Adalete ve eşitliğe uzak İnfaz Yasası

Atilla Aytemur

17-04-2020 23:31

Yeni infaz kanunu çıktı, Cumhurbaşkanı onayladı ve kapsama girenler salıverildi.

Yaklaşık 90 bin kişiyi etkileyen yasa, yarısının tamamen serbest kalmasını, diğer yarısının da denetimli serbestliğe tabi olmasını sağladı.

İnsanlarımızın olur olmaz gerekçelerle ve tıka basa cezaevlerine doldurulmalarıyla öğünecek değiliz; boşaltılması şüphesiz çok iyidir. Hele de amansız bir virüsün dört bir yanımızı kuşatıp can almaya başladığı bir dönemde.

Ama bu işin pek de hukuka, adalet ve eşitlik ilkelerine uygun yapılmadığını görüyoruz.

Niyet ayrımcı af çıkarmak olunca...

İktidara yakın olanları bir yana bırakırsak, hukukçuların çoğunun yaygın kanaati bu yasanın kayda değer bir değişiklik, düzeltme ve iyileştirme getirmediği yönünde.

Yasaları, Anayasa’yı, Anayasa Mahkemesi (AYM) içtihatlarını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) ve mahkeme kararlarını dikkate almadığını; uygulamada ortaya çıkan çelişkileri giderme amacı taşımadığını ifade ediyorlar.

Bu noktadan hareketle, yapılan işin aslında MHP’nin de zorlamasıyla, örtülü ve tercihli bir af yasası olduğunun altını çiziyorlar. Örtülü ve tercihli bir af yasası olduğu belli; çünkü niyeti herkese yönelik af çıkarmak olan TBMM’de uzlaşma imkânı arardı ve buna dayanarak oylamada 5/3’lük çoğunluğu sağlamanın yolunu bulurdu.

Tersine, bu yasa mecliste bir uzlaşma sağlanarak çıkarılmadı. Adalet Bakanı’nın muhalefet partilerini dolaşması, uzlaşmaya yatkınmış gibi bir görüntü sergilenmesi ve alt komisyonda yapılan görüşmeler anlaşılan usulen olmuş.

İktidar ve ortağı MHP’nin toplumsal bir barış ortamının yaratılması gibi bir istek ve niyetleri daha baştan yokmuş meğer.

Çarpık "terör" tanımına teslim olmak...

Nitekim, hem kamuoyundan gelen ve STK’lardan yükselen itirazları, hem de muhalefet partilerinin değişiklik önergelerini hiç dikkate almadılar.

Hatta bu dışlayıcılık yetmezmiş gibi, bir gece yarısı operasyonuyla, MİT kanunuyla ilgili suçlardan tutuklu bulunan gazetecilerin (aslıda yaptıkları iş düpedüz habercilik) serbest kalmaması için her türlü engeli de yasaya yedirdiler.

Çıkan yasanın temel dayanakları Ak Parti iktidarının elinde keskin kılıca dönüşen Türk Ceza Kanunu’nun meşhur üç maddesidir: "Türkiye Cumhuriyeti’ni ve kurumlarını aşağılama” (Madde 301), ”Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” (Madde 216) ve "Cumhurbaşkanına hakaret" (Madde 299). Sözkonusu üç maddenin keyfi, yanlış ve tarafgir yorumları uzun zamandır fikir, siyaset ve basın hayatımızı cehenneme çevirdiği zaten biliniyor.

Bu İnfaz Yasası’nda da düşünce açıklama ile şiddet ayrımı yine yapılmadı. Temel aldığı “terör” tanımının ise dünyada eşi benzeri yok. "Örgüt üyesi olmamakla beraber...” saçmalığını kendine dayanak alan bir düzenlemeden bir hayır çıkmayacağı ve Türkiye demokrasisine bir katkı getirmeyeceği baştan belliydi.

Sonuçta, mahkûm olan ve artık alışkanlık haline gelmiş kararlarla tutuklanmış bulunan muhalif aydın, akademisyen, gazeteci ve siyasetçilerin özgürlüğüne kavuşmaması için her türlü hukuksal ilke ve adalet değerleri ayaklar altına alınmış durumda.

Bir fırsat daha heba edildi...

Kabaca düşünce “suçlusu” kavramı içinde addedilenlerin tamamına bu yasayla, bilerek ve isteyerek ayırımcılık yapıldı.

Henüz hakkında hüküm verilmemiş benzeri konumdaki tutukluları içeride tutmak için hukukun canına okundu.

İki satır tweet atanlar, düşüncelerini yazıp çizenler, egemen siyaseti ve düzeni eleştirenler, demokratik muhalefet yapanlar, Cumhur İttifakı’nın planlı ve hesaplı çabasıyla içeride bırakıldı.

En çok da basın, düşünce ve siyaset yapma özgürlüğüne darbe vuruldu. Muhaliflerin ve özellikle Kürt siyasetçilerin kapsam dışında tutulması için özel çaba gösterildiği hiç de gözden kaçmadı.

Aslında bu yasa bir fırsattı. Uzun zamandır siyasi gerilim ve sert bir kutuplaşma içinde yaşayan Türkiye için toplumsal barışın tesisinde ve ortamın yumuşamasında yeni bir adım olabilirdi.

Ak Parti ve kendi küçük ama marifeti iktidardan daha büyük ortağı MHP el ele vererek bu imkânı harcadılar.

Evet, bu İnfaz Yasası hukuken aksayan şeyleri düzelten ve uygulamayı iyileştiren bir yasa olmadı.

Peki, o zaman ne oldu?

Yağmacılık, yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık, devleti soyma, rüşvet, darp, taksirli cinayet, çocukları fuhuşa teşvik, çete ve mafya gibi suçlardan mahkûm olanların ceza indirimi ve adli kontrol yoluyla salıverilmesi gerçekleşti.

Çok fiyakalı bir söz vardı: "Devlet ancak kendisine karşı işlenen suçları affedebilir." Bunun tam zıddı yapıldı. Yani, adi suçlar yeni infaz yasası kapsamına sokulurken, devlete karşı işlendiği ileri sürülen ve hemen hepsi düşünce ifade etme çerçevesinde olanlar kapsam dışı bırakıldı.

Eşitlik ve adalet mi, boşuna aramayın...

İktidar ve ortağının asıl niyetin bazı kesimler için özel af çıkarmak olduğuna ısrarla dikkat çeken uzmanların haklı olduğu anlaşılıyor.

Türkiye yakın siyasal tarihinde birkaç kere böyle, af sonucu veren yasayla karşılaştı. İktidarın bunlardan da pek bir ders çıkarmadığını görüyoruz. Kısaca özetlersem:

Adalet sizlere ömür...

Toplumsal vicdan umurlarında bile değil.

Yasalar önünde eşitlik Kaf Dağı’nın ardında bırakılmış...

Hakkaniyet derseniz hak getire...

Demokrasi, düşünce ve basın özgürlüğü başka bahara...

COVID-19 salgını cezaevlerinde ömür tüketenleri tehdit mi ediyormuş, aman efendim geçiniz...

CHP'nin ödemesi gereken borç

CHP’nin bu yasayı muhtelif noktalardan itirazla AYM'ye taşıyacağı kamuoyuna yansıdı. Millet İttifakı’nda kritik rol oynayan partinin bu adımının önümüzdeki dönem için çok önemli olacağını düşünüyorum.

Öncelikle bu hamle, uzun zamandır mahkûm veya tutuklu olarak cezaevinde bulunan Kürt siyasetçilere, aydın, akademisyen ve gazetecilere karşı, demokrasi ve özgürlükler kayıtsız şartsız savunmak bağlamında ödenmesi gereken bir borçtur.

İkinci olarak, eğer Millet İttifakı’nın Türkiye’ye ilişkin gelecek tasavvurunda katılımcı ve müzakereci bir demokrasi olacaksa, eşitlik ve çoğulculuk hayatımızın olmazsa olmazı sayılacaksa, bugün bu adımı atmaktan kaçınmaması gerekecektir.

Bu noktada, "Ak Parti'nin MHP'nin tepkisini çekmemek ve Cumhur İttifakı'nda sarsıntıya yol açmamak için, yasanın kapsamının genişlemesini daha baştan hesaplayarak, AYM’ye bıraktı" şeklinde görüşler ileri sürülüyor.

Bu iddianın ne ölçüde doğru olduğunu bilemeyiz. Böyle ince hesaplar yapılmış da olabilir. Bunun çok da önemi yok. Çünkü, her yönüyle itirazı ve iptali hak eden bir yasayla karşı karşıyayız.

Nitekim, AYM’ye itiraz etme şartlarına sahip yegane muhalefet partisi olan CHP de, bu yöndeki eleştirisini ve yasayı iptal ettirme niyetini daha baştan ortaya koymuştu.

AYM’ye gelince, uluslararası sözleşme, anayasa ve yasalar ve bizatihi kendi içtihatlarına hiçbir yönüyle uygun düşmeyen bu yasayı mutlaka iptal etmelidir. Sağ’ına Sol’una bakmadan, herkes için oluşan kasıtlı ve bariz eşitsizlik ve adaletsizliği ortadan kaldırarak, hakkaniyetin gerçekleşmesini sağlamalıdır.

Sağduyu sahibi her yurttaş bunu bekliyor.

DİĞER YAZILARI Bingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat * 01-01-1970 03:00 '68 İsyan Günleri' ve Özeleştiri Mahkemeleri 01-01-1970 03:00 Taner Akçam'dan 'Yüzyıllık Apartheid' 01-01-1970 03:00 Neymiş? 14 Mayıs siyasi darbeymiş. Eee... N'olacak? 01-01-1970 03:00 14 Mayıs seçiminde 'Yetmez ama evet' var mı? 01-01-1970 03:00 Dip dalga 01-01-1970 03:00 Umut yüklü görüşme 01-01-1970 03:00 Seçim ve üç risk 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı ve HDP 01-01-1970 03:00 Vizyondan geriye kalan 01-01-1970 03:00 Kılıçdaroğlu yasa teklifiyle yanlış mı yaptı? 01-01-1970 03:00 Yolsuzluk ve rüşvet işleri ne olacak? 01-01-1970 03:00 Bekir Ağırdır ne demek istiyor? 01-01-1970 03:00 İttifaklar ve güç birlikleri 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve internet yasa tasarısı: Şekerler ve zehirler 01-01-1970 03:00 SADAT ve iktidar 01-01-1970 03:00 Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu davası 01-01-1970 03:00 Adil seçim ve seçim güvenliği sorunu 01-01-1970 03:00 Aysel Tuğluk 01-01-1970 03:00 Muhteşem Süleymaniye'ye perde çekmek! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın performansı ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Sevgili arkadaşımız Saffet Uygur'u kaybettik 01-01-1970 03:00 Vakit tamam; yeni ekonomiye geçiyoruz! 01-01-1970 03:00 Durmayan dolar ve duruşma 01-01-1970 03:00 Muhalefetin ayak sesleri... 01-01-1970 03:00 İktidar, hangi dala elini atsa elinde kalıyor! 01-01-1970 03:00 Ali Babacan, DEVA ve yakın gelecek 01-01-1970 03:00 Hedef muhalif belediyeler 01-01-1970 03:00 Edremit vakası 01-01-1970 03:00 Sosyal medyayı susturma yasası! 01-01-1970 03:00 Türkiye, Afganistan'da ne kazandı? 01-01-1970 03:00 Yangın dersleri 01-01-1970 03:00 Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasına hazırlıkları 01-01-1970 03:00 Validebağ Korusu'na dokunmayın! 01-01-1970 03:00 HDP'ye yapılanlar ve yaklaşan seçimler 01-01-1970 03:00 Ezgi Mola'nın isyanı 01-01-1970 03:00 CHP Raporu'nun işaret ettiği çöküntü! 01-01-1970 03:00 MHP'nin şiddet dili ciddi riskler barındırıyor 01-01-1970 03:00 Emniyet genelgesi: Uydurma suç 01-01-1970 03:00 'Eylem Planı' neden heyecan yaratmıyor! 01-01-1970 03:00 Başarısız Gara operasyonu ve hedefteki HDP 01-01-1970 03:00 Boğaziçi'ndeki iktidar kuşatması 01-01-1970 03:00 Selahatttin Demirtaş ve Erol Katırcıoğlu 01-01-1970 03:00 Türkiye, bu filmi daha önce de gördü! 01-01-1970 03:00 İnanılmaz proje: Cami Gençlik Kolları! 01-01-1970 03:00 Millet İttifakı'nın durumu ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Türkiye, Türkiye olalı böyle 'Devran' görmedi! 01-01-1970 03:00 Hedefteki lider: Kemal Kılıçdaroğlu 01-01-1970 03:00 İktidar yeni bir sayfa açabilir mi? 01-01-1970 03:00 Deprem vergisinin tuhaf hikâyesi 01-01-1970 03:00 Muhalif partiler olmasa memleket ne güzel... 01-01-1970 03:00 Seçim tartışması bu şartlarda biter mi? 01-01-1970 03:00 İktidar ülkeyi nereye sürüklüyor? 01-01-1970 03:00 "Samimi demokrasi" buysa... 01-01-1970 03:00 İçişleri Bakanı böyle davranamaz! 01-01-1970 03:00 Atlamayalım... Bahçeli bu defa idam istedi! 01-01-1970 03:00 Barış Atay'a saldırı geçiştirilemez! 01-01-1970 03:00 Müjde ve felaket: Karadeniz’in gazı ve seli 01-01-1970 03:00 İktidarın boş işleri 01-01-1970 03:00 'Nepotizm' dediğin böyle olur! 01-01-1970 03:00 Bugün CHP'den ayrılma ne anlama gelir? 01-01-1970 03:00 CHP'deki muhalefet ne diyor? 01-01-1970 03:00 Muteber işadamı ve durmaksızın patlayan fabrikası 01-01-1970 03:00 İktidar, kıdem tazminatında IMF ile aynı noktada buluştu 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin "ince" hesapları 01-01-1970 03:00 Türkiye, Kürt sorununu kiminle çözecek? 01-01-1970 03:00 HDP'yi kapattırma sevdası 01-01-1970 03:00 Yine neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Siyasette iki tıkanma 01-01-1970 03:00 Hayır, cüretleri cehaletlerinden değil! 01-01-1970 03:00 Kullanım süresi geçmiş suçlama 01-01-1970 03:00 Vebadan sonra Avrupa’da ne oldu? 01-01-1970 03:00 Salgınla mücadelenin üzerine düşen gölge 01-01-1970 03:00 Korona günlerinde siyaset 01-01-1970 03:00 Ömer Faruk'tan 'Aşk ve Ereksiyon Aşk'ı' 01-01-1970 03:00 Kavala şimdi de FETÖ’nün beyni ve finansörü mü oldu? 01-01-1970 03:00 Vesayet ve darbe tehlikesi hortladı mı? 01-01-1970 03:00 Siyasi ayağı ararken 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul tartışması ve son gerçekler 01-01-1970 03:00 Kamu yetkililerinin sorunlu zihniyeti 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul-3: Risk bombası! 01-01-1970 03:00 Türkiye ücretli geçişe zorlayabilir mi? * 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul hakiki bir ihtiyaç mı? * 01-01-1970 03:00 Bunu da gördük: Üniversiteye haciz! 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl’ün ölümü 01-01-1970 03:00 Otizmli çocuklara ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Zor denklem! 01-01-1970 03:00 Yargı ve adalet krizi 01-01-1970 03:00 Bütün anneler birleşin! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve 'Gariplikler' * 01-01-1970 03:00 İstanbul Belediyesi meğer kimleri finanse etmiş! 01-01-1970 03:00 HDP Diyarbakır Mitingi'nin düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Hedefteki adalet! 01-01-1970 03:00 Doğu Akdeniz krizi ve iklim değişikliği 01-01-1970 03:00 Ak Parti’de ayrılık rüzgârları 01-01-1970 03:00 Başkanlık tartışmasının ardında dış güçler mi var? 01-01-1970 03:00 Metamorfoz (başkalaşma) ve 23 Haziran Seçimi 01-01-1970 03:00 S-400'ler ve sol partiler 01-01-1970 03:00 "KHK uygulamaları ve Medeni Ölüm" 01-01-1970 03:00 Türkiye Gemisi 01-01-1970 03:00 #sanatçıyadokunma! 01-01-1970 03:00 İktidar, YSK kararı ve muhalefet 01-01-1970 03:00 Ortada kalan İttifak 01-01-1970 03:00 23 Nisan ve linç girişimi 01-01-1970 03:00 HDP bu seçimlerde ne yaptı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ülkeyi nereye sürüklediğinin farkında mı? 01-01-1970 03:00 Ak Parti mahallesinde adresini arayan uyarı 01-01-1970 03:00 Sıradaki kriz: S-400’ler 01-01-1970 03:00 Başkası Adına Konuşmanın Haysiyetsizliği * 01-01-1970 03:00 Zorlamayalım, “beka” seçimlere sığmaz! 01-01-1970 03:00 CHP manifestosu neler vaat ediyor? 01-01-1970 03:00 Ak Parti manifestoda ne diyor, ne demiyor? 01-01-1970 03:00 Seçilmişlerin meşruiyeti ve Venezüela 01-01-1970 03:00 Kaz Dağları'nda itiraz ve isyan! 01-01-1970 03:00