Hedef muhalif belediyeler

Atilla Aytemur

25-09-2021 23:34

Vakit daraldı. Artık seçim erken veya zamanında yapılmış yahut öne alınmış, fazla anlamı kalmadı.

İktidarın partileri, bakanlıkları, bürokrasisi, vakıfları, STK'ları, belediyeleri basbayağı alarm vaziyetindeler. Toplantılar toplantıları izliyor. Kadrolar seferber ve hatta DİB Başkanı Ali Erbaş bile kanaat önderleriyle konuşmak üzere yollara revan oldu.

1 Ekim'de TBMM açılınca işler daha hız kazanacak. İktidarın, Seçim Yasası değişikliği, Sosyal Medya Yasası ve niyeti tartışmalı "Yeni Anayasa" teklifi gün sayıyor.

AK Parti, iktidarı vermemek uğruna her şeyi mubah gören bir yola girmiş durumda.

İktidar, düştüğü yerden kalkmaya çalışıyor

Cumhurbaşkanı, bakanlar ve AK Partili belediye temsilcilerinin izledikleri politikalar, muhalefeti belediyeler üzerinden alt etme stratejisi izleyeceklerini gösteriyor.

Yani, iktidar 'düştüğü yerden kalkmayı' planlıyor.

Bu stratejinin "milli ve yerli" etiketli, abartılı milliyetçilik ambalajı içinde "beka" söylemine de bağlanacağını düşünebiliriz. Derin iktidar yozlaşması, yolsuzluk, bozulma ve dağılma nedeniyle inandırıcılığı kalmamış, dindar seçmen indinde kredisi tükenmiş AK Parti'nin seçmeni kutuplaştırmaktan başka çaresi kalmamış görünüyor. Çaresizlik içinde bulabildiği tek çare İslamcı propaganda.

Peki, bu "hesap" tutar mı; seçmen buna kanar mı? Çok zor. Fakat iktidar kendini bu hesaba bağlamış gibi. Paraya sıkışmış ya da partisinden bir daha seçilemeyeceği belli olan birkaç muhalif belediye başkanına parti rozeti takmaya can simidi gibi sarılıyor.

Erdoğan: Bir beceriksizlikle muhatabız

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aksi yöndeki söylemine rağmen, AK Parti iktidarının şehirlere oy rengine göre davrandığı ve partizanlık yaptığı bariz şekilde görülüyor. Türk tipi başkanlık rejiminin bütün mekanizmaları kullanılarak, muhalefet belediyeleri hizmet veremez hale getirilmeye çalışılıyor.

Nitekim, Erdoğan, AK Parti Mersin İl Danışma Meclisi'nde konuya doğrudan girdi: "Bunların bırakın ülkeyi, ellerinin altındaki belediyeleri dahi yönetme becerilerinin olmadığına yine bu süreçte hep birlikte şahit olduk. Seçim öncesinde bol keseden dağıttıkları ne kadar vaat varsa hepsinin altında ezildiler. Seçim meydanlarında millete verdikleri sözlerin, taahhütlerin hiçbirini hayata geçiremediler. Çöp toplamadan şehiriçi ulaşımına, kültür-sanattan çevreye kadar hiçbir işi doğru düzgün yapamıyorlar. Artık illerde sular akmıyor sular. En temel belediye hizmetlerini dahi yerine getiremeyen bir beceriksizlikle muhatabız. Çok daha vahimi, muhalefetin bu acı gerçeklerle yüzleşmek, kendilerini sigaya çekmek yerine sağa sola saldırarak, suçlarını örtme çabasındalar."

Parlamento zaten işlevsiz hale geldiği için, muhalefetin oradaki etkinliği sözkonusu edilmiyor. Sıra muhalefetin seçmene kendini gösterebildiği en etkili alan olan belediyelere gelince, en ağır değerlendirmeler art arda sıralanıyor.

Bütün suçlama ve iddialara rağmen, muhalefetin yerel seçimlerde elde ettiği başarının önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine sirayet etmesinden ciddi endişe duyulduğu hissediliyor.

Mesele de bu.

Sanki bu ülkenin belediyeleri değilmiş gibi...

İktidar, seçmenlerle arasındaki köprü olarak gördüğü, arka bahçesi belediyelerin çoğunu kaybetmiş olmayı bir türlü içine sindiremedi. Sonun başlangıcı gibi gördü. Bu nedenle başından beri, gerekçeli ve gerekçesiz, bu belediyeleri olmadık yollarla engelledi.

AK Parti Genel Başkanı olarak Cumhurbaşkanı, bakanlıklar, belediye meclislerindeki AK Parti ve MHP çoğunluğu proje ve hizmetleri bloke etmek için çok planlı davrandılar ve çoğu zaman başarılı da oldular.

Basına yansıyanlara göre, yerel yönetimlerle ilgili bazı yetkiler cumhurbaşkanlığına kaydırıldı ve bakanlıkların sorumluluk alanları genişletildi. Muhalif belediyelerin kredi alma girişimleri uzun süre imzada bekletildi ve çoğu zaman reddedildi. Kaynak yaratmak ve borç ödemek için mülk satma girişimleri önlendi. Hizmet alanlarını genişletmek ve kalitesini artırmak için şubeler ve müdürlükler oluşturulmasına imkân verilmeyerek kurumlaşmanın önüne geçildi. Afet hallerinde yardım, dayanışma ve bağış toplama yasaklandı ve belediyeler koordinasyon dışında bırakıldı. Bünye içindeki bazı kurumlara yapılması gereken atamalar savsaklandı.

Muhalif belediyelerin yöneticileri, anayasal kurumlar olmalarına rağmen, kendilerini kriminalize eden, yasadışı gösteren söylemlere başvurulduğunu belirtiyorlar. İktidarın, belediyeleri uygulamalarla kıskaca alarak, büyük bir vatandaş kitlesine giden hizmetin aksamasına, yetersiz kalmasına ve gecikmesine yol açtığını ileri sürülüyorlar.

Ağır pandemi şartlarında da bu belediyelerin deneyim, imkân, ilişki ve kadro gücünün, dar siyasal rekabet uğruna devreye sokulmadığı ve dayanışma girişimlerinin her durumda bloke edildiği belirtiliyor.

İmar uygulamalarını, hukuki işlemleri ve finansman sorunlarını imzada bekletme, geciktirme, reddetme usulleriyle sürecin tıkanması çok sık görülüyor.

Bu belediyelerin bazı mülk ve tesislerinin uzun yıllar için AK Parti belediyelerine bedelsiz devrinin de sık rastlanan bir hukuk ihlali olduğu vurgulanıyor.

Vahim uygulamalardan bir demet

Genel çerçevesini verdiğim uygulamalardan birkaç örnek konunun daha iyi görülmesini sağlayacak:

* İBB'nin AK Parti döneminden devreden önemli bir borcu olduğu açıklandı. İBB'nin borcu ödemesi ve yeni hizmet yatırımlarını yapılabilmesi için borç bulma veya bazı mülklerini satarak kaynak yaratma girişimleri iktidar blokajıyla karşılaşıyor. Muğla, İzmir, İstanbul, Adana belediyelerinin bu yolla eli kolu bağlanıyor. Buna karşılık iktidar belediyelerinin borçlanabilmesi için bütün imkânlar sunuluyor.

* Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın yetkisine alınan "Belediyelere Yardım Ödeneği"nin kullanılmasının muhalefet belediyelerini sıkıştırma amacı taşıdığı belirtiliyor.

* 39 yıllık Kamu Çalışanları Disiplin Yönetmeliği'nin değiştirilip 5 milyon memurun (büyükşehir belediyelerinde çalışanlar dahil) birinci dereceden sicil amirinin cumhurbaşkanı olması belediyelerin özgürlüğüne indirilmiş bir darbe sayılıyor.

* Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aldığı devlet yardımlarının çok büyük bölümünü iktidar belediyelerine aktarıyor.

* İktidara yakın vakıflara belediyelerin imkânları verilerek devlet kesesinden vakıf faaliyeti meşrulaştırılıyor.

* Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ciddi bir gelir elde edeceği kapalı otobüs duraklarına ilan panosu yerleştirme projesi, Cumhur İttifakı'nın ortaklarınca engelleniyor.

* Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, bazı muhalefet belediyelerinin Bağımlılıkla Mücadele Şube Müdürlüğü, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Müdürlüğü, Çocuk ve Aile Hizmetleri Şube Müdürlüğü, Kültür Varlıkları Restorasyon ve Uygulama Şube Müdürlüğü, Bilgi İşlem Yönetişim Şube Müdürlüğü gibi hizmeti yaygınlaştıracak kurumsallaşma girişimleri kabul edilmiyor ya da geciktiriliyor.

* İstanbul’un 150 mahalleye 150 kreş projesi olmadık engellemelerle karşılaştı ve çok azı yapılabildi. 0-4 yaş grubu çocuk sahibi anneye ücretsiz ulaşım kartı verilmesine ise fırsat tanınmadığı belirtiliyor.

* Alevi inancında önemli bir yeri olan cemevlerinin ibadethanelere tanınan bazı haklardan faydalanmasına AK Parti ve MHP engel oluyor.

* İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Çekmeköy'deki 35 dönümlük arazisine okul yapma projesi kabul edilmedi.

* Deprem riski nedeniyle ilgili bakanlık, belediye ve meslek kuruluşlarının yer aldığı Deprem Konseyi teklifi ve kentsel dönüşümün önünü açacak ve yaygınlaşmasını sağlayacak çatı katlarıyla ilgili teklif AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.

Zor iş

Daha fazlası var ama uzatmanın anlamı yok. Üstelik seçmen gündelik hayatında bizzat yaşayarak görüyor. AK Parti bu engelleme yoluyla siyasal iktidarının ömrünü bir dönem daha uzatmayı umuyor. Göstergeler bunun ters tepmekte olduğunu, toplumsal desteğinin kemik seçmenine doğru daraldığını gösteriyor.

Yazıyı bitirirken, konunun HDP ile bağına da işaret etmek gerekiyor.

Seçimin kilit partisi olduğunun iktidar da farkında. Belediyelerine çoktan el koydu. Yetinmedi kapatma davası açtı. Tamamen devreden çıkarmak istiyor. HDP direniyor. CHP'nin onu Kürt Sorunu'nun çözümünde parlamentodaki demokratik ve meşru muhataplardan biri olarak görmesi iktidarın hesabını bozuyor. Bu şartlarda iktidarın, Kürt seçmenin aklını çelecek maharet göstermesi zor iş.

Sonuç olarak, AK Parti'nin bir yandan muhalif belediyeleri hedef alırken, öte yandan HDP ile Millet İttifakı'nın meşru ve demokratik ilişkisini, cılkı çıkmış "terörün siyasi ayağıyla işbirliği" diyerek suçlaması, seçimde onu kaçınılmaz akıbetinden kurtaracak gibi görünmüyor.

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00