İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Malazgirt Zaferi'nin 952'nci, Büyük Taarruz'un 101'inci yıldönümü çerçevesinde Afyonkarahisar'da konuştu.

Akşener yerel seçimler için partisinin kararını açıklayarak, "Tüm siyasi partilere açık ve net çağrıda bulunmak istiyorum: Gelin her birimiz ayrı ayrı seçimlere girelim" dedi.

Akşener'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Seçimin üzerinden 90 gün geçti. Bu 90 gün önemlidir. Hem muhalefet muhasebe yapılır, hem de iktidara kredi verilir. Biz de muhasebemizi yaptık. İktidarın ilk 90 günlük performansına dair bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. AK Parti, seçimlerden hemen önce milletimize birçok vaatte bulunmuştu. İlk 90 güne bakıldığında bu vaatlere bırakın yaklaşmayı, her geçen gün uzaklaştıklarını görüyoruz. Biz bu vaatleri hiçbir zaman gerçekleştirme niyetinde olmadıklarını biliyorduk. Seçim biter bitmez milletimizin elinde avucunda olanı hoyratça çekip koparmalarını da beklemiyorduk. Yapılan son maaş zamları erimeye başladı. Asgari ücret zammı daha hesaba yatmadan açlık sınırının altında kaldı. Enflasyonla mücadele edeceğiz diye başladıkları her cümle dönüp dolaşıp 'faturayı millete keseceğiz' diye bitiyor.

İktidara sert eleştiriler: 'Fakir fukaradan elinizi çekin, orta direği fakir etmekten vazgeçin'

Yıllarca faiz sebep, enflasyon sonuç diye ekonomiyi bu hale getirdiler. Kaç bakan, başkan, bürokrat harcadılar beceremediler. Milletimizi oyalamak için bahane üretip durdular, oysa siyaset sadece seçim kazanmaktan ya da kaybetmekten ibaret değildir. Siyaset, kendi insanına faydalı iş yapabilmektir. AK Parti iktidarı, memleketi kendi soktuğu krizden çıkarmak için hâlâ ceplerine el uzatıyor. Vergiler, kiralar, temel gıda ürünlerindeki fiyatlar her gün tırmanıyor, enflasyonun bedelini milletimize ödetiyorlar.

Yeni ekonomi yönetimine sesleniyorum; siz, Türk milletine karşı sorumlusunuz, bunu aklınızdan çıkarmayın. Doğruları daha fazla vakit kaybetmeden yapın. Milletimizi mağdur etmeyin. Enflasyonu düşürme yöntemini seçmek sizin elinizde. Vergileri, AK Parti iktidarlarının bugüne kadar ayrıcalık tanıdığı imtiyazlı kesimler için artırmak sizin elinizde. Fakir fukaradan elinizi çekin, orta direği fakir etmekten vazgeçin. Kodamanlarınızın cebinden alın!

'KKM sebebiyle milletimize ödetilen milyarlarca lira ne olacak?'

AK Parti'nin ne planı, ne programı var. Yeni gelenlerle zaman kazanmaya çalışıyorlar. Daha dün AK Parti yönetiminin savunduğu Kur Korumalı Mevduat'tan (KKM) kurtulmanın yollarını arıyorlar. Ben de buradan sormak istiyorum. Sadece KKM sebebiyle milletimize ödetilen milyarlarca lira şimdi ne olacak? Nebati mi, Kavcıoğlu mu hesap verecek? Şimşek, '2026'da rahatlayacağız' diyor. Kendisine saygım var ama kendisi de biliyor ki bu mümkün değil. Servet transferi devam ediyor çünkü.

Körfez ülkelerine taviz vererek varlıklarımızı fütursuzca satarak günü kurtarmaya çalışıyorlar. Satacak bir şey kalmayınca ne yapacaklar? Biz yabancı yatırımcıya karşı değiliz, ülke çıkarlarının korunduğu ilişkiler kurulduğu müddetçe elbette dışarıdan para bulunabilir. Ancak ülkemizin ihracata yönelik sektörlerimizi daha üretken yapacak, çalışanlarımızın refahını yükseltecek yabancı yatırıma ihtiyacımız var. Böyle kaliteli yatırımı çekmek için de hukukta güven ve adalet tesis etmek şart. Krizden çıkmak için de rasyonel ve tam kapsamlı bir istikrar programına ihtiyacımız var.

'Sığınmacılar gettolar oluşturup etnik yaşam adacıkları, minyatür Suriyeler kuruyorlar'

Türkiye'nin her şehri Suriyelilerle, Afganlarla doldu. Sokaklar, parklar, sayıları bilinmeyen sığınmacılarla kaynarken bunu İslami ve insani bir görev zanneden aymazlık, ne kadar konuksever olduğumuzu izahla meşgul oldu. Sığınmacı sorunu, milli güvenlik sorunudur. Türk milletinin milli kültürünü tahrip eden, beka meselesidir. Sığınmacılar gettolar oluşturup etnik yaşam adacıkları, minyatür Suriyeler kuruyorlar. Geri kalmış ülkelerde yaygın olan çocuk işçiliği, emek sömürüsü, çok eşlilik, çocuk evliliği gibi toplumsal sorunlar yeniden ortaya çıkıyor. IŞİD ve PKK gibi terör örgütleri, tehditlerini sığınmacılar üzerinden de ülkemize yönelttiklerinden, büyük bir iç güvenlik sorununa dönüştü.

'Türkiye'yi zengin, mutlu bir geleceğe taşımak için çalıştık'

Geldik 2023'e... 2023'te milletin verdiği helal oyu babadan miras bilerek seçmen iradesine ipotek konulamayacağını anlatmaya çalıştık. Siyaset elitlerin, sözde kanaat önderlerinin güdümünde milletin olmadığı bir yerden üretilen siyasetin başarılı olamayacağını söyledik. Tepki gösterdik, uyardık, memleketimizin gerçeklerinden bihaber oturdukları yerden ahkâm kesenlere karşı irade koyduk. Sadece iktidar mensuplarıyla değil, biz bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla da mücadele ettik. Memlekete en küçük fayda getiremeyen partili Cumhurbaşkanlığı sisteminden kurtulmak istedik. Türkiye'yi zengin, mutlu bir geleceğe taşımak için çalıştık. Bu yolda fedakârlıktan kaçınmadık.

'2023 seçimlerindeki yenilgiye maalesef engel olamadık'

Meselemiz Türkiye olduğu için nefislerimizi kör odalara hapsettik, nefsinin esiri olanlarla uğraştık. Biz önce millet, önce memleket dedik, ama önce şahsım, önce ben diyenlerle uğraştık. Biz milletimizin geleceği için şahsi çıkarlarımızdan vazgeçtik ama koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyenlerle uğraştık. En nihayetinde maalesef olmadı, olduramadık! 2023 seçimlerindeki yenilgiye maalesef engel olamadık. Türk siyaseti, belli başlı yankı odalarına hapsedildi. Biz milletin çağrısını dile getirdik diye o yankı odalarında hainlikle suçlandık, işbirlikçilikle suçlandık, iktidara yanlamakla suçlandık.

'İYİ Parti'yi ve beni günah keçisi yapmaya kalktılar'

Peki, tüm bunların sonunda ne oldu? Tüm bu sürecin içinden en küçük pazarlık yapmadan çıkan kim oldu? Gizli kapaklı tek işbirliğine girişmeyen, en ufak kâr sağlamayan kim oldu? Şükürler olsun ki İYİ Parti oldu. Ben sustum, yüzde 60 ile kazanırız diyenler susmadı. Bilimsel verileri masaya koyan ben sustum, onları yırtıp atanlar susmadı. TV'lere çıkıp yüzsüz yüzsüz bize yüklemeye kalkıştılar.

Yeni bir umuda tutunmak isteyen milyonlar öfkeyle doldu. Yapmamız gereken, hatalarından ders alan muhalefet olarak milletimizin önüne çıkmaktı. İyi Parti'yi ve beni günah keçisi yapmaya kalktılar. Hakikati bilenler tek kelime etmedi. Bunların hepsi midemi bulandırdı. Bu sessizliği sürdürmek mümkün değil artık.

'Asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim'

2023 seçimlerine girerken, Sayın Erdoğan karşısında açık farkla seçimi kazanacak 2 aday çıkardık 20 yılda ilk kez. Yaptığımız tüm araştırmalarda bu 2 arkadaşımızın rahatlıkla Cumhurbaşkanı seçileceğini gördük. Bunun da ötesinde 3 sene boyunca il il, ilçe ilçe yaptığımız ziyaretlerde milletimizin bize söyledikleri de bu sonucu doğruladı. Ben de milletimize bir söz verdim, '13. cumhurbaşkanı, Millet İttifakı'nın adayı olacak' dedim. Kendi adaylığımdan feragat ettim. Ben seçimleri kazanmak, Türkiye'yi düze çıkarmak için iktidarı sandıkta yenmenin yeterli olacağını düşündüm. Asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim.

Yüce Türk milletinden ve sizlerden özür diliyorum. Ben bu 2 arkadaşımızın yolunu açmak için elimden gelen her şeyi yaptım. Hiçbir kişisel beklentim olmadan onları destekledim. Onların yolunu kapatanlara engel olamadım. Türk milletinden, sizlerden özür diliyorum. Önleri kesilmek istendiğinde yardımlarına koştum, yanlarında durdum, her türlü hakareti, iftirayı göğüsledim. Ama onları paçalarından tutup aşağı çekenlere engel olamadım. Onlara bu ateşten gömleği giydiremediğim için herkesten özür diliyorum. Allah'ım şahittir ki, ne yaptıysam seçimleri kazanmak için yaptım. Keşke herkes bizler kadar fedakâr, yürekli olabilseydi. Maalesef olamadılar.

'Herhangi bir ilde, herhangi bir ilçede hiçbir partiyle yan yana gelmeyeceğiz'

Önümüzde yerel seçimler var. Yine tüm gündemi sayısal oranları yarıştırarak ittifaklara çekmeye çalışıyorlar. Yerel seçimi sayısal ittifaklara yönlendirirsek bu yereli ortadan kaldırmak olur. Yerel seçimler çoğulculuğun yaşadığı yerdir. Yerel seçim, genel seçim değildir. Önümüzdeki yerel seçimlerde kendi kadrolarımızla milletin huzuruna çıkacağız.

Tüm siyasi partilere açık ve net çağrıda bulunmak istiyorum: Gelin hep birlikte vatandaşların tercihlerini yansıtacak rekabet ortamı oluşturalım. Gelin her birimiz ayrı ayrı seçimlere girelim. Herhangi bir ilde, herhangi bir ilçede hiçbir partiyle yan yana gelmeyeceğiz.