Devrimci futbolcu Maradona

26 Kasım 2016'da aramızdan ayrılan, Küba'nın efsanevi lideri Fidel Castro'nun Santiago de Cuba şehrindeki yapılan ve dünya liderleri ile sevenlerinin katıldığı o görkemli cenaze töreninde, birlikte yan yana yürüdüğüm değerli dost Maradona'nın ölümü hepimizi üzdü. Maradona, Arjantin'de Buenos Aires'in Andrés Mahallesindeki evinde, çarşamba günü geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

25 Kasım 2020'de, 60 yaşında hayatını kaybeden Maradona, "Fidel Castro benim 2. babamdı, Kumandan Fidel benim hayatımı kurtardı, hemşerim Che Guevara ise, devrimci bir sporcu olmamda büyük etki yaptı" demişti.

Dünyaca ünlü Arjantinli futbolcu Diego Armando Maradona, 30 Ekim 1960'ta Buenos Aires'te doğdu. Birçok uzman, futbol eleştirmeni, eski futbolcular, şimdiki futbolcular ve futbol taraftarlarınca tüm zamanların en iyi futbolcularından biri olarak görülmektedir. Ayrıca Pelé ile beraber FIFA 20. Yüzyılın Oyuncusu ödülünü almıştır. Transferde iki kez en yüksek ücret rekoru kıran tek futbolcudur.

Maradona profesyonel futbol kariyeri boyunca Argentinos Juniors, Boca Juniors, Barcelona, Napoli, Sevilla ve Newell's Old Boys takımlarında oynamıştır. Kulüp seviyesinde en ünlü olduğu Napoli takımında çok sayıda övgü almıştır.

Dört FIFA Dünya Kupası turnuvasında oynamıştır ve Arjantin adına kaptanlık yaptığı 1986 Dünya Kupası'nda, Batı Almanya'yı finalde 3-2 yenip kupaya uzanmışlardır. O maçtan sonra Altın Top ödülü almıştır. Aynı turnuvada çeyrek finalde İngiltere'ye iki gol atarak 2-1'lik galibiyeti sağlamıştır ve iki gol de tarihe geçmiştir.

İkinci golü ise topu 60 metre sürerek, beş oyuncuyu geçerek atmıştır. Bu gol 2002 yılında FIFA.com tarafından "Yüzyılın Golü" seçilmiştir.

Fidel Castro'nun futbol dünyasındaki en iyi arkadaşı Maradona idi.

Fidel Castro, Maradona'nın hayatını kurtaran adamdı.

Arjantinli efsane, Devrimci Castro'ya çok şey borçlu. Onla olan ilişkisi, Maradona'nın halen aramızda olmasının nedeni. Fidel Castro'nun hayatını kaybetmesi, futbol dünyasına çok uzak bir gelişme gibi görülebilir, ancak 1959'da Che Guevara'nın desteğiyle Batista rejimini devirerek sosyalist devleti inşa eden simge lider, oyununu gördüğü en büyük yıldızlardan Diego Maradona'nın yaşamında önemli bir yere sahipti.

Arjantinli yıldız, Küba'ya ilk kez 1986'da, ülkesine 2. Dünya Kupası'nı kazandırdıktan sonra gitmişti. Maradona burada Castro ile tanışmış ve ondan çok etkilenmişti. Sonrasında birkaç kez daha Karayip'teki adalara gitti. Başkana hediye olarak futbol formaları götürüyordu.

Ancak ikili arasındaki ilişki asıl olarak Maradona'nın emekliye ayrılması sonrası gelişti. Arjantinli yıldız uyuşturucu bağımlılığı sebebiyle kötü durumdaydı ve tedaviye ihtiyaç duyuyordu. Castro, Afrika'nın tamamından daha fazla kalifiye doktoru olan Küba sağlık hizmetleri için bunu bir fırsat olarak gördü ve La Pedrera kliniğini dostunun kullanımına açtı. Bu, Maradona'nın başarılı tedavisinin başlangıcı oldu. Maradona'ya yakın isimler, Castro'nun müdahalesinin onun hayatını kurtardığını belirtiyor.

Maradona, Castro'nun ölüm haberini Davis Cup finalini izlediği Hırvatistan'da aldı. Castro'nun ölümüne ilişkin, "Benim için bir baba gibiydi. Turnuva bitince Küba'ya giderek dostuma veda edeceğim. O, Arjantin bana sırtını dönerken, Küba'nın kapılarını bana açtı" demişti.

Hayatını kaybeden eski Küba lideri Fidel Castro'nun futbol dünyasıyla da ilişkileri sıkıydı. Özellikle Diego Armando Maradona'yla olan arkadaşlığı oldukça farklıydı.

Eski Küba lideri Fidel Castro, cuma gecesi hayata etti. Sol görüşün dünya üzerinde simgelerinden olan Castro'nun Maradona'yla olan arkadaşlığı herkes tarafından bilinirdi.

27 Ekim 2005'te Maradona ile Castro, Havana'da görüştü.

Futbol ve Castro arasındaki bağın adı, Diego Maradona'ydı. Arjantinli yıldız, 1987 yılında Küba'ya ilk kez ayak bastığında Castro'yla tanışmıyordu. İkili, 2000 yılının Ocak ayında, Maradona Küba'da uyuşturucu tedavisi görürken tanışma fırsatı buldular. Hatta bu tanışma sahnesi, Maradona'nın Kusturica tarafından çekilen belgeselinde de gösterilmişti.

Maradona'yla Castro o kadar iyi arkadaş olmuşlardı ki mektuplaşmaya bile başlamışlardı. Hatta basına sızan mektuplardan birinde Castro, Maradona'nın varisi olarak gösterilen Messi'nin yeteneğinden övgüyle bahsediyordu.

Öte yandan, Maradona, Castro'ya olan hayranlığını göstermek için dünyaca ünlü liderin yüzünü bacağının üstüne dövme yaptırmıştı. Arjantinli efsane, Küba devrimine hayranlığını hiçbir zaman gizlemedi. Öyle ki bir bacağında Castro dövmesi bulunan Maradona'nın bir kolunda da Che Guevara dövmesi bulunuyordu.

Maradona'nın Fidel Castro'yu 'Tanrı'ya benzetmesi üzerine, Kübalı lider de efsane oyuncuya, 'sporun Che Guevara'sı' diyerek ona nazire yapmıştır.

Değerli çılgın futbolcu Maradona, çok sevip saydığı hemşerisi Che Guevara ve "2. Babam" dediği Fidel Castro'suna kavuştu. Işığın bol olsun dost...

www.dursunozden.com.tr