Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe'de gerçekleşen Kabine Toplantısı'nda, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, asgari ücret ve ekonomideki son gelişmeler ele alındı.

Toplantı sonrası kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

Enflasyonu yavaş yavaş kontrol altına alıyoruz. Hiçbir ekonomik, mantık ve ahlaki temeli olmayan fiyatlandırma davranışları yerini rasyonel fiyatlamalara bırakmaya başladı. Salgın ve küresel krizlerle sarsılan makro finansal istikrarı güçlendirecek adımları kararlılıkla atıyoruz.

'Çalışan emeklimize bir defaya mahsus 5'er bin lirayı süratle yatıracağız'

Yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 5.9 oranında büyüyerek OECD ülkeleri arasında en iyi performansı gösteren ülke olduk. Böylece 13 çeyrektir süren kesintisiz büyüme trendimizi 14'e çıkardık. 2023'ün ilk 9 aylık döneminde ekonomimiz yüzde 4,6'lık büyüme kaydetti. Kaliteli ve sürdürebilir büyüme hedefimizden en bir küçük sapma yoktur.

Son verilere göre, istihdam 32 milyona ulaştı. İşsizlik oranı ise yüzde 9,2'lere geriledi. Çalışan emeklilerimizde serzenişlere sebep olan sıkıntıyı da gideriyoruz. Meclisimizin onayından sonra ilk düzenlemeden istifade edemeyen 4 milyon 689 bin emeklimizin hesabına bir defaya mahsus 5'er bin lirayı süratle yatıracağız.

'Asgari ücrette işçilerimizin kayıplarını telafi edecek bir artış yapılacak'

Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımıza her ay 450 milyon liradan 850 milyon liraya çıktı. Daha 10 ay evvel yaşadığımız ve ülkemiz ekonomisine 104 milyar ilave yük getiren deprem felaketine rağmen hiçbir insanımızı, 85 milyonun hiçbir ferdini ihmal etmiyoruz.

Yılbaşında çalışanlarımızın ücretlerinde hem genel ekonomik dengeyi sarsmayacak, hem de onların kayıplarını telafi edecek bir artış yapılacak. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, toplantılarına 11 Aralık'ta başlıyor. İşçilerimizin onayını alacak, işverenlerimizi yormayacak ve istihdama zarar vermeyecek bir asgari ücret seviyesi hedefi ile bu süreç yönetilecek. Önümüzdeki yılı dengeleri yeniden sağlamlaştırma, bir sonraki yıldan itibaren olan dönemi ise atılım süreci olarak görüyoruz.

85 milyon olarak birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, huzurumuza sıkı sahip çıkalım, aramıza fitne fesat sokulmasına izin vermeyelim. Gerisi sadece sabır ve vakit işidir.

İnşallah 2028'i siyasi, ekonomik, beşeri ve askeri bakımından bölgesi ve dünyanın sayılı güçleri arasına girmiş bir ülke olarak karşılayacağız.

'İsrail bu zulmün hesabını elbette verecek, bundan kurtuluş yok'

İsrail 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Filistin coğrafyasında uyguladığı her zulmün hesabını elbette verecektir. Bundan kurtuluş yok. Netanyahu nereye kaçar bilemiyorum. Mülteci kamplarında uyguladığı katliamlar ve Gazze'de 7 Ekim'den bu yana işlediği savaş suçları bu ülkeyi yönetenlerin yakın gelecekteki yargılanmalarında ayrı bir yere sahip olacaktır. İsrailli yöneticiler er ya da geç, insanlık mahkemesinde yargılanacak, hak ettikleri cezaları çekecek, tarihin çöplüğündeki yerlerini alacaklardır. Daha önemlisi, Netanyahu yönetimine bu cüreti veren, işlediği insanlık suçlarının üzerini örten Batılı ülkeler de aynı akıbeti paylaşacaklardır.

Şayet, Amerika ve Avrupa ülkeleri İsrail'e sınırsız siyasi, askeri, ekonomik destek vermemiş olsa, bu terör devleti yöneticileri böylesine pervasız ve acımasız hareket edemezdi.

Esasen Batı’nın tarihi bu bakımdan oldukça karanlık, oldukça çirkin, oldukça vahşi, gaddarlık örnekleriyle doludur. Biz bunların tıynetini Bosna'dan, Makedonya'dan, Yunanistan ve Bulgaristan'dan, Çanakkale'den, Ermeni isyanlarından, Filistin'den, Irak'tan, Suriye'den, oralardaki vahşetlerinden, sinsi oyunlarından biliriz. Gazze'deki vahşete ortak olan Batı mayasındaki barbarlık dürtüsüyle hareket etmektedir. İsrail'e en küçük söz söyletmeyip Gazze'de yapılanların dile getirenlerin üzerine hoyratça giden Batı yönetimleri bireysel düzlemde insan olma, kurumsal düzlemde devlet olma özelliklerini kaybetmişlerdir.

Bölgeye huzur gelmesinin tek yolunun 1967 sınırlarında, Doğu Kudüs'ün başkent olduğu, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen Filistin devletinin kurulmasından geçtiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.