Önce öngörülerim:

Eşimle sabah Fox TV'de İsmail Küçükkaya haberlerini izliyoruz. Küçükkaya siyasi yorum yapıyor.

Ben de içimden geldiği haliyle, "Bu da kim oluyor da böyle siyasi yorum yapıyor. Kendini ne zannediyor. Siyasi geçmişi yok. Siyasi kimliği hiç yok. Mücadele ve hatta örgütlü mücadelenin hiç içinde değil," diyorum.

İçimden geliyor.

Aradan 30 saniye geçmiyor... İsmail Küçükkaya, "Ben kimim ki... Anlamam siyasetten. Ben sadece gazeteciyim. Fazla anlamam bu konulardan," diyor.

İnanmayan eşime sorabilir. Eşim şahit.

 

Rutinle problemim olduğu kesin.

Çalıştığım iş rutine fırsat vermese de, yani gecesi gündüzü,  hafta sonu hafta içi fark etmese de, bu rutin olmayanın da dışına çıkmak için sürekli bir arayış içindeyim.

Bu yazı da bunlardan bir tanesi diye okunabilir.

 

Yine işyerinde hasta izlemi ve sonuç takibi yapar iken bir yazı yazıyorum ve âdet haline getirdiğim üzere yazı bittikten sonra en yakınımdaki mesai arkadaşıma okuyorum tepki ve katkılarını almak için.

Hemşire arkadaş dinliyor, beğeniyor ve "Neden bunları paylaşmıyorsunuz, neden paylaştıklarınız bu yazılanlar doğrultusunda harekete geçmiyorlar," minvalinde bir şeyler söylüyor.

Ben de, "Okumuyorlar ki, okusalar bu kadar tepkisiz kalamazlar," diyorum.

O arada koridorun ucundan mesai arkadaşım, doktor hanım yaklaşıyor. Yanımdaki hemşire hanıma usulca, "Şimdi soracam doktor hanıma, bakın okumamış olacak yazımı," diyorum.

Doktor hanıma bir aralıkta fırsat bulup soruyorum:

"Doktor hanım, ortak grubumuza gönderdiğim son yazıyı okudunuz mu?"

O hemşirenin de duyduğu şekilde, "Yaa inanın Fahri Bey, fırsat bulamadım okumaya," diyor.

Özellikle işyerinde ve arkadaş ortamında bana hitaplarda öne çıkanlar:

Fahri Baba,

Şefim,

Kral,

Adamsın,

Hocaların hocası,

Aslan parçası,

Başkan ya da Başgan,

Siyasi anlayışına göre Reis,

Yoldaş diyen sağ belirlenimliler de var.

 

Biz ne kralız,

Ne şahız,

Ne imparatoruz,

Ne padişahız,

Ne sultanız,

Ne çarız,

Ne firavunuz,

Ne tiranız,

Ne kayzer,

Ne sezarız,

Ne lorduz,

Ne diktatörüz,

Ne başkanız,

Ne reisiz,

Ne Asena'yız,

Ne serokuz,

Ne ağayız,

Ne söylenme amacının dışında şefiz,

Ne söylendiği anlamıyla adamız,

Ne babayız,

Ne patronuz...

Olsa olsa yoldaş oluruz.

O da en fazla öncüsü oluruz işçi sınıfımızın.