Kullanım süresi geçmiş suçlama

Atilla Aytemur

06-05-2020 20:50

Bazı CHP yöneticileri iktidarın ömrünün uzun olmadığı yönünde tahmini düşüncelerini dile getirince AK Parti ve destekleyicisi medyada bir fırtına koptu.

Tartışmanın göbeğinde yine "darbe iması" ve "darbe tehdidi" iddiası yer alıyor.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Saray rejiminin, saray düzeninin sonu geliyor" şeklinde bir öngörüde bulundu ve kamu görevlilerini hukuksuz uygulamalar konusunda uyarıp yasalara uygun ve adil davranmalarını istedi.

Beklenebileceği gibi, iktidar cenahı ve destekçisi basın bu açıklamaları "darbe tehdidi" olarak yorumladı.

Özgür Özel'in söylediklerinde anormal olan ne?

CHP ve Millet İttifakı bugün ciddi bir iktidar alternatifi durumunda. Özgür Özel de CHP'nin önemli bir temsilcisi. Türkiye’deki iktidarı, rejimi ve düzeni değerlendirmesi ve sonunun gelmekte olduğunu ileri sürmesi, bir muhalefet partisinden beklenebilecek olağan bir yaklaşım değil mi?

Rejime ve düzene yönelik siyasal bir sıfat kullanmış ve iktidarın gideceğine dair bir öngörü ifade etmiş; hepi topu bu.

Olağan demokratik ölçüler içinde, isteyen "saray" nitelemesini tartışabilir; isteyen de "sonu geliyor" öngörüsünü çürütebilir.

Peki, bunun neresinde darbe iması, isteği ve çağrısı var ki, iktidar çevreleri bu kadar alevlendi!

Hiçbir yerinde yok. Yok, ama son dönemde iktidar açısından darbe suçlamasının fevkalâde kullanışlı politik bir araç haline geldiği hiç de gözden kaçmıyor.

Tabii önemli olan husus, etkisiz hale gelmiş bir parlamentoda dahi çoğunluğu elinde tutan, güçler ayrılığı ilkesinin neredeyse tamamen askıya alındığı bir başkanlık rejimiyle iktidarını sürdüren bir partinin, muhalefet hakkında neden bu tür suçlamalara ihtiyaç duyduğudur.

Kaftancıoğlu: "Seçim dışında düşüncem yok"

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na gelince, attığı bir tweet onu da hedef tahtasına oturttu. İktidarı bir yana bırakalım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de mevzua bodoslama daldı.

Kaftancıoğlu'nun AK Parti'yi gidici görenler arasında olduğunu biliyoruz. Bunun nasıl olacağına dair malum tweet’te "Bir erken seçimle veya başka bir şekilde" yazdı. Özellikle cümlenin ikinci kısmı olan "başka bir şekilde" ifadesindeki muğlaklık ister istemez eleştirilere yol açtı.

Seçim ve demokrasi dışı seçeneklerin ima edildiği ileri sürüldü. Kaftancıoğlu, Ahmet Hakan'la yaptığı görüşmede "genel seçimleri" kastettiğini söyleyerek, seçim dışında herhangi bir düşüncesi olmadığını açıkladı. Ancak bu düzeltme, iktidar çevrelerini tatmin etmedi.

İstanbul’un AK Parti'den koparılmasındaki rolüyle birlikte yıldızı parlayan Kaftancıoğlu kimi zaman CHP'yi zorlayan çıkışlar yapıyor. AK Parti’nin ise ondan hiç hazzetmediğini tahmin etmek zor değil.

Demokrasiye inanan bir politikacı olan Canan Katfancıoğlu'nun cümlesinin, seçimle gelenin seçimle gitmesi ilkesine hiç de uygun düşmeyen bir muğlaklık içerdiği bir gerçek.

İktidar çevrelerini yatıştırmak diğer Grup Başkanvekili Engin Altay’a düştü. "Türkiye'de darbeler dönemi kapanmıştır. Kimse darbe yapmayı aklından geçirmesin. Erdoğan, bir darbeyle oradan inmeyecek. Böyle bir şeye tevessül edilirse, önce CHP o girişim karşısında görevini yapar, göğsünü siper eder" açıklamasını yaparak konuyu kapatmaya çalıştı.

Ama nafile; iktidar çevreleri "Tamam, anladık" demedi; Altay'ın son derece isabetli açıklamasından sonra bıçak gibi kesilmesi gereken tartışma halen devam ediyor.

Kullanışlı suçlama fihristi

Durum böyle olunca, iktidarın özellikle son 3-4 yıldır muhalefete karşı biteviye kullandığı bazı politik başlıklar aklıma geldi. Her zaman işe yarayan, kullanışlı bir fihrist bu. Seç, beğen, kullan!

İşte bazıları: Beka sorunu, darbe girişimi, vesayet, Gezi olayları, din ve dindarlık, uluslararası komplo ve bölücülük.

İktidar, bu elbiseleri usta bir terzi gibi kesip biçerek, sağını solunu toparlayarak, zamanın modasına uygun hale getirerek muhalefete, özellikle de CHP’ye döne döne giydirmekten bıkmıyor.

Bu fevkalâde değerli malzeme içinden bir kez daha darbe seçilmiş.

İktidarın bu "darbe" suçlamasında, ülkenin siyasi partilerini demokrasiye ve halkın rızasına sadakat konusunda bir müşterekte buluşturma motivasyonu ve niyeti pek yok.

Daha çok, ana muhalefeti bu nevi gerçek dışı ithamlar yoluyla marjinalleştirme; yükselme ihtimali varsa zayıflatma; kendi parti örgütü, üye ve seçmen kitlesinde görülen merkezkaç eğilimi durdurma amacı güdülüyor.

AK Parti anlamalı; CHP artık eski CHP değil

Evet, bir zamanlar CHP vesayet güçlerinin gözünün içine bakardı. Darbeler karşısında demokrasi değerlerini gözeten bir tavır almaz, hattâ destekçisi olurdu. Darbe sonrası iktidar kombinasyonları içinde kendine yer arardı.

Bunun arkasında yatan, jakoben laiklik anlayışı nedeniyle dindar seçmene hayli uzak olması, halka güvenmemesi ve seçimler yoluyla iktidara gelmeyi imkânsız görmesiydi. Geride bıraktığımız on yıllarda bu durumu sık sık yaşadık.

Ancak bir süredir durum hayli değişti. Taşıdığı mirasın kimi olumsuzluklarından bütünüyle arındı denilemezse bile, CHP son yıllarda halkın rızasına dayalı bir meşruiyet hattı üzerinden iktidara gelmeye çalışıyor. Bu doğrultuda Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde dikkat çekici adımlar atıldığını görüyoruz.

Parti, bu amaçla inanç ve kimlik farklarını, yaşam tarzını sorun etmeyen politik buluşmalar gerçekleştiriyor. Umudunu vesayete ve darbelere bağlayanlarla arasına sınır çekiyor. İktidara yürüyüşünü böyle bir eksen üzerinde inşa etmeye çalışıyor.

Bocaladığı durumlar olmuyor mu? Şüphesiz oluyor. Fakat bugün CHP'yi darbecilikle suçlamanın hiçbir ikna ediciliğinin kalmadığı görülmelidir.

AK Parti ve destekçilerinin bu yöndeki yoğun çabalarının ise iktidarın gittikçe daralan toplumsal desteğini genişleteceğini hiç mi hiç sanmıyorum. Çünkü ellerindeki aracın kullanım süresi geçmiş bulunuyor.

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00