Son birkaç aydır çok satanlar listesinin başköşesine oturan bir kitap var. İsmi, Bir Masalda İki Kral Olmaz. Yazarı, Sacit Aslan. Bir zamanlar İstanbul'da "Gazinocular Kralı" adıyla ün yapan, meşhur Maksim ve Taşlık Gazinolarının sahibi Fahrettin Aslan'ın oğlu. Kitapta gazino müdavimi tarikat şeyhleri, mafya babaları, gazete patronları ve bunların yeraltı dünyasıyla ilişkileri anlatılıyor.

Kitaptaki çok ilginç bölümlerden birisi Maksim'in kumarhaneye dönüştürülmesinden sonra oraya dadanan kumar meraklılarının yaptıklarıyla ilgili. Örneğin Sultan Demircan isimli bir şahıs bu bölümde yer alıyor. İsim bana hiç yabancı değil. Biraz hafızamı yokluyorum. Tamam, buldum. Sultan Demircan, dönemin Kasımpaşalı ünlü kabadayılarından. Lakabı "Dede". Futbola meraklı, Kasımpaşa Spor Kulübü Başkanlığı yapıyor. Esas işi Tahtakale'de, kapalı ekonomi döneminde döviz transfer işi. Büyük şirketlerin yurtdışından ve yurtiçinde para transfer işleri Sultan Demircan'a emanet.

Biraz arşiv çalışması yapıyorum ki ne göreyim? Meğer 1940, Rize doğumlu Sultan Demircan, ailesinin daha sonra İstanbul'a göç edip Kasımpaşa'ya yerleşmesiyle semtin ünlü kabadayısı olmuş. Ve Erdoğan ailesiyle komşu oturmuş. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o zaman daha çocuk. 60'lı yıllardan söz ediyoruz. Futbola da pek meraklı.

rizeliunluler.com adlı internet sitesinde şunlar yazılı:

"Sayın Cumhurbaşkanımızı Fenerbahçe kulübünde oynatmak isteyen Sultan Demircan'a, babası Ahmet Erdoğan şu cevabı veriyor: 'Benim oğlum okuyup büyük adam olacak.' Bunun üstüne Dede Sultan, sayıp sevdiği Ahmet Amcasına söz veriyor: 'Kimse Tayyip'i futbolcu yapamaz.' Ve Tayyip, Sultan Abisinin yanında, Kasımpaşa'da delikanlılık dönemini geçirdi."

Sultan Demircan'la ilgili başka kaynaklara da baktım. Mesela iki ağabeyi varmış. En büyüğünün ismi haberlerde yer almıyor. Ama aileyi tanıyanlar onun Aksaray'da bir otel işlettiğini anlattılar. Öbür ağabey imam ve ilahiyatçı Ali Rıza Demircan. Hani şu sık sık televizyon kanallarında boy gösterip erkeklere cennette bakire 70 huri vaat eden adam. Oğlu da iki dönem Beyoğlu Belediye Başkanı, ardından da Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı olan Ahmet Misbah Demircan. Sultan Demircan 1973 yılında, oynadığı dolu tabancanın ateş almasıyla 8 yaşındaki yeğeni tarafından öldürülüyor.

Ne ilginç ilişkiler. Rize'den gerçekten çok renkli, önemli kişilikler çıkmış. Şimdi Sacit Aslan'ın kitabındaki ilgili bölümü okuyalım:

"Babam Fahrettin Aslan kumara düşkün, oynamayı seven adamdı. İstanbul'da o dönem kumarhane sayısı belli. Fahrettin Aslan istediği yerde gidip oynuyor. Kasımpaşa'da Sultan Demircan'ın da bir kumarhanesi var. O da babamın kendi mekânına gelip oynamasını istiyor. Ancak babam gitmiyor. Aralarında bir münakaşa çıkıyor.

"Sultan Demircan'ın yanında çaycı olarak çalışan 'Altı Parmak Mustafa' lakaplı biri var. Aslında tetikçi. 7 Ocak 1970'te Fahrettin Aslan, Maksim Gazinosu'ndan çıkarken Altı Parmak Mustafa, Smith Wesson tabancasıyla üç el sıkıyor. İşte o gün babamı Allah kurtardı. Kurşunlar hayati zarar vermedi. Birkaç gün hastanede yattıktan sonra taburcu oldu.

"Sultan Demircan Kasımpaşa'nın önemli kabadayılarından biriydi. Bir dönem Kasımpaşa Spor Kulübü başkanlığı yapmıştı. Demircan soyadı size tanıdık gelebilir. Aile Türkiye'nin gündemine sık sık geliyor. Sultan Demircan'ın ağabeyi Ali Rıza Demircan ilahiyatçı; laikliğe karşı biri. Bir yazısında şöyle yazmıştı: 'Ben İslam dinine, yasalarını Rabbimiz'in koyduğu bir hayat düzeni olarak inanırım. Ben laikliğin değil buyurganına, pasifine de karşıyım. Demokrasi ise bir renk değil, renklerden birini tercih yöntemidir.'"

İşte böyle. Gazinocular ve kumarhaneler kralıyla dincilik ve kabadayılığın iç içe geçtiği bir düzen arasındaki ilişkiler. Abicim, burası Türkiye. Beni artık hiçbir şey şaşırtmıyor. Şaşırma eşiğimi çoktan aşmış bulunuyorum.

(Muhalif)