Adına yaşam dediğimiz bu karmaşada kimi zaman kaçınılmaz olur vedalar... Ayrılık vakti gelip çatmışsa, elden ne gelir?

Hayata dair sevdiğimiz, önemsediğimiz kim ya da ne varsa bırakıp gitmek, araya mesafe koymak, uzaktan bakmak, onu en güzel kelimelerle, hatıralarımızla uğurlamak belki de yapabileceğimiz tek ve en iyi şeydir.

Bazen bardaktan boşanırcasına inen bir yağmur gibi düşer yüreğimize özlem; bazen kederli bir şarkının nağmeleri olur, içimizi kavurur, bize acziyetimizi, kimsesizliğimizi, bir başınalığımızı hatırlatır.

Çünkü artık yalnızızdır ve her şeye hüzünle başlarız; rengârenk çiçeklere, sonbaharın solgun çizgilerine, gecenin sağır edici sessizliğine, aydınlık sabahlara, dost sohbetlerine, her yere ama her yere hüznümüzü taşırız. Ve o eski zamanlardan, tatlı tebessümlerden geriye kalan o devasa boşlukta kendimizle karşılaşır, kendimize dokunuruz.

Her şeye karşın yine de güzeldir; hüznün ağrısı, özlemin acısı, beklemenin sancısı... Ve güzeldir; hatıraların insanı avutan; kederle, tutkuyla, sabırla, umutla bambaşka biri yapan sarhoş edici çağrısı... Yalnızlığın uçsuz bucaksız, tozlu, bulanık yollarında kendini aramanın yolculuğu...

Yadi Dost'un geçtiğimiz yıl yayımlayıp kısa sürede ikinci baskısını yapan ‘Vedalar da Güzeldir’ kitabı, onun ilk şiir kitabı olsa da ilk vedası değil.

Hepimiz gibi, daha önce yaşamında öyle çok tanık olmuş ki “gerek bile duyulmayan hoşça kalsız vedalara”; ama yine de o, “gitme” diye seslenmiş sevgiliye, “gitmesin, yağmur yağıyor” diye yakarmış Tanrı’ya; “bırakmadım seni ve unutmadım kalabalıklar arasında” diye konuşmuş kendisiyle ve en nihayet, yavaş yavaş kayıp gitmenin, en derine düşmenin acemilik verici keyfine ulaşmış. Ve o günden beri de gecenin kuzguni vakitlerine şiir bulaştırmaya başlamış.

Nâzım Hikmet “tek hecesiz elveda” çekerken memleketine, Edip Cansever "bir buluşma yeri" olarak tanımlarken hüzünlerimizi, Turgut Uyar "veda veda üstüne" geçerken bir şiirden, Orhan Veli "aşkı, yağmuru ve tramvay sesini" düşlerken bir kahvehanede, Yadi de ustaları rehber edinmiş ve vedaların güzelliğini hem okuyarak, hem de yaşayarak keşfetmiş.

Aslında benimkisi beyhude bir çaba. Daha fazla lafı uzatmanın âlemi yok. Eğer Attilâ İlhan'ın deyişiyle "ayrılık sevdaya dahil"se, elbette ki vedalar da güzeldir... Yine Cansever’in söyleyişiyle, "ne gelir elimizden insan olmaktan başka"...

Bu kitabı mutlaka okuyun, şimdi 'Vedalar da Güzeldir' zamanı... Çünkü gerçekten, kimi hallerde vedalar da güzeldir...