Başlığa bakıp da, bu gene ne diyor, demeyin.

Bugün kafam biraz sürreal çalışıyor.

Aklımdan bin tane fikir geçiyor.

Bir tanesi yıllar önce okuduğum bir kitabın başlığına takılıyor.

Rus yazar Mihail Bulgakov’un Usta ile Margarita! Hah, tamam işte.

Yazının başlığını buldum.

Usta ile Kukla....

Yani efendim bugünlerde Ankara’daki dostlarla konuşurken size fırından taze taze çıkmış, dumanları tüten bir haber vereceğim.

Yeni bir merkez parti kuruluyormuş.

Bu kaotik siyasi ortamda yeni parti ne alaka, demeyin.

Olaylar şöyle gelişmiş:

Malumunuz pek çok kamuoyu araştırma şirketi AKP ve MHP oylarında sert düşüşler yaşandığı haberleri veriyor.

Bu nedenle Cumhur İttifakı’nın canı fena halde sıkkınmış.

Sıkıntının başka bir kaynağı da AKP ve MHP'nin olası bir erken seçime karar verirlerse nasıl listelerle seçime girecekleriymiş.

Bana fısıldanana göre AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP ve MHP’nin AKP altında tek listeyle seçime girilmesinde ısrarlıymış.

MHP Genel Başkanı Bahçeli ise bu durumdan hiç ama hiç hoşnut değilmiş.
Dolayısıyla da fikir ya da güçte paylaşım anlaşmazlıkları tam gaz sürüp gidiyormuş.

Derken.

Sarayda kimin aklıma geldiyse cin bir fikir gelmiş.

O da şuymuş: AKP, MHP, İyi Parti ve CHP tabanında bu partilerden artık uzaklaşan, esas olarak ANAP ve DYP kökenli bir seçmen kitlesi var.

Ayrıca yeni bir kuşak seçmeni de göz önünde bulundurmak lazım.

Bunların sayısı iki milyonu geçiyor.
Yeni, genç seçmen kitlesi, yaşları (hem akıl hem biyolojik yaşları) 65’in, 70’in üstüne çıkmış, eski model siyaset yapan liderlerle uzaktan yakından kendini mutlu hissetmiyor.

O zaman ne yapmalı?

Yeni, genç düşünen, geniş vizyonlu, dünyaya açık olacak, kurulmakta olan yeni dünya düzenini iyi okuyabilecek bir lider ve kadrosu etrafında bu mutsuz oyları toparlamalı. Onun için de yeni bir merkez partiye ihtiyaç var. Ama bu yeni parti hiç kimseye hissettirmeden sarayın istediği doğrultuda siyaset yapacak.
Aklıma takılan bir soru var. Her şey tamam da bu yeni lider öyle şapkadan tavşan çıkarır gibi kolayca çıkamaz ki.

Nasıl bulunacak?

Orası kolay.

Zaten hazırda bekletiliyor.

Mesele bu mutsuz oyları o partilerin tabanlarından çekip toparlamak.

Bir de yüzer gezer, kararsız seçmene güven verilebilirse işler tamamdır.
İyi de bu merkez partinin lideri kim olabilir?

İşte, o isim devlet sırrı gibi saklanıyor. Düşünüyorum, düşünüyorum, aklıma öyle yetenekli, siyaseten olgunlaşmış, vizyoner genç bir isim gelmiyor derken birden bir yerlerime iğne batırılmışçasına yerimden zıplıyorum. Bu isim yoksa Damat mı? Sonra diyorum ki, hadi canım sen de.

Damat sürgünde.

Olur mu öyle şey.

Yalnız, bana fısıldanana göre damat öyle sürgün filan da değilmiş de biraz ortalıkta görünmemesinin iyi olacağı düşünülmüş.

Kim bilir?

Hayırlara vesile olsun!

Muharrem İnce: 'Parti tüzüğümüzü bitirdik, 45 gün içinde açıklarız' Yadi Dost'tan: Yokoluşçuluk Eski HDP Milletvekili Altan Tan'dan flaş yeni parti çıkışı Salih Bolat'tan: İlk kitap ilk aşk gibidir Berat Albayrak'tan CHP'ye 500 bin liralık tazminat davası