
Socilexperiment diye havalı İngilizcesi var. Benim tek shorts video izlediğim Youtube’da yüzlercesi mevcut.
Önce bilimsel bir deney nasıl yapılır onu tartışalım:
Bir ilaç ya da bir tavır, bir madde, yani amacınızı doğrulayacak bir nesne, bir olgu, adına ne derseniz, bunun faydasını ya da zararını görecek hayvan, bitki ya da insan grubunuz olur. Bu grubu ikiye ayırırsınız. Bir gruba hiçbir şey vermezsiniz. Ne bir madde, ne bir davranış biçimi vs. vermezsiniz, sunmazsınız. Aynı sayıdaki diğer denek grubuna da amacınıza uygun olguyu sunarsınız.
Yeterli vakit geçtikten sonra her iki gruptaki sonuçların farkı ile bireylerin sizin amacınıza ne kadar yaklaştığına dair istatistiksel bir sonuç çıkarırsınız ve sonuca ulaşırsınız. İlaç ya da madde ya da davranış biçimi vs. vs. faydalıdır, kullanıma sunulmalıdır, ya da değildir, sakınılması gerekir gibi olumlu ya da olumsuz sonuçları elde edersiniz.
Bilimsel yöntem budur. Short video çekeceğim diye ortalığı kasıp kavuran bu faaliyetlerde ise ne bir kontrol grubu vardır, ne bir faydalı ya da zararlı olabileceği tartışılabilecek bir olgu göz önündedir.
“İyilik” başlıklı yazımda belirttiklerimi tekrarlamayacağım ama mesela sokakta yaşadığı farz edilen bir insanı doyurmak belki tartışılacak bir şeydir, ama sosyal deneyde böyle bir tartışma yoktur. İyi ya da kötü çekenin, organize edenin belirlediği olguyu oynamayan her kameraya düşen rezil rüsva edilir.
Buna “deney” denmesin. Bence “sosyal” ne diyorlarsa desinler ama deney demesinler. Şöhret olacağım diye, üç kuruş parasını çatır çutur yiyeceğim diye bilimi kendilerine alet etmelerine izin verilmemelidir.
EMARELER
Seçime bunca az zaman kalmış iken benim de bir öngörüm olsun nolcek?
İlk önce gönül ve oy vermekten fazlasını yaptığım kolektif hareketin tespitinden başlayacağım.
Orda tam olarak şöyle diyor: “Bizim gayemiz ve çabamız AKP ve önderliğinin bir nevi halk hareketi ile gitmesi iken gelişen süreçte bunun seçim ile gerçekleşeceği ortaya çıkmış gibidir.”
Bunun satıraralarında ifade ettiği, 20 yılı aşkın süredir ülkeyi yönetenlerin seçimi kaybedeceğidir. Bana “seçimi kim kazanır” diye soranlara bu tespiti aktarıyorum.
İkinci ve üçüncü emareler işyerinden... Sağ siyaset belirlenimli bir mesai arkadaşım kendi sendikalarının büyük üye kaybettiğini, bunun sebebinin de iktidarın sendika tazminatı almada getirdiği haksız üye sayısı barajı olduğunu tüm samimiyetiyle benimle paylaştı.
İkinci örnekte ise, yine sağ faşist belirlenimli mesai arkadaşım bana seçim sonuçlarına dair tahminimi sordu. Ben de bu yazıda yazmış olduğum tespitler ışığında, “Kaybedeceksiniz şu anın iktidarı olarak,” dedim. Arkadaş beni doğrularcasına kendisinin de kaybedeceklerine dair öngörüsünü, şüphesini benimle paylaştı.
Kamuoyu yoklamalarına itibar etmem. Siyasi kimliğimi Atatürkçü olarak ifade edemem ama emareler öyle gösteriyor ki,
Geldikleri gibi gidecekler.
faxri078@gmail.com

