Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu?

Atilla Aytemur

20-02-2020 23:42

Osman Kavala Gezi Davası’ndan infaz yerine geçen uzun bir tutukluluktan sonra beraat etti ama bu kez FETÖ darbesi bahanesiyle salıverilmesi engellendi.

Yine büyük bir adalet ve hukuk rezaletiyle karşı karşıyayız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, Kavala’nın yeniden gözaltına alınmasını isteyenlere kefil olurcasına, 15 Temmuz 2016 FETÖ Darbesi’nin uluslararası ayağı olduğunu iddia eden cümleler kurdu.

Bu durum tam özgürlüğüne kavuşacakken siyasi iradenin müdahalesiyle darbe davasına dahil edildiği düşüncesine yol açtı.

Bir darbe organizasyonu içinde yer aldığı ve uluslararası ilişkilerini sağladığı iddiası, aksi yöndeki sayısız ve ispatlanmaya gerek duyulmayacak gerçeklikle taban tabana zıt olup, olağan aklın asla kabullenemeyeceği tuhaf ama acımasız iddialardır.

İktidar ona neyin faturasını çıkarmak istiyor?

İktidar Gezi Tepkisi’ni anlamaktan halen çok uzak

Kavala hakkında yazdığım bu üçüncü yazı.

İlki “Gezi olayları ve Kavala hakkında bir tanıklık” başlığını taşıyordu. O dönemde bizzat kendi şahit olduklarımı anlatmıştım. (www.serbestiyet.com/yazarlar/atilla-aytemur/gezi-olaylari-ve-kavala-hakkinda-bir-taniklik-828211)

İkincisi ise “Osman Kavala’dan gizli örgüt lideri çıkmaz!” idi. Özellikle olayların ikinci haftasından itibaren Türkiye’de akla gelen ve gelmeyen bütün yasal ve yasal olmayan örgütlerin yer aldığı ve milyonların akın akın katıldığı bu olayların gizli liderinin ve finansörünün Kavala olduğu iddiasının zırvalığını çocukların dahi anlayacağı seviyeden anlatmaya gayret etmiştim. (www.serbestiyet.com/yazarlar/atilla-aytemur/osman-kavaladan-gizli-orgut-lideri-cıkmaz-847844)

Gezi Olaylarını çok yakından izlemiş biri olarak savcıların TMMOB yöneticilerini ve Osman Kavala’yı öyle afaki iddialarla yargılamaları ve cezayı peşin vererek uzun tutukluluklara mahkûm etmeleri kadar adaleti ve yargıyı yerle bir eden bir şey görmedim.

Gezi’nin platformları ve Kavala

Taksim Dayanışma dediğiniz, TMMOB bünyesinde yer alan odaların kimi yöneticileriyle sendika, dernek, platform ve parti gibi sivil ve yasal kurumların temsilcilerinden oluşan bir tür tartışma ve yurttaşların ortak davranış geliştirme zemini olmaktan ibaretti. Daha fazlası değildi.

Ortaya çıkan fikirleri de şehircilikle ve mühendislikle alakalı odaların kimi yöneticileri sözcü olarak açıklıyorlardı. Bundan öte ortaya çıkan toplumsal tepkiyi yönlendirme ve ona liderlik etme filan gibi ne güçleri, ne konumları, ne de istekleri vardı. Zaten bir hafta sonra toplumsal tepki onları aştı.

Osman Kavala'nın ise bununla herhangi bir ilişkisi filan yoktu. O Taksim Platformu adıyla bilinen daha çok Beyoğlu ilçesinde şehircilik, insan hakları ve ekoloji duyarlılığını temsil eden bölge sakinleri ve akademisyenlerin içinde yer aldığı bir sivil girişimin gönüllüsüydü. İktidarla bir uzlaşma yolu bulunsun diye o dönem boyunca çırpındı durdu.

Açık söylemek gerekirse, Taksim Platformu'nun sorunların çözümünde barışçı, müzakereci, kent meselelerini iktidar karşıtlığı içinde ele almayan, demokratik diyalogdan yana üslubu sol renklerin daha baskın olduğu Taksim Dayanışma çevrelerine çok da cazip görünmüyordu.

Osman Kavala ve platformdaki arkadaşları Gezi Olayları boyunca sorunların barışçı yollardan çözümü için gerek kendi girişimleriyle gerekse Taksim dayanışma etrafında toplananları bu yönde etkilemek için çaba gösterdiler. İktidar yetkilileriyle temas kurup görüşmeler yapılması için hayli uğraştılar.

Tahliye olmasın diye cepten çıkan yeni dava

Gerçek bu iken, Osman Kavala’dan Gezi Eylemleri’nin geri plandaki lideri ve finansörü olduğu iddiasının iktidarı o gün de bugün de duvara toslatacağı belliydi. Öyle de oldu ve dava insanların hayatını mahvederek, onları özgürlüklerinden mahrum bırakarak, peşin ceza keserek çöktü.

Şimdi ve bu kez cepten bir 15 Temmuz 2016 FETÖ Darbe Girişimi ile iltisak iddiası çıkarıp, mevzuu yine Osman Kavala’nın uluslararası güçlerle karanlık ilişkisine bağlamak akıl ve izanla bağdaşır gibi değil.

Kavala herhangi bir örgütün insanı değildi. Bir parti üyeliği bile yoktu. Gezi olaylarına liderlik ettiği, gizli finansörü olduğu iddiası de fos çıktı. Geriye kala kala geniş uluslararası ilişkileri kaldı. Şimdi iktidar göründüğü kadarıyla uluslararası ilişkilerden yürümeyi hedeflemiş. Ama bu yolun çıkmaz olduğunun görülmesi de sanıyorum çok uzun sürmeyecek.

Kan uyuşmazlığı ve iktidarın hesabı

Ortada bariz kan uyuşmazlığı var. Gülen Cemaati ve Kavala’yı yan yana düşünmek ve kanlı bir darbe ortaklığı içinde görmek ayıp olması bir yana, kötü bir senaryo için bile çok mu çok absürd.    

Kavala’nın ünlü ve zengin bir ailenin mensubu olduğunu hepimiz biliyoruz. İşadamı kimliğiyle de şüphesiz geniş uluslararası bağları bulunabilir. Yılların samimi insan hakları aktivisti, ülkesinin ve dünyanın meselelerini dert edinen bir aydın olarak, geniş uluslararası bağlara sahip olması niye böyle bir davaya dahil edilmesine sebep oluyor? Anlayabilen var mı?

İktidarın zayıfladığı ve güç kaybettiği dönemdeyiz. Ne ölçüde gerçekliği var yeterince bilemiyoruz ama iktidara yakın medya "Askeri vesayet ve darbe kıpırtıları" iddiasını işliyor. Muhalefetle, özellikle de CHP'yle bu kesimlerin eski münasebetlerinin akıllara gelmesi için çaba içinde oldukları görülüyor.   

FETÖ bağlantılı ordu, polis ve kamu mensuplarına yönelik yaygın ve kitlesel gözaltı ve tutuklamalar yeniden hız kazandı ve kamuoyuna iktidara yönelik bir nevi yeni komplolar varmış gibi bir propagandayla takdim ediliyor.

Bir tehlike ve risk algısı yaratılmak istendiği ve Kavala’nın kurban seçildiği görülüyor.

Eğer, CHP'yle sürdürülen aktüel polemikleri güçlendirmek, gevşemiş safları sıkılaştırmak adına FETÖ'ye seküler cenahtan ortak aranıyorsa, Kavala hiç uygun biri değil.

Osman Kavala'nın demokrasi duyarlılığı ve barış hassasiyeti olan, insan haklarına verdiği değerle ve sergilediği gösterişsiz çabayla her kesimin saygısına mazhar olan bir yurttaş olduğunu herkes bilir.

CİA’nin kucağında bütün plan, proje ve stratejilerini yürürlüğe sokan Fettullah Gülen'in darbenin uluslararası ilişkileri için fıtratının hiç mi hiç uyuşmayacağı Kavala’ya ihtiyacı mı vardı Allah aşkına!

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00