Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından koordinasyon merkezi olarak kullanılan Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı Merkez Binası'nda düzenlenen Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin, 6 Şubat'ta yaşanan iki büyük depremle tarihinde eşi benzeri görülmemiş genişlikte bir alanda ve şiddette sarsıldığını ifade eden Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin 1939'daki Erzincan depreminden sonraki en büyük iki afetinin aynı gün ardı ardına yaşandığını vurguladı.

"3170 artçı deprem oldu"

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli 7.7 büyüklüğündeki deprem ile Elbistan ilçesi merkezli 7,6 büyüklüğündeki depremin aynı gün meydana geldiğini hatırlatan Erdoğan, artçı sarsıntıların sayısının 3170'i bulduğunu, yaklaşık 13.5 milyon vatandaşın yaşadığı Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Kilis, Adana, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da ağır yıkımlara yol açtığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremlerin yakın çevredeki bazı illerde de küçük çaplı hasarlara neden olduğunu bildirdi.

"İstisnai bir tabiat olayı olarak değerlendiriliyor"

Erdoğan, depremin kırılan fay uzunluğuna bağlı olarak yıkım etkisinin yaklaşık 500 kilometrelik, hissedilen etkisinin ise 1000 kilometreden fazla alana yayıldığını belirterek şöyle konuştu:

Dünyadaki pek çok ülkenin toprak bütünlüğünden daha geniş bir alanda yaşanan felaketin tarihteki diğer büyük depremlere göre 7 kilometre gibi yüzeye yakın bir yerde gerçekleşmesi, çarpan etkisiyle yıkımı artırdı. Ardı ardına yaşanan bu depremler, en güçlü atom bombalarının yüzlercesine denk büyüklükte bir enerji ortaya çıkardı. Dünyadaki büyük depremlerin çoğu okyanuslarda gerçekleşip karaları etkilerken, Kahramanmaraş depremleri doğrudan yerleşim yerlerimizin altında yaşandı. Nitekim dünyadaki uzmanların tamamının da ittifakıyla Kahramanmaraş depremleri, büyüklüğü, yıkıcılığı ve ardı ardına yaşanmasıyla istisnai bir tabiat olayı olarak değerlendiriliyor.

Türkiye topraklarında güneye doğru 3 metrelik kaymaya yol açan depremin ciddi can kayıplarını beraberinde getirdiğine işaret eden Erdoğan, "Depremde hayatını kaybeden 35 bin 418 vatandaşımın her birine ayrı ayrı Cenabı Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yıkıntıların arasından kurtulan veya arama-kurtarma ekipleri tarafından kurtarılan 105 bin 505 yaralımıza Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum. Yaralılarımızdan 13 bin 208'i halen hastanelerimizde tedavi altındadır" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya deprem tarihinde bile eşine az rastlanır büyüklükteki iki afetin üst üste yaşanmasının, karşılaşılan tabloyu daha da ağırlaştırdığının altını çizdi.

"47 bin binadaki 211 bin konutun yıkılmış, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi"

İlk depremde hasar gören bazı binaların ikinci depremde tamamen yıkıldığını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

Enkaz haline gelen 19 bini aşkın binadan 15 bininin müdahalesi tamamlandı. Şu ana kadar deprem bölgesindeki yaklaşık 369 bin binadaki 1 milyon 850 bin ev ve işyeri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri tarafından incelendi. İlk belirlemelere göre deprem bölgesinde 47 bin binadaki 211 bin konutun yıkılmış, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi. Bir hafta içerisinde bitirilecek hasar tespit çalışmaları tamamlandığında kesin sayılar ortaya çıkacaktır. Deprem bölgesindeki hasarın büyüklüğü yanında çetin kış şartları ile ulaşım ve enerji başta olmak üzere altyapıda yaşanan yıkımlar işimizi çok zorlaştırdı. Tüm bu sıkıntılar, ilk etapta hem arama-kurtarma, hem yardım çalışmalarında ciddi aksamalara sebep oldu. Buna rağmen bölgedeki şehirlerimizin ayakta kalan kapasiteleri ile yakın şehirlerden başlayarak ülkemizin tamamındaki kamu imkânlarını hemen harekete geçirdik. Afet bölgesinin genişliğine, yıkımın büyüklüğüne ve kış mevsiminin yol açtığı engellere rağmen şartları sonuna kadar zorladık. En kısa sürede ve etkinlikte depremin vurduğu şehirlerimize ulaşmak için devlet ve millet olarak seferber olduk. Ayrıca ulaşım ve enerjinin yanı sıra şehirlerimizin hasar gören içme suyu ve kanalizasyon altyapıları da depremzedeler ve yardım ekipleri için ilave sorunları beraberinde getirdi. Böylesine büyük bir felaket dünyanın hangi ülkesinde yaşanırsa yaşansın görülebilecek aksaklıklar elbette bizde de yaşandı.

Erdoğan, devletin bakanlıkları, kurumları, belediyeleri, sivil toplumuyla, uluslararası yardım kuruluşlarıyla, tüm imkânlarıyla deprem bölgesine bir an önce ulaşmak ve çalışmalara başlamak için canla, başla mücadele edildiğini belirtti.

Türk milletinin de depremzedelerin imdadına yetişmek, yardım toplayarak bölgeye göndermek için kendiliğinden harekete geçtiğini aktaran Erdoğan, depremden kurtulan kamu görevlileri ile vatandaşların başlattığı çalışmalara diğer yerlerden gelen ekiplerin katıldığını ifade etti.

"250 bin kamu görevlimiz deprem bölgesindeki çalışmalarda yer alıyor"

Depremlerin yaşandığı ilk saatlerin ve günlerin zorlukları aşıldıkça yürütülen çalışmaların daha sistematik ve etkili hale geldiğinin altını çizen Erdoğan, AFAD merkezi ile iller arasındaki yakın koordinasyonla depremin etkilediği yerleşim yerlerine ulaşıldığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölge genelindeki çalışmaların arama-kurtarmadan yardım malzemelerinin dağıtımına, enkaz kaldırmadan sağlık ve güvenlik hizmetlerine kadar bütün süreçlerin düzene sokulduğunu ifade ederek şöyle devam etti:

Türkiye'nin diğer 71 vilayetinden gelenlerle birlikte yaklaşık 250 bin kamu görevlimiz deprem bölgesindeki çalışmalarda yer alıyor. Kamu personelinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve uluslararası yardım ekipleriyle beraber doğrudan arama-kurtarma çalışmalarına iştirak eden profesyonel kadro sayısı 35 bini aştı. Sahada görevlendirilen iş makinesi sayısı 12 bin 235'e, uçak sayısı 76'ya, helikopter sayısı 121'e, gemi sayısı 26'ya, insansız hava aracı sayısı 45'e ulaştı. Depremin üzerinden geçen uzun saatlerin ardından bile arama-kurtarma ekiplerimizin yıkıntıların altından canlı vatandaşlarımızı çıkartabiliyor olması, bu kara tablo içindeki en önemli teselli kaynağımızdır. Yıkılan binaların altında kalan son vatandaşımızı da oradan çıkarana dek çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

"Depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına, acil ihtiyaçları için 100 bin lira nakdi yardımda bulunuyoruz"

Mart başı itibarıyla 30 bin konutun inşasına hemen başlıyoruz. Amacımız, 1 yıl içinde deprem bölgesinin tamamındaki konut ihtiyacını çözecek sayıda kaliteli ve güvenli yapının inşasını tamamlamaktır. Bölgede yeni inşa edilecek konutlar ve şehirlerle ilgili hazırlıklara Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ile TOKİ tarafından başlanmıştır.

Depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına acil ihtiyaçları için 100 bin lira nakdi yardımda bulunuyoruz. Kademli olarak birkaç ay içerisinde fay hatlarının uzağında inşa edeceğimiz tüm konutların yapımına geçilmiş olacaktır. Hiçbir vatandaşımızı maddi-manevi açıdan sahipsiz bırakmayacak, yardım ve barınma çalışmalarının sürmesini sağlayacağız. Önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre vatandaşlarımıza ilave destekler yapacağız.

"AFAD'a yapılan 8.3 milyar liranın tamamını deprem bölgesi için kullanıyoruz"

Bankacılık sektörümüz, 2022 kârlarının belli bir oranını, şu an itibarıyla 50 milyar lira civarında, depreme tahsis ettiler. Yurtiçinde ve dışında AFAD'a yapılan, şimdilik tutarı 8.3 milyar lirayı bulan yardımların tamamını deprem bölgesi için kullanıyoruz.

Kabine üyeleri, kabine toplantısına katılan kamu görevlileri olarak, depremzedeler için AFAD'a toplam 136 milyon 589 bin lira bağışta bulunma kararı aldık.

Katar'dan yola çıkmaya başlayan 10 bin konteyneri ülke içinden ve dışından yapacağımız takviyelerle ihtiyaç sahiplerinin hizmetine vereceğiz.

Yarın akşam saat 20.00'de Türkiye, KKTC ve Azerbaycan'da 'Türkiye tek yürek' sloganıyla bir yardım kampanyası düzenlenecek.

Yıkılan binaların yüzde 98’i 1999 yılından önce yapılmış.

"Her türlü çirkefliği sergileyenleri şimdilik not ediyoruz"

Milyonlarca insanımızın deprem felaketinin yıkıntıları önünde acıyla kıvrandığı, diğerlerinin onların acılarını paylaştığı bir ortamda sırf siyasi çıkar elde etmek için sağa sola saldıranları görmekten üzüntü duyuyorum.

(Kılıçdaroğlu'na) Hayatın yalan, hep yalanlarla hareket ettin. Bu iftiralar milletim tarafından asla affedilmeyecek. Bir olmamız, yekpare hareket etmemiz gereken zamanda ne yazık ki Türkiye'de siyaset belli bir bölümüyle, ana muhalefet, ciddi manada çirkinleşti.

Yürekleri kavrulan insanların duygularını istismardan ırkçılığa, fedakârca yürütülen çalışmaları değersizleştirmek için iftiraya ve dezenformasyona kadar her türlü çirkefliği sergileyenleri şimdilik not ediyoruz. İnsanlar can derdiyken SPK önüne gidip siyaset yapanları, öğrencilerimizi kışkırtanları, insanları devletlerine karşı tahrik ederek canla başla yürütülen faaliyetleri sabote etmeye kalkanları asla unutmayacağız.