MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında siyaset gündemini değerlendirdi.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Türkiye siyasi kriz yıllarını geride bırakmıştır. Dipsiz anlaşmazlıklar ve gergin bekleyişler raf ömrünü doldurmuştur. Kurulamayan, kurulsa bile yürüyemeyen koalisyon hükümetlerinden ne iz, ne de eser kalmıştır. Bu yüzden parlamenter sisteme geri dönme hayalleri suya düşmüştür. Milletimiz iki seçimde de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni teyit etmiştir. Türkiye'miz ayak bağlarından tümüyle kurtulmuştur.

'Bizim çürüklerle yolumuz ayrıdır'

MHP, toplamda 5 milyon 484 bin 820 oy sayısı ve yüzde 10.07 oy oranı ile şeytani planları altüst etmiştir. Elde ettiğimiz bu sonuç, başarıdır. Üç hilal, Türk siyasetinin yükselen markasıdır. Türk milliyetçiliğinin entelektüel sermayesini talan peşine düşenler unutmayınız ki çuvallamaya mahkûmdur. Siyaset, akıl ahlak ve fikir hazinesine erişmiş olanlar için anlamlı bir eylem ve erdem sahasıdır. Bizim çürüklerle yolumuz ayrıdır.

'CHP lideri hâlâ milletimizin mesajını algılayamamıştır'

'Baharı getireceğiz' diyenlerin damı karla kaplanmıştır. 'Birleşe birleşe kazanacağız' diyenler dağıla dağıla gitti. Oyumuzu yüzde 2-3 gösterdiler, hiç aldırmadık. Tarlası sırtında dolaşanlar, tipi vursa da etkilenmeyenler için siyaset ve fikir mücadelesi diye bir şey yoktur ve olmayacaktır.

MHP'nin yüreksizlerle, siyasi devşirmelerle ne bugün, ne de gelecekte işi ve ilgisi olmayacak.

Üzüntümüz, CHP Genel Başkanı'nın hâlâ milletimizin mesajını algılayamamış olmasıdır. 'Ağır bir yenilgi almadık' sözleri, şuur kaybının yanı sıra şoku atlatamadığına delildir. Köylülerimizi suçlama, aşağılama bir defa demokrasiye, milli iradeye çok kesif bir saldırıdır, failin derhal özür dilemesi lazımdır. Bu ayıplı sözler milletimizi derinden yaralamıştır. Kılıçdaroğlu'nu defalarca uyardım, 'güvenme dostuna' dedim.

'Ankara'ya çivi çakılmadı'

Bakınız daha birkaç gün önce Ankara'yı sel götürdü. Ankara'ya çivi çakılmadı. 14 Mayıs akşamı iki belediye başkanı çadır tiyatrosunda 'kazandık' diyorlardı. dolduruşa geldiler, itibarlarını spot piyasaya düşürdüler.

Sözlerime son vermeden altını çizerek açıklamak isterim ki, asgari ücretle geçinen kardeşlerimizin, emeklilerimizin, memurlarımızın ve toplumun her kesiminin döviz kurundaki dalgalanmalardan korunarak insanca yaşayacakları ücret ve maaş seviyelerine çıkarılmalarını destekliyor, üzerimize ne düşüyorsa yapacağımızın sözünü veriyorum.

Yeni yüzyılda, 100 il, 1000 ilçeden müteşekkil idari yapısıyla gücüne güç katmış bir Türkiye'yi inşa ve ihya etmemiz mümkündür.