2018 yılında hayatını kaybeden 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın babası Şaban Vatan, televizyon programcısı Müge Anlı'nın, kızını kimin öldürdüğünü bildiğini, ancak konunun aydınlatılmasını engellediğini öne sürdü.

Kızı Rabia Naz'ın ölümünün aydınlatılmadığını belirten Şaban Vatan, Müge Anlı’nın ekibinin kendisine ulaştığını ifade etti.

"Restoranda topladıkları kayıtları aktarıyorlardı, o sırada telefon geldi ve ekibin tavrı değişti"

Cumhuriyet TV'ye açıklamalarda bulunan Vatan, şöyle konuştu:

Müge Anlı’nın ekibinden Nihal Hanım benimle iletişime geçmişti. Otopsi raporu gibi bazı belgeleri yollamamı istediler. Yine Müge Anlı'nın ekibindeki uzmanlar bu belgeleri inceledi ve Rabia Naz'a araba çarptığını tespit ettiklerini, Eynesil'e geleceklerini söylediler. Gelen ekip röportajlar ve görüşmeler yaparak delil topladı. Olayın yapılan görüşmeler sonunda çözüldüğünü, iki gün daha kalacaklarını söylediler. Yemek yemek üzere oturduğumuz restoranda topladıkları kayıtları aktarıyorlardı, o sırada telefon geldi ve ekibin tavrı değişti. Hızlıca toparlanıp gittiler. Sonra Müge Anlı'nın o zamanki yardımcısı beni arayarak 'Bu dosya intihar dosyasıymış' dedi. O zaman hâlâ şüpheli ölümdü, 'Bunu size kim söyledi, bu bilgiyi nasıl aldınız' dedim ve yanıt alamadım. Bana 'Nihal Hanım'la bir daha görüşmeyeceksiniz' dedi, sonradan öğrendim ki o gün Nihal Hanım'ı işten çıkarmışlar.

"Müge Anlı çocuğumuzun üzerine iftira attı, bu kayıtları savcılığa teslim etmiyor"

Şaban Vatan, Eynesil'e giden Müge Anlı ekibinin cinayete ilişkin pek çok görüşme ve röportaj yaptığını, bunun sonucunda da olayı çözdüklerini, ancak gelen telefonun ardından ilçeyi terk ettiklerini ifade ederek Müge Anlı'ya topladığı delil ve kayıtları savcılığa sunması yönünde çağrıda bulundu.

Vatan, "Müge Anlı, cinayetin itirafı olan röportaj kaydı olmasına rağmen çocuğumuzun üzerine iftira attı, bu kayıtları savcılığa teslim etmiyor. Artık kimseye güvenmiyoruz. Bu soruşturmanın bu noktaya gelmesinin nedeni, ilgili savcılık makamlarının talimat almış olmasıdır ve bu olayın üstünü örtmesidir. İki avukatımız vardı, sonrasında avukatlarımız değişti, çünkü avukatlarımızın da bu örtbasın içinde olduğunu öğrendik. Yeni yola başka avukatlarla devam ettik" dedi.