olduğunu da görüyoruz. CHP, İYİ Parti ve DEVA, "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" hakkında görüşmeler yaptılar, çalıştılar ve sonuç veren çevrimiçi toplantılar düzenlediler. Birçok konuda uzlaşma içerisinde oldukları anlaşılıyor.

CHP, 37. Kurultay'dan hareketle "Demokratik Hukuk Devleti İçin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem-Bağımsız ve Tarafsız Yargı Raporu"nun 29 ilkesini açıkladı. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Bahadır Erdem ise çalışmalarının başlıkları ve içeriği hakkında bilgi verdi.

Muhalefet partileri, başkanlık rejiminin ciddi zarar verdiği ve 150 yıllık parlamenter geleneğin demokratik kurum ve ilkelerini tahrip ettiği düşüncesindeler. Partili cumhurbaşkanının kutuplaşmayı beslediği, uzlaşmayı ortadan kaldırdığı, adalet duygusunu zedelediği fikrindeler. Seçilecek cumhurbaşkanının partisinden ayrılmasını, çoğu yetkisini parlamentoya ve ilgili kurumlara devretmesini istiyorlar. Seçim sonrası normalleşmenin ardından, katılımla hazırlanacak bir anayasanın halkoyuna sunulmasını istiyorlar. AK Parti ve MHP'nin anayasa taslaklarına itibar etmiyor ve tartışmaktan uzak duruyorlar.

Tek adamlı parti devletinin sonlanması, demokratik hukuk devletine geçilmesi, parlamentonun ve milletvekillerinin yasama gücünün artırılması, kuvvetler ayrılığı prensibinin yeniden tesisi, yargı bağımsızlığının hayata geçirilmesi, düşünce ve hak arama özgürlüğünün güçlendirilmesi ve korunması, bu partilerin öncelikleri arasında görünüyor.

CHP'nin 29 ilkesi

Yazıyı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun çalışmasını yaptığı 29 ilkenin özetiyle bitirmek istiyorum.

Partisiz ve tarafsız, görevleri sınırlanmış cumhurbaşkanı; kuvvetler ayrılığının yeniden tesisi, yürütmenin yargı üzerindeki vesayetinin sonlandırılması, Anayasa Mahkemesi'nin darbe kalıntısı mevzuattan arındırılıp yeniden düzenlenmesi önemli hedefler arasında bulunuyor.

29 İlke'ye göre denetleme gücünün artırılması, yurtdışındaki yurttaşlara seçilme hakkı verilmesi, vatandaşın meclise doğrudan kanun teklifi vermesi, yasama sürecine odalar, sendikalar ve STK'ların katılımı da sağlanacak. Meclis'te genel görüşme, araştırma, soruşturma ve gensoru verilmesi kolaylaştırılacak. Başbakan ve bakanlar Meclis'ten seçilirken dışarıdan atama istisna olacak. Hükümet kolay kurulup zor yıkılacak.

Meclis'te Kesin Hesap Komisyonu kurulup başkanlığı ana muhalefete verilecek. Artık tüm Sayıştay raporları Meclis'e gelecek. Siyasetle zengin olmanın yolunu kapamak için Siyasi Ahlak Yasası çıkarılacak. Sözlü sınavlar kalkacak, liyakat, etkililik ve saydamlık uygulanacak.

Merkez Bankası'nın bağımsızlığının sağlanması, Ulusal Vergi Konseyi kurulması, ihalelerde şeffaflık önemli hedefler arasında. Asgari ücretin vergi dışı olması, dezavantajlı gruplara pozitif ayrımcılık, Stratejik Planlama Kurulu kurulması isteniyor. Kadın ve çocuğa şiddet ve istismarın önlenmesi sağlanacak.

Merkez ile yerel yönetimler arasına yeni denge kurulacak. Yerel yönetimlerin gelirleri artacak. Kayyum atamalarına son verilip, seçimle gelenin seçimle gitmesi güvenceye bağlanacak.

HSK kaldırılıp Adalet Yüksek Kurulu oluşturulacak ve avukatlar dahil edilecek. Adalet Bakanı ve müsteşarı yer almayacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve vekili, Yargıtay Genel Kurulu tarafından seçilecek. Mahkemelerde savcılar ve avukatlar arasındaki eşitsizlik giderilecek. Yüksek Seçim Kurulu seçim mahkemesi olacak ve kararları Anayasa Mahkemesi'ne götürülebilecek. Çevre Yargısı kurulacak.

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00