Gürcü kardeşlerimizle Batum’da Kafkas dansı yapmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyorum.
Batum ve Doğu Karadeniz (Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin) turu kapsamında; bir gezi yazarı ve belgeselci olarak, gittiğim 99 ülkede ve arşınladığım Anadolu coğrafyasında, merakla hayatı keşfetme ve belgeleme tempom sürüyor.
Sevgili torunum Dolunay ve Akay’ın büyük büyük atalarının (Deniz ailesi) anavatanı olan Gürcistan ve Artvin’i tanımak, beni oldukça heyecanlandırdı. İç ve dış gezi kapsamında profesyonel anlamda, deneyimli ve güvenli bir kurum olan Joley Tur farkı ile yaptığım bayram gezim (biraz pahalı da olsa) oldukça verimli geçti. Rehber Çetin Aydın’ın engin deneyimi ve bilgi dağarcığı, gezimin kültür yanını beslediği için, kendisine teşekkür ederim. Yemek konusundaki kimi aksaklıklara karşın, iyi ve hızlı tempolu geçen, bu geziyi tamamlamanın dayanılmaz hafifliğini yaşadım, yeniden...
Bu geziyi iki bölümde yazacağım. Önce Batum (dış gezi) ve sonra da; Doğu Karadeniz turu (İç gezi: Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin) yazacağım.
Çin kaynaklı Çayı, bir asırdan daha fazla zaman önce, Anadolu ile ilk tanıştıran Gürcü emekçilere selam olsun... Batum akşamlarında; Karadeniz’in doğu yakasını öpen sevdalı Güneş, Batum’da bir başka batıyor. Ya da batmıyor, yeni sevdalarda yeniden doğuyor. Kızıl ve baştan çıkarıcı... Kuzeydoğu kapı komşumuz Gürcistan’ı yeniden keşfetmek ne güzel.
Batum mutfak kültürü
Gürcü ya da özel olarak Batum mutfağının özünü; hamsi ve öteki deniz ürünleri başta olmak üzere, hamur işlerinin ve kırmızı etin dengeli kullanımı oluşturuyor. Hatta yerel halkın severek tükettiği Harço isimli pirinç çorbasının içerisine bile lezzetini artırması için et konuluyor. Seyahat ettiğiniz destinasyonlarda yerel mutfağa özgü lezzetlerin tadına bakmaya öncelik veriyorsanız, peynir çeşitlerine ve farklı aromalara sahip gazozlara da sofranızda yer açabilirsiniz. Gürcü pidesi ya da yerel dildeki adıyla Haçapuri, şehirdeki restoranların menülerini süsleyen en önemli tarif olma özelliği taşıyor. Birçok farklı çeşidini bulabileceğiniz pideye ek olarak güveçte kuzu etini de deneyebilirsiniz. Şaşlık yerken ise çeşit çeşit sosların tadına bakma fırsatı bulabilirsiniz. Yemeğin sonunda tatlı bir şeyler tüketmek isterseniz, ballı cevizli fırınlanmış elma ya da cevizli sucuğu andıran churchkhela tüketebilirsiniz.
Batum’un geleneksel en çok tüketilen sıvısı, hiç kuşkusuz Armut Gazlı Limonata Gazozu. Gürcistan’dan gelen bu Otantik Gazlı İçecek; Eski Sovyetler Birliği ülkerinin hepsinde bilinen en çok içilen içecektir. Eşsiz lezzetleriyle Armut ve Tarhun Suyu, Gürcü Limontası olarak da bilinir. Alkol içermez. Cam şişe’de 500 ml’dir.
Geleneksel Gürcü Yemekleri: Ajarian House, Up and Down, Megrul-Lazuri, VOX, San-Remo
Dünya Mutfağı: Heart of Batumi, Ukrainochka
Kafeler: Fanfan, Privet iz Batuma
Yemekte Armut Gazozu ya da sonrasında, geceleri gazino ve barlarda Gürcü şarabı, votka ve bira içebilirsiniz... Kahve ve nargile keyfini de yaşayınız.
Batum'da gezilecek yerler
Gürcistan’ın Karadeniz kıyısında yer alan Batum, tarihi, kültürü ve doğal güzellikleriyle ünlü bir şehir olarak öne çıkıyor. Zengin kültürel mirası, tarihi yapıları, modern mimarisi ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunmaktadır. Şehirdeki gezilecek yerler arasında Batum Botanik Bahçesi, Avrupa Meydanı ve Ali ve Nino Heykeli gibi önemli turistik noktalar bulunmaktadır. Ayrıca, Batum’da bulunan ünlü plajlar, kumarhaneleri ve gece hayatı da şehri cazip kılan diğer özellikler arasındadır. Batum, tarihi ve doğal güzellikleriyle birleşen modern ve canlı atmosferiyle her yıl binlerce turisti ağırlamaktadır.
Batum Bulvarı
Batum Bulvarı, Gürcistan’ın Batum şehrinin en ünlü ve canlı caddelerinden biridir. Karadeniz’e kıyısı olan şehirde yer alan bu bulvar, yerli halkın ve turistlerin uğrak noktalarından biridir. Bulvar, tarihi ve modern yapıların bir arada olduğu bir atmosfer sunar. Cadde boyunca yer alan restoranlar, kafeler, mağazalar ve oteller, ziyaretçilere geniş bir seçenek sunar. Ayrıca, Batum Bulvarı’nın en önemli simgelerinden biri olan Ali ve Nino heykeli, burada bulunur. Bu heykel, aşkın ve barışın sembolü olarak kabul edilir. Ayrıca Batum Bulvarı, gece hayatıyla da ünlüdür. Cadde boyunca yer alan gece kulüpleri ve barlar, ziyaretçilere eğlenceli bir deneyim sunar. Hem yerli halkın hem de turistlerin keyifli vakit geçirebileceği bir mekân olan Batum Bulvarı, ziyaret etmeniz gereken önemli bir duraktır.
Batum Avrupa Meydanı
Batum Avrupa Meydanı, Gürcistan’ın turistik ve tarihi şehri Batum’un en önemli meydanlarından biridir. Meydan, şehrin kalbinde yer alır ve yerli halkın ve turistlerin buluşma noktasıdır. Meydanın etrafında birçok tarihi ve turistik yapı bulunur. Bunlar arasında Batum Tiyatrosu, Batum Belediye Binası ve Batum Piazza Apartmanları gibi önemli yapılar yer alır. Meydanın ortasında yer alan büyük bir çeşme, meydana tarihi bir hava katmaktadır. Meydanın çevresindeki kafeler, restoranlar ve mağazalar, ziyaretçilere çeşitli seçenekler sunar. Batum Avrupa Meydanı, canlı atmosferi ve tarihi dokusuyla herkesin ilgisini çeken bir yerdir.
Batum Arkeoloji Müzesi
Batum Arkeoloji Müzesi, Gürcistan’ın Batum şehrinde bulunan ve zengin arkeolojik koleksiyonuyla dikkat çeken bir müzedir. Müze, Batum’un tarihi ve kültürel mirasını sergilemek amacıyla 2008 yılında kurulmuştur. Müzenin içerisinde bulunan eserler, bölgenin antik dönemlerden günümüze kadar uzanan zengin geçmişini yansıtmaktadır. Arkeolojik kazılardan elde edilen eserler arasında bronz ve taş çağına ait objeler, antik Roma dönemine ait heykeller, seramikler ve takılar bulunmaktadır. Ayrıca Batum ve çevresinde yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan eserler de müzede sergilenmektedir. Batum Arkeoloji Müzesi, ziyaretçilere tarihi ve kültürel bir yolculuk sunarken, aynı zamanda bölgenin arkeolojik çalışmalarına da önemli bir katkı sağlamaktadır.
Batum Orta Camii
Batum Orta Camii, Gürcistan’ın Batum şehrinde bulunan tarihi bir camidir. 1886 yılında inşa edilen cami, Osmanlı İmparatorluğu’nun etkisiyle yapılmıştır. Batum Orta Camii, Osmanlı mimarisinin karakteristik özelliklerini taşımaktadır ve şehirdeki en önemli dini yapılar arasında yer almaktadır. Caminin dış cephesi, dikkat çekici bir şekilde süslenmiş ve detaylı işlemelerle bezelidir. İç mekân ise geniş bir ibadet alanı sunmakta olup, duvarlarındaki süslemeler ve çini işçilikleriyle göz kamaştırmaktadır. Batum Orta Camii, hem turistler hem de yerel halk tarafından sıkça ziyaret edilen bir mekân olup, şehrin tarihi ve kültürel dokusuna önemli bir katkı sunmaktadır.
Ali ve Nino Heykeli
Batum Ali ve Nino Heykeli, Gürcistan’ın başkenti Tiflis’in sembolik bir simgesi hâline gelmiştir. Bu heykel, Ali adındaki Müslüman bir Gürcü adamla Nino adındaki Hristiyan bir Gürcü kadının aşk hikâyesini temsil etmektedir. Heykel, Ali’nin elinde bir kılıç, Nino’nun ise bir haç tuttuğu şekilde tasarlanmıştır. Bu detaylar, Gürcistan’ın tarihindeki dinî ve kültürel çeşitliliği yansıtmaktadır. Heykel, 7 metre yüksekliğinde olup, tamamen bronzdan yapılmıştır. Batum şehrinin merkezinde yer alan bu heykel, ziyaretçilerin ilgisini çekmekte ve aşkın, barışın ve hoşgörünün sembolü olarak kabul edilmektedir. Ali ve Nino Heykeli, Gürcistan’ın kültürel mirasının bir parçasıdır ve ülkenin turizm sektöründe önemli bir yere sahiptir.
Batum Panoramik Dönme Dolap
Batum Panoramik Dönme Dolap, Gürcistan’ın Batum şehrinde yer alan bir turistik atraksiyondur. Bu özgün ve heyecan verici dönme dolap, şehrin muhteşem manzarasını ziyaretçilere sunmak amacıyla tasarlanmıştır. Yüksekliği ve dönme mekanizmasıyla dikkat çeken bu dolap, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatmayı hedefler. Batum’un tarihî ve modern yapılarının yanı sıra Karadeniz’in eşsiz manzarasını da gözlemleme imkânı sunan bu dolap, şehrin güzelliklerini kuşbakışı olarak keşfetmek isteyen herkes için ideal bir seçenektir. Batum Panoramik Dönme Dolap, ziyaretçilere adeta bir gökyüzü yolculuğu yaşatarak, unutulmaz anılar biriktirmelerine olanak sağlar.
Argo Teleferiği
Batum Argo Teleferiği, Gürcistan’ın Batum şehrinde yer alan bir teleferik sistemidir. Şehrin simgelerinden biri hâline gelen teleferik, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken önemli bir turistik atraksiyondur. Batum Argo Teleferiği, 2012 yılında hizmete girmiştir ve Karadeniz kıyısında yer alan Argo Dağı’nın zirvesine kadar uzanmaktadır. Teleferik yolculuğu sırasında, muhteşem Karadeniz manzarası eşliğinde Batum’un eşsiz doğal güzelliklerini keşfetme fırsatı elde edersiniz. Ayrıca teleferik istasyonları arasında yer alan restoran ve kafelerde de ziyaretçiler, lezzetli Gürcü mutfağının tadını çıkarabilirler. Batum Argo Teleferiği, hem doğaseverlerin hem de macera arayanların ilgisini çeken bir aktivite olup, Batum’un turistik cazibesine katkı sağlamaktadır.
Batum Botanik Bahçesi
Batum Botanik Bahçesi, Gürcistan’ın Batum şehrinde yer alan eşsiz bir doğa harikasıdır. 111 hektarlık bir alana yayılan bu botanik bahçe, dünyanın en büyük ikinci botanik bahçesi olarak bilinir. Zengin bitki çeşitliliği ve doğal güzellikleriyle ünlü olan bu bahçe, ziyaretçilerine görsel bir şölen sunmaktadır. Binlerce bitki türüne ev sahipliği yapmakta olup özellikle endemik bitkiler ve nadir türler de dikkat çekmektedir. Batum Botanik Bahçesi, aynı zamanda bir eğitim ve araştırma merkezi olarak da hizmet vermektedir. Ziyaretçiler, bahçenin içinde yer alan göletler, yürüyüş yolları ve manzaralar eşliğinde huzurlu bir gezinti yapabilirler. Batum Botanik Bahçesi, doğaseverler ve bitki tutkunları için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
Batum Yunus Parkı
Batum Yunus Parkı, Gürcistan’ın Batum şehrinde yer alan ve ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunan bir parktır. Park, adını içerisinde barındırdığı yunus gösteri merkezinden almaktadır. Ziyaretçiler, parkta yunusların muhteşem performanslarını izleme fırsatı bulurken aynı zamanda onlarla etkileşimde de bulunabilmektedir. Parkta yer alan yunuslar, eğitmenler tarafından özenle yetiştirilmekte ve gösterilerini gerçekleştirmek için özel olarak eğitilmektedir. Ayrıca, parkta yunuslarla yüzme deneyimi de sunulmaktadır. Yunuslarla yüzme, ziyaretçilere hem eğlenceli hem de unutulmaz bir deneyim yaşatmaktadır. Bunun yanı sıra, Batum Yunus Parkı çevresinde yer alan yeşil alanlar ve dinlenme alanları da ziyaretçilere huzurlu bir atmosfer sunmaktadır. Park, aileler ve çocuklar için de ideal bir mekândır. Batum Yunus Parkı, yunus gösterileri ve etkileyici atmosferi ile ziyaretçilere keyifli bir gün geçirme imkânı sunmaktadır.
Kvariati Plajı
Batum Kvariati Plajı, Gürcistan’ın Karadeniz kıyısında yer alan ve turistlerin gözdesi hâline gelen bir tatil beldesidir. Bu plaj, berrak turkuaz renkteki denizi ve sıcak kumlarıyla ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunmaktadır. Sahil boyunca uzanan palmiye ağaçları, plaja ayrı bir güzellik katmaktadır. Ayrıca, plajın yakınında bulunan lüks oteller ve restoranlar, konuklara konforlu bir konaklama ve lezzetli yemekler sunmaktadır. Batum Kvariati Plajı aynı zamanda su sporları severler için de ideal bir yerdir. Dalga sörfü, jet ski ve yelken gibi aktiviteleriyle adrenalin tutkunlarını cezbeder. Plajın huzurlu atmosferi ve muhteşem manzarası, tatilcilerin streslerinden uzaklaşmalarını sağlar. Batum Kvariati Plajı, doğal güzellikleri ve eğlence imkânlarıyla her yıl binlerce turisti kendine çekmektedir.
Batum’un tarihi
Batum, Gürcistan'ın Özerk Cumhuriyeti Acara'nın başkenti olan Karadeniz kıyısındaki liman kenti. Nüfusu 169.100 (2020 sayımı) olan Batum, önemli bir liman ve ticaret merkezi olarak hizmet vermektedir. Subtropikal bir bölgede yer almaktadır. Narenciye ve çay gibi tarımsal ürünler bakımından zengindir.
Batum, Transkafkasya Demiryolu'nun ve Bakü petrol boru hattının son bulduğu önemli liman ve ticaret merkezidir. Türkiye sınırına 21 kilometre uzaklıktadır ve subtropikal iklimin olduğu bölgede bol meyve ve çay yetişir. Petrol rafinerisi ve gemi yapımcılığıyla da tanınmıştır. Türkiye’yi karayoluyla Gürcistan ile Azerbaycan’a ve Orta Asya cumhuriyetlerine bağlayan Sarp Sınır Kapısı Batum’a açılır.
Batum hakkında ilk bilgiler
Batum hakkında ilk bilgiler MÖ 4. yüzyılda, Yunan filozof Aristoteles’in eserinde karşımıza çıkmaktadır. Aristoteles, Karadeniz kıyısında, Kolkheti Krallığı’nda (Egrisi) “Batusi” adında bir şehirden söz etmektedir. Romalı yazar Flavius ve Yunan coğrafyacı Flavius Arrianus da Batum'u aynı isimle tanıyordu. “Batusi” Yunanca bir kelimedir ve derin anlamına gelmektedir. Gerçekten de Batum, Karadeniz'de Kırım Yarımadası’ndaki Sivastopol şehrinden sonra en derin ve elverişli limana sahiptir.
Şehrin doğu girişinde, Korolistzkali civarında yapılan arkeolojik kazılar, bu alanlarda MÖ 2 bin sonları ile binli yılların başlarında insanların yaşadığını ve komşu halklarla sıkı ticari ilişkilerinin olduğunu göstermektedir. Korolistzkali Vadisi'nde ekonomi ve kültür merkezi olan Tamaris Dasakhleba semtindeki Tamaris Tsikhe/Tamar Kalesi adını taşıyan tepe eski Batum’un merkezi sayılıyordu.
MS 2. yüzyılda, Roma İmparatoru Hadrianus döneminde Batum’da Roma garnizonu vardı. 5. yüzyılda (Kartli) Kralı Vahtang Gorgasali Batum’u kendi topraklarına kattı.
6, 7 ve 8. yüzyıllarda Batum ve çevresi Egrisi ve Egrisi-Abhaz Beyleri tarafından yönetiliyordu. Feodal dönemde Batum Kalesi çevresinde köy tipi yerleşimler vardı.
Osmanlı hâkimiyeti dönemi
Gürcü ulusunun birleşmesi ve Gürcistan Krallığı’nın kurulmasından sonra Batum şehri ve tüm Acara, Klarceti sınırları içerisine giriyor ve krala bağlı “Eristavi” denen derebeyi/prensler tarafından yönetiliyordu. Daha sonra Batum topraklarını Gurieli soyadlı eristaviler yönetmiştir.
15. yüzyılın sonunda, Kahaber Gurieli döneminde Türkler bu bölgeyi ele geçirmeyi başarsa da Rostom Gurieli kısa süre sonra Batum ve çevresini geri aldı ve Türkleri Gürcü topraklarından çıkardı. Rostom Gurieli'nin 1564 yılında ölümünden sonra Türkler, Lazeti (Lazistan) ve çevresindeki toprakları yeniden ele geçirerek şimdiki Batum'da istihkâmlar yaptılar.
1609 yılında Mamia Gurieli Türklerin ordusunu imha etti ancak 17. yüzyılın sonunda Türkler Lazistan (Lazeti) ve Batum'u tekrar aldılar. Türkler Batum'u Liva yani Lazistan Sancağı'nın merkez şehri yaptılar. Batum Sancağı, Acaristzkali Çayı ile Çoruh Nehri'nin birleştiği yerden Tsihisdziri'ye kadar olan toprakları kapsıyordu. Osmanlıların hâkim olmasından sonra İslam dini bölgeye girdi.
1873 yılında Batum, Lazistan Paşalığı’nın merkez kentiydi. Sancak beyi yani mutasarrıf tarafından yönetiliyordu. Mutasarrıf doğrudan Trabzon valisine bağlıydı.
Tekrar Gürcistan sınırlarına katılması
19. yüzyılın başlarından itibaren Gürcistan toprakları Rusya İmparatorluğu tarafından ele geçirilmeye başlanmış ve Ruslar yavaş yavaş Acara’ya doğru yaklaşmıştır. 1877-1878 yıllarında Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rusya ve onun işgali altında bulunan Gürcü ulusunun çıkarları, bu en eski Gürcü topraklarının Osmanlılardan kurtarılmasının büyük önemi olduğu için birbiriyle kısmen örtüşmüştür.
Kartli’de, İmereti’de, Kaheti’de, Samegrelo’da ve Guria’da aktif şekilde birlikler oluşturulmaya başlandı. Osmanlı-Rusya savaşı’nda Rusya bayrağı altında savaşan Gürcülerin sayısı 30 binden fazlaydı. 3 Mart 1878 günü, savaşın tarafları olan Osmanlılarla Rusya arasında Ayastefanos Antlaşması imzalandı. Osmanlılar savaş tazminatının bir kısmını bazı topraklarını bırakarak ödedi. Bu topraklar arasında tarihî Gürcü toprakları olan Kola-Artaani (Göle), Şavşet-İmerkhevi (Şavşat-İmerhev), Artanuci (Ardanuç), Oltisi (Oltu), Taoskari (Olur), Macakheli, Lazistan’ın bir kısmı ve Acara da vardı.
Ayastefanos Antlaşması'nın ele alındığı Berlin Konferansı’nda (13 Haziran - 12 Temmuz 1878) Rusya Ayastefanos Antlaşmasıyla elde ettiği toprakların ana kısmını korumayı başardı. Böylece Acara ana Gürcistan’a geri döndü.
25 Ağustos 1878 yılında Batum’a General Sviatipolk Mirski komutasındaki Rus ordusu girdi. O zamanki adıyla Aziziye Meydanı’nda (şimdiki Özgürlük Meydanı) devir teslim töreni yapıldı ve Sviatopolk Mirski Derviş Paşa’dan şehrin anahtarını teslim aldı.
Rus idari sistemine göre Batumis Olki yani Batum İli kuruldu ve okrug denen üç alt idari birime yani üç ilçeye ayrıldı. Batum ilinin okrug/ilçeleri şunlardı: Batum, Artvin ve Acara.
Batum şehri “Porto-Franko” yani serbest liman kenti olarak ilan edildi. Bu İngilizlerin fikriydi, İngilizler Berlin Kongresi’nde bu şehrin serbest liman kenti olarak açıklanmasını istemiş ve kabul de ettirmişlerdi.
“Porto-Franko” yani serbest liman statüsü Batum'a belli katkılar sağladı. Bu dönemde Batum önemli ölçüde büyüdü ve yavaş yavaş modern, Avrupalı şehir görünümüne kavuştu. Ancak yerel halkın sosyal durumu ağırlaştı. Millî üretim Avrupa malları ile rekabet edemiyordu. Bununla birlikte başka bir sorun daha ortaya çıktı; kaçakçılık, rüşvet ve başka sorunların getirdiği olumsuzluklar, Çveneburiler başta olmak üzere Müslüman halkın çoğunun Osmanlı ülkesine göç etmesinin önünü açan sebeplerden biri haline geldi. Batum'un serbest liman statüsü 1886 yılında iptal edildi.
12 Haziran 1883 tarihinde Rusya İmparatorluğu devlet meclisi kararına dayanarak Batum olki/ili statüsü iptal edildi ve Kutaisi Guberniyası yani Kutaisi Vilayeti ile birleştirildi. Bununla ilgili olarak Kutaisi Askerî Vali Yardımcısı unvanı oluşturuldu. Vali Yardımcısı doğrudan Batum okrugunu yani Batum ilçesini yönetiyordu.
Şehrin kendine ait yönetimi yoktu ve bu durum şehrin normal şekilde büyüyüp gelişmesini engelliyordu. 1885 yılında Batum'da yaşayan 90 kişi Rusya'nın Kafkasya iç işleri birimi amirine yazılı başvuru yaparak Batum'a şehir statüsü verilmesini istediler. 28 Nisan 1888 yılında Batum'a şehir statüsü verildi. Aynı yıl şehrin yöneticilerinin (meclis) seçimi yapıldı. Batum olki/ili 1903 yılında Kutaisi Valiliğinden ayrıldı.
20. yüzyılın başlarında Batum ve tüm güneybatı Gürcistan ekonomik açıdan en gelişmiş bölgelerden biri idi. Ekonomik ilişkilerin gelişmesi burada şehir yaşamına yönelimi ve tarımsal üretimi artırdı. Batum büyük şehir merkezi ve birinci sınıf limanıyla Güney Kafkasya ve Orta Asya transit ticaretinde öncü rolü oynuyordu.
Birinci Dünya Savaşı'na kadar Batum Avrupa şehri görünümüne kavuştu. Bu, Batum'un yerel idaresinin ileri görüşlü faaliyetleri ve şehrin gelirlerinin amacına uygun kullanılmasının sonucunda gerçekleşti.
Rusya ve Osmanlı’nın anlaşması
Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması Amier Kafkasya'da (Güney Kafkasya) siyasî gelişmelerin yönünü değiştirdi. Rusya İmparatorluğu'nda 1917 Ekim Devrimi nedeniyle istikrarsız durum ve Ekim Devrimi sonucunda oluşan ciddi anarşik ortam, Rusya'nın Kafkasya Cephesi'ni dağıtmasına ve Güneybatı Gürcistan'ın, Gürcistan'ın ana gövdesinden tekrar kopmasına neden oldu.
Batum’da Müze gezimde; İkinci Dünya Paylaşım Savaşı (1939-1945) sırasında, Hitler Almanyası ordusunun Avrupa’yı kana bulayan ve toplam 54 milyon insanın öldürüldüğü bu kanlı savaşta; “Faşizme geçit yok!” diyerek, cephede en ön saflarda ölen Asya-Kafkas-Balkan Türkleri ve Gürcü aydınların, çok sayıda yok edişinin gerçeğini, kalanların da sürgün ve göçe zorlanmasının acı öykülerini, asla bu coğrafyada yaşayan halkların unutmadıkları bir gerçekti. Okuduğum kitaplar ve izlediğim o zamanı anlatan belgesel filmlerin yanı sıra; yakın tarihin yaşayan canlı gazilerle yaptığım sohbetimde tanıklık ettim...
Kafkas Coğrafyası halkları, bölgede ve dünyada oynanan kirli senaryoların farkında...
Bilindiği üzere, 3 Mart 1918 yılında Brest'de Bolşevik Rusya ve Almanya arasında yapılan ateşkes antlaşmasının (Brest Litovsk Antlaşması) 4. maddesiyle Batum, Kars ve Ardahan illeri, halklarına kendi kaderini tayin hakkı tanınması koşuluyla Rusya yönetiminden çıkacak ve Osmanlı ve Rusya arasında 1877 yılı öncesi devlet sınırlarına dönülecekti. Bu tür gelişmelerin Güney Kafkasya için tamamen kabul edilemez durum oluşturmaktaydı.
Batum ili konusu özellikle 14 Mart - 5 Nisan 1918 tarihleri arasında yapılan Trabzon Konferansı'nda aktif olarak incelendi. Güney Kafkasya delegasyonunun amacı Rusya ile Osmanlı arasında 1914 yılına kadar olan sınırın korunmasını sağlamak, Osmanlı delegasyonunun amacı ise Güney Kafkasya'da Brest Litovsk Antlaşması’nı şartsız kabul ettirmekti. Görüşmeler sonuçsuz kaldı.
14 Nisan 1918 tarihinde Osmanlı Devleti ve Güney Kafkasya (Amier Kafkasya) delegasyonu liderleri, ortaya çıkan bu durumun görüşmelerde çatlaklık olarak kabul edilmemesini ve konferansa ara verilmesi konusunda anlaştılar. Ancak bu anlaşma ihlâl edildi ve aynı gün Osmanlı askerleri Batum'u işgal etti.
İlk Cumhuriyet ve Acara’nın geri alınması
Trabzon Konferansı'nın devamı niteliğinde olan Batum ateşkes görüşmeleri iki etapta gerçekleşti (11-26 Mayıs 1918 ve 31 Mayıs - 4 Haziran 1918): Batum görüşmelerinin ilk etabı Güney Kafkasya Federal Cumhuriyeti ve Osmanlı Devleti arasında; ikinci etabı ise Osmanlı Devleti ile Güney Kafkasya'nın bu üç bağımsız cumhuriyeti arasında ayrı ayrı gerçekleşmiştir. Batum Konferansı'nın ilk etabında Güney Kafkasya Delegasyonu (Başkanı A. Çkhenkeli), artık, görüşmelerde Brest Litovsk Antlaşması'nı temel almak için çaba gösteriyordu. Osmanlı tarafı ise ilave olarak yeni isteklerde bulunuyordu. Osmanlılar o kadar geniş toprakları istiyordu ki kendi müttefikleri Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu bile buna tepki gösterdi.
Gürcistan’ın bağımsızlığı idealinin gerçekleştirilmesi, oluşan bu durumdan gerçek bir çıkış yolu olarak görülüyordu. Sonunda, Gürcistan'ın yeniden bağımsızlığı hakkındaki akit Batum'da hazırlandı ve 26 Mayıs'ta Tiflis'te imzalandı.
Batum Konferansı'nın son etabında, 4 Haziran 1918 tarihinde, Osmanlılar silah tehdidiyle yeni Gürcistan Cumhuriyeti'nden Brest Litovsk Antlaşması'nda Osmanlı'ya verileceği belirtilen Batum ve Ardahan haricinde o antlaşmada olmayan Akhaltsikhe (Ahıska) ve Akhalkalaki'yi (Ahılkelek) de terk etmesini istedi. Osmanlılar Güneybatı Gürcistan'da kendi idaresini kurdu. Buna rağmen, demokratik geleneğe sahip olmasıyla seçkin Batum yerel yönetimini yok etmedi. Birinci Dünya Savaşı'nda Almanya ve onun müttefiklerinin yenilmesi, Batum'da 6 ay süren Osmanlı idaresinin de sonu oldu.
1919 yılının başlarında tüm Batum ili ve Batum şehri Birinci Dünya Savaşı'nın galip devletlerinin egemenlik alanı içindeydi. İngiliz askerlerinin başkomutanlığı General Cooke Collis'i Batum şehri ve Batum Olku/İli’nin valisi olarak atadı.
İngilizler başlangıçta yerel yönetim teşkilatı da kurdular. İngilizlerin kurduğu Batum İl Meclisi esasen Rus Millî Meclisi üyelerinden oluşmaktaydı. Kadet P. Maslov'un başkanlık ettiği meclis keskin Gürcü karşıtlığı ile öne çıkıyordu. 14 Nisan 1919 tarihinde Valiliğin emriyle bu meclis feshedildi.
7 Mayıs 1920'de Rusya ile Gürcistan arasında barış antlaşması imzalandı. Bolşevik Rusya (Sovyetler Birliği), Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tanımakla birlikte Gürcistan'ı yeniden işgal etmeye hazırlanıyordu. Bu esnada İngilizler 7 Temmuz'da Batum'u Gürcistan'a terk etti.
Şubat 1921'de Sovyet Rusya Gürcistan'a karşı savaş faaliyetlerine girişti. Gürcü ordusunun sayısı az olmasına rağmen bu savaşın ilk etabında birkaç cephede galibiyet elde etti fakat yine de Şubat ayının sonunda Ruslar ağır bastı ve 25 Şubat 1921 tarihinde Rus ordusu Tiflis'e girdi.
Ankara Hükûmeti, Rusya ile Gürcistan arasında devam eden çatışmaları fırsat bilip bu durumdan yararlandı ve Gürcistan hakimiyetindeki Artvin ve Ardahan'a savaş yapmadan girdi. Bolşevikler karşısında tutunamayan Gürcistan hükûmeti, Ankara'daki elçileri Simon Mdivani'yi görevlendirerek Batum, Ahıska ve Ahılkelek'in Ankara Hükûmeti tarafından işgali talebini 8 Mart 1921'de sundu. Bunun üzerine Türk güçleri 10 Mart 1921'de Acara’nın Hulo ve Keda yöresine girmesinin akabinde 11 Martta da Batum’a girmeye başladı. Bu esnada Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti son bulmuş ve Sovyet yanlısı Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştu.
Yeni Gürcü hükûmeti, 16 Martta imzalanan Moskova Antlaşması uyarınca Batum'un Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bırakıldığını belirterek Türk güçlerinin Batum'u terk etmesini istedi. Bu esnada Batum'daki Bolşevikler de, Sergey İvanoviç Kavtaradze önderliğinde revkom (ihtilalci komite) oluşturdu. Kazım Karabekir Paşa, Moskova Antlaşması'na uygun olmayacak şekilde Batum'un önemli mevkilerinin ele geçirilmesini emretmesi üzerine Türk birlikleri 17 Martta stratejik noktaları ele geçirmek için harekete geçerken, Batum Valisi Miralay Kazım Bey de TBMM adına şehri ilhak ettiğini bildirdi.
Aynı gün, Rus işgali nedeniyle Tiflis’ten Batum’a gelmiş olan Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti Hükûmeti Başkanı Noe Jordania ve diğer hükûmet üyeleri ile beraber Batum limanında bindikleri gemiyle İstanbul'a giderek ülkeyi terk ettiler.
Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin Sovyet Rusya'yı Batum'u işgale çağırması, Batum'da Bolşevik yanlılarının güçlenmesi ve Noe Jordania'nın Batum'u terk etmesinden sonra Gürcü ordusunun büyük kısmının yeni Gürcistan hükûmetinin yanında yer alması üzerine Türk güçleri ile General Giorgi Mazniaşvili komutasındaki Gürcü ordusuyla çatışmalar yaşanmış ve Türk güçleri şiddetli çatışmalardan sonra önemli noktaları ele geçirmişti.
18 Martta Kızıl Ordu birliklerinin şehre girmesiyle Kızıl Ordu Komutanı Orkonikidze ve İhtilalci Komite Başkanı Kavtaradze ile yapılan görüşmelerden sonuç çıkmamasıyla Türk-Gürcü çatışmaları devam etti.
20 Martta Kazım Karabekir Paşa'nın Moskova Antlaşması uyarınca geri çekilme emri üzerine Türk güçleri 21 Martta Batum şehrini terk etti. Türkler'e karşı savaşta ölenler Batum’da “Aziziye Meydanı'nda”, şimdiki adıyla Özgürlük Meydanı’nda defnedildiler.
Batum yakın tarihi
Batum tarihindeki acı sayfalardan biri de 1924 yılında Sovyet yönetimine karşı Gürcistan’ın çeşitli bölgelerinde başlayan ayaklanma sırasında gelişen olaylardır. Batum’da Sovyet karşıtı çıkışlara katılan millî bağımsızlık hareketi üyelerine herhangi bir ön araştırma olmadan saldırıldı. 31 Ağustos 1924’te Sovyet karşıtları kurşuna dizildi. Öldürülenler arasında Batum İstihkâm Birliği Komutanı olan General Giorgi Purtselidze de vardı.
Gürcistan’ın Sovyetleşmesi sonrasında Acara bölgesine dinî gerekçe ile özerklik statüsü verildi. Batumlular 1941-1945 yılları arasındaki İkinci Dünya Savaşı’na çeşitli cephelerde aktif olarak katıldı. Batum’dan savaşa çağrılan 12.258 askerden 4.728 kişi evine dönemedi. 1960-1980 yılları arasındaki şehir hayatı, Sovyet yaşamının ve onun karakteristik değerlerinin tipik örneğini teşkil ediyordu.
Batum’da Gürcü edebiyatı
Zengin folklorik mirası olan Gürcistan’ın en çok yaşamsal anlamda tercih edilen Acara’nın başkenti Batum’da gezerken ünlü ve görkemli Devlet Tiyatrosu binası dikkatimi çekti. Binayı ziyaret ederken; Gürcistan edebiyatının çok okunan yazarları ve şairlerini anımsadım...
Özellikle 1917 Sovyetler Birliği Devrimi'nden sonraki dönemlerin yazar ve şairleri, okullarda ve evlerde çok okunmaktadır... 19. yüzyılda Gürcü kültürünü temsil eden en önemli sanatçılar olarak; Nikoloz Baratashvili (şair), Alexander Orbeliani (yazar), Vakhtang Orbeliani (şair), Dimitri Kipiani (yazar), Grigol Orbeliani (şair), Ilia Chavchavadze (şair ve yazar), Akaki Tsereteli (şair), Alexander Kazbegi (yazar), Rapiel Eristavi (şair).
Öteki ünlü Gürcü şairlerden bazıları şöyle: Mamiam Hutsurauli, Alio Kobalia, Ana Kalandadze, Bagrat Şinkuba, Barbare Corcadze, İlia Çavçavadze, Daniel Pipia, Dutu Megreli, Grigol Orbeliani, Gürcü Nusret, İiaşa Tandilava, İoane Şavteli, Nodar Calağonia, Otar Çiladze, Pridon Halvaşi, Vaja Pşavela, Şota Rustaveli, Galaktion Tabidze, Tamaz Çiladze, Tamri Phakadze, Akaki Tsereteli...
Gürcü şiirinde ilginç bir betimleme ve şiirin yol öyküsü
Ünlü Gürcü şair Galaktion Tabidze’nin “Meri” adlı şiirini kime yazdığı Gürcü edebiyat çevrelerinde en çok konuşulan konulardan biri olmuştur.
Bunun en önemli nedeni, şairin bu şiiri kime yazmış olduğunu söylememiş, hatta soranlara öfke bile duymuş olması olabilir. Galaktion Tabidze’nin bu şiiri, güzelliğiyle ünlü Gürcü Prenses Meri Şervaşidze-Eristavi’ye yazdığı bugün genel olarak kabul edilmektedir...
Gürcü şair Galaktion Tabidze’den, gizli aşkı “Meri” için bir dörtlük:
"Mtatsminda Üzerindeki Ay”
“Gözlerim hiç bu geceki kadar güzel görmemişti ayı;
Sessizlikte sarılmış gecenin nefes kesici müziği.
Ay ışınları gölgeleri ince gümüş ışık ipliğiyle işliyor;
Ah, gözler hiç bu geceki kadar güzel görmemişti gökyüzünü..."
Öte yandan; 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması ardından; bağımsızlığını ilan eden Gürcistan ve öteki Kafkas coğrafyasında bulunan halklar gibi Gürcüler de, başkent Tiflis merkezli ve Acara Bölgesi’nin en büyük turizm merkezi olan Batum, Gürcistan’ın Türkiye’ye, batıya ve Karadeniz’e açılan bir dünya cenneti olarak, yeni konuklarını bekliyor.
Batum’da her bütçeye ve her kültüre uygun konaklama, yemek ve eğlence yerleri bulunmaktadır. Cebinize ve çantanıza dikkat!
Ve Batum şehri; benim için çok önemli bir adrestir. Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda, Kuvayı Milliye Müfrezelerine yardımlarını esirgemeyen, Sovyetler Birliği Lideri Lenin ile Atatürk mektuplaşmasını sağlayan ve İzmir İktisat Kongresi’nin 3. günü zehirlenerek öldürülen Diplomat İbrahim Abilov’un dünya güzeli eşi Batumlu Tamara Abilova (benim kendisiyle 2004’te, Bakü’de evinde kendisiyle özel röportaj yaptığım Anadolu Adilova’nın annesi), Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda taçlanan; Abilov, Aralov, Frunze yanı sıra; Kafkaslarda sevilen Şeyh Şamil ile Nuri Paşa hakkındaki araştırmalarım; “5 Ağustos 1920 Pozantı Kongresi” kitabımda kapsamlı olarak yer aldı. Biraz da Batum gezimi bu gözle gerçekleştirdim.
Karadeniz, Kafkas, Gürcistan ve Batum insanının biraz aceleci, cesur, delikanlı, telaşlı, heyecanlı, asabi, dost, sofrasını ve sevgisini sebil eyleyen konuksever olduğunu unutmayınız. Kuzeydoğu kapı komşumuz Gürcistan’a açılan Sarp Sınır Kapısı’ndan; yalnızca nüfus cüzdanı ve giriş-çıkış formu ile pasaportsuz ve vizesiz, Batum’a gitmek ve orada eğlencenin dayanılmaz hafifliğini yaşamak için acele ediniz.
Batum’dan geri dönüşünüzde, her iki ülkenin gümrük polis kontrolünden geçtikten sonra; Türk tarafında, Setur Free Shop’tan güvenli bir şekilde alışveriş yapabilirsiniz... Uçağa binmeden önce, sıvı ve kesici eşyalarınızı bagaja vermelisiniz.
NOT: Gürcistan’ın başkenti Tiflis başta olmak üzere, öteki kentleri ve yaşam alanlarını, doğal zenginliklerini ve kültürel mirasını gezmeyi, keşfetmeyi ve tanıtmayı, bir başka zamana sakladım.
İyi gezmeler...
Batum’da bir sorun yaşarsanız, acil durumlar için:
Türkiye Batum Başkonsolosluğu: Ninoshvili Caddesi, No: 9, Batum – Gürcistan
+995 422 25 58 00 (Gürcistan hattı)
+90 312 218 60 43 (Ankara hattı)
+90 466 213 15 00 (Artvin hattı)
+995 558 11 87 70 (Acil Hat)
YOLERİ Gezgin Derviş’in, farklı coğrafyaları ve alternatif turizm, kültür ve doğa harikası mekânları görmek, belgelemek ve merakla keşfetmek; Kafkas güzellemesini yaşamak ve tanıtmak için yollardayım, yeniden...
Güvenli yolculuğun ve hayatı yeniden keşfetmenin sigortasıdır barış...
Mazlum ulusların esin kaynağı, ışığı ve önderi Kemal Atatürk’ün, şu özlü veciz sözünü asla unutmayalım:
“Yurtta barış, dünyada barış!”
Sevgimizi sebil eyleyelim...
Yolunuz ve bahtınız açık olsun canlar...